ARICILIK VE EYLÜL AYI
Ekleyen, Ali Türk on 06 Eylül 2012 – 13:44 -
Bir arıcılık sezonunun daha sonuna yaklaşıyoruz, bir çok bölgede sezon bitti. Benim bulunduğum bölge Marmara genelde bizde sezonun bitişi yılbaşını bulur, şimdi püren açmaya başladı, peşinden koçayemişler açacak, kocayemişler kar yağdığında bile çiçekli olurlar. Bazı bölgelerimiz varki kış boyu 15 derece altına çok az düşür. Hatay, Adana, Mersin, Antalya, Aydın,Denizli, Muğla, İzmir illerimizin düşük rakımlı yerleri.
Bala çalışan arılarımız pürenlik alana indiler. Sıradan kontrollerini yapıyorum. Bu işlemler yapılırken koloni iç düzeni bozulmadan ayarlar yapılmakta, yavruya yapışık açık renk petekler kuluçkalıklardan alınmalı, yavruyu polen ve bal bloke etmiş ise yavruya bitişik olacak şekilde esmer petekli çıta girilmeli.
Bu işler yapılır iken birde laktik asit uyğulaması yaptım.
Aslında laktik asit ve oksalik asit damlatması ve dumanı yavru varken çok etkili bir varroa mücadele yöntemi degiller. Bu asitler kapalı yavru gözlerinde bulunan varroalara tesir etmemekte. Laktik asit uygulaması çok zahmetli bir iştir, çok seri olmanız gerekiyor, hiç çiçek olmamasına rağmen koloniler birbirlerine sataşmadı.
Laktik asit veya oksalik asit ile kapalı yavru varken yapılşan mücadeleler sadece arı üzerinde bulunan varroaları etkisiz hala getirir.
Varroanın yaşam süreci, larva sürecinde petek gözlerine girip, belli bir yavrulama faaliyeti yaptıktan sonra petek gözünü delip işçi arıların üzerinde 4 gün durup tekrar larva bulunan göze girip yaşamını ve üremesini böyle devam ettiriyor, yani kolonide yavru yok ise varroa üretimide durur.
Koloni düzenlemesi yaparken laktik asit uygulaması yapmak bni fazla ugraştırmadı. Az arısı olanlar üç tur, 4 gün arayla laktik asit uygular ise kolonideki varroa olayını kontrolü altına alır. Organik asitlerin bana göre en zararsızı laktik asittir, açık yavrulara geldiğinde bile larvalara ve arılara zarar vermiyor.
Oksalik asitti bir yere damlatın arı kesinlikle gidip onunla temas etmiyor acayip oksalik asitten tırsıyor.
Eylül ayının ilk cumartesi bu çalışlmalara İlhami abi ve Furkan emre eşlik etti. İşimiz bitti bir kaç kovan yagış olursa su almasın diye altına 5×10 kalas koyacagız, körüğü söndürmüştük, biraz yerde kovanı sürükleyince saldırıya ugradık, İlhami abiye bırak uzaklaşalım dedim o bırakmadı, o bırakmayınca bende bırakamıyorum, bende maske yok olan bana ve Furkan Emreye oldu. Ben 4-5 iğne yedim, Furkan elinden sokuldu, İlhami abi zaten astronot gibi umurunde degil, bir daha bırak dediğimde bırakmaz ise eldemirini kafasına yiyecek…
Pazar günü Raşit beyi ziyaret ediyoruz. Hafta içi beni aramıştı. Telefonda diyorki hiç yapmadığım şeyi yapıyorum, dedim hayırdır birde merak ettim, adamın hiç yapmadığı şey neki? diye::))
Trakya da bir arkadaşı varmış zıraat mühendisi. Mühendis arkadaşına diyorki ben gene arıcılıga başladım. Arkadaşıda işin boyutundan haberi yok, buna 5 tane ana arı kargoluyor.
