PÜREN NİHAYET AÇMAYA BAŞLADI
Ekleyen, admin on 27 Eylül 2010 – 08:30 -Püren bölgemizde yılgında deniyor, başka yerlerde funda biliniyor. Pürenin çeşitli renk tonları var.
Kendi arasında erken açanı, daha sonra açanları vardır yaklaşık en az bir ay açık kalır.
Bu resim üç gün öncesini anlatıyor.
Açan püren sayısı %10 falandı.
Ormnandaki olumsuzluklardan birisi, inşallah en az zararla bu işi bitirirler. Çalı süpürgesi diye bildiğimiz, püren kesimi var.
Orman işletmesine bir kişi müracat etmiş, işletmede püren kesimine izin vermiş. Bir ekip ormanı baştan sona tarayarak şu an kesim yapıyor.
İnşallah bu iş püreni budama yerine geçer.
Bundan sonra ormana daha rahat giderim anaarı kutularının toparlanıp birleştirilmesi bitti gibi. Anaarı kutusu ve başka yaptıklarımız bir başka paylaşımda görbilirsiniz.
Kovanlarıma göz atıp hemen civara göz atalım dedik.
Arıcılıktan az anlayan birisi bu işi böyle yapması mümkün degil.
püren,yilgin,funda, arıcı Ali Türk,
Yükleyen Ali_Turk. – DiÄ?er hayvan videolarına göz atın.
Filim konusunda filim işleri ögreticim, Sayın Muhteşem Turunç bey kalfa olmuşun gibi bişi dedi ama tam açıklık yok. Fakat yapmış oldugum çalışmadan menmun gözüküyor.::))
Ben hep derim zaten birisi bir işi yapamıyorsa, suçlu işi yapamayan degilde işi öğretemeyendir diye::))
Arıcılık Bilgi Merkezi | 5 Yorum »
İSTANBUL ARICILAR BİRLİK BAŞKANI ONUR ÇİLENK
Ekleyen, admin on 21 Eylül 2010 – 21:22 -Seyithan abi ilk oğul buduğunda bu sandığa koymuş, işin en ilginç yanı arıyı koyduktan sonra üstünüde çakması.Bir ara kovana bakmayı akıl ediyor ama her taraf kapalı ve çakılı::))
İstanbul arı yetiştiricileri birlik başkanımız, Onur Çilenk ve Ali Kandemir, dünyanın her yerinde arıcılık müzesi var bizde İstanbul’da böyle bir müze düşünüyoruz dediler.
Müze oluşturuldugunda arıcılıkta geçmişten günümüze kullanılan tüm ekipmanları bir çatı altına toplanması hedefleniyor.
Hacının güzel sandıkta yolcular arasına girecek.
Ofisimize geçiyoruz.
Ofisin dili olsada bu sene yaşananları bir konuşsaydı….
Yeni başkan Onur Çilenk yeni projelerden bahsediyor.
Çok kolonili degil bilinçli arıcılık yapılmasından yana.
Köylerle ilgili düşündükleri var.
Kısa sürede bir çok konu görüşüldü.
Arıcıların tesis ihtiyaçları en önemli problem.
Benim yapmış oldugumuz anaarı kutularını konuştuk.
Yapmış oldugum kutular ve kutuların lojistik destegini sağlayan metro kovanlar.
Onur bey başka bir anaarı çiftleştirme kutusu bahsetti.
Aslında Fransa’daki anaarı üreticilerinin kopük kutuları çok güzel, her tarafı sökülüyor, kışa girerkende ballık gibi üst üste geçebiliyor, yeni modellere ihtiyaç oldugu kanaatindeyim.
Ali Kandemir hocamız ise bir işte ne kadar çalışılırsa o kadar başarılı olunur dedi.
Kovana bir havalandırma deliği açanların bunu ballandıra ballandıra anlattığı bir yerde biz suni tohumlama aleti yapmışız.
Alti yapmaklada kalmadık tabi…::))
Birde mikroskopundan baktık be aklınıza başka şeyler gelmesi….
Biz çaresizlikten bu işe girdik ve peşinden başarı geldi.
Ali hocamız, arıcılıktaki bilim adamlarımızın arıcılık yapmadıgını dile getirdi.
Zaten bir işi yapmıyorsanız okuyarak yada çeviriler yaparak bir işi ne kadar geliştirebilirsinizki.
Bazen düşünüyorum, arıcılıktaki bilim adamlarımız olsa ne olur olmasa ne olur diye.
Bilim adamınız size iki kovanı birleştirin ve böyle arıcılık yapın derse.
Bilim adamınız kendi arınızı kullanın derse.
