TEMMUZ AYINDA ARICILIK
Ekleyen, Ali Türk on 13 Temmuz 2012 – 09:03 -
Ay çiçek.
2 Temmuz 2012 günü Trakyaya arılarımızı indirmiştik. 7 Temmuz 2012 ilk kontrölleri yaptık yani 5 gün sonrası, sıradan tün koloniler açıldı, durumlara göre bazı kolonilere ikinci ballıkları koyduk. Bu kolonide 4 çıtayabal çekilmişti.
Bir başka koloni kontrölü. Güzel bal akımı olmuş.
Çıtalar taze nektar dolu, çıtayı biraz yatırdığınızda nektar yerlere akıyor.
Zaim abi benim arıma ikinci katı atmadınız diye bize kızdı, bende böyle arıcılık yaparım diye münübüse çekildi::))
Birde böyle arıcılık yapmaya ne var demez mi?
İlhami abinin kovanlardayız, yüz ifadesinden genel durumlara sevindiğini görebilirsinşiz, mutlu bir arıcı potresi. Kani beyde bu kontröller sırasında yanımızdan ayrılmadı, arılığa gelirken bende arabamı getireyim belki ayrılırım demişti, arılar saldırmayınca iş bitiminde tarladan birlikte ayrıldık. Hatta bir ara dedim şu maskeyle görüntüleri bozma::))
Kovanları sıradan açıp gerekli işlemleri yaptık.
Yerimiz çok güzel, çok yakınımızda bir çeşme var, gene yakınımızdan dere geçiyor. Kani beyin arıları sögüt geölgesinde.
Arıcılıkta nektar kaynaklarına zamanında güçlü arılar ile gitmk çok önemli. 10 Gün sonra aynı yere istediğiniz kadar güçlü koloni götürün sinek avlarsınız. Sağımdan çıkmış kolonileri çiçekler açarken oraya yetiştirdik ve anlattığımız olayın ne kadar doğru oldugu 5 günlük çalışmadan belli.
İşleri bitirdik, hava sıcak sögüt gölgesinde koyu sohbet başladı.
İşler bitince Zaim abide aramıza katıldı, evet böyle arıcılığa ne var dimi::))
Uzun bir aradan sonra şort ile bakım yaptım, bu görüntüler herkesi bitirdi diyebilirm::))
Diğer arıcıları şort ile degilde maskesiz hasat ve bakım yaparken görmek istiyoruz::))
Çok pis gaz veririm, yiyen varsa buyursun……..
Ay çiçekten nektar ve polen toplayan, kanatları parçalanmış işçi arı.
Civarımızda açmadık ay çiçekler var. Ayrıca kani bey kavun ve karpuz tarlaları olduğunu söyledi, bu çok önemli, polen kaynagımız hiç kesilmeyecek.
İlhami abi, iş bitimi körüğü söndürmek için su arıyor. Arıcılar bu işe çok dikkat ederler, yoksa yangınlarda kolonileride yanar.
Zaim abi gene espirisini patlattı. Kani beye hukuk işlerin filan olursa yardımcı olrum dedi, Kani abide anlayamadı espiriyi, açıklama getirdi, yeniden evlenmek filan icap edersen, hallederiz::))
Sohbetin koyu yerinde gelen telefon, Muhteşem kalfadan abi geç kalmayın, mangalı yaktım. Hemen lafa girdim dedimki lafın harmanı olmaz kalkalım. Kuru kuruya laf karın doyurmuyor.
Güzel bir gündü, kolonilerdeki mutluluk arıcıların mutlu olmasını sağladı. Allah tüm arıcıları mutlu arıcılar etsin, mutsuz arıcı görmek beni acayip üzüyor, bunun için hep dua ederim, Allah ne virirse hayırlısını virdsin diye……….
İnşallah bu durumların bal hasatlarınıda görürüz, hep birtlikte.
Etiketler: arıcılık, ay çiçek, karniol arısı, koloni kontrolü, maskesiz arı bakmak., şort ile arı açmak
Arıcılık Bilgi Merkezi, gezginci arıcılık | Yorum Yok »
ARICILIK, KARA KOVAN, PETEK BAL
Ekleyen, Ali Türk on 12 Ağustos 2011 – 22:05 -
Çevremizde kara kovan balı hastaları var. Efendim ben bir bal aldım, fiyat bu ama nefis. Sende kara kovan balı varmı, tabiki yok diyoruz.
