ARICILIK, ARICILIK, ARICILIK…
Ekleyen, Ali Türk on 16 Mayıs 2013 – 09:26 -Bu akşam mesai çıkışı arılığa gitmedim, Enes Emin ve İlhami abi arılıkta gerekli işleri yapıyorlar.
Arıcınıun yoğun günlüğü devam ediyor…
Kargoları mı yaptım, gezi zamanı başlıyor…
Bir bahçede damızlık erkek üretimi için bıraktığım kovanın yanına geçen sonbahardan beri gidemedim, bir bakayım ne oldu, içimden de sönmüştür diyorum. Kışa katlı girmişti, gittim sapa sağlam, körük ve maske yok dolayısı ile kovanın kapağını açıp bir baktım arı katta altta durum nedir bilmiyorum kapattım.
Hafta sonu yaşadıklarımız ve bu günü tersten bir paylaşayım.
Dr.İsmail Demir abimizin benden aldığı kolonilerine bazen bakıma giderim. Uzun bir zaman oldu ben Mersinde iken telefon etti birisi alt katı doldurdu, kat koyayım mı diye. Izgara koy, koyduğun kata çıtaları diz demiştim.
Bu arada İsmail abim bir yurt dışı yapıp geldi ben hala ziyaret edeceğim, kendisi aile doktorumuzdur.
Yazlığına gittim kendisi de orada ne güzel….
Abi nasılsın o bana hoş geldin diyor bende ona::))
Arılara daha gelip bakmadın mı dedi, dedim ki abi acayip bir iş yumağı var gelemedim.
Bir kovanda sorun yok alt kat dolmak üzere. Kat konulan kovanı kapağını açtım, örtüyü kaldırdım oda ne::))
Mis gibi bahar balı kokusu geliyor. Peteği kopartıyorum koparma dedi, dedim bunu almamız lazım, daha 3 çıta daha konulacak yer var.
İsmail abi balı aldı, acayip bir mutlu yüz….
Sonra diğer çıtaları merak etti, akşam akşam bende meraklandım körük yanıyor bir bakalım dedik.
Öyle güzel bahar balı gelmiş ki, kokusu hala burnumda, tabi laf aramızda kalsın, bu çıtalardan birisini kesin göçürmem lazım::))
İsmail abi korkuyor abi yaklaş korkma dedimse de uzaktan resim alıyor. Sim siyah giymişim sokacak olsa beni sokar::))
Abi yaklaş, her çıta bal ile kulübe kapısına mı geleyim….
Dünyada doktor arısı olmak varmış, kovanlar şato gibi kulübe içinde bizimkiler yerlerde sürünüyor, altına bir tahta bile atamadık….
Artık kendisi kapıya geldi, çıta ortasına arılar yavru yeri açmışlar ama kovanda ızgara var, bir taraftan bal sırlanmaya başlamış.
Kolonide 7 çıta vardı, sekizinciye dalak atılmış, bende petekleri tamamladım.
Yerim sizi 10-15 güne kadar kendim bu kovanlara özel bir bakım yapmalıyım….
Pazar akşamı Yusuf Şimşak kardeşime gecikmelide olsa biraz arı kolonisi götürdüm.
Arılıkta İlhami abiyle bir gece yarısı anısı oldu::))
Yusuf Şimşak arılığı.
Yusuf gündüz toplanan ana arı deposunu buldu arabanın içinde, yılan gibi bu analar diyoru::))
İlhami abi olumsuz vaka derler ya, yemedim yedirdim,tipe bakın, bu adam beni kahrımdan öldürecek::))
Yemek üstüne çay, İlhami abi sek su içiyor, bu arada gece yarısı olmuş hala eve döneceğiz.
Rahmetli amcamın bir sözü vardı, derdi ki “lafın harmanı olmaz” Bir kalkalım hele. Gece İlhami abiyi Darıca’ya bırakıp saat 2 de evime girdim….
Sabaha mesai var.
Hafta sonu toplanan ana arıların istifleri ve sulanmalı yapıldı, akşama her biri bir başka şehre doğru yolculuk edecekler.
Akşam üzeri bu ana arıları sahiplerine yolladım. Erkan ise ben bu haberi yaparken yoldaydı. Nisan içinde söz verdiğim çoz az bir şey kaldı, bundan sonrası artık inşallah kolay.
Bazen transferlere taban yetmiyor, tabanı eksik almıştım, başka sorunlarda var. Elimde 3-4 degişik janter ekipmanı var, Yurt dışından gelenler standart, bizimkiler işe bir el attı, her biri başka ölçüde. Bazıları girmiyor, bazıları düşüyor, bazıları da rahat.