Zaten arıcılar bilimci bunu söylemesede yapmıyormu.
O zaman bu söylemleri yapan kişinin bilimi ne işe yarayacakki?
Şiş ve kebap yanmamalı, millet uyutulmaya devam edilirse sorun yok.
Başkan ve arkadaşları beni ramazanda iftara davet etti gidemedim.
Bundan sonra daha geniş ve kapsamlı birlikteliklerimiz olacak inşallah.
Hocamıza ruşetteki arıyı veriyorum, altta havalandırma var, önünede havalandırma taktım zaten yarım saate kalmadan açacaklarını söylediler.
Bu taraftaki anaarı kutu gözleri birleştirilip buraya alındı. Çiftleştirme kutularında kışa hazırlık devam ediyor.
Bu kutulara bu senenin son memelerini veriyorum.
15 tanede memeden çıkmış ve kafeste analar bekliyor. Hedef tüm kutuları analı kışa sokmak.
Bu kutularda ise meme degil yumurtaya başlamış anaarılar var, tabi birleştirme yapılır iken anaarılar kafeslendi.
Bu anaarıların kalitesi ise tartışılır, çok kaliteli anaarıda olabilir, yakında spermleride bitebilir.
Bizim istediğimiz ise kututyu bahara taşıması.
Baharda kutudaki analareşe dosta hediye gider.
Muhteşem abideki balkon fakiride bunun gibi son bahar anasıydı süper çıktı.
Başkandan seçimlerde ne vaatler yapmışsa seçenler daha fazlasını isteyecektir.
İnşallah birlikler arası rekabet başlar ise ortaya bir yarış, yarış ise başarıları beraberinde getirir.
Karniyol(karniol) arısının sakinligi
Yükleyen Ali_Turk. – DiÄ�er hayvan videolarına göz atın.
Arıcılık Bilgi Merkezi | 9 Yorum »
ARICILIK HEDİYELERİ::)) ALLAH NE VERİRSE HAYIRLISINI VERSİN.
Ekleyen, admin on 17 Eylül 2010 – 23:30 -Hoca hayret ilk defa eşege ters binmiş.
Saat ters çalışıyor.
Ters saatin 3 faydası varmış.
1-Geçen zamanı geri getirir…!
2-Ters giden işlerinşizi düzeltir…!
3-Düşünerek doğruyu bulmayı öğretir…!
Gelen paketin üstündeki adreste, Nasrettin hocalık.
Arıcı AliTürk mahallesi.::)))
Arkadaş soruyor nerden ve ne yollamış, dedim bakacaz::))
Paketi kargoda açtık::))
İki çeşit şeker vardı, konya şekerini zulalayıp öteki şerkeri başta kargoculara ikram ettim.
Sonra arkadaşıma ikram edip kalanı hacının aşirete verdim.
Konya şekeri eve geldi, yumuşacık yaşlı işi::))
Saat bayagı tuafıma gitti.
Genede teşekkürler, Konya Akşehire yolum düşerse, gerçi her taraftan davet var, oradaki kapımızıda merak etmiyor degilim::))
Nasipsiz sopa bile yenmiyormuş, ya nasip.
Nerden ve ne yazmış deyince okudum onada, tamam belaya kaldık dedi ve acayip güldük.
Yavhu altı üstü bir anaarı hediye edildi, bunu bu kadar abartmanın ne anlamı varki. Keşke 5 kovanıyın anasınıda degiştirseydik.
En az 200 adet karniyol f1 anaarı hediye etmişimdir.
Parayla almaya kalksanız bu anaarıyı bulmanız imkansız gibi bir şey.
Bir çok kişi karniyol diyorda, kaç kuşak sonrası belli degil.
Ben böyle dedimmi sanki bulunmaz hint kumaşımı diyorlar. O zaman gösterin karniyolcular anaarılarınızın kimliğini. Damızlık olup olmadıgını o zaman anlarsınız.
Benim açımdan ,sıra saf karniyol damızlık hediyelere geliyor.
Ben ne söylemiş isem yapmışım.
Mektupta yazılan çok tuafıma gidiyor, biz aslında bu işi devamlı yapan biriyiz.
Bizim açımızdan çokta önemli şeyler degil.
Bir ülke düşünün ve şu hale bir bakın, bu ülkeyi bu hale düşüren bilimcilerden elbet bir gün bir yerede bu halk hesap soracaktır.
Lafa geldimi 5 ırk arımız var ve ortada ne safı nede ekotipi var::))
Hep proje, hep proje yılar akıp gidiyor, yazıklar olsun ne diyelim ki?
Arıcılık Bilgi Merkezi | 9 Yorum »
ARICILIK VE ARILARLA BAYRAMLAŞMA..
