ARICILIK VE YAĞMA

Ekleyen, Ali Türk on 31 Ekim 2012 – 08:00 -

Arıcılık ve yağma. Koloninin yağmalanması da denilebilir. Yağmaların genelinde arıcı faktörü vardır. Kolonilerin zayıf olması arıcı hatası.

Bir gün öncesi akşam üzeri olmasına rağmen verdiğimiz şurup nedeni ile ertesi gün terör estiren arılar vardı.

Zayıf kolonilere gece alabileceği kadar şurup verilmeli, hatta vermemek daha iyi,  al güçlü bir koloniden ballı çıta dayan gitsin.

Bunu başınıza musibet geldiğinizde düşünüyorsunuz.

Koloni zayıf, şurup verdiniz, arılar şurupluk ta ve kovan girişi boşta ve yağmaya davetiye çıkartıyorsunuz, hemde kendi elinizle.

Bir baktım ruşet yağmalanıyor, içeride ise saflardan biri var. Hemen açıp baktım ana arı sağlam ve kafesledim, gidip bir kovandan açık ballı bir çıta aldım, ruşete koydum, ruşetin üstünü de açmışım, gelin,  gelin ziyafet var, bu ziyafeti burnunuzdan getirmez miyim diyorum.

Yağmacılar doldular ve ruşeti kapattım.

Ben genelde böyle anlık kararlar verip uygulayan birisiyim, yağmalanan bir kovana bu yöntemle ilk defa ben arı takviyesi yapıyorum, kimse kopyalamasın haaa….

Koloni yerinden alınıyor ve çok uzaklarda bir yere bırakılıyor, gece çıkışı açıldı, bir gün sonrası kontrol ediyorum, arılar ilk gün çok zırlıyorlardı, balı yiyen kovanına dönecek güya::))

Sabah beyin tranvası geçirmişlerdir, yağmaya geldikleri kovanın askerleri oldular::))

Baktım güzel çalışıyor, kafese baskı yapan yok, bir serbest bırakıp duruma bakayım istiyordum, çıtalarda da ana arı meme başlangıcı olmaması iyi haberdi.

 

Kafese alırken yanımızda kek yoktu, kafesin çıkışını ne bulursam tıkarım, sünger olabilir, petek olabilir, kagıt olur, peçete olur, sonuçta ana arı kafesten çıkmamalı ve güvende olmalı, yanına mutlaka kendi arısından da koymalısınız.

Kafesi açıyorum, ana arı elime tırmanıyor, kız bir yerden tanışıyor muyuz diyeceğim, dölleyen benim ayıp olmasın bir şey diyemedim belkide bayramlaşmak istiyor::)))………

12 Nolu engelli safın devresi, hepsi aynı gün tezgahtan geçmişlerdi.

Güzel sorun gözükmüyor.

Çıtaya arıların içine bırakıyorum, sorun yok inşallah. Toplamda iki ayrı çıtada yavru var,  alanı bir çıtaya yakın, yavruları çıktımı, bu genç nesille baharı bulur, birde kek vermişim daha yavruyu da en az bir ay kesmeyeceğini düşünüyorum.

Genede tarlacı ve yağmacıları oyalamak lazım, akıllarına karpuz kabuğu gelip anayla uğraşmasınlar diye bastım keki, yürüyün be kim tutar sizi::))

Her şeyin hayırlısı. Siz bu haberi okuduğunuzda ben uzaklarda kısmetse tatilde olacağım, seyahate çıktım beya::))

Denizlere bir dalayım diyorum.

Allah ne verirse her şeyin hayırlısını versin……..

 


Etiketler: , , , ,
arıcılık ve sonbahar, arıcılık ve yağma | Yorum Yok »

ARICILIKTA İŞ BİTMİYOR

Ekleyen, Ali Türk on 29 Nisan 2012 – 23:00 -


Evet, arıcılıkta işler gerçekten bitmek bilmiyor. İkinci parti ruşetlerin biçimi bitti, bölme kanalları açıldıktan sonra montaja geçiyoruz.

