ARICILIK, ARICILIK, ARICILIK…
Ekleyen, Ali Türk on 16 Mayıs 2013 – 09:26 -Bu akşam mesai çıkışı arılığa gitmedim, Enes Emin ve İlhami abi arılıkta gerekli işleri yapıyorlar.
Arıcınıun yoğun günlüğü devam ediyor…
Kargoları mı yaptım, gezi zamanı başlıyor…
Bir bahçede damızlık erkek üretimi için bıraktığım kovanın yanına geçen sonbahardan beri gidemedim, bir bakayım ne oldu, içimden de sönmüştür diyorum. Kışa katlı girmişti, gittim sapa sağlam, körük ve maske yok dolayısı ile kovanın kapağını açıp bir baktım arı katta altta durum nedir bilmiyorum kapattım.
Hafta sonu yaşadıklarımız ve bu günü tersten bir paylaşayım.
Dr.İsmail Demir abimizin benden aldığı kolonilerine bazen bakıma giderim. Uzun bir zaman oldu ben Mersinde iken telefon etti birisi alt katı doldurdu, kat koyayım mı diye. Izgara koy, koyduğun kata çıtaları diz demiştim.
Bu arada İsmail abim bir yurt dışı yapıp geldi ben hala ziyaret edeceğim, kendisi aile doktorumuzdur.
Yazlığına gittim kendisi de orada ne güzel….
Abi nasılsın o bana hoş geldin diyor bende ona::))
Arılara daha gelip bakmadın mı dedi, dedim ki abi acayip bir iş yumağı var gelemedim.
Bir kovanda sorun yok alt kat dolmak üzere. Kat konulan kovanı kapağını açtım, örtüyü kaldırdım oda ne::))
Mis gibi bahar balı kokusu geliyor. Peteği kopartıyorum koparma dedi, dedim bunu almamız lazım, daha 3 çıta daha konulacak yer var.
İsmail abi balı aldı, acayip bir mutlu yüz….
Sonra diğer çıtaları merak etti, akşam akşam bende meraklandım körük yanıyor bir bakalım dedik.
Öyle güzel bahar balı gelmiş ki, kokusu hala burnumda, tabi laf aramızda kalsın, bu çıtalardan birisini kesin göçürmem lazım::))
İsmail abi korkuyor abi yaklaş korkma dedimse de uzaktan resim alıyor. Sim siyah giymişim sokacak olsa beni sokar::))
Abi yaklaş, her çıta bal ile kulübe kapısına mı geleyim….
Dünyada doktor arısı olmak varmış, kovanlar şato gibi kulübe içinde bizimkiler yerlerde sürünüyor, altına bir tahta bile atamadık….
Artık kendisi kapıya geldi, çıta ortasına arılar yavru yeri açmışlar ama kovanda ızgara var, bir taraftan bal sırlanmaya başlamış.
Kolonide 7 çıta vardı, sekizinciye dalak atılmış, bende petekleri tamamladım.
Yerim sizi 10-15 güne kadar kendim bu kovanlara özel bir bakım yapmalıyım….
Pazar akşamı Yusuf Şimşak kardeşime gecikmelide olsa biraz arı kolonisi götürdüm.
Arılıkta İlhami abiyle bir gece yarısı anısı oldu::))
Yusuf Şimşak arılığı.
Yusuf gündüz toplanan ana arı deposunu buldu arabanın içinde, yılan gibi bu analar diyoru::))
İlhami abi olumsuz vaka derler ya, yemedim yedirdim,tipe bakın, bu adam beni kahrımdan öldürecek::))
Yemek üstüne çay, İlhami abi sek su içiyor, bu arada gece yarısı olmuş hala eve döneceğiz.
Rahmetli amcamın bir sözü vardı, derdi ki “lafın harmanı olmaz” Bir kalkalım hele. Gece İlhami abiyi Darıca’ya bırakıp saat 2 de evime girdim….
Sabaha mesai var.