Raşit beyin hiç yapmadığı şey, son baharda arı bölmekmiş, diyorki son bahar geldi, arıların birleşmesi lazım, ben anaları verebilmek için arıları böldüm.Yav bunda ne var ülkemizin zaten bu gelenegi, sende bizim adetlerimize uymak zorundasın::))
Bir koloni katı yada ilavesi, ortadan bölünüp, yanlardan çıkış verilmiş, gerçi katmı ilavemi, kevgirmi belli degil.. Anaların ikisi kabul edilmiş dolaşıyor, iki tanesi hala kafeste, bir tanesinede hala yer bulamamış. İlhami abide bir koloninin anası çiftleşip geldi bir türlü yumurta atmıyor öldüreyimmi demişti bir gün öncesi, bende öldür demiştim.
O esnada telefon geldi bu akşam bana ana arı getirebilirmisin diye, hemen Raşit abi o anayı bana ver dedim. İlhami abiyede dedim sana Avrupalı bir ana arı getiriyorum akşama gel bu anayı kaçırma::))
Akşama oğlu Tezcan gelmiş elinde 50 kaağıt, kıyıp alamadık, Avrupa ana beleşe gitti::(((
Bu arlar bahara çıkarmı diyor, neden çıkmasın, ben sana bir sıkıştırma öğreteyim, bahara degil ertesi senenin bile baharına çıkar, sen kışın bize, bir boza içir hele, bilgi beleş oldumu tatsız tussuz oluyoru…..
Raşit beyin çıtalarının yanakları dikkatimi çekti, bazıları raf pimi çakardı bu sac’tan yanak oluşturmuş.
Hem çıtaya el demirini taktınızmı, çıtanın taşıyıcı bölümü olan eşek elinizde kalmaz::))
Pratik bir el demiri, Raşit beyin kayınpederinden hatıra imiş. Raşit bey babadan dededen degil, kayınpederden arıcı::))
Arıcı el demiri çok pratik, zaten bir çok kişi el demiri yerine büyük tornavida kullanır.
O kadar zaman ve çene çaldıkki anlatamam, bir kahve içmeye gelmiştik…..
Hanımlarda evde konuşuyorlar, ohhh.
Dünya işimiz var bize musade diyoruz.
Ayrılırken Raşit abinin hanımından daha önce sözünü aldığım, bıcılı soğanlar hazırlanmış, bir poşet üretiplik çogaltacağız diye alındı. Bir deneyelim bakalım nasıl olacak.
Dünden kalan arıların düzenlemesini ve laktik asit uygulamasını bitirip, Enes Emin arılığına geçtik.
Patlıcanı patlaktık. Bu resmi facede payşaltım, patlıcan köze konmadan delinmesi gerekirmiş nerden bileyim. Demekki kestanede böyle delmedinmi paylıyor.
Güzel bir çalışma ayrıca piknik oldu diyebilirim. Ramazandan sonra ilk ızgara galiba.
Eylül ayının 3 de çekilmiş bir pürende arı fotosu. Binlerce pürenden ilk açmış ve arı ziyaret ediyor.
Furkanın sokulan eli davul gibi şişti. Ertesi gün şişlik elden dirsege çıktı. Durumu Dr.Muhteşem abime ilettim, şişlik yayılmaya devam ediyorsa alerji iğnesi yapılması gerekiyor dedi ve olayın boyutunu resimle anlatamadım. Muhteşem abi Furkanı Dr.İsmail bey görsün dedi. Dr.İsmail abide acayip birisi çocuklara hiç iğne yazmayı sevmez, alerji ilacına devam etsin yarın ir göreyim olmazsa iğne yapılacak dedi, ertesi güne şişlik inmeye başladı, Furkan Emre de ignnede sıyırttı.
Dr.İsmail abiye göre her varının farklı zehiri olur diyor. Beni uyardı, seni 100 arı sokar bir şey olmaz, bir tek arı sokar, mevta olursun dedi, yav ne kadar çok sevenimiz var::((
Etiketler: arı sokması, arıcı el demiri, bıcılı soğan, laktik asit uygulaması, patlıcan patladı, pürende arı
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık son bahar bakımı, arıcılık ve sonbahar | Yorum Yok »
ARICILIK MAYIS AYI, OĞUL ZAMANI
Ekleyen, Ali Türk on 08 Mayıs 2012 – 06:46 -
Enes Emin, bence şu an kendisi ni fazla zorluyor, elindeki arılar Ege arısı, bu arıya ben güvenmiyorum, gülerken şey yapanlardan.Yanlış anlaşılmasın iğne diyeyim bari…
Yeni arı hipnozcu yolda…
Enes beklentilerimin üstünde.