Bu sene ilk defa işlerin bitmediğini görüp, iki sefer izine çıkmama rağmen işleri henüz yoluna koyamadım.

Enes Emin’in arılığı bitmek üzere, işin büyük bölümü tamamlandı diyorum ama gene bitmedi tabiki::((.

İkinci etap bölümler az olacak, 20 tane montaja girecek bitecek, ikici 20 taneye geçilecek, yoksa acayip bıkkınlık veriyor.

Cemil usta ise dükkanda bana ait şeyleri toparla diyor,bir köşeye atılmış ana arı çiftleştirme kutuları, taa iki yıl öncesinden kalma. Vecdi abiye gidecekti, iki tanesi Emrah’a gitti, o projeyi iptal etmiştik. Dört yöne çalışacak sistemde çalışıyor. İlk ana arı çiftleştirme kutularını bunun gibi yapacaktım, o zamanlar o kadar karışan olmuştu ki sormayın, sonrasında üçlü sisteme geçilmişti.  Bu sistemin zararı nedir bilemiyorum, yok olmaz diyen o kadar çoktu ki::))

Kutu dört bölmeli ve dört yöne çalışıyor. Cemil ustayı kırmadık ve kutuyu topladık. Menteşe miz olmadığı için arının girebileceği bir musluk oluşturduk, açıp kapatması süngerle oluyor::))

Pazartesi Muğla’dan gelen arıların hafta sonrası bölünmesi gerekiyordu.

Muğla’lılardan 26 bölme yaptım, devamı gelecek.

Yemlik altlarından bayağı bir sakatat topladık.

Zaim abinin bahçedeki katlı kovan acayip bal çekiyor. Güçlü koloni bal demek, tabi biz güçlü koloniye alışık değiliz, yazın ortasında biraz güçlenip, sonbahara ceset kolonilerle yıllarımızı tükettik, halada devam ediyoruz.

Bir başka çıta, ışıl ışıl bal. Bu soru herkes için geçerli, elinizdeki, arılarla nasıl bahar balı alacaksınız. Bir çok kişinin hala 4-5 çıta arısı var. Düzceye 5 çıta arı verdim, Erkan diyor ki arıları sormuyorsun, hayırdır dedim, 5 çıtalık arılar 16 çıtaya ulaştılar, hadi maşallah dedim.

Plastik erkek çıtası ise bir yüzünde erkekler kapanmaya başladılar.

Ormandaki arılara da zaman ayıramıyoruz. İşler arap saçına döndü. 10 Çıtayı doldurmuş bir arı, hemen kat verdik.

Direk dolu katı veriyoruz, elimizde örülü petek bol, arıların petek örme içgüdüsünü ise erkek çıtası vererek gideriyoruz, her katın iki kenarına boş çıta giriyoruz.

Bir 10 çıtalık kovan daha::((

10. Çıta yerine dalak asılmış. Hiç bozmadım, bir çıta çektim bal geliyor birazda  yavru atılmış. Ballı çıta altta. Bu kovana hemen örülmüş peteklere dokunmadan kat verdim. Kara kovan balı filan isteyenler var::)) Kendimizi nasıl avutuyoruz ama..

Yukarıdaki kovanın dalaktan önceki çıtası.

Kovan kontrollerinde ana arı aramıyorum. Tesadüf çektiğim çıtada ana arıya  denk geldim.

ormanda işimiz bitti, malzeme ikmali için yazlığa giriyoruz.

Birisi geldi elinde ajanda, Zaim bey merhaba dedi, hemde bana::))

Dedim ben Zaim bey değilim, fakat vekiliyim buyurun::))

O zaman siz burada ne arıyorsunuz, dedim burada arıcılık malzemelerimiz var onları taşıyoruz.