Ekleyen, admin on 14 Eylül 2010 – 21:10 -Arılıkta yaklaşık yarım saatte ormandaki arıların ihtiyacı olan formik asitleri şişeledim.
Organik asitlerin en önemli özelliği, ilaçlar gibi bu asitler varroaya bağışıklık sunmuyor.
İlaçlar belli bir süre etki etmiyor.
Asit ise siz parmagınızı ne zaman içine sokarsanız deriniz soyar, sizde bagışıklık kazanamazsınız ona göre.
Asidi buharlaştıracak karton, çantacıların kullandığı karton olacak.
Şişedeki damlalık tam temas ettiğinde karton aside doyuyor, buhar olduça bünyesine asidi çekiyor, bir nevi fitil gibi işlev yapıyor.
Kartonlarınıda kesip bir poşete doldurup ormanın yolunu tuttum, hacı gene arazi.
Toplu konut alanına kaçak cami yapıyordu::))
Fakat gitmeden ille yemek ye sonra git desede ormandaki durumu çok merak ediyorum, çoktan beri gidemedik.
Orada yersin diye azık verdi.
Arıların durumuna bir baktım olumsuzluk yok.
O zaman azıgı açıp yemek lazım, gerçi hacının vediği azıkta ne olurki, bu hacıyla doktor 2 senedir beni ortadan kaldırmak için planlar yapıyor, habirede planlar nedense erteleniyor.
Ooo azık süper, acaba diyorum ne olduda böyle bir azık hazılrladı.
Ne varsa silip süpürüyorum.
Yarabbi şükür.
Hemen yemekten sonra işe girişiyorum.
Her kovandan iki çıta çıkartıp, bir karton atıp üstüne asit şişesini bırakıyorum.
Bu doktorlarla ilerde inşallah sorun yaşamam::))
Birisi zaten ben hobi arıcıyım diye üstündeki yükü bize yıktı.
Hobicilik neyse artık, bu yaşa geldim hala çözmüş degilim.
Degişken iç yapıları var.
Bazılarının ikinci katından bal almadım ama içim gitti alışık degiliz bal olacak ve bu kuluçkalık almıyorum diyeceksiniz, isterseniz bir deneyin.
Çok zor bir şey bu bahsedilen hadise.
Bir çok kovanı değişik kullanmamın nedeni bazı gözlemlerdir.
Biz kitap arıcıları degiliz.
Gerçi kitaplarda sıfır sağım diye bir hasat türüde yok onuda belirteyim.
Geçen Sadri abi Trakyada habire oğul geliyor diyordu.
Arıda biliyor gelecegi kişiyi::))
Bir çok kovan sonbahardaki kuraklıktan ve kovan içindede bal yok, kovanı terk ediyor.
Yıllardır ilk defa yılgın,yada püren bu kadar açmamak için inat etti.
Hem yanmadı hemde açmadı.
bin tane pürenden bir tane tam açık zor bulursunuz.
İşlerimi bitirip hemen yandaki komşu arılıktayım.
Çerkeşli köyünden ve bizim Gebze Bal üreticileri birliğimizin üye ve yönetiminde olan Mitat abinin arıları var dibimde.
Aslında Mitat abi emekli birisi, bu arıları buraya bıraktıktan sonra bir daha gelmediler.
Birde hoca arkadaşı var, imkanlarıda iyi olmasına ragmen mallarına bakmayanlara istemesemde kızıyorum.
Malın varsa bakacaksın, yada bu işi yapmayacansın.
Bu kovanlar hoca efendiye ait.
Bir tanesine bu sene anaarı verilmiş.
Yeni anaarı verilen kovanların kayıtlarını tutamadıkları için, kafesleri kovandan alıp musluk üstüne çakmışlar.
Yani bu kovana bu sene anaarı verdik güya bilecekler ama birisi sönmüş durumda.
Bu 4 kovan sanki kader birliği edip sönmüş durumda.
Hemde perişan olmuş vaziyette.
Bu şekilde durmaya devam ederse içerdeki ağ kurtları yakında kovan tahtasınıda yiye yiye bitirecek, çünkü kovanda o güçte ağkurdu var.
Agkurdu kolonisi 40 bin nufus yapmış durumda acil kat lazım.
En azından 4 kilo örülmüş petek varın siz hesap edin kaça mal olmuş.
Sorun ise çok zayıf koloniye saramayacagı ve bakamayacağı kadar petekli çıta bırakmak.
Agkurtları okadar yiyorki, kovan önündeki gübreye bakın.
Ne desek ne yazsak boş, olan olmuş.
Önemli olan bunlardan hepimizin payına düşen mutlaka vardır.