İşleri yetiştiremiyoruz, hafta içi gelmesi beklenen, İl özel idare tarafından %50 hibeli kolonilerin katları cumartesi sabah geldi. Hemen gidip aldım, koştura koştura Enes Emin’in arılığına gittik.
İlçe tarım müdürlüğümüzde görevli Orhan Çalışkan hocamız. İl tarımın projesinde, Gebze’den komisyona seçilenlerden birisiydi. Bu işte emeği geçen başta başkanımız Kadir Gürkan bey olmak üzere herkese teşekür ediyoruz.
Hasan amcada katlarını aldı.Ne Lada’ymış dedirtti bana, bu araçta 10 tane kovan ilavesi var.
Cumartesi günü ancak 11 gibi arılıktayız ve dünya iş bizi bekliyor. İlhami abimde yardıma geldi.
Ben aşılama yaptığım damızlık çıtalarını, erkek besleyen kovanlar var, onlarda anasız o kolonilere veriyorum, yavrusuz kalırlarsa yalancıya kaçarlar. Bu işin benim için başka önemi var, arılar güçlü ve anasız verdiğim çıtada en az 10-15 meme yaparlar. Bende bu memeleri kesip miller yöntemi ile verilecek yerlere dağıtıyorum.
İlk çıkanlar hep şanslıdır, bölme zayıf ve oğul atamayacağı için doğmamış memeleri işçiler ve ana arı daha memeden çıkmadan imha ediyor. Miller metodunda yakın memeleri sakın ayırmaya kalkmayın, yoksa hepsinden olursunuz, ikili üçlü hatta dörtlü bile kesip alıyorum.
Memede imha edilmiş ana arılar.
Kvanların önünde inceleme yaparken bir deliğe giren karaliçe eşek arısı. Bir tek kraliçe baharda işe başlıyor, son bahara kadar kocaman bir koloni meydana getiriyor. Bu böcek arılarımız için bildiğimiz kadar zararlı. Hani derler ya yiğidi öldür ama hakkını ver diye.
Bu böceğe hayranım, yılmadan usanmadan tek başına yola çıkıp, son baharda acayip bir ordu oluşturuyor, bildiğin yolda dosdoğru yürü derler ya, buda bildiği yolda yürüyüp kendi işine bakıyor. İncelerken bu bal arısı olsaydı ne bal yapardı, bal arısının en az 5 katı büyüklükte bir şey…
Allah bunu boşuna yaratmamış, her yaratılanın bir vazifesi var, genede bizim önümüze çıkmasa iyi olur, sonu kötü oluyor ve sezonu kapatıp gidiyor::((
Damızlık çıtalarının birisini nedendir bilmiyorum 5 çıtalık bir ruşet kovana vermişim ve unutmuşum. Sıradan ana arı memesi verilen ruşetler, ana arı çiftleştirme kutuları kontrolleri var. Bir ruşeti çektim, damızlık çıtası işaretim var. Çıtayı elimize aldık, bir ana arı doğmamış ama bağırıyor, doğmak üzere videoya alalım bari dedik::))
Ana arı yatağından bir çıktı birden üç tane oldular sıcakta doğumları hızlandırır. Enese seslendim kafes getir diye, en son baba kafes bitti dedi::))
8 Tane ana arı yakaladık. Sorunlu ruşetleri belirlemiştim, bazısı memeyi kesmiş bazısı erken dağıtılan memeleri sarmamış ve anasızlar, yavrularıda yok.
Arıları silkeliyoruz kapı önüne, ana arıyı bırakıyoruz, arılar oğul gibi giriyor içeriye, hele ana arı girdikten sonrası acayip kanat çırpma oluyor. Risk aldık, tüm anaları bu şekilde ruşetlere verdik. İlhami abinin yeni aldığı arıların bölünmesi ve kat verilmesi gerekiyor arılar başka yerde, gidip onları böldük, bende 2 kovan devşirdim, ikiside 10 nar çıta Mehmet Yüksel’in son başlatıcı tekniğini uygulayacağım.