Bende eskiden arıcılık yaptım dedi, yani şimdi arıcı degilmisin bu işin eskisi olmaz dedim, aynen öyle dedi.

Gel o zaman Raşit bey sizi bir arılarla tanıştıralım.

Eskiden arıcıya bakın. Suratta ki gülümsemeye…

Ban ne dedi biliyormusunuz, bu gün Gebze de arıcılık malzemeleri satanları gezdim, arı filan nerden alabilirm diye sormuş. Artık yerim musait diyor, Raşit bey kim mi?

Bu sitenin yöneticisi, Zaim abide yardımcısı, ne gariptir ki birbirlerini tanımıyorlar::))

İyi olacak hastanın ayağına doktor böyle gelir demek ki.

Birde Zaim abinin bir projesi vardı. Sitede 18 villa var her villaya bir koloni, bakımlarını ben yapacakmışım o işime gelmemişti::))

Yönetici bu işten anlıyor, arılar benden, bakım size ait, anlaşabiliriz.

Yakında bir iki koloni vereceğim, şu ana arılar bir çiftleşmeye başlasınlar.

Raşit Adiloğlu yakında aramızda olacak, hatta oldu be::)))

Bu yılki ilk transferlerde sıfır çekmem çok kötü oldu. Bana bir kaç gün kaybettirdiler.

janter ekipmanları ve tutan ana arı memeleri.

Bazıları 3 Transfer yapıp birisini tutturup, başarı oranım %35 diye hava bile atanları biliyorum.

Aynı zat, bu gün haber yapmış. Ellide, sıfır::))

Allah her şeyin hayırlısını versin, birisi bu kadarda taklit edilmez ki, bırak peşimi dimi::))

29 da 25 tutmuş meme, taklit edecek olanlar başarısızlıkları değil başarıyı taklit etsinler::))

Nihayet ana arı doğumlar başladı.

Tek üzücü şey, dün arı kuşları bir kaç tane gurup geçiş yaptılar.

Her şeyin hayırlısı.

Arılıkta ana arı kutusu arılandırıyordum, bir taraftan da video çekiyoruz, surat maskesi vardı. 3 Çıtalık bir arı beni mafetti, gidip maske giyene kadar, omuzum dan göbeğimden, kollarım ellerim, ayaklarım hala yanıyor::((


Etiketler: , , , , , ,
Anaarı üretme teknikleri, Arıcılık Bilgi Merkezi, bahar balı, janter ekipmanları | Yorum Yok »

ARICILIK VE KOLONİ TAKİPLERİ

Ekleyen, Ali Türk on 24 Ocak 2012 – 19:52 -


23 Ocak 2012 günü ikinci invert şurupları verdik. Bu sene kolonilerimin bal durumları iyi olmadığı için bunu yapmam gerekiyordu. Şurada en fazla 1 ay sonrası artık bahar. Buraya kadar gelmiş kovanları söndürmek ancak açlıktan olur.

Son günlerin modası ise varroa. Kovan söndürenler bir bahane bulmalıydı, geçmişte bunları hep yaşadık, blokeden kovan söndürenler bahane bulamayıp en son, 30 km ilerideki radardan arılarımız söndü demişti.

Biz hala son bahardaki kış arılarının kıymetini bilemedik. yaşlı arılarla kışa ne kadar kalabalık girerseniz girin sonunuz hüsran olacaktır. Bakıyorum adam anlatıyor 10 çıta arım iki çıta kaldı, inanasınız gelmiyor ama bu kadar arı nereye gidiyor.

Geçmişte gene görmedik mi, kışa güçlü girin tavsiyeleri yapanlar, daha sonra arıları ruşetlere aktarıp, kışın gezginci arıcılığa başlamışlardı. Sonuç hep aynı, elimizdeki arılar son bahar gelmeden yavru kesiyor, ne yaparsanız yapın arı yumurta atmıyor, kışı bu arı nasıl çıkartacak.

