ARICILIK VE GEBZE İLÇE TARIM

Ekleyen, Ali Türk on 29 Nisan 2011 – 21:54 -

Dün akşam 28/4/2011 Muhteşem abi aletler hazır akşama gel hem aleti al, hemde laflarız dedi.

Hemen atlayıp gittim, beni masasına oturttu::))

Boynumada steskopu takmışım, işin garip tarafı gelip geçenlerin yeni doktor gelmiş fısıltılarını bizimkinin duymamasıydı::))

Neyse hoş beş ne zaman zaman bitmiş bende anlamadım.

Hani derlerya el atına binen tez iner diye bizim doktorluk anında bitti, kendimi bahçede buldum yav::((

Aleti aldım arabaya koydum, o esnada bizim Trakyalı Şenol aradı, bal sattımı kontur alıp bizi arar garibim::))

anaarı suni tohumlama

Aletin bir çok yeri yeniden yapılmış, her yöne harekette sıkıntı vardı, Sadri abi hiç üşenmeden bizim gibi manyakları başına bela etti derim bazen.

Estafurullah der.

Alet konusunda bazı isteklermi kendisine ilettiğimde, benim dediklerimi anladıgı gibi, kendiside benim istediklerime ekstra katkılar yaptı.

Siz bir göz diyorsunuz, Sadri abim iki göz sundu.

Allah razı olsun, bize çok emek verdi.

Çok ilginç birisi, zaten nerde ilginçler var bizi buluyor::))

Sadri48@hotmail.com

Sadri abiyle bu konularda bilgi almak isteyenler mail atabilirler.

 

karakovan kapaga dayandı

Karakovanın dünkü resimiyle bu günkü resmi arasında acayip fark vardı.

İlhami abiyle akşam üzeri baktık, iki üç güne kapaga dayanacak, başka alternatifi kalmadı.

Arı birden zıpladı.

Bende şaşırdım bu işe, sıcaklık nelere kadirmiş be::))

 

 

anaarı yüksügü

Yapmış oldugumuz tranferlerde çekimler yapıyorum, bu resim süper olmuş.

Bir deli fıkrası vardı aklıma o geldi.

Tımarhaneye yeni düşen biri, kendisini akıllı olarak görüyor.

Tımarhanedekiler sıraya girmiş, bir delikten bakıp, sıranın arkasına geçiyormuş.

Bu akıllı delide meraktan kuduruyor ama deli olmadıgı için sıraya girmiyor.

Ertesi gün, sabahınan erkenden kalkıp delikte ne var bakmaya gidiyor.

Bakıyor, bakıyor bakıyor…

O sırada arkasından biri ensesine dokunup, hemşerim, biz yıllardır o delikten bakıyoruz. Hala bir şey göremedik, sen daha dün geldin ne göreceksin geç sıranın sonuna demiş.::))

Buda ansına bakıyor, sanki görecek, oradakiler sıranın sonuna geç diyorlar.

Bu sene ilhami abi Muğla’dan arı aldı.

Arılar dün gelecekti ve İlhami abi çalışıyor, iş bizim başımıza kaldı.  Araba ayarlayıp benim arılıga indirilecek ve anaarılarını degişecegiz.

Bu arılar nisan başından beri hep geliyor zaten dünde gelemedi, bu güne sarktı, bereket nisan bitmeden geldi be::))

Tabi bu gün olunca İlhami abinin tatil günüydü.

Araba arıları dagıtarak Gebzeye geldi, köylere hizmet götürme planı adı altında, yanlış hatırlamıyorsam Kocaeli bölgesine 650 kovan arı getirildi.

Ben kamyonun yanına vardıgımda Eskihisarlılar arılarını yüklemişti.

Bende ilhami abiyi bekledim, o kamyonetle geldi.

Yav bizim arılar neymiş be, insan elindeki nimetin kıymetini bilemiyor, bu yazıları yazarken her taraflarım sızlıyordu, gene dünya iğne yedim.

Eskihisar köyünden arıcılar vedalaşıp ayrıldılar.

Kadir Gürkan bizim Gebze Bal üreticileri birlik başkanımız.

İşleri organize etmeye çalışıyordu.

 

İlçe tarım görevlisi arkadaşımızın duruşu süper, biz iğne yesekte belli etmiyoruz.