Hepsini bir arada nasıl kullanırım diye bir düşündüm, kafada olay tamam, Cemil ustayı ziyaret ettim::))
Ustam böyle bir şey düşünüyorum, 3-4 mm kontra varmı, o olmaz agaç yapayım dedi, seni mi kırayım yap bakalım deyiverdim.
Sıfır malzemede memeler kayıyor ama ikinciye kullanılan memeler güzel oldu. Vida takar gibi, kısa yeri geçirip çeviriyorsun ahada olsu::))
Daha yakından bir görünüm, çıkartılırken gene çevirip dar taraf kendiliğinden çıkıyor zaten.Janter ekipmanları.
Tüm malzeme bu, nedense bu marangozlardan ve projelerden kopamıyorum…..
Arılıkta işlerimizin arasında saf erkeklerin üretimi de devam ediyor. Plastik erkek gözlü petek.
Çalışmalarımız her alanda devam etmekte, saf arı üretmek bizim için sıradanlaştı, sırada hibrit çalışmalarımız olacak…
Bir yarım çıtada en azdan 15×15 erkek var, iki yüzünde en az 300 den fazla erkek arı yapıyor, biz zaten hepsini bir seferde kullanamıyoruz, yarısını kullansak bize çok bile, nasılsa bu yıl çalışmalarımız bir noktada değil.
Aydıncıktaki ilk döllediğim Akdeniz arısı. Erkekleri ise İlhami abinin geçen yıl sabit arılıkta 60 kilo bal yapan koloniden.
Numarayı bu tip arılarda tersten başlattım.
İlk turda 5 uygulama yapıldı, 1 ve 98 yollarına devam ediyor.
Aydıncıkta ki ikinci uygulamada gene 5 tana arıya uygulama yapıldı. Gene ikisi sağ kaldı, 2 ve 3 yolarına devam ediyor.
Sadri abiyle yaptığımız uygulamaya 7 ana arı alındı, hepsi hayatta biri yumurtaya başladı.
Bu arada Aydıncıkta ikinci turda döllediğimiz ana arılardan birisini, Sadri abiye arısıyla verdim. Yolda ana arıya bir zarar gelmemesi için 2 numarayı kafese aldık.
Geçen hafta bir şey öğrendim benim açımdan olay önemli.
Bir arkadaşım ana arı almaya gelmişti, dedi ki bir yerden karniol anası aldım, anasınıda sen vermişin deyince işin şekli değişti.
Ben hiç bir ana arı üreticisine damızlık ana arı vermedim bu biline. Birileri benim arılarımdan ana arı üretiyorsa melezin melezini üretiyor buda bilinsin.
Bu güne kadar ekip dışına damızlık hiç kimseye verilmemiştir. Bir yerde pasta varsa, bazı insanlar yalanlar söyleyip o pastadan dilimler kapmaya çalışıyor.
Etiketler: bahar balı, çıta bal, dr.ismail demir, erkek arı çıtası, janter ekipmanları, maskesiz arıcılık, plastik petek, yusuf şimşak arılığı
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık gezileri, arıcılıkta mayıs ayı, janter ekipmanları, Magazin, Pratik biğiler | Yorum Yok »
AYDINCIK GÜNLERİMİZ
Ekleyen, Ali Türk on 26 Mart 2013 – 21:42 -
Çıtaların eşek dediğimiz parçası, üst çıtada kanal yok, erimiş mum döküp tutturuyoruz.
Tellerin ısıtılması işini, çıkma bir akü ile yapıyoruz, ben trafomu evde unutmuşum.
Çıtaları temizlerken İlhami abi bayağı bir propolist topladı.
Haftada iki gün olan salatalık toplama işi havaların ısınmasıyla 3 sefere çıktı. Her toplamada serada bostan topluyoruz, burada salatalığa bostan diyorlar.
Genelde bir sırada bir buçuk kova salatalık oluyor, gecelerin bir kaç gün soğuması büyümeyi geciktiriyor. Bir sıradan topladığım salatalık bir kova. 3 Kova salatalıktan bir kasa doluyor.
İlhami abiye fazla salatalık yiyorsun diye takılmıştık, uzun süre salatalık yemeyince Ekrem zorla yediriyor..
Hafta içi cumadan sonra Aydıncık İlçe Tarım Müdürlüğünü ziyaret ettik.