İki saat sonra tekrar buraya gelindi, anaları merak ettik, birisini açtım ana arı geziyor, ötekini açtım geziyor, bir daha açtım oda geziyor, dedim oh be, durduğun yerde 8 ana arı kazanıyorsun, yarım saat sonra açsaydık tüm analar gümlemiş olacaktı.
Enes Emin yeni arı hipnozcusu::))
Salma tekniği ile verilmiş ana arı ruşeti.
Bizimkiler hipnoz işini iyi sardılar.
İşlerin ve kapasitenin şu an %50 si bitmiş durumda, bu ay sonuna kadar hedeflediğimiz sınırlara ulaşılacak inşallah. Ruşetler yetişmeyince eski ana arı kutularının bir kısmını hemen devreye soktum, elimizde memeler gümleyecekti.
Cumartesi akşamı iş bitimi başka yerde emanette olan kovanlarımız vardı, onları yükleyip gece gene buraya indirdik. Evimize gece 23:00 gibi girebildik.
Pazar günü biraz daha erkenden Enes Emin arı çiftliğindeyiz. Hafta içi Enes Emin ilçe tarımdan işletme numarasını aldı, yer sahibimiz Enes’i kiracılığa kabul etti.
Pazar günü yermek yemeye bile mola verememişiz. Bazen dinlenmek için mola verdiğimizde bende Oğlumda çayırlara uzanıp kalmışız.
Pazar akşamı tüm bölmelere ve ana arı kutularına ulaştık, hepsini elden geçirmişiz yani. Kamburumuz çıkmış. 30 Civarında meme aşamasında fire var. 20 Tanesine yedek memeler yetti, açık önemli değil, üç beş gün sonra olsun.
Bir kaç ana arının arkasında zavazingolar gördüm::))
Çiftleşmeler başlamış.
Bir kaç ana arı çiftleştirme kutusuna yavrulu çıta lazım oldu, bu kutunun yavrularını alıp dağıtmıştım. Gene bunun kapısını çaldım, buraya acil bir metro kovan koymalıyım. Kutu bloke olmuş. Zaten geçen hafta bazı kovanları açtığımda püren balı kokusu vardı, gelen balında rengi koyu, bu kutuyu ilk etapta dağıtıp ana arısını bir kovana almam gerekiyor arada kaynayacak.
Bazen akşamları Mehmet Yüksel ve kabine fikir alış verişi yaparız. Mehmet derki abi her şeyi, resimle video ile paylaşıyoruz, bu millet bize niye hala şüpheyle bakıyor. Biz kimseleri bir şeylere inandırmak zorunda değiliz, bize inananlar yeterli derim, o hayıflanır, yav adamlarda görüntü yok,video yok, lafıda kimseye bırakmıyorlar, hep yazı yazı, boş ver herkes işini yapsın, bildiğin yolda yürü, her şey ortada , yaptığımız haberler birbirinin bağlantısı.
Laf yapanlar artık en yakınlarına bile bazı şeyleri izah edemiyorlar diye düşünüyorum, bilmem haksız mıyım?
Biz buradayız, yıllardır doğru bildiğimiz yolda ilerliyoruz, hiç kimseye de aman şunu yap bunu kullan demiyoruz. Kararlarını insanlar kendisi verecek.
Ana arı memelerini yıkadım, janter memelerini siz ne kadar yıkarsanız yıkayın, arı gibi temizleme şansınız yok. Elimizden geldiğince iyi yıkamalıyız, çizmeden bozmadan ve kırmadan.
Bunu yeni keşfettim, memeleri kovaya doldurdum,ürerine şurubu döktüm,birde şurupla yıkıyoruz::))
Memeleri çıtaya dizip, arılara bir veriyorsunuz, bir saat sonrası pırıl, pırıl olmuş şekilde larva transferini yapıyorsunuz.