Kadir bey arısı olanları arıyor, hala yatagından kalkmayan arıcılar var.

Nihayet ilhami abide kamyonetle geldi, imzasını attı arıları yüklemeye başladık.

Kapaklar çakılı degil ve altında çuval yok, bir sürü arı çıkıyor, nerden belli degil.

 

İlçe tarım görevlisi Orham beyde İlçe tarım müdürümüze son bilgileri veriyor.

 

Bizde arıları yükledik ayrılıyoruz, sağ gözümden 3 kez öpüldük.

Diğer yerlerin sayısı bile belli degil.

İşyerine gittim, müdür bey geçmiş olsun dedi::(

Kaç kez geçti zaten….

Arıların yanından ayrılmadan bir deneme yapayım dedim, bir poşet şurup birde çuval örtecem, yediler be.

İşi akşam paydostan sonraya erteledik.

 

arısokması

İlhami abinin bogazdan sokmuş, bana dokunmaz diyordu, iğneyide çıkartamamış ben gördüğümde iğne iyice oturmuştu.

Arı sokması, bu bölgeler çok tehlikeli.

bir sefer pelitlide bogazımdan sokmuştu, 5-10 saniye sonra kusmaya başlamıştım.

Akşam önce uzaktaki arılıkta işleri halledelim, mahalle içini en sona bırakalım el ayak çekilsin diyoruz.

Hacı abi dediki çizme alalımmı yav ne çizmesi yürü dedim, arıda örtü yok, sinmişlerdir.

Yanlız geçtiğimiz pazar nimet abiye güldük, diyorduki mula arısıyla çalışacaksan çift pantolan giyecen ve çizmen olacak, eldinde takmalısın.

Bir kovan açtım, beni bir sardı baktım devam etmek imkansız.

Ayaklarım yanıyor.

Hacıya arabanın anahtarını verdim git çizme getir::((

Birde düşündüm gdip gelecek, bir sürü zaman geçecek. Dedim komşudan iste.

Sordu çizme varmı diye, ver dediler çizme geldi 41 numara, ben 46 numara giyerim, hacı olmaz dedi getir olur getir, burada 10 kovanı açıp bir poşet atacaz, birde  çuval öretecegiz.

Çizmenin bogazı bana yetti,ayagı bogaza soktum, gerisinide poşette tıkadım.

Genede ayaktan iki kez nasıl soktular anlamıyorum.

Maskenin kol lastikleride sıkıyor diye sökmüştük.

Bileklerimi iple İlhami abi bağladı::((

O sırada kadının birisi ineklerini yanımızdan geçiriyor inek zıplaya zıplaya gitti:(:(

Hacı maskeden bunalır, kolsuz maske almıştık, lazım filan olur diye.

Yep yeni maske, kovan başında ben çalışıyorum hacıyı daha çok arı sardı.

Ve dediki bu maske mugla maskesi degil::))

Sonra bahçedeki arılıga geçtik, önce larva transferi yaptık ki zaman geçsin mahallede başımız belaya gitmeden şu arıları bir halletseydim, belaya kaldık.

Bizim arılar ara sıra sokardı ve kızardım.

Bu gün en az 50 iğne yemişimdir.

En çokta ayak bileklerim sızlıyor.

Bizim arılarımız melekmiş be.


Etiketler: , , , , , ,
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »

ARICILIK VE GEZGİNCİLİK

Ekleyen, Ali Türk on 25 Nisan 2011 – 11:21 -

kanola tarlasıve erkek arılar

Gezginci arıcılık ve kanola.

Saim abi ve ben.

Mutlu oldugumuza bakmayın, gece anamız ağladı, sabah olduguda gece 3 derece sıcaklıgın etkisinden olsaki Saim Gürel arıcılıga başladığım güne lanet ediyorumdedi::))

Gezginci arıcılık zor, hele çalışan biri iseniz, hepten zor, belli dilimlere belli işleri yetiştirmeniz gerekiyor.

kanolavepolen

Kanola çiçegi ve polen derleyen işçi arı.