Güzel bir sohbet ortamı vardı
Her gün herkese göre iş verilir::))
Tabir yerindeyse, rezillik her tarafımızdan akıyor, ne kadar çalışırsan çalış işlerin bitmeye niyeti yok…
İstanbul arıcılık festivalinde aldığım erkek gözlü petekleri kullanıma hazırlıyoruz. Erimiz mum sürüyoruz, plastiğin yüzeyi erimiz bal mumu kaplanıyor.
Bir başka denemelik plastik hem petek hemde çıta, bunu da mumladık.
Bir çok numunelik plastik malzeme var.
Erkek gözlü plastik ile işçi gözlü plastik yan yana.
Bu malzemenin üzerine invert şurup püskürtüyoruz ve koloniye veriliyor. Bu malzeme hem çıta aynı zamanda plastik petek.
Bizim için en önemli malzeme erkek gözlü olanlar, istediğim boyutlarda hazırladık.Arıya istediğimiz zaman erkek attıra bileceğiz.
Akşam üzeri verdiğim bir plastik çıtanın ertesi sabahki hali.
Elimizdeki tabanlı çıtalar bitti, yeni sistem meme tutturma::))
Memeleri tabansız çıtaya erimiş bal mumuyla yapıştırdım.
Arkadaşım Ekrem Kara’nın bacanağı, Ali Çabuk tarafından davet edildik. Ali Çabuk halde kabzımalcı, yani toplanan ürünleri başka şehirlere gönderiyor. Aynı zamanda teknesi var ve balık tutmakta usta, daha bir sefer ne denize girdik nede balığa çıkabildik, ahhh işlerrrrr, bir bitseydi……….
Ali Çabuk bizi bir gün balığa götürecek te ne gün belli değil, kendilerine teşekür ediyoruz.
Arıların arkasındaki yamaç sap sarı oldu, bunlar azgan çiçekleri. Bir kaç gündür ortam sanki rahatladı, nektar geliyor.
Domatesler sera içinde kenarlara yemelik ekiliyor, genelde Aydıncık’ta domates ekimi yok.
Dutlar burada hiç bitmiyor, kasımda dut yemiştim, şubatta yedim, gene içinde olanları var, bu dut acayip, yılın her ayında üzerinde olmuş dut bulunuyor…
Çağlalar kartlaşmaya başladı, kıyıda köşede geç çiçeklenenleri bulup icaplarına bakıyorum. Bunlar körpe.
Limon ve portakallar çiçeklendi, acayip güzel kokuyorlar, sanki zambak kokusu var.
Bahçede bir erik keşfettim, acayip bir ağaç, bir tarafta çiçekleri var, öbür tarafta yenecek erikleri bulunuyor.
Erik ve çiçekleri, sanki yedi veren cinsi…
Ekrem Karanın oğlakları çok şirinler…
Kardeş olmamalarına rağmen, birisi anaya birisi babaya mı? dedeye mi? çekti bilemiyorum.
Akşam üzeri keçi ve oğlaklarıyla ilgilenmekteyim. Keçi ve keçicikleri ellerimle besliyorum::))
Etiketler: Ali Çabuk, arıcılık, arıcılık işleri, azgan, badem, çağla, can eriği, janter memeleri, limon çiçeği, mercan balığı, oğlak, petek takmak, plastik çıta, plastik petek, propolist, salatalık
Anaarı üretme teknikleri, Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık Eğitimi | Yorum Yok »
ARICI ZİYARETİ, ARICILIK KURSU, ARICILIK İŞLERİ:)
Ekleyen, Ali Türk on 14 Mart 2012 – 20:18 -
Bu gün 13 mart 2012 akşamı, Muhteşem abimi taziye için ziyaret ediyoruz. Muhteşem abime ne zaman ziyarete gitsem işler karışır, yol aayırımında bir fil var onu sektirdinmi kaybolursun, yani İstanbul’da kaybolurum::((
Saim abide ziyarete gelecekti, aynı akşam ziyaret yapalım diye karar verildi. Bu sefer kesinlikle kaybolmayacağım.
Çocuklarla evden çıkıp, Muhteşem abinin çalıştığı iş yerinin kapısında beklemeye başladım, dedim ben kapıdayım.
Muhteşem abi işyerinden çıktı, ben düştüm peşine, hiç kaybolmadan kapının önüne geldik, ayrıca yol ayrımındaki fili’de herkes bu sefer gördü::))
Evde sohbet acayip koyulaştı.
Bana göre anası damacana olan civcivi görmek istedim, damacana ile geçen yıl bir kış bayağı ilgilenmiştik. Erzincan eko tipi::))
Saim Gürel İzmir ziyareti sırasında bizim Oktay’ın bir arkadaşının üretmiş olduğu plastik çıta ve petekleri, bizlere denememiz için getirmiş. Ben ayrıca erkek gözlü olanlarından istedim, bakalım arılar sevecek mi. Birde hap petek kalıbı olur mu? diye düşündüm.