Mehmet Yükselin tarif ettiği şekilde bir başlatıcı koloni oluşturdum. 10 Çıtalık anasız arının tüm yavrularını alıp, sadece ballı ve polenli iki çıta bıraktım, hatta arıyı birde ruşete aktardık, hepsini videosu var. İki çıta larva transferi verdim pazar akşamı. Pazartesi akşamı ise kontrolde 60 memeden 11 fire vardı, süper bir teknik. Çıtaları katlı kovanlara aldım, kovanlara da acayip bal geliyor. Yeniden bu sefer 30 meme verdim, 30 da bir başka başlayıcıya, bu tur son ve yandaki kovanla işçileri birleştireceğim.
Arı sokması.
Bu sıra millet yediği kebapları koyuyor son resme bizde yediklerimizi koyalım dedik::))
Dizimin üstünden aldığım iğne darbesi, içimde hala kışlık var, bu arı buraya kadar nasıl ulaştı anlamak imkansız. Aşılarımızı her yıl düzenli olarak yaptırmaya devam ediyoruz, seneye inşallah bunları bir daha yaşamak istemiyorum, ellerim acayip kaşınıyor,ellerim diyorum aslında kemikler kaşınıyor….
Az kaldı, yakında hepsi Anadolu arısı olacaklar, vefalı saldırgan olmayan, yüksek bal verimli, oğul işine meyil etmeyen, hızlı gelişen Anadolu arıları çok yakında sahnede olacaklar::))
Etiketler: ana arı çiftleştirme kutusu, arı sokması, arıcılık, enes emin arılığı, eşek arısı, janter memeleri, mayıs ayında arıcılık
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
ARILAR YAVAŞ, YAVAŞ YAVRU ALANINI GENİŞLETİYOR
Ekleyen, Ali Türk on 18 Mart 2012 – 21:31 -
Bu hafta sonu arı karıştırmaktan yorulduk, hatta haşat oldu diyebilirim. İlk defa havalar 15 derece üstüne çıktı, kolonileri detaylı inceleyip not alma fırsatı yakaladım. Bazı kovanların 2-3-4-5 çıta yavru vardı. Hacıya kızıyordum
şu resmi doğru dürüst çek diye, oğlanda bizim kafayı uçurmuş.
Bazı kovanların kat atılma zamanı geliyor, fakat ben erkek arı bulur isem hemen bölmeler yapacağım.
Bazı kolonilerde yavru alanına yakın bozuk çıta var, bozuk gözlerde ne kadar faydalı imiş, doğmuş erkekleri görünce acayip sevindim, bazıları sapık mısın filan der diye de düşünmeden edemiyorum.
Cumartesi orman dönüşü, en zor işlerden birisini bitirdik. Bu kalnalı açmak çok zaman alıyor, tek bıçakla açarsanız kanal civarı parçalanır, ilk defa üç bıçak takıp 9 kanal açtık. Başka türlü olur ise bir kaç kez ayar değiştirmeniz gerekir ve iş çok uzar. Birde bu işe giriştiniz mi aynı ayarda bitmesi gerekiyor. Yaklaşık ilk tur için yapılacak ruşletlerin kanal sayısı 600::((
Oturup saysanız bile bıkarsınız.
Daha önce 2 bıçak takıp yalpa veriyorduk yatar acayip ses yapıyordu. Şimdi ise birinci devirde sessiz bir şekilde bu işi bitirdik.
Hala ne yaptığımızı anlamayanlar var, taa Girit’ten Manos ölçü istiyor, hayret.
Bu tür işlerde önce siz kendiniz bir çıta yapacaksınız yada yaptıracaksınız. Çıta ortaya çıktıktan sonra gerisi kolay, çıtaya kutu yapılacak.
Bu hafta yaklaşık 150 tane ilk tur ruşet montaja geçiliyor. Erkekleri görür görmez
acayip bölmeler yapacağım. Bir çıta kapalı yavrulu arı, sağına soluna kabarmış petek, tak bir ana arı memesi, acayip koloni arayan var. Bu sene çok bal olacak bir çok kişi arısız kaldı.
Bu arada kıştan çıkan çiftleştirme kutularının beslemesi yapıldı. Bu hafta çok güzel olacak, buradaki her bir ana arı bir koloni demektir, zaten bu gün dört bölme yapıp ana arılarını kafesle verdim.
Yıllardır invert şurup kullanıyoruz, kutuları bile zehirleyip öldüremiyorum.