Şimdi bu tür kaşıntısı olanları kaşımak için kara kovan balı var, hemde istedigin yere götür ve tahlilde yaptırabilirsin demekteyim. Her türlü iddiayada varım. Tabi böyle bir balın fiyatınada bişi demeyecen::))
Geçenlerde Vecdi abiye dedimki abi sendeki kasnak ballardan bana yollayabilirmisin, bir kaç isteyen var hazır para kaçmasın. Vecdi abide ne kadar istersen yollarım dedi.
Bundan sonra karakovan balım var, doğal organik beya::))
Ballar acayip gözüküyor.
Bu sene petek bal çalışan, arıcı Vecdi Küçükyılmaz abimin harmanı bayağı bir bereketli, Allah hayırlısıyla satıp yemek nasip etsin.
Bal kabıda harika. Laklanmış tenekeden. Yani gıda tüzükmüdür nedir ona uygun şey.
Bu kafesler çıtaları aralamadan çıta arasına rahatlıkla girip çıkıyor. Üzerine sıra numarası filanda yazıp silinebiliyor, tabi özel işlemler için. Kafeslerin orjinallari Almanya’dan gelmişti. Nerden konu açıldıysa bir gün kafes yapılabilirmi derken Sadri abi ben yaparım bu basit bir şey demezmi.
Bu Sadri abi bir acayip, ne desek başımıza iş alıyoz::))
Bana bir numune ver dedi, bende bir tane vermiştim.
Kalıp yapılmış, ilk kafesler görücüye çıkmış, görücüde bizim kalfa::((
Bir gün baktım, bana takılıyorlar, sen hayatında ayakkabıcıdan altı delik ayakkabı aldınmı?
Yav bu nasıl soru?
gülüşüyorlar.
Altı delik niye ayakkabı alamki::))
Hala olayı anlamıyorum, nasıl olmuş diyorlar ben güzel demekteyim. Orjinalleri daha geniş gözenekliydi, bizim haydut arılar o gözeneklerden kafesin içine kafa bile sokabiliyorlar. Bende bu gözenekleri daraltmasını istemiştim gayet güzel olmuşlar.
Dedilerki nasıl numune verdin eksiklik yokmu::((
Ben nerden bileyim verdiğim numunenin aynısını yapacak, bir sürü eksik yer varmış.
Orjinal kafes yan yana birbirine geçmeli, bizimki sadece yan tarafa çiviyle tutturma deligi yapmış.
Kek bölümünü kapatacak parça yok:))
Bende artık ne diyeyim, abi orjinal kafesi verseydim telif hakkı filan olurdu onun için bunu verdim filan terzi gibi biraz paça kıvırdık ve acayip güldük.
Sonra Sadri abi bir Çin’li fıkrası anlattı.
İş adamlarından birisi Çin’e gitmiş. Otelde yemek yiyip, bir toplantıya katılması gerekiyor. Yemek aksilikya üzerine dökülmüş. Pantolon berbat olmuş, hemen terzi arıyorlar takım elbisenin kumaşından bulup anında bir pantolon dikiliyor adam toplantıya giderken eski pantolonuda terziye bırakıp, 5 tane daha aynısından dikmesini istemiş.
Ertesi gün pantolonları almaya gittiğinde eline ilk pantolon veriliyor pantolon lekeli. Demişki bu benim sana bıraktıgım pantolon senin diktiklerini ver. Bir tane daha veriliyor öncekinin aynısı lekeli bir pantolon daha. Bir tane daha derken terzi laf alıyor, yav üzerinize ne döktünüz lekenin aynısını bulana kadar akla karayı seçtim, en son aynı lekeyi ve şekli yakaladım demiş.
Onun içinde bana delik ayakkabı aldınmı diye takılıyorlarmış.
Ortadaki kafes lekeli oluyor kek bölümü kapalı, bizim usta hala kafesteki çıkartılan parçayı aramaya devam ediliyor.
Bereket bu parça sonradan kalıba monte edilebilirmiş fakat orjinalinin gene tersine açılacak::))
Gelip gidenimiz çok şükür eksik olmuyor. İzmit Yarımca dan arıcı Adnan, geçtiğimiz hafta arası ana arı alıp gitti.