Benim arılardan sonra Beykoz’dan Saim Gürel’in arılarınıda yükledik, gezginci arıcılık başlıyor, maceralar bizi bekliyor…::))

haci seyithan arici

Hacı hemen mersedes kamyonun arkasındaki yataga postu attı, yat bakalım son yatan daha iyi yatar::))

mehmetaydin_agri_tutak

Bu hacının sondan bir önceki oğlu, hacı tüm yeteneklerini bu oğluna harcamış diyebilirim, yada iyi emek vermiş. Espiri küpü birisi. Biz kolonileri hazırlarken o bizim boya işlerini yapıyordu. Reklam yap, kovan boyatacaklar filan varsa boyarız diyoru::))

Gece saat 3 filan Saim’lerin arıyı indirdik. Bir ara hacı abinin oğlu Fatih sordu, çay içermisiniz diye sen ne diyorsun, hemen yap içeriz, tabi buraya çıkmak için 4-5 deneme yaptı, araba çiğde bir türlü tutunamadı, ayvayı yedik demiştim ama en son denemede arıyı serecegimiz yere girdik. Dedik çok sağol, bende aslında aşagıda bırakacaktım ama arı taşıma işi başıma kalacak diye çıktım demezmi::))

Hacının oğlu bir nakliyat firmasında çalışıyor, bunada şükür::)

Biz kovanların yarısını indirdik gece çay keyfi var arılıkta donuyoz::))

gezginci aricilar cay molasinda

Birde yeni arıcı var, Allah akıl fikir versin, Özkan.

Saim abinin eski işyeri arkadaşıymış.

Yardıma gelmiş, sağ olsun doğa sevdalısı birisi.

Çay içerken resim alıyoruz hacı çekme diyor::))

Arıların altındaki dikenlik alan biçildi.

Bu hacının kıymetini ben bilirim, ara sıra kapışıyoruz ama olsun, ikimizde inat bol miktarda mevcut::))

Rampaya çıkışmı inişmi zor

Ah gençlik ah, dedirten bir foto.

Allah ne verirse hayırlısını versin.

Gece arıları indirip kovanları açtık.

Hacıya oğlu diyorki baba yatakları açıyorum geç yat, ben yatmam diyor, baktım nazlanıp duruyor, oğlum Ali hemen yataga kendini at.

Bir yatmışım sabah bir cam tıklatan var hiç arılıgada benzemiyor, bir tesisteyiz. Sabah olmuş hadi kalkın daha arılıkta işler varmış.

Çay içiyoruz ıspanaklı börekle.

Hacı doktoru arıyor bu gece mafoldum diye, bir daha nazlanacagını hiç sanmıyorum, bir musibet, mevzusu yani…

Doktorda az bir izin alıp yanımıza geldi, buradan kalkılıp arılıga gittik.

kanola_arı

Arılar kanolaya acayip sarmış.

kanolacicegi

Görüntüler süpredi.

Arılıga bir gittikki görüntü süper, işten gelen arılar kovana gelmeden yerlere dökülüyor.

Saim abiler arıları apar topar getirdiler yapılacak işler buraya sarktı.

Arılarda şaşırdı, dün dışarı çıkamıyorduk, bu gün bize ne oldu diye.

arı keki ve yiyemedikleri

Kek verdiğimiz arıların  çekmecesine dökülen balı alınmış şekerler dökülmüş.

Köy Muhtarı Kani bey ve Muhteşem abiyi ugurluyoruz.

Keki olmasına rağmen gümlemiş bir koloni. Saim abi haftada bir gidiyor, bazen iki gitsede işleri yetiştiremiyor ve son soguklarda 2 kolonisi üzerinde kek varken sönmüş.

Kek var ama arı yiyemeyip sönüyor.

Bu arıyı kurtarmaya çalışıyor ama zor, anaarıyıda göremedik.

Benim işim olmadıgı için çekimler yapıyorum, güzel videolarım var.

isciari

Arıların görüntüleri içinizi ısıtıyor seviniyorsunuz.

arı_kanola cicegi

arivenektar

Gece kamyonla tırpan geri döndü bazı işleri orakla yapıyoruz.

Orak burada bagırıyor birisi.

Arılıktan ayrılma vakti geldi hala arılar çılgınlar gibi çalışıp uçmaya devam ediyordu.

Hacı nineye yaranmaya çalışan bir hacı, el aleme bak, bu çiçekle yırtacan dimi::))

Bu arada arılıgın yanında hayvancılık yapan birisi vardı, Agrı’lı çıktı.