Bazılarının kovanında bile hala iki çıta kapalı yavru yok, çok şükür bizimkiler kar kış demeyip yollarına devam ediyorlar.
Bu gün en çok sevindiğim olaylardan birisi, 5 çıta yavrulu bir kolonide önlü arkalı erkek çıtasına yumurta atılmasıydı. Özel işlerde kullanılacak erkek üretimindeki damızlıklarımdan birisi, bundan sonra erkek attıkça, elinden alıp yeni boş çıta gireceğim ve elimizden geldiği kadar, beslemeyi artıracağım.
Çoktan beri hacıyı göremeyenler meraklanmış olacak ki bazı abilerimiz yav hacının mübarek yüzünü bir görelim dediler. Bu arı kışa bir çıtayla girip, bir çıtayla çıktı. Toplam 3 çıtası vardı ortadaki çıta yavru. Şurupluk bile bu gün konuldu, şurup şimdiye kadar poşetle verildi. O kadar zayıf arı bu karda kışta nasıl polen depolamış hayret etmemek imkansız.
Alın mübarek bir yüz görün, yüz görümlüğünü isterse şaşmayın.
Günün bombası ise bizim yetiştirmeye çalıştığımız yeni arıcıyı arıların hedef seçip iki kaş arasından sokmasıydı.
Arı sokması, başkasına olduğunda bayağı bir komik oluyor.
Bu arılar benim pişirmeye çalıştığım aşa, soğuk su katıyorlar.
O kadar dedim maske giy diye beni dinlemedi.
İki gün içinde yaklaşık 70 den fazla arı taradık, ikimizde maske kullanmadık. Oğlum iki iğne ben bir iğne yiyip, haftayı kapattık::))
Etiketler: ana arı çiftleştirme kutusu, arı sokması, arıcılık, arıcılık bahar kontrolü, erkek arı, ruşet kovan
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılıkta bahar bakımı | Yorum Yok »
ARICILIK 2011 MAYIS AYI GELDİ
Ekleyen, Ali Türk on 03 Mayıs 2011 – 09:16 -
Kara kovan üç dört günde patladı ve en son durum bu.
Bir hafta öncesi bu kovana baktıgınızda hali berbat gibiydi.
Havaların ısınmasıyla birlikte geldiği nokta bu.
Koloni yönetiminde koloninin nasıl bir gelişme gösterip ne kadar alan saracagını kimse hesaplayamıyor.
Bu koloni kapaga dayanıdı, artık oğul verip rahatlayacagı günü bekliyor, artık işler yakında duracak ve koloni yatmaya başlayacak.
Koloniden nasıl arı alırım onlarıda rahatlatırım gibi olmadık şeylerde düşünüyorum.
En iyisi sakal yaptıkça traş etmek, bir anaarı kutusuna kaptırırız gider:))
Arıları bir traş etmediğimiz kalmıştı, onuda gündeme aldık::)))
Muğladan gelen, İlhami abinin aldığı koloniler .
Kolonilere 2-3 ham çıta girilip kovanı dolu göstermeye çalışılmış.
Genede şu an 8 çıta ful arılı ve bunların 7 çıtası yavru.
İlk yaptıgım iş yavru olmayan ham petekleri yavru arasından çıkartmak oldu.
Kovanlarda polen tuzagıda var. Basit bir şey düşünülmüş tuzagı günlük takıp çıkartıolabilir yapmışlar.
Ön musluktan polen tuzagı içeri sürdügünüzde, saç levhaların altına girip sıkışıyor, tuzak gözlerinden geçen işçi arılarda polenlerini bırakmak zorunda kalıyor.
Sistem çok basit.
Daha detaylı resim kovan aktarıldıgında alınabilir, arı varken bunada şükür.
Arıların geldiği gün yeterince iğne yemiştik.
Normal şartlarda bana bir şey olmazdı.
Yıllardır ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmamıştım.
Gece saat 4 te uyandım ve ayak bilegimdeki sızı buna neden oldu.
Uyuyabilmek için 2 saat kıvrandım en son uyumuşum.
Ayakla bilegin birleştiği bölgede içerden bir sızı vardı.
Zannedersem bölge şişince içerdeki sinirlere baskı yaptı, ertesi gün topal topal bazı işler vardı onu yaptım.
