TAŞIMALI ARICILIK EĞİTİMİ
Ekleyen, Ali Türk on 17 Eylül 2012 – 11:14 -
Taşımalı arıcılık eğitimi evet yanlış duymadınız böyle bir şey ilk defa yapılıyor. Genelde eğitimi verecek kişi hazırlanan malzemelerin üzerine gider bizde her şey taşınabiliyor::))
Suni tohumla ile ilgili belki bir kaç yerde yazıp çizmişimdir ama bazı açıklamalarda bulunacağım.
Zannedersem 2007 yılı bir üniversitede arıcılık kongresine katılmıştık. Ben o zamanlar suni tohumlamayla filan ilgilenmiyordum hatta arıcılık yapan biri için çok gereksiz bile demişim bir yerde yazıma rastladım, gerçeten ülkede damızlıklar oluştuysa arıcı gerekli arıları alıp kullanır yani hobi arıcının suni tohumlamayla ne alakası olabilir diye gene derim.
Neyse konuya dönelim, konu nerden suni tohumlamaya geldiyse hocalardan birisine suni tohumlama hakkında soru sordum. Hoca o zaman doçent, dediki biz kaç yıldır uğraşıyoruz bu yıl sezon boyu başarımız 3 tane.( bizde ise başarı %100 lere çıkmış durumda %80 altınada düşmüyoruz) ::)
Uygulama yapıyoruz bir hafta sonra ana arılar felç olup ölüyor. Bunu öyle rahat anlatıyor ki anlatamam. Yani başarısızlığı içine sindirmiş.
Şimdi burada iki şey ön plana çıkıyor, hoca bu iş çok zor ve buna bulaşmayın diyebilir.
İkinci seçenek ise yaptığı işi tam bilmiyor. Bana göre ikisi de olmaması gerekir. Bir işi birileri yapıyorsa, senin elinde ünüversitenin tüm imkanları var ve başarısız oluyorsan ve bunu sineye çekiyorsan, ne diyelim ki?
İyi ki biz yıllar sonrası bu işlere başladığımızda böyle bir hocayı dinlemedik. Düşünün üniversite bu işi başaramıyor, yabancı ülkelerde sıradan arıcılar aletlibdölleme yapıyor, böyle bir ikilemde, sen ne yapabilirsin, hemde hiç bir eğitim ve ekipmanın tam değil bu işe girişiyorsun::))
Öbür tarafta bakıyorsun, yabancı ülkelerde arıcılar yapabiliyor. Yabancılar ileri bizler geri zekalımıyız, bizim eksiklerimiz nedir? Bunda bir gariplik yok mu?
Sadri abi Ordu’ya suni tohumlama aleti tanıtmaya gitti. Orada bir başka hocayla görüşüyor, diyor aleti hesaplı ucuz vereceğim, herkes öğrenip suni tohumla yapsın, hoca diyor ki neden ucuz veriyorsun, bu işi herkes öğrenip yapmasın. Evet bunlar bizim eğitim veren hocalarımızın genel mantığı, gerçi bu örnek tüm hocaları kapsamıyor ama böyle ülkede gelişim olur mu?
İstediğin kadar isimlerin önüne Dr.Dç. Prof. koy…………..
Biz bu işlere girdiğimizde yıl 2009 du. Bir çok kişi bizimle kafa yaptı. Benim tarzım ise, önceden ne yapacaksam açıklayıp sonra yola koyulmak. Bu güne kadar ne dediysem de yapmışım.Bu tarz meselesi tabiki::))
Bu yüzden acayip eleştiri alan biriyim öyle basit eleştiriler değil, başta bu adam salak, deli, amele, geri zekalı filan gibi benim için laflar edenlere, söyledikleri lafları yedirmezmiyim, bunları söyleyenler, aslında kendilerinimi tarif ediyorlardı?
Şimdi deli ve geri zekalıyı gördünüzmü::)))
Şimdilerde zevkle onları izliyorum.
Bu kadar giriş yetermi? bence yetmez ama şimdilik yeterli.