Bu hacı çok ballı.

Nimet abi ikide bir arıyor neredesniz diye, kendisi Tekirdağ’da ve evine dönecek bizi bekliyor.

Birde soruyor açmısınız diye.

Açız, iyi o zaman kavurmalı kaşarlı pide söylüyorum dedi.

Afiyetle pideleri götürdük, ikramı kesinlikle geri çeviremem, hel doktor ve Nimet abiler gibi birileri olursa.

Nimet abinin durumlarda iyi degilmiş ilk bölünen kolonilerden 40 tane kapattık dedi.

Geçtiğimiz sene, sezona 250 koloniyle girmişti, ferizlide 30 civarında arı söndürerek başlamıştı.

Geçtiğimiz senenin genel raporu ise 250 koloniden bahara 80 kovan sağlam çıkmıştı.

Bu sene ise topladıgı koloni sayısı 1300 civarında, Muğla yöresini kuruttu ve bölmelere başlandı, Allah sonunu hayreylesin arı satacaklar.

Parası olanın arısı sönmezmiş, Aziz Mumcu’ya ait bir söz.

Gebze’ye geldiğimizde Akşam ezanı okunmak üzereydi. Haşat olmuşuz be.


Etiketler: , , , , ,
gezginci arıcılık | Yorum Yok »

ARICILIK KIŞTAN ÇIKAMADI

Ekleyen, Ali Türk on 19 Nisan 2011 – 21:42 -

Vecdi abi bir kaç gündür arayıp durur kargo geldimi?

Bir Vecdi abi arasa iyi bizimkide kendi kendine gelin güvegimi ne ondan oluyor.

Sanki her gün larva transferi yapacak::))

Gelen malzemeyi bende çok merak ediyorum, acaba nasıl ve işe yarayacakmı?

Saim Gürel gelmişti birlikte kargoya gittik, malzeme gelmiş ama bir türlü bulamıyoruz.

Vecdi abiyi aradım abi gönderdiğin paket ne kadardı::))

Bir karışmış.

Biz zarf türü şeylere bakıyoruz.

Küçük bir karış paket, 35 ekran televizyon kadarcıkmış::))

 

Merakla açıyorum, Saim abide bak ben seni buraya getirdim nakliye için biri benim diyor::))

Merak hat safada, kutunun içinde bir poşet daha, sanki atom bombası::))

 

Paket içinden çıkan parçalar.

Bana gelen bilgi, larva transferi içindi.

Bir baktım kaşık büyük.

yanında cımbız var.

Dedimki bu anaarı sütü üretimi için.

Sonra anladıkki bu bir sağlık ürünü içinmiş.

Hastanelerde sağlık ocaklarında kulak muayenesi ve kulagın içindeki alınması gerekenler içinmiş::))

Zaten malzemeyi yurt dışından temin eden kişi Adem Mercimek, kendisi Erzincan da bir sağlık kuruluşunda çalışıyor.

Kendisine buradan teşekür ediyorum, sağ olsun insanların gönül dostlukları bir acayip işte.

Bu alete larva tranferi için kaşık takılacak.

 

Larva alırken bazen kafa lambası bazende bizim hacı el feneri tutardı, hele şükür kurtulacaz bu işlerden.

Lamba tam petek gözünü aydınlatacak.

Yeni bir larva transfer kalemimiz oldu.

Bu arada kalfanın kalemlere nasıl el koruz, planlar yapmıyor degilim.::))

 

Arı sütü toplamaktada çok işe yarayacak bir malzeme.

Vecdi abim, senin hakkını nasıl ödeyecegiz.

Bu sağlıkcılar nereden başıma musallat oldu bilemiyorum::))

 

Hafta arası köylerdeydim.

Köylerden, eski mahallemiz olan Çayırova şimdi ise ilçe oldu.

Çayırova’dan geçer iken kayboldum dersem yalan olmaz.

Kestirme bir yol var bir türlü bulup karşıya geçmek nasip olmadı.

Nereye gittiysem yol bitti.

Bir baktım, sanki gelinlik giyinmiş gibiydi doğa.

Püren, bu püren beyaz açar baharda. Bu sene ne kadar geç açsada üzerinde arı filan yoktu.