Bu kovanların dördünüde kapattım ve sahiplerine durumu haber verdim.
Civardaki arılıklarda olumsuzluk olacak olsa kime ulaşacaksınki.?
Kovandaki ağ kurtlarının filimi, foruma eklendi.
http://www.aribakani.com/forum/index.php?topic=352.msg1537#msg1537
İşlerimi tamemen bitirip geri dönecegim.
Yan yana zaten 3 arılıktık, bu sene sıgırlık mevkisi acayip olmuş.
Genelde bu noktada yıgılma var.
Bir sürü arı gelmiş, ilçe tarımna soruyorum hiç kimse izinli degil.
Burada arıcıları horlamak ve küçümsemek için yazmıyorum.
Bir iş yapılırken planlı yapılmalı.
Ormanda bir sürü boş yer varken 500 metreli bir daire çizsek, şu an itibari ile 10 tane arılık olduk.
Aklına esen kovanları atıp gidiyor ve kimin ve bunlar çalınmışmı sahiplimi belli degil.
Biz kendi bölgemizde çekiniyoruz, dışardan gelenlerin hiç bir şey umurunda degil.
Bu iş böylemi olmalı.
Sinoplu Bilal’in kovanları.
25-30 kovanı vardı bu sene 100 civarına çıkardı.
Yola çıktım ilerde bayrak var.
Allah Allah diyorsunuz.
Ormanda direk dikilip bayrak niçin takılır.
Bir bakayım diyorum.
Daha bayraga varmadan 50-60 metre geride yol üzerine bırakılan 70 civarında kovan var.
Resim alıyorum, birde zumlayıp resim alıyorum, plakalarda 41 yazıyor iyi bu İzmit’ten diyorum.
Arıların bitiminde bayrak var, acaba bu adammı dikti ?.
Plakalarına bakıyorum 81 le başlıyor, he bunlarda Düzce’den ::))
Asıl mevzu eniştem beni niye öptü misali bu bayrak.
Ben belediyeci oldugum için iyi bilirim, genelde gecekondu ve kaçak Cami inşaatlarına tezelden böyle bayrak çekerler.
Yani anlayacagınız bu arılıktada bir çopanoğlu var.
Bir kaç poster ve heykelde olsa hiç fena olmaz diyorum içimden.
Bu arıcının yaşamındaki hayatını o kadar merak ediyorumki.
Bir ara solcu bir millet vekilimiz Bursa’da atıp tutuyordu, oturmuş çay içiyorduk.
Birisi sen ne biçim solcusun demişti, biz şaşırdık bu ne biçim soru diye.
Devamında dediki kot giyinmişin ve malbora sıgarası tüttürüyon.
Millet vekilimizden tık yok.
Şimdilerde bu gibi ayrımlar bereket yok.
İnsanların söylemleriyle yaşadıkları bazen ters olur.
Burasınıda arabadan inmeden boydan boya bir dolaşıp doğru Gebze’ye::))
İçimden diyorum fazla merak iyi olmaz hadi ikile diye.
İşin garip tarafıda yanmadı.
Havalar bayagı bir sogudu.
Çam bölgesinden gelen haberlerde aşırı sıcaklardan dolayı basra böceginin öldügü ve yeni yetişenlerin daha tam faal olmadıgı yönünde.
Arılarıma bakım yapar iken öğleden sonrası olmasına ragmen degişik çiçeklerden polen geliyordu.
Pürenden polen bundan sonra başlayacak.
Hemen arbayı geri getirip aşagıya indim.
Renk süper ve bir kaç kez açıp geçmiş tomurcuklarıda var.
Dördüncü bayram İlhami abiyi aradım abi köyde durum nedir Gebze’de yagmur var diye, dediki ben köyden yeni geldim, Gebze’dekinden çok fazla yagmur ormana yagdı dedi.
Bu habarede şükür ne diyelim.
Açarsada zaten birden patlayacak, geçmiş senelerdeki gibi uzun süre açık kalacağını zannetmiyorum.
Hava soğudu dedimya bu gün Gebze üzerinden geçen arı kuşu sesleri vardı.
Bir çok yeri ziyaret edecegi kesin.
Arıcılıgımıza büyük darbe vuran unsurlardan biriside bu kuşlar.
Pürenden sonra koca yemiş açar, bu sene erken açan kocayemişte göremedim.
Arıcılık ve bayramlaşma diye başlık atmamın sebebi üçüncü bayram arılıktaydıım, paylaşmadıkmı bunlar zamanı geçtimi bir anlam ifade etmiyor.
Her şey zamanında.
Arıcılık Bilgi Merkezi | 4 Yorum »