Birde bu dost mevzusunu irdelemek lazım ama konu raydan çıkar, insanlar birileyle tanışıp hemen dost oluyorlar, böyle bir dostluk yok, olmazda. Dostluk uzun süren arkadaşlıklardan sonra oluşur. İnsanların iki elin parmakları kadar ancak geçek dostları olur, bu kişiler en zor zamanlarda yanınızda bulunur, düşmeden veya düştügünüzde her türlü fedakarlıklar edip sizi ayağa kaldıran kişiler, sizin dostlarınızdır
Suni tohumlama işlerine girişimiz ve alet bölümü 1.5 yılımızı almıştı, kullanılabilir bir aletle işe başlamamızla birlikte sezon gelip geçti, bir sürüde eksiklikler çıktı, ertesi seneye daha iyi hazırlanmak için gece güzdüz ne kadar bilgi varsa araştırdık, bazı konuları uygulama sonrası direk Mehmet Yüksel’e iletip Dr.Schley’e veya emiye sordurup ertesi gün cevapları alıyorduk.
Biz çalışmalar yaparken tüm yapılanlar olumlu veya olumsuz masaya yatırılıp, üzerinde araştırmalar yapardık akşamları msn den. Mehmet Yüksel’de teorik olarak tüm bilgileri öğrendi sadece uygulama yönünü merak ediyordu bu merakını izine gelince giderdik.
Emmi söz verdiği halde, Mehmet Yüksel’e bu işi göstermemiş, biz gösteririz deyip planlar yapıldı.
Gene bu işin doğasına aykırı bir plan yaparak bunu gerçekleştirdik.
Bu işin doğasında arıcıda arılarda streste olmamalı.
Almanya’da damızlık üreticisi ve eyalet arıcılar birlik başkanı Emmi’nin uygulamaları söyle. Bunuda Mehmet Yüksel vasıtası ile öğreniyoruz tabiki, ben soruyorum, suni tohumlamadaki püf noktalar nelerdir, 25 yıldır suni tohumlama yapan Emmi, cevap veriyor.
Koloni hazırlanıp tohumlama yapıldığında o kovanı ben 6 gün hiç rahatsız etmem, yani 6 gün kovana el sürmüyor, biz tohumlanacak kovanı 300 km götürdük, 2 saat sonra bu analar tohumlama girdi, üç dört saat sonrada alıp 300 km geri getirdik, ertesi gün bir 25 km daha götürüp ağzını açtık. Kolonideki stresi düşünebiliyormusunuz.
Efendim bu iş laboratuvar ortamında olur, her önüne gelen yapamaz diyenlere daha önce demiştim bu işi ben her yerde yaparım diye.
Bu sıra bir başka şey duymaya başladım, efendim bu işleri yapabilmek için formüli bilinmeyen bir ilaçtan bahsediliyor, o ilaçlar olur ise bu işi başarırsınız. Formili ver yok olmaz, ben size ilaçı veririm kullanırsınız filan gibi. Madem çok yardımseversin, neden formili paylaşmıyorsun, ingilizce ve tıbbi terimleri bilenler formüli Suzan Cobey’in videolarından alabilir. Biz ilk yıl dezenfektan olarak etrafı zefiran ile temizledik. İğnenin ucunu dumansız oldugu için alkol ile yaktık. Ana arıyla temas edecek parçaları bildiğimiz serum fizyolojik ikle temizledik. Bu yıl sadece seruma bir ilaç karıştırdık, onunda görevi iğne veya cımbız tarafından bir yaralama ve çizilmede enfeksiyon kapmamasına yarıyor.
Mucize formül filan hikaye. Başımızdan bu yıl geçen bir olayı anlatayım, Sadri abi dölleme yaparken spermi taşırdı, tam giremedi. Taşan sperm toplanıp, ana arıya verildi bunun kesinlikle yapılmaması gerekiyor, kurallarda böyle der.
Muhteşem abide dediki, bu kesinlikle yanlış, hijyen bu kadar önemliyse ve taşan sperm ana arıya zarar verecek. İşin garip tarafı o postada uygulamaya giren 4 ana arının en erken yumurtaya başlayanı sperm taşırılanı oldu. Başımızdan geçen bu hadiseler, bizim için ayrı bir öneme sahip. Bu bizim açımızdan acayip bir delildir.