Bu sene kurallara uyularak ana arı kabulleri çok, sıkıntı çıkarmadı.
Geçtiğimiz sene acayip bal veriyorlardı. Bu sene bir çogu kurudu, bu resimdekindende artık hayır gelmez iyice yanmış durumda.
İki gündür aralıklarla yagan yagmur ortamı serinletti ve kuralık görüntüleri bir nebze azaldı. Dün topragı kazdım 2 parmak ıslanmıştı, bu akşam hacı abiyle kazdım 15 cm filan topraga işlemiş bir yagmur vardı. Bu yagmur biraz geç olsada pürenlerede çok iyi gelecek.
Bu boga dikeni çok canlı yagmuru yiyince ne kadar güzelleşmiş. Polen ve nektar veirirler artıkın.
İlhami Uyar abim, boş vakitlerde bana yardıma gelir. Son geldiğinde uygulama vardı.
Kartal’dan genç arıcı Ziyaettin Duran. Bir aydan fazla olmuştur bir adet anaarı alıp kısa sürede kabul ettirmeye kalkıp, ana arıyı kestirmişti.
O zaman acayip bir mesaj atmıştı telefonuma, abi yıkıldım, ana arı kesildi::((
Telefon ettim yıkılacak ne var, kap bir ruşet gel diye.
Aradan bayagı bir zaman geçti.
Ziyaettin, böbrek taşı filan düşürmüş bayagı bir hadiseler geçmiş başından. Bu hafta sonu abi gelemmi dedi gel tabi, kış geliyor hala sen gelecen.
Hemen iki çıta yavrulu ana ve kuzularını ruşete koydum, hayırlı olsun.
Karniol arısıyla çalışmak istiyor, inşallah bunu çogaltırsın.
Abi bu iyliğinin altında inşallah kalmam dedi, bizde inşallah dedik ve yolcu ettik.
Yeterki sen yıkılma. İnşallah hayırlısıylada bir iş bulursun.
Etiketler: ana arı kafesi, arıcılık, boga dikeni, kara kovan balı, karniol arısı, plastik ana kafesi
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
KESTANE BALI HASADI, ŞİLE 2011
Ekleyen, Ali Türk on 19 Temmuz 2011 – 08:14 -16 Temmuz dan itibaren izine ayrıldım,ağustosun başında iş başı, ee o zaman yatma zamanı::))
Cumartesi günü tası taragı toplayıp, Şile Kızılca köye vardık.
Sagım çadırını kurduk.
Ben fazlalık katları boş dururken indirdim akşam oldu.
Pazar sabahı 5:30 da bir kalktım. Kavaltıyı hazırladım hacıyı kaldırıp ormanda kavaltıya yumulduk.
İlhami abileri bekliyoruz.
Hava acayip sıcak ve bunaltıyor.
İlhami abi geldi, Gebze adliyesinde görev yapan hakim, Zaim abide misafirlerimiz arasında.
Birde Yağcılar köyünden yılların arıcısı Kamil yardıma gelmiş.
Hacı ormandan dal keserken yakalandı, şimdi karpuzla teşvik işleri yapıyor, Zaim abi ise her şeyi kayıt ettim boşuna kendini yorma diyor::))
Bu sırada hazırlıklar yapıldı ve kovanlara dalıyoruz.
Bizim hemen arkamızda bulunan üç kişiye ait yaklaşık 100 kovan cumartesi akşamı yüklenip Trakya ya gitti, onların demesine göre kovanlarda gram bal yokmuş, hatta şurup veriyoruz diyorlardı.
Bende onlar gittikten sonra oraları bir kolaçan ettim, bir yeni körük ve 5 litrelik invert şurup unutmuşlar.
Hacıda diyor yav onların arılardan hiç ses çıkmıyor, bizimkiler niye inliyor::))
Kaldırılan arılar gittikleri yerde iş yapamayacaklar, kovanlarda kat var arı yoktu.
Bu sene geçen senenin kopyası gibi gene bal yok.
Köydeki Eskişehir’li Halil amca 30 kovan açtım, 33 kilo bal çıktı durum berbat dedi.