Hafta sonu toplanan ana arıların istifleri ve sulanmalı yapıldı, akşama her biri bir başka şehre doğru yolculuk edecekler.
Akşam üzeri bu ana arıları sahiplerine yolladım. Erkan ise ben bu haberi yaparken yoldaydı. Nisan içinde söz verdiğim çoz az bir şey kaldı, bundan sonrası artık inşallah kolay.
Bazen transferlere taban yetmiyor, tabanı eksik almıştım, başka sorunlarda var. Elimde 3-4 degişik janter ekipmanı var, Yurt dışından gelenler standart, bizimkiler işe bir el attı, her biri başka ölçüde. Bazıları girmiyor, bazıları düşüyor, bazıları da rahat.
Hepsini bir arada nasıl kullanırım diye bir düşündüm, kafada olay tamam, Cemil ustayı ziyaret ettim::))
Ustam böyle bir şey düşünüyorum, 3-4 mm kontra varmı, o olmaz agaç yapayım dedi, seni mi kırayım yap bakalım deyiverdim.
Sıfır malzemede memeler kayıyor ama ikinciye kullanılan memeler güzel oldu. Vida takar gibi, kısa yeri geçirip çeviriyorsun ahada olsu::))
Daha yakından bir görünüm, çıkartılırken gene çevirip dar taraf kendiliğinden çıkıyor zaten.Janter ekipmanları.
Tüm malzeme bu, nedense bu marangozlardan ve projelerden kopamıyorum…..
Arılıkta işlerimizin arasında saf erkeklerin üretimi de devam ediyor. Plastik erkek gözlü petek.
Çalışmalarımız her alanda devam etmekte, saf arı üretmek bizim için sıradanlaştı, sırada hibrit çalışmalarımız olacak…
Bir yarım çıtada en azdan 15×15 erkek var, iki yüzünde en az 300 den fazla erkek arı yapıyor, biz zaten hepsini bir seferde kullanamıyoruz, yarısını kullansak bize çok bile, nasılsa bu yıl çalışmalarımız bir noktada değil.
Aydıncıktaki ilk döllediğim Akdeniz arısı. Erkekleri ise İlhami abinin geçen yıl sabit arılıkta 60 kilo bal yapan koloniden.
Numarayı bu tip arılarda tersten başlattım.
İlk turda 5 uygulama yapıldı, 1 ve 98 yollarına devam ediyor.
Aydıncıkta ki ikinci uygulamada gene 5 tana arıya uygulama yapıldı. Gene ikisi sağ kaldı, 2 ve 3 yolarına devam ediyor.
Sadri abiyle yaptığımız uygulamaya 7 ana arı alındı, hepsi hayatta biri yumurtaya başladı.
Bu arada Aydıncıkta ikinci turda döllediğimiz ana arılardan birisini, Sadri abiye arısıyla verdim. Yolda ana arıya bir zarar gelmemesi için 2 numarayı kafese aldık.
Geçen hafta bir şey öğrendim benim açımdan olay önemli.
Bir arkadaşım ana arı almaya gelmişti, dedi ki bir yerden karniol anası aldım, anasınıda sen vermişin deyince işin şekli değişti.
Ben hiç bir ana arı üreticisine damızlık ana arı vermedim bu biline. Birileri benim arılarımdan ana arı üretiyorsa melezin melezini üretiyor buda bilinsin.
Bu güne kadar ekip dışına damızlık hiç kimseye verilmemiştir. Bir yerde pasta varsa, bazı insanlar yalanlar söyleyip o pastadan dilimler kapmaya çalışıyor.