Bakın evin balkonundaki masaya aleti kuruyorum, Enes Emin erkekleri hazırlıyor, Mehmet meraklı bir şekilde yaptıklarımızı izliyor, birazdan Mehmet Yüksel sahne alacak.
Bir gün öncesi akşam üzri kafeslenen erkek arılar gene aynı erkek üretimi yapılan kovanla Mehmet’lerin köye taşındı. Erkek arılar kovan ortamından çıktıklarında en fazla yarım saat sonra ölmeye başlıyorlar, suni tohumlamada çok sayıda erkek kullanılacaksa, genelde az az alınıp bittimi tekrar alınıyor, yoksa kenarda beklerken kovan ortamı olmadımı ölüyorlar.
Birde damızlık erkek kovanları sabah veya hava kararıken açmak lazım, günün ortasında erkeklerin uçuş saatinde açarsanız tüm erkekler havalanır ve bir çogu geri gelmez, gelenlerin içine başka bilmediğiniz erkek arıda karışabilir. Bunun içindirki erkek üretimi yapılan kovanlarda siz istemedikten sonra erkek arılar dışarıya gidemezler. Suni tohumlamada elinizdeki kayıtlar ancak böyle sağlıklı bir şekilde korunur, elinizdeki saf kimin kızı, hagi saf erkekler ile sperma kesesi dolduruldu bilmek zorundasınız.
Ben gerekli orandaki spermi topladım, artık sahneyi Mehmete bırakıyorum, ana arı bayıltıldı, pozizyon ayarlandı, sadece yavaş yavaş girilip sperm verilecek, yani top penaltı noktasında::))
Mehmet ana arıya sperm verirken, bu bölümde ani hareketlere dikkat edilmeli, eliniz aletin bir yerine çarparsa, ana arı sakatlanabilir, mesala cımbıza çarparsanız, çarpma degil kontrolsuz dokunma yeterli, ana arının iğnesini koparabilirsiniz, şırıngaya bilinçsiz dokunuz, cam iğneyi kırıyor, onun için gayet sakin olunmalı, daha sonrası zaten aynı soför gibi oluyorsunuz, ilk zamanlarda vites kolunu bakarak degiştiriyorsunuz, hatta debriyaj veya firene bakmaya çalışırsınızya aynısı oluyor. İlk yıl bir sürü iğne kırdık, bu yıl kaç kişi alette çalışmasına rağmen hiç iğne kırmadık.
Penaltı atıları bitti, zaten bu işin en önemli püf noktası, ana arıya girdiniz, sperm verdiniz taşmıyorsa, işlem bitmiştir tam yerindesiniz, zaten açılar tutmuyorsa, kasılma varsa perm gitmez veya taşar, sperm gidiyorsa tam yerindesiniz, işlem tamam yani.
Mehmet dediklerimizi uyguladı, şırınga geri çekilirken baskı alınır, şırınga sperm verme kolu tersine çevrilip ana arıdan çıkartılır, bu hareketi yapmaz iseniz şırınga çıktıgında bir miktar sperm dışarıya boşa akacaktır.
Biz işleri bitirip ana arıları bölmelerine verdiğimizde aletin üzerinde bir işçi arı vardı. Deredini anlayamadık,heralde aleti merak edip görmek isteyenlerden, memlekette alet görmek isteyen o kadar çok meraklı var ki. Hepsine sırası ile gösterilecek.