Hacı abi ve Zaim abiyi çadıra aldık, bu sene ne kadar kapalı yavru varsa alıp balını süzdüm. Bal iki gurupta çadıra istiflendi, ballılar ve yavrulular olarak. Öncelik yavrulu çıtalardaydı, balı alınan yavrulu çıtaları hemen geri vermeye çalıştım.
Arılarımız genelde çok sakindi, bitişikte başka arılar olmasına rağmen rahat çalıştım.
İlhami abiye ilk olarak eldivenlerini bir çıkart dedim, yav arı saldırmıyorki, eldivenle tutulmuyor, tutamadınmı arı ezersin ve arı seni sokar.
Bir anaarı, çekmiş oldugumuz çıtada.
Kamil ise şaşkın yav bu arı niye patır patır maskeye vurmuyor demekte::))
Sakinlik nedir hiç duymamış ki.
Ballar çadırda yemek zamanı.
Balları çadıra attınızmı işin en büyük bölümü bitmiştir, istersen bir haftada sağ, tabi yavrulara acımıyorsan. Yavru varsa acilen yavrulu çıtalara zarar vermeden balını alıp, kolonilere vermek gerekiyor.
Yemek ve çay faslı bitti, balı alınan koloniler dışarda gardını aldılar ama içerden çökertildiklerini anlayamadılar.
Zaim abi kovanların bu durumunu soruyor ve anlamaya çalışıyor. Dedimki yağma olmasın diye arılar dışarda savunma hattı oluşturdular. Balı hasat edilmiş koloniler.
Sen gel adliyeden birde arıları sorgula, başka işin kalmadımı::))
Başka arılar olsaydı böyle karşısında duracaktın, hemde kestane balı alındıktan sonra…
Bu sırada Kadir Gürkan da arılıga geldi, dün akşam köyüne gitmişti, sağımda yardım edecem demişti.
Arıların karşısında muhabbete ve görüntüye bakın.
Bu kolonilerin balları yaklaşık bir kaç saat önce alındı ve durum bu. Arıların sakinliği.
Bu arada Kadir abide iş elbisesini giyinip geldi, birazdan çadırda çalışmaya başlıyacak.
Zaim abinin babası rahatsız, ona kendi elleriyle süzdügü, kestane balından pet şişeye doldurup ikramda bulunduk. Misafirlerimizin gitme vakti geldi, Zaim abi akşam 18:00 bir yerde olması gerekiyormuştu, İlhami abi ve Kamil üçü birlikte ayrıldlar, ellerinize sağlık, çok teşekürler. Ömrümüz olursa seneye de bekliyorum::))
Ben sağılmış yavrulu çıtaları dagıtırken kovan içinde verilen erkek çıtalarına işlem yapmak için ölçüp biçen işçi arılar vardı.
Bu sene verdiğim erkek çıtalarını hep işçi gözü ördüler, nedenide hızlı bir bal akımı olmaması.
Bir başka kolonide hesap yapan arılar.
Ballı çıtalar başkanımın::)
Zaten yavrulu çıtaları gündüzden ilk etapta halletmiştik.
Hadi kadir abi az kaldı.
Kadir Gürkan, Gebze bal üreticileri birlik başkanı.
Böyle güzel sırlı bal bulmak bir kaç senedir Şile de çok zor.
Ben doğal bal üreticisiyim, kolonileri nektar olan yere atıp geliyoruz, bir daha anaarı üretiminden dolayı kolonilere gidemiyorum.
Kestane balına gelmeden arıyı besleyip, kestanede bir şey vermedik diyenleride biliyoruz::))
Arıcılar yaptıkları işin arka planını kimseye göstermiyor, bir balıyorsun bardagın dolu tarafıyla karşınıza gelmişler::))
Ben buraya arıları getirmeden sağıp getirmiştim.
Sırcı iş başında.
Sabah 5:30 kalkmıştım.
Gece üç oldu, çok şükür bitti.
Ben gece petekleri dagıtırken, elimden bayagı bir iğne yedim, çıtayı verirken arı gece sokuyor. Kendi kendime bende saydırıyorum, gece gece derdin ne, dimi::))
Tabi bende bittim.
Olanına bereket versin. Kestane balı bizim bölgemizde çok kıymetli bir baldır.
Tekekesi bin liradan aşagı etmez.
10 teneke kestane balı hasadı yapmışız, bunada şükür.