 

Bu esnada varroayı küçümsemiyorum, ama varroa arıları hemen söndürmez.

Ben bildiğim doğrumla, başkaları kendi doğrularıyla yoluna devam edecek, yapacak bir şey yok. Sonuçlara bakacağız. Şu an %60 kovan kayıplarından bahsediliyor.

Bende bu sene geçmiş senelere oranla çok kayıp verdim, 3 senede 10 kovanım sönmemiştir, bu sene 11 kovanım söndü, büyük bölümü yağmadan. geçtiğimiz sene mevsim iyi değildi, bu iyi olmayan mevsim arıcılıkta her şeye yansır, bal az olur, arı nüfusunu iyi yapamaz, yağma artar ve bunlarda kışın ortaya çıkar.

Geçenlerde birisi rutubet mevzusu soruyordu, kovan üstü iyi izole edilmemişse rutubeti önleyemezsiniz. Bakın en üst çuvalı kaldırıyorum, altında bir gazete kağıdı var, tek sayfa değil, en az 10 kattır, altında kovanı sıkıştırdığım çuval var oda iki kat ve sanki yağmur gibi tanecikler. Bu kovanın altıda elek tellidir. Ben bu rutubetten şimdiye kadar zarar görmedim. Bizim bölgemizde hava eksilere çok zor düşer, ve arı salkımda çok uzun süre kalmaz. Bu rutubet doğuda olsa arı donar ve ölür. Ben genelde baharda bu rutubetli gazeteyi yenisiyle değiştiriyorum.havalar ısındığında gazete koymam. Bu rutubet birazda verdiğimiz şuruptan artmıştır.

Kovanlarında rutubet istemeyenler ise aşağıdaki linki okuyabilirler.

http://www.aribakani.com/forum/index.php?topic=524.msg2692#msg2692

Ormandaki arılarda polen geliyordu. Bir kaç tanesine baktık, yumurta filanda atmışlar.

Yeni doğmuş bir işçi arı, demek ki o kar kışta hala yavru olan kovanlarım varmış. Belkide doğalı bir kaç saat bile olmamıştır.

Biz şurup vermek için açtığımız kovanlara bambus arıları dalıyordu. Bir işçi arı peşine düştü kovalıyor. Bambus arının bacağında polen var onu resimleyeceğim ama işçi arı izin vermiyor.

Bu resim fena sayılmaz, tam istediğim gibi olmasa da poleni en azından görüyoruz. Bambuslarda polen topluyor bu havalarda. Bizim işçi hala takipte.

Şurubu hissedenler şurupluğa gelmeye başladılar. Haftaya bir posta daha şurup vereceğim. Sıcak bir gün bulur isem kovanları sıradan bir kontrol edip, balı olanla olmayanları listelesem işim daha azalır. Balı olanı es geçersin, balı olmayanlara şurup verdiğinizde, işlem çabuk bitiyor.

Marul işine girdik::))

Baktım serada oluyor bu işler. Bende kasalara marul ekip, arabaya taşıyorum, hazır camlı sera::))

24 Ocak 2012 günü ise ana arı kutularına şurup vermek için hacının bahçeye gittim. Hacı kayıp, şu an Konya’da. Ana arı kutularınız güçlü ve son baharda yavru faaliyeti varken bakımları yapılmış ise o kutular sönmüyor. Toplama yapılan, güçlü gibi gözüken ve yaşlı arılardan oluşan ana arı kutuları bahara çıkamıyor. Yaşlı arılardan oluşan kutu gözlerine şurup dayanmıyor, bir çoğuda açlıktan gidiyor. Normal şartlarda verilen şurupla, bir kovan bahara çok rahat çıkar, kutu çıkamıyor. Bunu  da ben gene yaşlı arılara buluyorum, açlıktan sönenler de yavruda göremedim. Hadi bu kadar şurubu yok ediyorsun, karşılığında bir şeyde yapılmamış.