Etiketler: bahar balı, çıta bal, dr.ismail demir, erkek arı çıtası, janter ekipmanları, maskesiz arıcılık, plastik petek, yusuf şimşak arılığı
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık gezileri, arıcılıkta mayıs ayı, janter ekipmanları, Magazin, Pratik biğiler | Yorum Yok »
HAYAT DEVAM EDİYOR, ARICILIKTA
Ekleyen, Ali Türk on 25 Mayıs 2012 – 21:59 -
Ana arı işaret kalemi. Geçmişte her şey o kadar zor bulunuyordu ki bu kalemde onlardan biri, hiç bir kimse bunun metal veya kablo kalemi olduğunu söylemediği için dibinizde varken uzaklardan temin etmek istediniz, hemde daha yüksek fiyatlara, gerçi böylesi daha kıymetli oluyor::))
Resimdeki kalem büyük kırtasiyelerde metal kalemi olarak, tüm renklerde var.
İşlerimiz bu sıra bayağı bir yoğun, hem belediyede hem arılıkta tabir yerindeyse yardırmaya devam.
Havalar bu sıra tam musade etmiyor, iş çıkışı hazır ana arıları bile toplayamıyoruz. Sadece hafta sonuna bu iş yığılıyor ve hafta sonu da yağışlı olursa sıkıntı oluyor, çünkü geriden gelen memeleri verecek yer açmak lazım. Son 10 gündür havalar bir acayip, yağıyor, kapatıyor esiyor sıcaklık ise düşük.
Yozgat lı Hıfzı, bize hediye kavurga yollamış. Biz çocukken böyle değildi ortam, para yok, yiyecek şeyler kıt, düşünün pazar ekmeği bile o kadar lükstü ki caydak yerdik, “caydak”kın anlamı ise yavan veya katıksız yemek.
Yediğimiz genelde tahıl ürünleri, bunlardan biriside tahılı yani buğdayı kavurup çerez haline getirmek. Nohut gibi, nohut hem yemek oluyor, hem çerez.
Hıfzı bizi taa çocukluğumuza götürdü.
Paketi açtım bir kaç tane vardı, birisini bizim Müdürlükteki arkadaşlara dağıttım.
En çokta müdürüm dedi ki ben bunu çoktan beri özlüyordum, bana fazla ver::))
Dağıttığım paket bizim kalfa Dr.Muhteşem beyin kavurga’sıydı, kandil günü sevapları arkadaşlar kendisine yolladılar, eminim oda bundan son derece memnun olmuştur::))
Hıfzı sağ ol, inşallah ana arıları kayıpsız kabul ettirirsin, zaten kaç yıldır aynı arıyı kullanıyor.
Hafta içi İlhami abi yardıma geldi, biz o kadar dağınığız ki anlatamam. Hacının oraya çok az gidebiliyorum, sadece larva transferi yapıp çıkarım, diğer işleri hacıya yıktık, Enes bayağı iyi gidiyor ama onun işlerin takibini kesinlikle bırakmıyorum. Muğla dan gelen arılar ise başka bir yerdeler ve devamlı gidip gelemiyoruz. İlhami abi Muğla arılarına petek vermeye gelmişti, bede ona yardım edeceğim. Arıların yanına vardık körük yok::((
Hemen bir kartonu rulo yapıp körük işini çözdük.
İlhami abiye yav çağın dışına çıktık dedim acayip güldü::))
Eskiden kara kovanlarımıza toprak saksılarda böyle duman verirdik.
Bu arıyla çalıştığınızda körük ve maskeniz olsada bir şey fark etmez mutlaka öpülürsünüz, bizde ne zaman buraya uğrasak öpülüyor uz.
Kontroller sırasında bir kovanda kapalı meme gördüm, arı 7-8 çıta yok, oğul vermiş::((
Tüm çıtaları çektin ana yok, zaten yumurta yoktu, yeni larva da yoktu.
Birde bu kovandaki erkek arıların kafası beyaz.
Bu çıtayı yavru bitimine boş olarak indirmiştik, ana arı kalitesiz ve yavru düzeni veya mozaiği çok bozuk. Boş gözler ana arının sakat yumurtaları sayesinde oluyor, yani ana arı o gözlerede yumurta atıyor ama sakat olacaklarını işçi arılar bildikleri için temizliyorlar, diploidmi ne deniyor buna?..
Evet en fazla 8 çıta arı hemen oğlula gidebiliyor.
Aydından getirdiğim 5 çıta arılardan biriside oğul vermişti, oğul manyağı bunlar.
Başka arılar anayı beğenmiyorsa tek bir meme yapıp değiştiriyor. Bunu defalarca gözlemledik.
4 Kolonide plastik yarım çıta ördürmeye karar verdim. Bu arılar Muğla ve istediğim gibi işler yolunda gitmiyor. Çok yavaş petek işliyorlar.
Karniol arısıyla bunun petek örmesi arasında dağlar kadar fark var.
Bu hafta sonu başka kolonilerede örülmesi için yarım plastik çıtalar vereceğim, ikinci etap ruşetlerin bir kısmı bitti ve üç bölmeli olarak yollarına devam edecekler.
Örülmüş ve yavru atılmış plastik çerçeve, yada plastik çıta.
Çoktan beri düşünüp uyulamaya koyamadığımız bir ana arı kabul ettirme yöntemini denemeye başladım. Önce örülecek ham mumları takılı plastik çıtalarımızı boş bir kovana dizdik. Yemlik olarak 5 litrelik bir su bidonu kesildi, ped bidon.
Kutulardan yumurtaya başlamış bir ana arı alınıp, çıtalar üzerine bırakıldı, kek bölümü açıldı.
Arılar silkelendi ve toparlandıklarında kat alındı.
Şurupluk dolduruldu, arıların boğulmaması için, merdiven olarak püren dalları kullanıldı.Bunu bir kaç kovanda denedikten sonra sonuçları gene paylaşacağım. Bu arılar ise Aydın’dan gelen arılar.
Her sene, staj için bizim müdürlükte staj yapan, bu yılki öğrencilerin son haftası.
Çok şükür kurtuluyoruz, haftanın üç günü birlikteyiz, artık bıktırdılar ve süreç bitti.
Stajyerler artık bizlere veda ediyor. Her sene bende bunlardan kurtulduğumu kutlamak için yemek yeriz::))
Zekiye, Feyza ve Semih’e, hayatınızda başarılar diliyorum. Hiç biriside Fenerli değildi, oradan da bunlara kıl kapmıştım::))
Hışır dayı işleri ilerletti, şimdilerde Tokat kebabı diye bir şey yapıyor acayip süper, bir kişi bu porsiyonu bitiremiyor, kuzu eti, kuzu……
Etiketler: ana arı işaret kalemi, arıcılık, kavurga, plastik çerçeve, plastik çıta, tokat kebabı
Arıcılık Bilgi Merkezi, arıcılıkta mayıs ayı | Yorum Yok »
ARICILIK VE KANOLADAN AYRILIŞ
Ekleyen, Ali Türk on 30 Mayıs 2011 – 16:39 -Bu sene ilk defa Trakyaya kanolaya gittik. Kanola sezonu bitti ve kolonilerin alınması gerekiyor. Bu seneki arkadaşım Saim Ahmet Gürel. Yolda ise yeni almış oldugum cihazın ayarlarını yapıyor. Hayatımda kullanmak için almış oldugum en pahalı el kadar alet, iphone 4. Mobil iletişimde şu an eniyisi bu. Bata telefon, fotograf, internet ve gps, gibi bir çok özelligi üzerinde barındırıyor, tabi şu ana kadar tam kullanamadım. saim abide ipnone 3 vardı oda yeni ipone 4 de geçti. Yolumuz üzerinde Saimin kurdugu tuzaklara bakıyoruz.
Kovan veya ruşet koydugunuzda bazı kişiler bunları yürütebiliyormuş. Saim de karton kutular hazırlamış, çalınırsa bir kaç eski petekli çıtam gider diyordu. Bu tuzaga arı girmiş.
Hemen tuzak kapatılıp arabaya atılıyor.
Gene bir başka tuzaga arı girmiş ama birileri tarafından kutu parçalanmış, çok az arı vardı içerde, demekki terk etmiş.
Kutulara havalandırma filan hazırlanmış, Saim bu sene oğul konusunda çok şanslı.
Arılıktayız ve tuzaktan ruşete oğulu aktarıyoruz. Arılıktaki Saimin tuzaklarından birisine gene oğul girmişti.
Oğulun anası, yumurta atılmıştı.
Ben kendi kolonilerimi kapartırken Saim Ali abi gel bak arı ne yapmış dedi. Gittiğimde çuvala bakıp, bu karniol arısı, 5 çıta olarak gelmişti, şu an 16. çıtayı bitirip, 17. çıtayı örmekle mesgul diyordu.
Görüntüler süper. Kanola bitip gitti, nedense gene kanoladan menmun olan olmadı. Ben ise kovanlarımı zor arabaya yükledim, acilen sağım yapmalıyım. Memleketimizin, yerlisini, okotipini ve kafkasını destanlar yazar iken görmek ne güzel::))
Saim’in bir kolonisi, 3 çıta gelmiş, şu an koloni 7 çıta olarak buradan gidiyor.
Bir başka koloni, 4 çıta gelmiş 7 çıta geri gidiyor. Tüm kolonilerde bu kayıt var.
Ben kolonileri hazırlarken civarı bir gezdim. Bazı kanolalar hala sarı duruyordu. Bir baktımki kanola degiller. Biz memlekette bu ota turp otu deriz, buralarda yabani hardal diyorlar. Kanola tamamen bitmiş vaziyette.
Gelincik ve yabani hardal dolu bir kanola tarlası.
Tohuma durmuş kanola.
Çocuklugumdaki gibi gelinciklerin kapsüllerini toplayıp yedim. tazesi çok lezettli olur.
Akşam oldu kolonileri yüklemeye başladık, aman Allahım bu ne leş gibi kalmıyorlar dediğimde Saim abi maşallah de dedi::)) Evet maşallah.
Özkan abi ve hacı ikiside süper çalıştılar. Hele Özkan abiye hasta oldum. Zevkine bizimle gece yarılarına sürünülürmü yav::))
Özkan abi çok enterasan biri. Kendisi asıl işi oto döşemeciligi. Lüks otoların döşemecisiymiş, iyi usta yani.Bir ara saim abi dediki senin benim gibilerin arabasına bakmaz, çok lüks arabalar gelir dedi. Biz yoldayken benim arabanın bazı yerlerinde döşeme sorunu var, bir gün arabanı bana bırak ::))
Bu sıralar olmazda inşallah bırakırız.
Özkan abimiz hobi olarakta, mandırası var, koyun, keçi, ördek tavuk, kangal köpekleri var, hatta Denizliden horoz getirtmiş, şimdide arıları var ve sokmayan arı istiyor::))
İş bitti, etrafta bir mıntıka temizliği yaptık, çöpleri yakıp yok ettik.
Gündüz muhtarım Kani bey gelip yol evraklarımızı getirdi, inşallah tüm arıcılar böyle muhtarlarla çalışır diye dua ettim.
Yola çıktık, Özkan söferleydi, abi söfer açmış. Yav bizde açız iyi oldu bir yemek yiyelim. Yamyam gibi iki kova ekmek bitirmişiz::))
Benim arıları indirmek çok sıkıntı verdi. Koloniler kalkmıyor, hadi iki kişi taşırken sorun çıkmıyor. Yere koyarken bitiyorsunuz, genelde üç veya dört kişi indirdik. Bir ara 3 koloni kalmıştı, söfore 9 kovanmı kaldı dedim, hacı hemen el fenerini yakıp kasaya öyle bir baktıki.
Son 5 koloniyi hep 3-4 kişi arabadan yere kadar taşıdık.
En son arılar indi resim çekecem hacı beni çekme diyor, töbe töbe.