Ertesi gün sabah 8 gibi kalktım, yatsan yatılmıyor, kalsan salak gibisin, ortalıgı toparlamak için 2 saat yeterli olmasına rağmen bir türlü o iki saatlik çalışmayı yapamadık ve öğleden sonrası ancak arılıktan ayrıldık.
Hemen yanı başımız deniz ve bu senede denize giremedik, hatta hacıyada şort almışken bile::((
Madem denize giremedik, şortu giydik diyelim::))
2011 Yılı kestane bal hasadı, hatırası. Ben ve Kadir Gürkan. Yer Şile Kızılca köy.
Başkanıma ayrıca yardımlarından dolayı teşekür ediyorum, inşallah bizde ona yardıma gideriz.
Gebze yaklaşık bir haftadır ana arı toplayamadık ve hazır ana arılar birikti, arıcıların gözleri yollarda, bunları halledip, en kısa sürede arılarımızı Trakya ya atmam gerekiyor, bu nasıl izin bu nasıl tatil anlamadım ki:)))
Arıcılık bu işte, sürünmeye devam….
Etiketler: ali türk, arı bakanı., arıcı kamil, arıcılık, hakim zaim bey, ilhami uyar, kadir gürkan, karniol arısı, kestane balı, kestane balı hasadı, sakin arılar
Arıcılık Bilgi Merkezi, kestane balı | Yorum Yok »
ARICILIKTA YOGUN BİR HAFTA GERİDE KALDI
Ekleyen, Ali Türk on 20 Haziran 2011 – 10:05 -Ana arı ütretimi ile alakalı kursumuzun uygulama bölümündedeyiz. Uygulamada rahat hareket edebilmemiz için arılıgımdan karniol arı götürdüm. Yaklaşık 25 kişiden oluşan kursiyerlerin hiç birisi sokulmadı. Biz zaten arımızı biliyoruz ilk etapta bir çok kişi uzaktan seyredip sonra çıtların ve kovanın başına toplandı. Resimde gördüğünüz gibi bu ara acayip tempodan olsa gerek şavtımız biraz kayık.
Evet bunlar çakma karniol degil, şimdi her şeyin çakması var, arıcılıgı bilmeyen çakma arıcılar bu arıya neler demişlerdi, arılıga bile sokulması büyük hata imiş::))
Şimdi kendileri arıya sokulmaya devam ediyorlar….
Arıcılık dedeyasalarıyla veya babayasalarıyla yapılır ise bu arıyla çalışmak münkün degil, arıcılar önce gelenek arıcılıgını bırakıp, modern arıcılıga geçmeli.
Arıcılıkta yogun bir hafta dememizin boşuna degil. Gecelergündüzler birbirine girdi. Arıcılık genelde gündüz yapılsada, gece yapılanı işlerimizde var. Bu sene üç sefer Şile Kızılca köye gittik, üçüde gece. Beykozdaki arılarımızı akasyalar biter bitmez kestane kaldırmamız gerekiyordu. Bir gün öncesi gidip kovanları çaktık. Ertesi gün kamyonu götürüp yükledik, gece kızılca köye indirdik ve eve gece geldigimizde 04:00 dü.
Ertesi gün anaarı kursu başladı, kursun ilk akşamı evime gece 23 de geldim, kayınço misafir::))
Ben az yatacam diyemiyorum::((
Hiç 24 de kadar oturmayan kayınçonun oturması tuuttu.
Hemen yatıp, saati gece 01:30 kurdum, hava alanına gidilecek, dostum Mehmet Yüksel’i ben alacagım.
Hava alanına vardıgımda gece 02:00 yarım saat sonrası uçak indi, Mehmetin çıkması, saat gece üçü buldu, eve gelmemiz neredeyse gene dört olmuştu::))
peşişi peşine 2 gün gece dörtte yattım.
Tabi bu arada izine ayrıldıgımız yazmayı unutmuşum, 3-4 günlügüne izine ayrılmışım.
Ertesi gün Yusuf Şimşak’ta kabine toplandı. Bu toplantı ayrı olarak paylaşılacak.
Kursumuzun uygulamasına hocamız Feyzullah Konak suni tuhumla aletini kesin görmek istiyorum demişti, çünkü kendiside böyle bir alet yapmak için çalışmaları olan birisiymiş. Sadri abiyle görüştüler, bana da bu aletten yaparmısın dedi, Sadri abim neden olmasın dedi ama::)) Muhteşem kalfam araya girip, Sadri abi belgeleri alana kadar aleti teslim etme diye diretiyor::)))
Larva tranferi başlıyor.