Gelelim ziyaretin en zor bölümüne, çay hariç bir şey yemedim. Bizimki diyor abi ye filan, zaten usta arıyorum dediğinden beri kalfaya kafayı takmışım. Bol bol seyredip çaktırmadan yutkundum. Zaten kalfada şaşırmıştır, bu niye yemiyor diye, bu arada bu görüntüleri seyrederek bir kaç kilo vermişimdir::((
12 Mart 2012 pazartesi, İstanbul Alemdağ’da idik. Arıcılık kursu başladı, ilk gün adreslerde ilkarışıklık olunca, kursiyerlerin yarısı, Halk eğitim merkezine, yarısı Alemdağ İlköğretim okuluna gelmiş. Kerim Yener hocanın masası, katlı kovan. Bilgisayarın mausuna da bir ara kablo yapmış.
Ders bitimi bir şeyler yeyip içelim davetini geri çevirmedim. Bir yere takılıp kahve içtik, bu arada Asım abinin evinin hemen yanındaki okulda arıcılık kursu devam ediyor. Resim soldan sağa , oğlum Enes, Belediyeden arıcı Hikmet usta, Asım Kadıoğlu, ben ve Kerim Yener hoca.
10 Mart 2012 Cumartesi arılarımızın bu yılki beşinci invert şuruplamasını yaptık. İlk invert şurubu 12 ocak 2012 de vermiştim. Kışın arıya şurupmu verilir diyenler vermesin, bizi ilgilendirmiyor. Şurup erdiğimizde hava 10 derece altındaydı ve arılar uçmuyordu.
Sonbaharda yapılan bölmeler. Geçen akşam arıcılık forumunda birisi elek teliyle alakalı bir soru sordu. Mehmet Yüksel’e dedim bir cevap yaz, zaten altlık paylaşımında telinde detayları olmalıydı. Mehmet dedi ki abi biz o kadar yazıyoruz söylüyoruz, milletin çoğu bildiğinden şaşmayıp, şimdi kolonilerimiz niye söndü diye sağdan soldan bahaneler aramaya çalışıyor. Mehmet bunları başkalarına söylerken aslında bana da söylüyordu. Son baharda zayıf arılara hiç bir zaman kıyıp birleştirme yapamadık, bu bir kültür ve değişmesi çok uzun zaman alacak diye düşünmekteyim. Her sene böyle kış olmaz::))
Ormanda işimizi bitirip, Zaim abinin yazlığa geçiyoruz.
Ekmiş olduğum tereler çıkmış. Kasalara ekip, üzerini naylon ile kaplamıştım. Yani mini sera oluşmuştu. İki kasa aynı gün ekilmesine rağmen birisinde yeşillik daha çok. Açık alana ektiklerim de ise hiç uyanma yoktu.
Bu sene tereye para vermiyeceğiz::))
Zaim abide dünya sarımsak ekmişti, sarımsağa para vermiyeceğiz diye, hala büyüyecekler. Bazı enginarların yeni yerlerine alınması gerekiyordu onları ekip suladık. Bu sene tam organik yaşayacağız.
Daha sonra Zaim abinin arıları da şurupladık. Bunların şuruba ihtiyacı yok, ama benim arılara şurup verdin mi diye sorduğunda verdim demek için verildi. Baharda bazı çıtalarını boş çıtalarla takas yaparız artıkın. Yemliği bile balları aralayıp koloniye koydum. Havalar ısındığında yemlik alınmaz ise anında dalak hazır.
Hafta içi ve ormanda olmadığımız hafta sonlarında Cemil ustanın atölyedeyiz. Yeni ruşet yada ana arı kutularının imalatına devam ediyoruz.
Birinci postanın kasa olarak az bir işi kaldı, montaja geçilecek.
12 Mart 2012 pazartesi günü yoğun kar yağışı vardı, belediye den dışarısını resimledim. Biraz tutsa da, tutunamadı, havalar mart ayının yarısına gelmemize rağmen hala 10 derecelere bir türlü çıkamadı.
Mart 15 den sonra tırmanışa geçeceği yönünde hava tahmin raporları var. Arık bahar kapıya dayandı, geçmiş yıllara göre çok geç kaldı ama beklemekten başka çare var mı?
Etiketler: arıcılık, arıcılık kursu, invert şurup, plastik petek
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık Eğitimi, Arıcılık gezileri, Arıcılıkta bahar bakımı | Yorum Yok »