Bir kaçta kovan açtım,  kapalı yavru var, yumurta var, larvada vardı. Hatta ana arı bazı gözlere üçer yumurta basmış. Yumurta gelince ne yapsın dimi::))

Ana arı çiftleştirme kutularının şuruplaması bitti. Son baharda bir kutu ana arı yedeklemişti. Havada müsaitti dedim acaba ne yaptılar. Son baharda zaten çıkışlara ana arı ızgarası takıyoruz, terk filan olmasın diye. Kutuda zaten yumurta atan ana arı yoksa ızgarada takılmaz. Izgara hazır ana arısı olan kutuya takılır. Yada bazı özel işlemler yapmanız gereken kutulara ana arı ızgarası takıyoruz.

Merakla açtım kutuyu, bu kutuda o kadar varroa varmış ki, kutu ana arı yedeklemek istiyor. Ana arıda çıkmıştı ben kontrol ettiğimde, düşündüm, bu arılar bunu zaten planlayarak yaptılar. Planları neydi, içerideki ana arıyı değiştirmek istiyorlar, değişimin gerçekleşmesi içinde yeni ana arı çiftleşip gelmeli ve yumurtaya başlamalı. Bu ana arının zaten varroalar sayesinde kanatları yok, uçamaz. Çıkışta kapalı dışarıya düşemez, dedim sonu ne olacak bırakmıştım. Bahara çıktık hala iki ana arı aynı çıtada dolaşmaya devam ediyor.

Karniol arılarında bu ana arı yedekleme  var. Kolay kolay oğul vermiyorlar, beğenmedikleri ana arıyı değiştirmeye çalışıyorlar.Arılar sonuçta böcek, böcek plan yapar mı? yapıyor, hemde en az 1 ay ötesini düşünerek.

Varroa mağduru ana arı.Bir tarafta hazır ana arı. Bu haberin videosyu var. Gene bir işçi arının sırtında varroa vardı, video çekerken göremedim evde fark ettim. İşçi arılar ise hala yeni ana arının çiftleşip geleceğini mi düşünüyorlar bilemiyorum. Video kalitesi biraz düşük, makinem yanımda değildi, ayfonla çektim. Düzenlemek için aviye çevirdim ve en yüksek görünümleri seçmeme rağmen, istediğim gibi değil. Resimler fena değil. Burada başka bir detay yukarıda bahsettim, bu kutuda aslında varroa mağduru ama yaşıyor.

 

 

 


Etiketler: , , , , , , , ,
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »

Arıcılıkta Suni Tohumlama Aleti

Ekleyen, admin on 14 Mayıs 2010 – 21:21 -

,

Türkiye’de üretilen ilk anaarı suni tohumlama aleti.

Suni tohumlama aleti arıcılıkta safların korunmasında ve arı ıslahında kullanılır.

Ben ise bu aletle Almanya’dan getirmiş olduğum, ıslah edilmiş saf karniollarımı elimde tutmak için bu işe giriştim.

Bu suni tohumlama aletinin yapımında bir çok kişinin emeği vardır.

Bu fikri  ortaya attım birkaç arkadaşımıza yaptırmaya kalktık uzun süre sürüncemede kalmıştı. Trakya gezimiz sırasında yanımızda bulunan, bitirilmemiş aleti gören Sadri Demircioğlu bey aleti tamamlayacağını bildirdi. Kısa süre içinde elimizde bulunan aletin neredeyse her tarafını değiştirip kullanılır hale getirilmesini sağladı. Ülkemize hayırlı olsun, inşallah bu ve benzeri konularda bir çok kişinin ufkunu açacağını umuyorum. Saygılarımla, Ali Türk.


Etiketler: , , , , , , , ,
Arıcılık Bilgi Merkezi | 3 Yorum »
Forum