ARICI YASMİN ZWİNZ
Ekleyen, Ali Türk on 13 Eylül 2013 – 20:45 -Arıcı dostumuz Erkan Kaya, Avusturyalı arıcı Yasmin’i arılığında ziyaret etti.
Bal satış yeri tabelası.
Düzce arıcılar birliği, bu yıl üyelerinden bazılarını, Almanya gezisine götürdü. Arıcılıkta bazı şeyleri yerinde görmek gerekiyor.
Yasminin kocası bu yıl arıcılığa yeni başlamış, kendisi eliyle yere karış yapıp ben küçük arıcıyım demiş::)) Ve çocukları.
Ana arı kutularının yerden kaldırılması ve uçmaması için vida ile kutuların sıkıştırlması.
Ana arı kontrolü ve hazır olanların paketlenmesi…
Güzel bir ana arı üretim istasyonu…
Etiketler: arıcı erkan, arıcı yasmin, avusturyalı arıcı
Arıcılık gezileri | Yorum Yok »
ARICILIK, ARICILIK, ARICILIK…
Ekleyen, Ali Türk on 16 Mayıs 2013 – 09:26 -Bu akşam mesai çıkışı arılığa gitmedim, Enes Emin ve İlhami abi arılıkta gerekli işleri yapıyorlar.
Arıcınıun yoğun günlüğü devam ediyor…
Kargoları mı yaptım, gezi zamanı başlıyor…
Bir bahçede damızlık erkek üretimi için bıraktığım kovanın yanına geçen sonbahardan beri gidemedim, bir bakayım ne oldu, içimden de sönmüştür diyorum. Kışa katlı girmişti, gittim sapa sağlam, körük ve maske yok dolayısı ile kovanın kapağını açıp bir baktım arı katta altta durum nedir bilmiyorum kapattım.
Hafta sonu yaşadıklarımız ve bu günü tersten bir paylaşayım.
Dr.İsmail Demir abimizin benden aldığı kolonilerine bazen bakıma giderim. Uzun bir zaman oldu ben Mersinde iken telefon etti birisi alt katı doldurdu, kat koyayım mı diye. Izgara koy, koyduğun kata çıtaları diz demiştim.
Bu arada İsmail abim bir yurt dışı yapıp geldi ben hala ziyaret edeceğim, kendisi aile doktorumuzdur.
Yazlığına gittim kendisi de orada ne güzel….
Abi nasılsın o bana hoş geldin diyor bende ona::))
Arılara daha gelip bakmadın mı dedi, dedim ki abi acayip bir iş yumağı var gelemedim.
Bir kovanda sorun yok alt kat dolmak üzere. Kat konulan kovanı kapağını açtım, örtüyü kaldırdım oda ne::))
Mis gibi bahar balı kokusu geliyor. Peteği kopartıyorum koparma dedi, dedim bunu almamız lazım, daha 3 çıta daha konulacak yer var.
İsmail abi balı aldı, acayip bir mutlu yüz….
Sonra diğer çıtaları merak etti, akşam akşam bende meraklandım körük yanıyor bir bakalım dedik.
Öyle güzel bahar balı gelmiş ki, kokusu hala burnumda, tabi laf aramızda kalsın, bu çıtalardan birisini kesin göçürmem lazım::))
İsmail abi korkuyor abi yaklaş korkma dedimse de uzaktan resim alıyor. Sim siyah giymişim sokacak olsa beni sokar::))
Abi yaklaş, her çıta bal ile kulübe kapısına mı geleyim….
Dünyada doktor arısı olmak varmış, kovanlar şato gibi kulübe içinde bizimkiler yerlerde sürünüyor, altına bir tahta bile atamadık….
Artık kendisi kapıya geldi, çıta ortasına arılar yavru yeri açmışlar ama kovanda ızgara var, bir taraftan bal sırlanmaya başlamış.
Kolonide 7 çıta vardı, sekizinciye dalak atılmış, bende petekleri tamamladım.
Yerim sizi 10-15 güne kadar kendim bu kovanlara özel bir bakım yapmalıyım….
Pazar akşamı Yusuf Şimşak kardeşime gecikmelide olsa biraz arı kolonisi götürdüm.
Arılıkta İlhami abiyle bir gece yarısı anısı oldu::))
Yusuf Şimşak arılığı.
Yusuf gündüz toplanan ana arı deposunu buldu arabanın içinde, yılan gibi bu analar diyoru::))
İlhami abi olumsuz vaka derler ya, yemedim yedirdim,tipe bakın, bu adam beni kahrımdan öldürecek::))
Yemek üstüne çay, İlhami abi sek su içiyor, bu arada gece yarısı olmuş hala eve döneceğiz.
Rahmetli amcamın bir sözü vardı, derdi ki “lafın harmanı olmaz” Bir kalkalım hele. Gece İlhami abiyi Darıca’ya bırakıp saat 2 de evime girdim….
Sabaha mesai var.
Hafta sonu toplanan ana arıların istifleri ve sulanmalı yapıldı, akşama her biri bir başka şehre doğru yolculuk edecekler.
Akşam üzeri bu ana arıları sahiplerine yolladım. Erkan ise ben bu haberi yaparken yoldaydı. Nisan içinde söz verdiğim çoz az bir şey kaldı, bundan sonrası artık inşallah kolay.
Bazen transferlere taban yetmiyor, tabanı eksik almıştım, başka sorunlarda var. Elimde 3-4 degişik janter ekipmanı var, Yurt dışından gelenler standart, bizimkiler işe bir el attı, her biri başka ölçüde. Bazıları girmiyor, bazıları düşüyor, bazıları da rahat.
Hepsini bir arada nasıl kullanırım diye bir düşündüm, kafada olay tamam, Cemil ustayı ziyaret ettim::))
Ustam böyle bir şey düşünüyorum, 3-4 mm kontra varmı, o olmaz agaç yapayım dedi, seni mi kırayım yap bakalım deyiverdim.
Sıfır malzemede memeler kayıyor ama ikinciye kullanılan memeler güzel oldu. Vida takar gibi, kısa yeri geçirip çeviriyorsun ahada olsu::))
Daha yakından bir görünüm, çıkartılırken gene çevirip dar taraf kendiliğinden çıkıyor zaten.Janter ekipmanları.
Tüm malzeme bu, nedense bu marangozlardan ve projelerden kopamıyorum…..
Arılıkta işlerimizin arasında saf erkeklerin üretimi de devam ediyor. Plastik erkek gözlü petek.
Çalışmalarımız her alanda devam etmekte, saf arı üretmek bizim için sıradanlaştı, sırada hibrit çalışmalarımız olacak…
Bir yarım çıtada en azdan 15×15 erkek var, iki yüzünde en az 300 den fazla erkek arı yapıyor, biz zaten hepsini bir seferde kullanamıyoruz, yarısını kullansak bize çok bile, nasılsa bu yıl çalışmalarımız bir noktada değil.
Aydıncıktaki ilk döllediğim Akdeniz arısı. Erkekleri ise İlhami abinin geçen yıl sabit arılıkta 60 kilo bal yapan koloniden.
Numarayı bu tip arılarda tersten başlattım.
İlk turda 5 uygulama yapıldı, 1 ve 98 yollarına devam ediyor.
Aydıncıkta ki ikinci uygulamada gene 5 tana arıya uygulama yapıldı. Gene ikisi sağ kaldı, 2 ve 3 yolarına devam ediyor.
Sadri abiyle yaptığımız uygulamaya 7 ana arı alındı, hepsi hayatta biri yumurtaya başladı.
Bu arada Aydıncıkta ikinci turda döllediğimiz ana arılardan birisini, Sadri abiye arısıyla verdim. Yolda ana arıya bir zarar gelmemesi için 2 numarayı kafese aldık.
Geçen hafta bir şey öğrendim benim açımdan olay önemli.
Bir arkadaşım ana arı almaya gelmişti, dedi ki bir yerden karniol anası aldım, anasınıda sen vermişin deyince işin şekli değişti.
Ben hiç bir ana arı üreticisine damızlık ana arı vermedim bu biline. Birileri benim arılarımdan ana arı üretiyorsa melezin melezini üretiyor buda bilinsin.
Bu güne kadar ekip dışına damızlık hiç kimseye verilmemiştir. Bir yerde pasta varsa, bazı insanlar yalanlar söyleyip o pastadan dilimler kapmaya çalışıyor.
Etiketler: bahar balı, çıta bal, dr.ismail demir, erkek arı çıtası, janter ekipmanları, maskesiz arıcılık, plastik petek, yusuf şimşak arılığı
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık gezileri, arıcılıkta mayıs ayı, janter ekipmanları, Magazin, Pratik biğiler | Yorum Yok »
ARICILIK FESTİVALİ, İSTANBUL 2
Ekleyen, Ali Türk on 12 Şubat 2013 – 21:41 -İstanbul arıcılık ve arı ürünleri festivali.
9 Ocak 2013 günü Gebze den Zaim abi ve Cemil usta ile çıktık, yolda Raşit beyi aldık ve Ümraniye de buluşma noktasına vardık, Yusuf yok.
Bir kafeye girdik, çay içerken bizim kalfa ayak üstü Zaim abiyi muayene etti.
Biraz sonra Yusuf geldi, festival alanına hareket ettik. Hayatımda dinlediğim en güzel iki yaşanmış hikaye vardı. Birisi genç bir hakimden, birisi genç bir doktordan. Burada yazılacak gibi değil ama çok güzellerdi.
Arıcılık festivalinde Gebze bal birliğimizi Ersan Çınar temsil etti, kendisi aynı zamanda Gebze Ziraat Odası başkanımızdır.
Festival alanında Yunanlı arıcılar ile buluşuyoruz. Hediyelerimizi verdik, hoş beşten sonra dolaşmaya karar verdik, bir dolaşabilsek bari.
Zaim abi bir kaç etkinliğe katılmıştı, arıcılık onun için oldukça farklı kişileri tanımasına neden oldu.
Sadri abiyi ziyaret ediyoruz.Ülkemizdeki son yılların en büyük gelişmesi, suni tohumlama aletleri yerli oldu.
Düzceli arıcılar festivalde hoş beş ediyoruz.
Efraim abi festivale gelenler arasındaydı.
Zafer abiyle buluştuktan biraz sonra Şeref Kokmaz da yanımıza geldi.
Şeref abi Zafer abiyle tersaneden arkadaşlar.
Soldaki arkadaşla da orada hoş beş ettik ama adını unuttum.
Bizim tanıyamadığımız ama bizi tanıyan bir kişi daha. Bu acayip bir duygu. Dolaştığınız ortamda sizi tanıyan bir sürü kişi ve siz onları tanımıyorsunuz. Her tanışma noktası tıkanıyordu, üç beş laf edelim diye takıldık mı arıcılardan ayrılamıyorsun.
Halil Güneş ailesi. Ailecek arıcı, baba oğul ikisininde adı Halil.
Ali Osman Çalık abimiz, Pınarhisar B al Üreticileri birlik başkanı. Aman bizim kalfayı o civara sokma demiştim bastığı yerde ot bitmez. Gelinen noktaya bakın, yerlere suni çim serip bana bak nasıl ot bitermiş gör diyorlar.
Gene bir abimiz ve ben isim yok::((
Bursa’dan arıcı Mesut ve arkadaşı, ötekini zaten biliyorsunuz::))
Yeni tanıştığımız arıcılardan soru üstüne sorular, kalfa cevaplasın beya::))
Zaim abiye bir gaz veren olsa, festival alanında almadık bir şey bırakmayacak. Daha kara kovanına arı koymadık bir tanede buradan alalım dedi. Zor vaz geçirdik.
Bu abileri unutmadım, Çanakkale’den geldik demiştiler::))
Ercan bey, arı evi, abi mahvoldum dedi,dedim hayırdır. Abi acayip iş var yetiştiremiyorum şu halime bak dedi. Allah’tan belanı mı istiyorsun , şükret dediğimde.
Abi şükürler olsun diye nasılda dua edermiş::)))
He şöyle.
Güner Kayral, tüm etkinliklerin demir başı. Nerede bir arıcılık etkinliği varsa mutlaka karşınıza çıkar::))
Saim Ahmet Gürel ve Tomas, kendisine verilen hediye kraliçe maskotu aldı.
Saim abi bizlere de birer kraliçe arı maskotu verdi, çok güzel bir anahtarlık.
İzmir arıcılıktan Ersan ile bir sene öncesi İzmir’de Oktay beyin arılığında tanışmıştık.Bu yıl plastik altlığı bitirip festivale yetiştirmişler. Ben kendilerine erkek üretimi için plastik petek siparişi vermiştim, kargoya verecekti, festivale geleceğini öğrendim, orada görüşelim demiştim. Stantlarına iki sefer gittim yoktu, üçüncüde buluşabildik.
Feyzullah hocamız bir proje tanıtımı için arıcılık festivalindeydi.
Bir ara Adem Yamak abimizi gördüm. Hoş beş ederken oğlu Emin abi senin için ana arı kutusu yaptım dedi. Zaten her tarafım kutu oldu, aman sus dedim::))
B
u sene festival acayip yoğundu. Biz toplam iki saat ancak kaldık, seneye herhalde daha büyük katılım olacaktır diye düşünüyorum.
Festivale gelen herkes bir şeyler alıyordu bu güz demektir. Hareket ve bereket var yani::))
Emin ile bizim kalfa bile güreşine tutuştular, yeneni söylenmiyorum::))
Bir ara ilhami abi minibüs geldi Darıcaya gidiyoruz dedi, ne olduğunu anlayamadık, kendimizi minibüste bulduk, ver elini darıca. İki saatte bir sürü kişiyle tanıştık konuştuk, iyiki gün boyu orada kalmamışım, yoksa festivali de hatırlamayacaktım, durum onu gösteriyor.
Doktora göre, bu yaşlılık alameti imiş::((
Festival nasıl başladı nasıl bitti anlayamadık…………
Etiketler: arı ürünleri festivali, arıcılık festivali
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık gezileri, Magazin | Yorum Yok »
İSTANBUL ARICILIK FESTİVALİ VE YUNANLI ARICILAR
Ekleyen, Ali Türk on 10 Şubat 2013 – 23:58 -İstanbul arıcılık festivali 3 gündü, biz ortadaki günü seçmiştik. Günü seçerken istediğim günü ben zaten seçememiştim. Birde başka işler çıktı bunlardan birisi Yunanlı arıcıların bizleri ziyaret etmeleriydi, Manos bir haftadır zaten burada, birde yeni arıcılar geldi, ruşetlerin işlerinde aksama oldu ve çok şükür 10 şubat pazar günü marangozdaki ruşetlerin çıtalarını doldurup kapaklarını kapadım baharı bekliyoruz.
Festivale dönecek olursak geçen sene bize hediyeler getiren Thedosıs ve oğlu Tomas ile birlikte bulundukları yerin arıcılar birlik başkanı bu yıl gene geldiler. Geçtiğimiz yıl buluştuğumuzda gelen hediyeleri tahmin edememiştik ve hemen bir şeyler alıp versek te mahcup olmuştuk.
Bu yıl buluşmamızla birlikte dillerini bile bilmediğimiz arıcılarla gülme krizlerine tutuluyorduk. Meraklı gözlerle millet bize bakıyor, nerede dursak o bölge yıkanıyordu. Durmayalım yürüyelim diyoruz biraz sonra gene bir yerde toplanıp trafiği hep aksatıyorduk. Festival bahaneydi, herkesin maksadı muhabbet ve tanımadığı kişilerle tanışmak…
Bu yıl gene bizlere hediyeler getirmişler ve daha buluşmadan hediyelerimiz evlerimize gelmişti bile. Bu yıl hediye dersine çok iyi hazırlanıp, geçen yılının acısını da çıkartmayı kafaya koymuştum::))
Seneye konteynerla hediye gelirse şaşırmayacağım::))
Hediye öyle verilmez böyle verilir…
Bu arada İlhami abi dedi ki saat 3 de Darıcaya gidiyoruz sen ve Doktoru istiyorlar, kim istiyor, Yunanlılar darıcayı göreceklermiş.
Muhteşem abi işi yokuşa sürüyor bakın trafik var, 3 saatte Darıcaya varamayız, 3 saatte geri gelinmez….
Misafirler diyor ki, biz minibüs tuttuk ve zamanımız var::))
Kabine tam toplanamadan tekrar dağılıyoruz::((
Yanımızda bir kaç arıcı var zannediyorduk, dışarıya çıktık oda ne bir sürü Yunanlı var ve minibüsü bekliyor. Biraz gecikmelide olsa araç geldi, İlhami abi, Manos ve Thedosıs taksiyle Darıcaya yola çıkmışlardı. Bizde bereket trafiğe takılmadan Darıcaya vardık ama hava karardı. İlhami abinin siteye vardık, eve girmemişler hayırdır dedim dedi ki arılığa gideceğiz, özellikle sordum bu senin fikrin mi diye::))
Gece olmuş bu havada ne yapacağız arılıkta hafiften yağmur var tam sis değilde pus var. Misafirler istemiş arılığa gitmeyi….
Bu arada ekipte birde papaz var.
Gene bir ilke imza atıyorum, karanlıkta papaz telefonun flaşını açtı fener görevi yapıyor ve ben kovandan çıta çekiyorum.
Flaşlar patlıyor sağlı sollu, içimden diyorum yav bizi deli mi öptü…..
Arılarda diyordur acaba bu ne iş diye….
Hayret bir olumsuzluk yok, siz kesinlikle bu işleri denemeyin, deli öpse bile….
Gece gece arılıkta fotoğraf alıyoruz sis iyice yoğunlaştı en güzel foto bu.
İlhami abinin eve geçiyoruz, millet öbür tarafta Zafer abiye misafir olmuş telefon ediyor sizin hakkınız olan kebapları biz yiyoruz vekalet veriyoruz yiyin diye, içimden bizsiz nasıl boğazınızdan geçiyor demedim değil hani….
Papaz suni tohumlama işinde hangi ülkenin tekniğini kullanıyorsunuz diyor. Yunanistan da bizim gibi arıcılıkta geri ülkelerden biri.
Suni tohumlama bilen bir kaç kişi varmış ve bizden ardım ve bilgi istiyorlar.
Bu papazın arı sütü üreticisi olduğunu biliyorum, bende arı sütü konusunda bilgileri öğrenmek istedim.
Arı sütü toplandığında 3 saat doğal ortamda lkalabiliyormuş yani 3 saat içerisinde bozulma olmuyor dedi. Peki saklama koşulları nedir dedim, – 18 derecede (eksi 18 derece) 2 yıl saklanıyormuş. En önemli detay ise dolaptan çıktıktan sonra 6 saat içerisinde tüketilmeli, bizim bildiklerimiz alt üst oldu.
Dedim bala karıştırıp daha uzun sürede tüketsek, olmaz diyor 6 saat içerisinde tüketilecek, 6 saatten sonraki sürelerde süttün etkisi kalmaz dedi. Ben kendisine Almanya da Janterin arı sütünü bir gaz ile sakladığı duydum dedim ben bilmiyorum dedi. Daha önce Mehmet Yüksel Janteri ziyaret etmişti ve orada gazla sakladığını söylemiş ama tekniğini kimseye bildirmiyor.
Geçtiğimiz yıl bu papazın sidisini bana Thedosıs, hediyeleri içinde sunmuştu, üç bölümden oluşan arı sütü üretim aşamalarını içeren sidi bu yıl yeniden hediye edildi.
Papazların arıcılığa katkıları geçmişte çok fazla, kullandığımız iki çeşit kovan iki ayrı papazın icadı. Gene Buckfast denilen arı bir papazın ürettiği hibrit bir arıdır.
Bu arada saat 21:30 da İlhami abinin evinden geri dönüşe geçildi. Muhteşem abinin araba Ümraniye de Yusuf Şimşak’ların ofisin yakınında bir yerdeydi. Yolda minibüsten inip taksi tutup arabasına ulaşıp gece yarısı evine gelebilmiş.
Festival fotolarını bir sonraki sefere paylaşacağım.
Etiketler: arıcılık festivali, yunanlı arıcılar
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık gezileri | Yorum Yok »