Saim abi benim kovanların çekmesini taktı, oda herkes gibi bitti. Saim kardeş ise sitemli. Sana kim dedi karniolla çalış diye, hem bizi hem kendini mafettin::))
Ben kolonileri açtım, arı o kadar havalandırma olmasına rağmen, arılar fışkırmaya başladılar.
En berbatı ise, kamyon indiği yerden çıkamadı. Ellen ne yapılabilirki. Tahtayla toprak kazıp biraz teker altına avuçla toprak attık, olacak gibi degil. Ben biraz kestirecem dedim. Münübüse yatmaya gittim. Gece 4 çeker bir jip getirmişler, arabayı 15 metre filan yukarıya çekmiş, halatı koparmış ama işi bitirememişler.
Bir telefon geldi, Ali hocam ben gebzedeyim::((
Hasan Alperen, Akşam biz arılarla çıkarken oda İzmir’den gebzeye yola çıkmıştı.
Abi 1 saat sonra filan gelirim dedim, çünkü Bilecik’tende yolda olanlar vardı.
Hemen arılıgı bir gezdim olumsuzluk yok.
Nerden nereye, Oktay’ın arılığındayım. Bu sene ise Oktay çoştu, koloni sayısı yakaladıgı oğullar sayesinde 30 filan olmuş. Ne kat nede kovan kaldı, her gün kovan siparişi vermekle nereye kadar hobi arıcılık yapılırki.
Kamyon resmin başladıgı yerdeydi, çekilebildigi yer bu kadardı, kepçe bekliyoruz, ama bu gün pazar ve herkes nazlanıyor. Yukarda Saim abşiye ben gidiyorum deyip hacıyla ayrıldık.
Kestanenin son hali, bakalım ne zaman açıp nektar verecek.
Kestane püskülü.
Benim en sevdiğim karelerden biri::))
İzmir den Hasan abimiz kestane şekeri getirmiş.
Bilecikten gelenlerde sen seversin diye köy yumurtasıyla, Osmaneli lokumu getirmişler. Hemde ayvalı::))
Bilmeyenlerde beni pis bogaz sanacak.
Hasan alperan ve Bilecik’li arıcıları bir sonraki paylaşımda bulacaksınız.
Etiketler: arı nakili, arıcılık, gelincik, kestane püskülü, sırlanmış bal
arıcılıkta mayıs ayı | Yorum Yok »
ARICI MİSAFİRLER
Ekleyen, Ali Türk on 27 Mayıs 2011 – 22:32 -Hafta içi yaptıgımız larva transferlerinin bu gün götürülme günüydü.
Transfere gelen koloniden anaarı alınıp fazla zaman geçmeden bana getirilmişti.
Geçmişte yaşadıgımız olumsuzluklar vardı.
Kovanda yumurta, her yaş larva mevcut, bu hiç iyiye alamet degildi.
Kovanlar gitsinmi kalsınmı derken kalmasında fayda var diyorduk, iyikide bırakmışız, yoksa feci bir hayal kırıklıgı yaşanacakmıştı::))
Bu gün öğlen bir telefon geldi, Ali abi ben yalovadan Kemal arıcıyım ziyaretine geliyorum, nerdesin dedim yola bile çıkmış, motorla feribottayım dedi.
Halit Kemal Şengül, 100 kovanla Yalovada arıcılık yapmaktaymış, aynı zamanda arı satan birisi.
Mesayi bitmeden belediyemizdeydi.
Mesayi bitti, arabam yağ degişimindeydi, onu alırken bir telefon daha.
Bakanım hacıyı ara çayı koysun, az sonra oradayız, Yusuf Şimşak ve biz arılıktayız.
İki gün öncesi yaptıgımız larvaları dün kontrol edeyim demiştim.
Oda ne::((
26 taneden 3 tane memeye işlem yapılmıştı.
Dedim bu zayıf koloniydi ötekinde fazla tutmuştur diye onu açtım.
::((
4 Memede orada tutmuş.
Dün hemen, aynı çıtalara yeniden larva transferi yapmıştım.
Kapak resmindeki durum mevcuttu::))
Bu arada geçtiğimiz gün antremana öyle bir çıta denk gelmiştiki, egitim tam olmamıştı.
Yeni yumurtaya başlayan kutu çıtalarından birisinin çatlamış larvaları.
Bu larvalar, transfer için biçilmiş kaftan denirya ondan::))
Ben artık genelde kuru aşılama yapıyorum.
Nedenide sulu aşılamadan daha iyi oldugu için.
Nasılmı?
Damızlık kolonilerden aldıgım, yumurtalı çıtaları anasız kolonilerde çatlamasını bekliyorum.
Koloni anasız başka larvada yok.
Çatlayan yumurtadan çıkan larvayı süt içide bırakıyorlar.
Bu larvaların alınması kolay, tutmasıda çok kolaydır.
Birde çıtayı kesip, larvaların alınmasını kolaylaştırıp egitime devam edildi.
Yusuf ve Kemal gerekli egitime devam ettiler.
Bu esnada mesayi bitimi hava sogudu ve yağmur yagdı.
Bu gibi bir işlem yaptıgınızda, her türlü aletle larva alınabilir.
Hatta kürdanla bile.
Bir anaarı kutu çıtasını kesip bozdum ama egitim için çok gerekli bir çok resim ve video alındı.
Traşlanmış petek, transferlik larva.
Gözlerim iyi görmüyor diyenler, bu sistemde larva tranferi çok kolay.
Transfer için alınmış bir larva.
Çin kaşıgı.
Bu gün benim kalfa aradı.
Abi bomba bir haberim var dedi.
Hayırdır dedim, dediki karbon gazı için gereken aparatı yaptırmak için sipariş verdim.
Pazartesi elinde olacak demezmi.
Bu benim açımdan çok iyi oldu, yumurta iyice yaklaşmıştı, istemeyerekte olsa bir karbom tüpüne 400 kaat bayılacaktık, sağ olsun kalfamız işin peşini bırakmayıp, son üç günde girip çıkmadıgı mekan bırakmayıp bir yerde noktayı koydu.
Zaten toplara hep iyi vurur du, gene doksana taktı::))
Çok yakında bu seneki suni tohumlama işlemlerine başlayacagız.
Antremanlardan sonra hava soğukta olsa yagmur durmuştu, son yapılan transferlerden büyük bölümü tutmuş.
Resimde birde öğretmen var, merakla bakmaya çalışıyor.
Kemal motorsikletten iner inmez arılıga girmeden hemen maskesini aldı, dedim bırak maskeyi orada::)
Yav bizi nasıl izliyorsunuz bilmiyorumki::))
Bu sene ilk olarak anaarı üretimini yapan koloni.
Meme besletme işi bitince hazır anaarılardan verildi.
Damacana kovan, sanki maskot::))
Gelen inceliyor.
Şimdi balı nasıl alınır, tasası inceleyenlere düştü::))
Yusufla öğretmen arkadaşı gittiler.
Bizde bir kovanın memelerini zorda olsa dagıtmak zorundaydık ve akşam ezanı okundugunda işi bitirdik.
Öğlen civarı yanımıza gelen misafire hiç sormadık, açmısın susuzmusun diye::((
Abi bir yemek yiyelim dedik beni kırmadı.
Hışıra daldık, ben lahmacun yerim dedi.
afiyetler olsun. Yemekten sonra feribot yoluna götürüp bırakıp geriye geldim.
Benim açımdan yarına yardırma var::((
Etiketler: çinkaşıgı, co2, günlüklarva, halit kemal şengül, jantermemeleri, süt içinde kalmış larvalar, tarnserlik larvalar, traşlanmış petek
Arıcılık Bilgi Merkezi, arıcılıkta mayıs ayı | Yorum Yok »