Uygulamada larva alamayana belge yok….
Burada önemli bir konuya açıklık getireyim, ben hep merak etmiştim hangi larvayı almalıyız, bunu hiç bir egitimde görmedik biz bu işi kendi kendimize buraya kadar getirmiştik.
8-12 saatlik larvalar anaarı üretiminde çok ideal olanı imiş.
Larvayı kaşıga alıyorsunuz ve azıcık sütün içinde larva varmı yokmu onu kestiremeyip görmek için ugraşıyorsunuz, he bu larva 12 saatlik larvaymış.
Çin kaşıgında larvayı çok zor seçiyorsunuz, zaten larvayı gördügünüzde o larva kurumuzur dedi Feyzullah bey.
13 gün sonrası dogmayan anaarı memelerini imha edin, çünkü onlar yaşlı larvalardan oldugundan 13 günde doğamıyormuş.
Ben bir soru sordum binlerce kutusu olan bir işletme hangi gün memelerin dogdugunu kontrol ediyor? diye, soru biraz havada kaldı.
Alınacak larva kıl kadar ancak vardı.
Bizim kalfa bir larva aldı, hoca larvaya bakıyor bunu almayı nasıl başardın, tabi kafadaki büyüteçli gözlügü görmüyor::))
Bizimkide hocam dersi geçtim dimi diye hemen orada işi bağladı gitti.
Sadri abi arkada sırasını bekliyor, hocam benim gözlerim keskin, gözlüksüz istediğin larvayı alırım diye havasını attı.
Bu arada ben duyduklarımdanacayip etkilenip kursta hocamıza tekrar sorma geregi duydum, bir başlatıcı koloniye 66 anaarı yüksügü verebilirsiniz dedi, bu yaklaşık 8-10 çıta genç arısı olan bir koloni için. Bana göre çok fazla ama dogrusu buymuş. Ben kendi arılıgımda 8-10 çıtalı bir kolonide 26 meme veririm ve bunun bir kaçı tutmaz, ortalama 20 meme yi besletip olayı o kovanda bitiriyorum, hoca bana dediki sizinki çok zengin işi, işin en ekonomik ve verimli boyutu benim anlattıklarım dedi. Bende zaten biz ekonomiden anlamıyoruz, biz hobi anacıyız, herkes gülüyor.
Yakında şu ekonomik boyutu bir uygulamaya koyacam. Az arıyla çok iş.
Kursun ilk ayagını tamamladık, kursiyerler Saim Gürel kardeşimizin arılıgında bir hatıra fotosu alındı.
Hafta içi gene bir misafirim vardı. Zafer Anlayışlı abim, ruşetle arı istemişti onları ayarladık. Bu sefer anaarı kestirmeyecek::))
Zafer abi yolun açık olsun sağlıcakla git ve gel. Birde anaarı kutusu verdik çalışır vaziyette anaarısıda çiftleşip yumurtaya başlamıştı.
Bu sene ilk defa kanola balı ile tanıştık. Trakyada binlerce koloni vardı hiç bir arıcıyı sagımda göremedik. Hatta kanolada arı söndürenler oldu onlardanda ses seda çıkmıyor. Balın rengi aşırı açık, resimde gene biraz koyu duruyor. Üstteki bal kestane balı. Arılıktaki tenekeler donmaya başladılar. Evdeki balı 3 gün 45 derecede beklettiğm biraz kıvam kazansın diye kıvam filan kazanmadı olan bizim elektirik faturasına oldu sanırım, bal su gibi cıvık. Bu ısının faydası bal donmadı.
Kanola balını, anaarı memesi besleyen kolonilerin beslenmesinde kullanıyorduk. Bu mevsimde donmaya başladı. Birilerinden duyduklarınız yalan yanlış veya palavra olabiliyor, arıcılıkta hadiseleri yaşamak daha güzel. Bakın aynı bal birisi evde donmadı, ısıtılmayanı bu mevsimmde dondu.
Kullanacagımız bal tenekelerini, mum eritmede kullandığımız camlı buzdolabına alacagım.