 

Bu pürene Gebze’nin yerlileri deli yılgın der.

Beyaz püren, deli yılgın, bahar püreni.

Bu bitkiyi hiç çiçekli görmemiştim.

sap sarı tamamen çiçek ama tek tük yaprak var.

 

Ülkemizde bir çok yerde yetişen bir bitki.

Halk arasındaki isimleri.

Karbaş otu, yaban lavantası, ana baba kokusu deniliyor.

http://www.50mucizebitki.com/karabasotu.html

 

Bitkiyle alakalı bazı bilgiler var.

 

Görüntüsü süperdi.

Karabaş otu sıgara bırakmak isteyenlerin yardımcı olarakta kullandıgı bir bitki.

Mütiş bir renk cümbüşü.

Hediye gelen anti varroa altlık ve onun polen tuzağı takılan parçası. Kovana monte edilmeden numunesini çıkartıyorum.

Bu parçayı düşünmek ve ayarlamak çok zor.

Kara kovan.

Bazıları hava durumlarını bahane etmeyin filan diyormuş::)

Adamın zekası geri vitese takılı kalırsa ne derse normal karşılamalı.

Havalar ısınınca arılar hemen genişleyip petek örmeye başlıyorlar.

Havalar soguyunca geri çekilip salkıma giriyorlar.

Şimdi ne yapmalıyız, dünyayı ateşe verip ortamı ısıtmalımıyız?

Arılar havalara göre bir ileri bir geri gidip duruyorlar.

İnşallah bu hafta havalar normalleşiyor.

Artık inşallah soguk derdimiz kalmıyor.

 

 

Damacana kovan ellerinizden öper.

İnvertle beslendi sürekli zehirlendi ve şu an nesil yenilendi.

Bundan sonrası bu koloniyi biraz zor durduracağız.

İşkembeden atanların kanıtleri nerde göremiyoruz.

İnvert şurup zararlı oldugunda ilk işçi arıları öldürüyor.

Kütük ölmedi. Bir çok kişiyide geçmişte öpmüştü hani::))

Karakovan ölmedi.

Damacanada bahara çıktı, buda daha ölmedi::))

Bir papagan fıkrası vardı anlarsınızya…..


Etiketler: , , , , , , , ,
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »

KARNİOL SAF DAMIZLIK VE KİMLİKLER

Ekleyen, Ali Türk on 19 Nisan 2011 – 19:16 -

Arıcılıkta damızlık birilerine göre çok önemsiz olabilir. Bu iş kapasite meselesi. Arıcılıkta söz sahibi ülkeler damızlık arılar için büyük yatırım ve araştırmalar yapmakta. Elinden iş gelmeyenlerde sadece cigeri izleyip bu mundar demekteler, kedi ne yapsın elinden gelen bu, cigeri bir verin hele…

Ülkemizde arılara isim koymak moda, tuttuğun arıyai çirkin güzel, yerli eko tip ne yakışırsa koy gitsin….

Kontrolsüz bir alanda arı üretimi nasıl tarif edeyimki?

En anlaşılırda ancak bu şekilde anlatılabilir.

Bir umum hane düşünün, burada nesiller yetiştir, onlardan gene nesiller yetiştir, bu yıllarca sürsün, sonra burada yetişen birisini tut isim koy. İsim koymak soy belirlemektir, anası şu babası şu demek degilmi?Arıcılıkta bu melezleşmeyi bu soysuzlugu başka izah edemiyorum. Aynı anaarıdan 15-20 karekterde başka anaarılar çıkıyor. Aynı kardeş arı birisi acayip sakin, bir başka kardeş çılgın gibi saldırgan.

Arıcılıkta Islah niçin yapılır, yukarda saydıgım karışıklıkları yok edip, anne ve babaları sabitlemek degilmidir.

Memlekette arı isim babaları türedi, önüne gelen arıya isim koyuyor.

 

Arıcılıkta ıslah yapıldıgında bir çok özellik devamlı elinizin altında sabitlenmiş olarak duracaktır.

Susan Cobey, önüne gelen arılarla çalıştıgı içinmi dünyada bir numara?

Nerde kalmıştık, hee önüne gelen karniol reklamı yapıyor, yapıyorda üretilen karniollar F kaç???


Etiketler: , ,
anaarı, Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
Forum