Bizim Muhteşem abiyi aradım dolaş açılısın dedi.
Arılıga geldim, hacıya dedim ben uyuyacam, geçtim ofise bir battaniye, 2-3 saat uyumuşum.
Geçtiğimiz cumartesi gününün yarısını uyuyarak geçirmişim.
Sızıda geçti.
Sonra ilk çıkan anaarıların kontrollerini yaptım.
Çiftleşmiş karniol F1 anaarı, arkasında deliliyle geziniyordu::))
Buraya kadar nisan ayından dı.
Ve mayıs ayının biri Trakyadayız.
Araba arıların yanına çıkmadı ve hemen molayı oracıkta verdik.
Zaten sabak 6 da yola çıktık, 8:30 da çay hazır, kavaltı yapıyoruz.
Ruşetler sandalye ve anaarı ızgarası masamız.
Doktorumuzu çagırdık gel, kavaltıyı hazırladık filan diye.
Demezmi abi niye zahmet edip çay demliyorsun, gelseydinizya buraya.
Bizi yazlığa çagırdıgına göre, bir çapan oğlu çıkabilir, biz onu ısrarla çagırdık gelmedi, bizde gitmedik yemezler…::)))
Sen kayseriliysen, bende Niğde’liyim…
Kuru yazlıkta ne işim olur be.
Saim Gürel bu sene 30 koloni arı aldı.
Arıların alındığı yer Aydın.
Koloninin bir tanesi yalancıya kaçmış ne yapalım demişti bir gün önce.
Dedim o koloniyi kanolaya götür, ben sana aanaarı getireyim.
Tüm yavrulu çıtaları alıp, ham çıtaları doldurup, kafesle anaarı verdik.
Koloni düzeni ise işçi arıların kovan önüne silkelenip bozuldu, yeni düzen kurulacak.
Özkan abi, geçtiğimiz hafta yardıma gelmişti, bu hafta iki kolonisinide kanolaya getirdi.
Arıcılık sevdası bu olsa gerek, çok mutlu gözüküyor.
Ben ise gene en az 5-6 iğne yedim, arılar taa içlerime girip, göğsümden , sırtımdan ve ayaklarımdan gene soktular::((
Saim abi güçlü kolonilerini kanolaya getirmedi.
Getirdigi koloniler çok zayıf, başkalarının gazına geldi, ve çok korktu arı zıplayacak diye, hala zıplayacaklar.
Ben yapılan masraf ve eziyetlerin boşa gitmesine üzülüyorum, yazık, bu kadar ugraş ve ortada bir şey olmasın.
Hep diyoruz, efsaneler bitecek, yav güçlü arı eşittir bal, başka alternatif yok.
Arıları kanolaya götüreli bir hafta doldu, hava şartları 3 gün filan musade etmiş çalışmalarına.
Bu üç günlük çalışmada arılar güzel bal çekmişler.
Çıtaları yatırdıgınızda bal akıyordu, su gibi bal gelmiş ve kanola güzel bir kokuya sahip.
Bal getirip sağdan ve saldan 2 çıtaya depolayanlara ızgara koyup örülü ve ham karışık kat verildi.
Uzaktan ikiside sarı, birisi yabani hardal birisi kanola. Yan yana geldiğinde ancak ayrılabiliyor.
Ortam o kadar güzel, nihayet havalar düzeldi, diyebilirim.
Dün itibari ile gebzede kemiklerimiz ısındı.
Oh be nihayet kendimize geldik.
Kalfaya iş ayarlıyorumn, dün hızımı alamayıp mesayi sonu 80 larva tarnsferi yapmışım, bana abi adam filan lazımsa beni çagır ben her işini hallederim diyordu::))
Gel bir hallet bakalım::)))
Bu sıra biraz havalara girdi çökertecem onu::))
arıcılık, yalancı anaarıya kaçmış koloni Ali_Turk
Etiketler: arı sokması, arıbakanı., arıcılık, arılıkta kahvaltı, çiftleşmiş anaarı, kanola, karakovan., polen tuzaklı kovan, sahtaye kaçmış kovan, yalancıya kaçmış koloni
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »