2013 YILI ŞUBAT AYINA GİRDİK ARILARIMIZ VE İŞLERİN DURUMU

Ekleyen, Ali Türk on 04 Şubat 2013 – 10:11 -

plastik çerçeve

Bahar hızla yaklaşıyor, arıcılık malzemelerimizi bir an önce yapıp kenara koymak için bizde son gaz çalışmaya devam ediyoruz.

Hafta sonu cumartesi günü öğleden sonraya kadar cereyanların kesik olması çalışmaları aksattı. Bizde boş durmamak için plastik yanaklara çıta taktık. Yaklaşık 500 çıta ana arı gözlerine konuldu.

İlhami abi bu yıl çalışmalara acayip hız verdi. Aksaklıklar çok şükür sorun olmuyor ve çalışmaya devam ediyoruz, bu hafta sonuna gerekli işlerin hepsini bitirip kenara koymuş olacağız inşallah.

matbağa sacı

Kapakların sacı matbaga kalıbı. Önceki çalışmalardan bir kalıptan 2 kapak kaplıyorduk.  Sacın üstüne nerden nasıl keseyim diye kapakları koydum üç tane çıktı. Geçmiş çalışmalarda bayağı fire vermişiz::((

Matbaa kalıbının bir yüzünde ise geçmiş haberler var. Kalıp Gebze Gazetesinden alındı ve haberlere de göz atıyoruz, Cemil soruyor ilginç haber  var mı::))

matbaa kalıbı

Tam bir günümü sacların kesimi yedi, basit bir iş gibi duruyor ama acayip zaman yiyen bir iş, kollarım hamlamış, mastarı kaydırmadan saca çizik atmanız gerekiyor çiziği katladığınızda alüminyum levha boydan boya kırılıyor.

Pazar günü ise sacların kenarlarının katlanması yani U yapılacak. İlhami abi arazi öğlen oldu gelecek neredesin diyor ki bir arkadaşın arıları var onları kontrol ediyoruz, yav bu günümü buldun gel işler ortada::))

Bu esnada Düzce’li Engin Altın marangozda misafirimiz…

Mehmet beyin 10 koloniden 5 tanesi sönmüş, bal var arı yokmuş, bir tanesi çok zayıf ve geri kalan 4 tanede sorun yokmuş. Bahara kafadan %50 kayıpla başladı. Gelen haberlerde  gene bu yönde, ülkemizin kaderi bu…

İlhami abi geldi, yanında bir Düzce’li daha::))

İki Düzce’li tanışıyor.

Bu yıl Düzce’li arıcılar tarafından yakın markaj dayız, Allahtan hayırlısı. Engin bey ile Mehmet bey tanıştılar, artık iş zamanı.

Ben sacların kenarını katlıyordum, katladığım sacları İlhami abiye verdim kapaklara bir monte edin diye. Önce bir numune yaptım bakın işin detayları bu.

İlhami abiyle Mehmet bey birlikte çalışmaya başladılar. Sac kapak kenarlarında 3 cm filan açık bırakıyordu, kapakların kasası boyansa iyi olur dediler, madem boyanacak buyurun boyayın dedim.

Mehmet bey sac kaplama işine devam etti. İşten anlıyor bu arıcılara bayılıyorum, leb dedin mi leblebiyi anlayanları tabiki. İsmi kuru arıcı olup, elinden iş gelmeyenler benim listemde zaten tutunamıyor::))

Arıcı dediğin zaman elinden her iş gelmeli…

Belki çok fazla şey istiyorum ama böyle…

Engin abiyi sac kenarı katlamaya verdim.  Bir günümü bu sac kenarı katlama yedi, bunlar hesapta olmayan kayıplar. Şimdi sadece kapağa sacı koyup zımbalama işi kaldı. Ben iş uzun sürer diyordum en basiti oymuş, kaplama işi acayip yürüdü.

İlhami abi kapakların kasa kenarlarını boyadı. Abdullah amca bu sene bir kovan arı vermiştim söndürdü, seneye İlhami abiye körükçü olacak çekirdekten yetişmesi lazım ama Ustasının yaptığı boyayı beğenmiyor. Arıcı çırakları da bir garip bununda kafasına el demirini vurunca aklı başına gelir ama İlhami abide o huy yok…

Çalışmalara kısa süre ara veriyoruz yemek vakti. İşler yoğun Hışıra gitmiyoruz Hışır bize geliyor::))

oyuncak beşit

Cemil usta kızına oyuncak beşik yaptı, evde beşik diye ağlamış, abisinin oyuncak kamyon kasasını söküp beşik diye onu süslüyormuş tu::)

 

Bu arada arıların yavru durumları Gebze’de artmaya başladı. Yavru kenarlarında sulandırılmış bal çoğalmış. Her kolonide bir iki çıta böyle yavru var ve bu kolonileri hiç beslemedim, şu an kendi istedikleri gibi gidiyorlar yiyecek sorunları yok.

yavrulu arı çıtası

Bir başka koloniden yavru görünümü ve yavru alanını açmaya devam eden bir koloni daha.

yavrulu çıta

Bu ruşet çok zayıf ve kış boyu yavruyu hiç kesmedi bu ruşeti besliyorum saflarımdan birisidir.

Bir başka kolonide 2013 yılının ilk erkeklerini gördüm. Canlarım benim::))

Marangozda engin beyle konuşurken Düzce’de üç arıcıyı kek vermekten vaz geçirdim dedi. Arıcılara invert şurup tavsiye ediyormuş.

Yıllar öncesi yazdığım kek yazısı acayip ilgi görüyor ve statiklere baktığımda o sayfada gün içinde mutlaka ziyaretçi görmekteyim.

Birçok kişinin anlamadığı şey şu.

Kış arıları kovanı yada koloniyi bahara taşıyacak arılara deniyor ve bu arıların yedekleri yok. Havalar ısınmaya başladığında bu arılar bir posta yavru çıktıktan sonra ölüyorlar. Bahara çıkmış bı kış arılarına yardımcı olmamız gerekiyor. Bahara çıkan kış arıları normal şartlarda bir posta arı çıkartır, yani siz hiç dokunmayın bunu yapacaktır tabiki balı ve kış arısı varsa. Bahara çıkmış arıya invert şurup verirseniz çok yardım etmiş olursunuz hazır sıvı gıda ve soğuklarda bile yavruların ihtiyacı bu invert şuruptan karşılanır.

Arılara kek verdim arılar keki yedi diyenler var, arılar zaten keki yer kimse arı keki yemez demiyor. Sıvıyla  3 hafta yaşayan kış arıları kekte acayip zorlanır ve ömürleri 3 haftanın altına düşer bunu bazı kişilere anlatamadık. Kış arımız baharda3 hafta nasıl rahat yaşar onu çözemiyoruz, kek vererek arıyı yorup erken ölmesini saplıyoruz, iyilik yapılacaksa baharda koloniye şurup verilmeli, bu invert olursa çok süper olur, diğer şuruplar arıya bana göre dokunuyor ve ishal ediyor.  Kek arılara yavru yaptırmak ve yavruyu kestirmemek için veriliyor, bahar gelmiş zaten arılar yavru yapabilmek için fırsat kolluyor. Kek verip daha uzun yaşayacak kış arılarının ömrünü neden azaltıyoruz, herkes bu soruyu kendisine sormalı. Ayrıca kimseye aman böyle yapın demiyoruz, eninde sonunda doğru bulunacaktır, biz ne karşıtlar gördük, yıllar sonrası dediğimiz çizgiye istemeseler de geldiler, yani arıcı olmaya başladılar…

Pazar günü misafirler gitti, İlhami abi gitti etrafı toparladım, kutu gözlerinin küçük kapakları için kayınçonun depodan laminat parke getirmiştik onların enlerini çıkarttık, biçimi ertesi gün mesai bitimi yapılacak. Atölyeyi toparlamaya çalıştım her taraf malzeme oldu, kapaklar bittiğinde her şey toparlanacak.

En zor iş kapak sacı kaplamak diyordum ben bir kaç tane kapladım, İlahami abiyle Mehmet bey 50 tane kapak kaplamış.

İşlerin sonuna geldik, yurt dışından bir arıcı misafir çalıştırıp malzemeleri kenara koymayı düşünüyorum, yurt içi  yardımları kesmedi::)))


Etiketler: , , , , , ,
arı ruşeti, Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık Malzemeleri, Arıcılıkta bahar bakımı | Yorum Yok »

OCAK AYI, ARICILIK İŞLERİNE DEVAM…

Ekleyen, Ali Türk on 21 Ocak 2013 – 11:48 -

2013 Yılının ocak ayını geride bırakıyoruz, ocak aynın üçüncü haftasında yaptıklarımız. Ana arı üretiminde kullanacağım ruşetlerin montaj işi bitti muslukları takıldı, çıtaların parçaları çoktan biçilmiş bekliyor, plastiklere takılacak, şu an sadece kapak işi kaldı. Bu ay içerisinde, inşallah tüm işleri bitirmeyi hedefliyorum.

Bu işleri yaparken İlhami abi her konuda yardım ediyor, bu hafta sonu oğlunuda atölyeye getirdi, Gökan tatile geldiğine pişman olmamıştır::))

Şarjlı matkaba uç almaktan bıktım, nalburun en iyisi bu dedikleri hep kötü çıktı. Bu gibi işlerde yıldız tornavida ucu kullanmak gibisi yok. Tornavideuçları, hazır uçlardan çok sağlam ve uzun oluşu bana göre avantaj dı.

Cumartesi günü akşama doğru misafirimiz vardı. Engin Altın, kendisi kuyumcu. Hobi olarak arıcılık yapıyor tabiki şimdilik, geçenlerde arı kalmadı dediğimi duymuş olacak bana söz verdiğin arılar ne oldu diye hesap sormaya gelmiş::))

Abi söz verdiysek mesele yok, ben sözümdeyim dedim sakinledi::))

Sonrasında bizim kalfanın bal selesine gözü dikti dedik daha bitmedi, bir bitsin o zaman bakarsın.

Engin bey anladığım kadarıyla işleri çocuklara yıkıp, İstanbul’dan kaçmaya çalışıyor. Memleketi Düzce’ye gidip arıcılık yapmak için şu an alt yapı oluşturuyor, hedefi ise hobinin çok ötesinde 300 – 400 kovan düşündüğüne göre bu hobi olamaz::))

Biz çalışmaktan yorulmuştuk, iyiki geldi, işlere ara verip bayağı sohbet ettik. Arıcıların sohbeti zaten bitmez, bizimkide öyle oldu.

Bu sezon iki tane önemli ana arımı kaybettim, 7 numara köyde yağmalanmıştı gebzeye geldi, bir ay sonra arılar kesip kapı önüne atmışlar. 38 Nolu ana arının kolonisi, zayıflıktan karda yaptığı yavru üzerinde uyuşup kalmış ve ölmüşler, koloniyi kontrol için açtığımda bazı işçiler kıpırdıyordu ama ana arıyı ne kadar ısttıysam olmadı, ölmüş yani.

Eskiden olsaydı, anaç arıyı kabettikmi yas olurdu ve felaket zor gelirdi elinde bir kaç tane oldumu felaket kıymetli, şimdi üzülsekte öylesine nasılsa bol yedek var.

Bu sene enginar işine girdim, bizim kalfayla bu enginar işinde yarışmayı düşünüyorum. İlhami abiden enginar fidesi istedim sağ olsun bir kova fide gelmiş.

Fideler gelmişte bunları kim ekecek, kaliteli bir amele lazım….

Bir şeyi içimden geçirmeye göreyim, ertesi gün kalfa şıp diye damladı, aranan kan bu işte….

 

Ana arı ruşetlerinin kendi malzemesi zaten hurdacıdan alınmıştı, ara bölmelerini  ve bölme küçük kapaklarını ise hurda laminat parkelerden yaptım. Kayınçolarda bozuk malzeme çok çöpe gidecek degerlendirdik.

Yıllardır planlayıp yapamadığım bal taşıma kabı acayip ilgi görmüş durumda.

Bu bal taşıma aletinin tahtalarıda hurdacıdan alınma, en az 3-4 sene öncesinin tahtaları, en son Oktay bey filan vardı aldığımızda. Kaç yıl geçti bilmiyorum.

Bizim kalfa yapılan yayınlarda bal selesinin kendisine kalmayacağını düşünüp, koşup gelmiş, yani zokayı yutmuş vaziyette::))

Mutlu olmak böyle bir şey, henüz başına geleceklerden habersiz….

Hafta içi anasız bir koloniyi zayıf bir koloni ile birleştirdim. Acayip rüzgar vardı, ana arıyı kafese alıyorum arı uçuşu yok denecek kadar az.

Hava serin olunca anasız arıları silkelemekte zor oluyor, ruşete yapıştılar gelmiyorlar. Gelin bakın ananız burada::))

Kalfmızı gezdirmemiz lazımdı, nereye gidelim Zaim abinin yazlığa. Öylebilerim varki,( bunlara doktor hariç) yazlıklarının anahtarı bende olur, kalfanın bahçenin anahtarı bile alamadık::((

Önce bir ziyafet çekiyoruz hafifinden, yoksa tok karına tarlada çalışılmaz.

Yemek bitiyor, bizim ilk göz arılarımızdan biri var bir bakalım ne yapıyor.

saf karniol2011 yılında üretip yapay tohumladığımız ana arımız. 2012 Yılında sürekli bu ana yı degişmeye kalktılar izin vermedim. Defalarca arıyı böldüm, felakette yavru yapıyor, asıl merakıp verdiğimiz sperm kaç yıl yetecek derdim o…

2013 Yılına gene degiştirilmek istemiyle girmiş, koloniyi açtıgımızda içeride bir başka ana arı daha vardı, pargalıyı tabiki öldürdüm.

Arıcılıkta bazı şeyleri çokmu büyüttük, yoksa bazı şeyleri bazılarımı millete dev gibi gösterdi bilemiyorum. Bizim geldiğimiz aşamada örnegim bana bir çift saf  italyan arısı verin ben bunların birinden erkek yetitirdiğimde birindende kraliçe ürettiğimde, sayısız saf italyan  arısı üretebilirim. üç yıl amatörce yapılan çalışmada ekip olarak felaket boyutta bilgi beceri ve yetenek sahibi oldu, bunun karşılıkları zaten alınıyor.

 

Koloniyi kapattık ve iş zamanı. Ben en zor olanı seçtim, semaverin suyunu doldur, ataşini yak, bardakları hazırla çayı demle çekilir gibi degil.Yav şeker neredeee….kendime iş arıyorummmm::)))

Bizimkilerde işin kolayına kaçtılar, yazlıkta çukur açıyorlar niyetleri benimle enginar yarıştırmak::))

Çok şükür işleri bitirip Gebze’ye dönüyoruz.

Bu kadar çalışan biri mutlaka ödüllendirilmeli. O zaman gel şu bal taşıma kabını bitirelimde götür. Nasılda çalışırmış abim benim::)))

Nihayet bal taşıma selesini topladık. Dolu dolu bir hafta sonu yaşadık, işleriminde yoluna girmesi ayriyeten beni rahatlattı, belkide ilk defa bahara kenarda iş yokken çıkacağım.

mutlu arıcı

Mutlu bir arıcı.

Allah herkese böyle arıcı kalfa nasip etsin.

Ben geçmişte boşunamı dua ettim, yarabbi bana herşeyin hayırlısını ver diiye::))

 


Etiketler: , , , , , ,
ana arı kutusu, Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılıkta bahar bakımı | Yorum Yok »

2013 YILININ OCAK AYI VE ARICILIK MALZEMELERİ

Ekleyen, Ali Türk on 13 Ocak 2013 – 23:32 -

Geçen seneden kalan biçilmiş ana arı çiftleştirme kutularımı bu sene bahara çıkmadan hazır etmeyi hedefledim. Bahara çıktığımızda o kadar iş var ki içinden çıkamıyoruz. İşe nasıl başlarsanız sonuna kadar öyle gidiliyor. Son posta üç gözlü ruşetlerim 100 tane ve yarısı şu an bölmeleri takılıp istifleri yapıldı, geriye kalanların boyası bitti. İnşallah bu ay bitmeden hepsini bitirmeliyim.

Musluklara takılan parçaların hepsi yedekleriyle birlikte tamamlandı.

En çok uğraştıran bu küçük parçaların monte edilmesi, parçalar küçüldükçe iş zorlaşıyor.

Son kalan ruşetlerin boyasını İlhami abim yaptı, bu çalışmadan sonra herhalde nazar değdi, kaç gündür hastayım diye arazi oluyor::))

Bir daha ki seneye artık marangozda iş yapmayacağım diyorum, nedense marangozdan çıkmak nasip olmuyor, büyük konuşmamak lazım. Seneye kışın yaşarsak bakalım bizi neler bekliyor bilmiyoruz..

Bu arada bizim kalfa iyi ki sık gelmiyor, geçen Cemil ustaya ne dese beğenirsiniz, yav dükkanı her tarafı istila edilmiş::((

Biten ruşetleri gözden ırak arka tarafa kaldırıp duvara sıfır dizdim. Yoksa kış günü başımıza iş alacağız, belaya kaldık.

Bal selesi

Bal taşımak için sürekli bir şeye ihtiyacım vardı, bir türlü yapamadım şekil var ama bir boşluk bulamadım. Bazen bal isteyenlere hemen vermek gerekiyor, yoksa  müşteri gidiyor. Arabada kavanoz taşıdığınızda sorun oluyor, şimdi hem taşıması kolay hemde kavanozlar kırılmayacaklar. Cemil ustaya dün dedim böyle bir şey yapmam lazım, sen işine bak ben yapayım dedi. Ben sadece sap bölümünde müdahale ettim. Baktım fırça sapı takıyor, dolapta bir sürü keser sapı var::))

Dedim fırça sapı zayıf olur, keser sapı tak, gidip en dandik sapı taktı kıyamadı, sapın bir tarafı kabuk be::))

Bal selesi

Bal selesi dedim ama Vecdi abi bu beşiğe benziyor dedi, Serdar da bal beşiğin güzel olmuş dedi, isim konusu karıştı yani. Nede olsa ilk bal pratik taşıma kabı::))

Mutlaka kopya edilecektir başka isimler altında önemli değil, hemen kalfa peşine düştü bile…

Zaim abi kara kovan istiyordu. Bende Bolu Mengen’e Mehmet Yüksel’i ziyaretimde Sadık amca tarafından bana verilen kütüğü, Zaim abiye verdim. Fakat kütük oyulmalı, oyma işi zor, biz kolayını bulduk ama şerit küçükmüş ve çok zorladı.

Kütüğü duruşmaya çıkardık, üçe bölüp öyle içini alabildik. Yaptığımız iş bayağı sakattı, kütük büyük makine küçük, dolayısı ile hızarın bir sürü güvenlik ekipmanını sökmek zorunda kaldık. Şükür kazasız belasız bitirdik.

Dıştan kütüğün çapı 186 geldi dedi usta.

Bundan sonrası biraz elle işlenir, bahara arı koyarız.

Bakalım seneye kütüğün başına neler gelecek hep birlikte göreceğiz. Hadi hayırlısı.


Etiketler: , , , , , , , , ,
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık Malzemeleri, Magazin | Yorum Yok »

ARICILIKTA NE İŞ NE ZAMAN NEDE BU SEVDA BİTER

Ekleyen, Ali Türk on 07 Ocak 2013 – 10:11 -

Arıcılık benim açımdan bakıldığında acayip başkalarına zor geliyor. Karınca gibi her sene her dalda çalışırım. Genelde kullandığım malzemelerin tamamı bana aittir yani imalat ve tasarım da buna dahil.

Son posta ana arı çiftleştirme kutuları montajı bitti, ince işleri başladı. Artan malzemeler var sonuçta bunlar kullandığımız malzemenin bazı yerleri ve aynı ölçüde, bunların sobada yakılmaması lazım.

Birde bazı işlerde biraz daha kuvvetli bölmelere ihtiyaç oluyordu.

Marangozda çalışırken bu işi kafaya taktım, şimdi öbür tarafta çalışırken kafa devamlı bu işe kayıyor araya girmem lazım.

Arıcılık malzemelerim konusunda dünyada benim üzerime biri olduğuna inanmıyorum, malzemeden tutunda, damızlığa kadar, onu da geçin döllediğiniz alete kadar. Bizi asıl ön plana çıkartan bunlar.

Yerli diye kıvrananlar var, tabiî ki lafta, sizin neyiniz yerli dediğimde kayış atıveriyorlar, yerli konuşunda benimle kimse yarışamaz.

Gemişte poker nasıl oynanır öğrenmeye çalıştım, öğrenemedim ama elinizde iyi kağıt varsa rest çekiyorsunuz, blöf ile iyi el, aynı şeyler değil. Yazılarımda rest çekmem ise blöf yaptığımdan degildir, elimiz iyi::)) Yani blöf yapanların alayı karşımızda şapa oturmuş.


En azından bir numunesini çıkartıp işime devam edersem rahatlarım diye, artık malzemelerden bir numune oluşturayım diye yatara bir geçtim. Parçaları 6 çıta alacak şekilde ölçüp kestim. Küp gibi bir malzeme çıktı, 26.5 x 26 x 27.5 cm gibi. Yani yükseklik kovan yüksekliğinde, sadece standart çıtanın yarısını alacak bir kutu oldu, 6 çıta standart üç çıta demek oluyor.

 

Numunelerimi monte edip, biçilen küçük kutuların parçalarını kenara istifledim şimdi kafam rahat. Elimizdeki işler acele onlara dönebiliriz.

Üstten çıta boşluğunu biraz fazla bıraktım, kek verirken rahat olması için. Çıta üzerinde iki santim boşluk olacak.

 

Hafta arası köyleri bir kolaçan edip geri geldim. Zaim abinin yazlığına da çoktan beri gidemedim, yapılacak işte yoktu biraz onun içinde gitmiyordum. Yazlığa gittim Raşit bey burada dediler, çoktan beri görüşmedik, özlemişiz ayak üstü biraz sohbet ediyoruz, beni çekme diyor::))

 

Raşit beyin kovanları, seneye hedef 30 kovanmış ve çok çalışmam lazım diyor:)

Kışlamayı katlı yapıyor, alt katta arı yo. Soğukta hiç uğraşmadım, şimdi diyeceğim ki şöyle yapsan rutubet olmaz, karşı cevap gelecek al başına iş, bildiğin gibi bir devam et, ben sana nasıl rutubet olmaz sonra anlatırım.

 

Olaylara bakış açınız, tavuklar ve kümesleri.

İyi bakmak lazım bu nasıl tavuk ve nasıl kümes diye::))

Kıskanıyorum buradaki horozu, ne kadar mutludur. Kümes değil villa yavrusu, benim arıcı kulübem bile yok::((

Şu işler bitsin birde kendime arıcı kulübesi yapayım bari.

Bir sürü tavuk ve hollüğü açıyorum bir yumurta. Yazık bunca konfora bumu olmalıydı. Yumurta çok olsaydı sarkma işlemi yapacaktım, bir yumurtanın neresine sarkayım ki…

Hemen Raşit abiye bak bizim kalfanın bir folluk modeli var, 4-5 tavuktan haftalık 20 civarı yumurta alıyor, bir onu dene dedim, kafasına yattı bakalım, o sisteme geçer ise bizimde bu işte payımız olur, dolayısı ile yumurtalardan hisse düşebilir::))

 


Aslında yazlığa gidiş nedenim bu kütüktü. Sadık Yüksel amcam tarafından verildi, Bulu Mengen’e gittiğimde vermişti. Bende Zaim abiye vermiştim, Zaim abide bak bahar geliyor, benim kütük ve kovanlar ne oldu diye sormaya başladı. Bizi tanıyan arıcılıkta coşuyor, Allahtan hayırlısı. Zaim abinin de niyeti ilk etapta 5 – 6 kovan arı, bir kütük ve bir sepet olmak üzere takımı kurmak istiyor.

Kütüğü arabaya sokamadım, taksinin bagaja bir türlü girmedi, minibüsle gittiğimde getireceğim, Cemil usta kütüğü getir oyayım demişti.

 

Zaim abinin bahçeye ektiğim enginarlar. Bazı enginarları köstebek kuruttu, kalanlar bayağı var, seneye bizim kalfayla enginar yetiştirip yarışacağız. Bu yıl enginardaki rakibim İlhami abiydi, ilhami abi bu konuda maratoncu ben ise emekliyordum, böyle yarış mı olur diye yarışı bıraktım. Yeni rakip dişime göre ve ben bir yıl öndeyim::))

Zaim abinin bahçeye bu yıl damlama sistemi sulamada kuruldu. Seneye balkonda bahçe işleriyle uğraşmayacağım::))

Maşallah enginarlar güzel görünüyor, kışlık bakımları yapılması gerekiyormuş, bilmiyordum, bu hafta sonu diplerini açıp koyun gübresi koyacağım. Yarış başladı::)

 

Yazlıktaki kovanlar salkımda, bu kovana 5-6 çıta püren balı bırakmıştım, mersine giderken dönüşte gidip süzecektim, tüm balları aşağıya çekmiş ve katıda alamadım. Arı salkımdaydı, katı alayım derken arı dağıldı kapattığım gibi kaçtım. Kış günü durup dururken birde iğne yiyecektik.

Marangozda yer müsait beslenme işini ızgara balık ile yapıyoruz. İstavritler acayip yağlanmış ve lezzetliler.

Bizim kalfa cumartesi gün arıyor, nerdesiniz dedim marangozdayım, ızgara var yetiş filan dedik, adam sanki davet bekliyormuş gibi geliyorum dedi:(

Koş gel sanki seni bekliyorduk diyorum içimden, duymasın alınır, zaten nazik bir kalbi var.

Üç beş balıkta, kalfaya ayırdım.

Baktım ekmeksiz götürüyor, doymadım diye çamur yapabilir, bizim buradaki fırının ekmeğinin ne kadar sağlıklı ve taş fırın olduğunu bahsedince ekmeğe yumuldu kalan balıkları kedilere verdi::))


Zaim abiyle buluştuk, hadi balığa gidelim dedi. Zaim abiye diyeceğim bunun bastığı yerde ot bitmez şurada oturalım diye ayıp olacak, arada bende havamı almış odum, Eski hisar iskelesine vip girişi yaptık, bizden başkası balık tutamaz. Tabi balık bulursan tutarsın.

 

Bu surata balık mı gelir, balıklar çoktan karşı kıyı Yalova’yı bulmuşlardır::((

Cumartesi biraz işi savsakladık yani, bu arada Zaim abide bir yerde toplanmayacak mıyız demeye başladı ve karar yazlıkta toplanalım şeklinde çıktı, zaman konusunu görüşeceğiz.

Ben balıktan geldiğimde yarım kalan işi İlhami abi bitirmiş birde kesilen menteşeleri saymış. Son posta ruşet sayımız 96 yaklaşık 300 göz olacak. Geçen senden yaptıklarımızla ana arı üretiminde 450 göz çalıştırmayı düşünüyorum, bir sürü yeni analı, bölme arı isteyen var bakalım nasıl kalkacağız bu işlerin altından.

 

Pazar günü montaj işlerine devam edildi, ben bölmelerin musluk parçalarını boyadım. İlhami abi son toplanan ruşetleri boyadı, alt havalandırma parçalarını vidaladı.


Burada 400 parça var, ve her parçanın altı yüzeyi var sinir edici bir iş. Bir tarafı boya, kurudu mu öbür tarafa geç. Kururken ben menteşe vidaladım, bir gün boyunca bu parçaların işi bitmedi, kış günü boyanan yüzey kurumuyor, 6 ayrı yüzey bitmedi. Birde yüzeyleri farklı boyamak gerekiyor, beyaz ruşete mesela mavi parça monte edilmeli.

Parçaların bir kısmının arka yüzeri beyaz, bir kışmı yeşil. Geçen sene bu parçaları kontradan yapmıştım, yağmurda bir çoğu açıldı ve parçalandı, seneye parçalananlar yenilenecek, dolayısı ile 600 parça biçtim.


Boyanan parçaların bir kısmı, görünüşte ne var diyorsun başına bela oluyor, minicik parçaların boyası bir ful günde bitmedi.

Arıcılıkta iş bitmiyor, zaman yetmiyor, bu sevda da bitmiyor…..


Etiketler: , , , , , ,
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
Forum