Alın size bal eritme. Donmuş balı beleşe eritme teknigi::))
Balı sulandırıp meme beslemenin yanında, anaarı çiftleştirme kutu kontröllerinde gıda sorunu varsa, hemen sulandırılmış balı çıtalara fışkırtarak dolum yapıyoruz.
Cumartesi gecesi kestanede bala çalışacak son kolonileri götürdüm, son götürdügüm 9 koloni devşirme kolonilerden oluşuyor. Gebze de yatacaklarına kestane balı yapsınlar, kestane balı çok kıymetli, geçtiğimiz sene kilosunu ben 40 liradan sattım. 70-80 liraya satanlarda var.
Aynı akşam Gebze Bal Üreticileri birlik başkanımız Kadir Gürkan beyde arılarını Kızılca köye indirdi.
Koloniler açıldı sorun varmı onlara bakıyor.
Ben çarşamba gecesi kamyonla gelen arıların musluklarını açarken, arabaya yakın olanlar aracın farına uçuş yaptılar söfore arabayı ya ileri al, yada farları söndür dedim, söfer piyasada yok, hacının yanında sıgara içemiyor, hacı ben alayım diye arabaya çıktı, bu seferde el frenini bulmadı, arı o esnada bana sardı, ister istemez kızıyorsunuz, zaten haşat olmuşunuz birde gece iğne ye.
Hacının oğlu gelip ileri kanyonu aldı ama bizde bayagı bir iğne yemiştik, kalan kolonileri açtım, o karmaşada bir kovan atlanmış.
Bu akşam gittigimde olayı fark ettik 30 çıtada çalışan bir koloni, komple sönmüş::((
Küçük bir detay veya ihmal, yorgunluk, dikkatsizlik, sıgaranın faydaları ne derseniz deyin, zayıf arı olsa kesinlikle sönmezdi, çünkü üç katın içinde dünya alan vardı, üç günde koloni bu şekle gelemez.
Koloniler açıldıktan sonra kesinlikle yeniden kontrol edilmeli. Ben eşekten düştüm, siz düşmeyin, eşekten düşen, bir daha çok zor düşermiş.
Osman Efe Gürkan;
Sünnet düğünündeyiz. Kadir Gürkan beyin oğlu.
Yav bizim çocuklugumuzda köye davulcuyla bir zurnacı gelirdi, köyün altından bir girerlerdi, elinde çantası olan adam eve girip, budamamı, aşılamamı, ucundan azıcık alıp hemen başka eve geçilirdi, bazı çocukları yakalamak için enderde olsa safari olurdu.
Birde şimdiye bakın, oh be, padişah maşallah::)))
Kadir bey dün gece Kızılca köydedi, şimdi Eskihisar köyü, kapatan köşkünde misafirlerini karşılıyor.
İnşallah oğluyun, damatlıgını hatta torunlarınında sünnet cemiyetinide görürürz sayın başkanım::))
İyi dua ettim hani::))
Hemen buradan yigenimin düğününe geçiyoruz, yav yaz günü size ne oldu, güzelim kış günleri duruken şimdimi evlenilir.
Yakup Baştürk;
Yegenim 19/06/2011 günü dünya evine girdi.
Dayı olmak zormuş, bir yerden yaşlandığınızı fark ediyorsunuz, daha dün bunlar çelik çomak oynuyorlardı, hayret büyüyüp evlenmişler bile::))
Başka zorluklarıda var dayılıgın, yok sandığın üzerinde oturanı indir, yok kapı açılmıyor onu aç, sanki çilingiriz. Sanki memlekette başka dayı kalmamış::))
Hele şükür gelini dışarıya çıkardıkya gerisi kolay, hadiyin damat evine.
Merasimler bitti artık gelinle damadı evine yolcu ediyoruz.
Damadın sadıcı, abi hep damadı çektin birde beni çek dedi.
Ayıpsın dur birde seni çekeyim, resim alıp postaladık, dünya iş hafta arasına sarktı, ama::))
Oh be kurtulduk::)))
Etiketler: anaarı üretim kursu, arıcılık, arıcılık suni tohumlama, feyzullah konak, kadir gürkan, karniol arısı, larva transferi, osman efe gürkan, yakup baştürk, yapay tohumla, zafer anlayışlı
Arıcılık Bilgi Merkezi, Magazin | Yorum Yok »