Suni tohumlam bitti, Mehmet’e birde sperm nasıl alınır onu tarif edip uygulattım. Suni tohumlamada en çok zaman ve dikkat isteyen iş sperm toplamaktır. En ufak dikkatsizlik aldığınız spermi mafeder, ilk başlagıç hepsinden önemli, serum ile sperm arasında 2-3 mm boşluk olmalı(hava), bu boşluktan sonrasi spermi oluşturmak hepsinde zor, bazen bunu oluşturuken en az 5-6 erkek spermi boşa gider, yada seruma karışır. Erkek tuttuğunuz el kesinlikle yerle temaslı olmalı, boşlukta tutarsanız dengesizlik yapıp sperm yerine mukus denilen beyaz tabakayı çekerseniz ve iğne tıkanır, ayrıca bu beyaz tabakayı ana arıya verirseniz ana arı ölür. Sperm, mukus tabakası üzerinde hafif pembemsi bir renkte çok ince bir tabakadır. Eliniz zaten yerde sabit yavaş yavaş iğneye yaklaştırıyorsunuz, temas sağlandığında şırınga kolunu çevirip spermi çekmeye başladığınızda sperm kesesinide hafif ir şekilde iğneden uzaklaştırmak gerekiyor, yoksa mukusa dalıyorsunuz, hafif uzaklaştırdıgınızda mukus tabakası üzerinde bulunan tüm sperm iğne tarafından acayip kolay bir şekilde vakumlanıp emiliyor. Bunu şöylede izah edebilirim, yumuşak bir şeftali var bunu yerken üstünüzü başınızı ellerinizi mafedersiniz. Bir noktadan emmeye başlayıp, şeftaliye yumulmayıp biraz uzaklaştırıp emmek gibidir, erkek arının mukusu üserindeki spermi toplamak.
Hedeflediğimiz uygulamanın her aşamasını Mehmet Yüksel ile yaşadık.
Eskiden bu akşam uygulama var denildiğinde içimde bir tasa sabahtan akşama kadar acayip gerilirdim. Şimdi ise bunlar benim için sıradan şeyler, yanlız tüm planlar düzgün yapılmalı, erkek arılar doğduktan 15 gün sonra sperm verirler, özel beslenerek yetiştirilen erkek arıların spermi daha çok olur. Ana arının tohumlanacagı gün doğduktan 10 gün sonrası olursa çok rahat giriş oluyor, biz ilk denemelerde 6-7 günlük arıları uygulamaya sokmuşuzbunlar zaten yaşamadılardı.
Ben öğrendiklerimi paylaştıkça, acayip dostlar, arkadaşlar ve imkanlara kavuştum, önümüzde acayip kapılar açıldı, onun için benim hakkımda kimin ne dediğinin önemi yoktur, zaten hakkımda haksız yere olumsuz işler yapanlar ile bir gün hesap görülecek. 10. Gün tohumlanan ana arılara şırıngada zikzak bile yapmaya gerek kalmıyor, daha erken tohumlamalarda, ana arının iğne tarafından 1 mm girdikten sonra, şırıngayı az bir şey ucunu sola doğru kaldırıp 0.5 mm daha giriliyor. Bu zikzakn yapılmadığında gene iğnenin ileri gitmiyor ve ana arının valf denilen parçasını, parçalayıp ana arının ölümüne neden olunuyor. 10. Günde yaptıgımız uygulamalarda bu zikzak işleri hiç sorun olmadı, yada bizim aletteki açıvalfin altına girip, sperm kanalına doğrudan giriyor.
Hani hep dua ederimya, Yarabbi, bana ne vereceksen, her şeyin hayırlısını ver diye….
Misafirliğimiz ve eğitim o kadar yoğun geçtiki hiç boş duramadık dersem yalan olmaz. Tabiki aç kalmadıki güzel yemekleri hangi arada götürdük hatırlamıyorum. Mehmet ve babası ve aile bireyleri ile vedalaşıp evimize geri döndük. Sabah 7 de Bolu’ya hareket edildi, 11 gibi Mehmetlerin köydeyiz, akşam 7 gibi dönüş başladı, gidiş dönüş 600 km üstü yol.
Mehmet izin dönüşü Gebze’den geçiyor, bende ne işim varsa gece yarısı onların girdiği park alanındayım::))
Gece 4 gibi, kalkıp otobandaki oto parka girdim, saat 6:30 gibi Mehmetler geldiler, hiç durmayalım yoksa köprüye takılırız dediler. Kısa bir hoş beşten sonra verdiğim hediyeyi enişte Mustafa’dan geri aldım. Nerde kavanoz bulsa bal tutan parmagını yalar diye yalanmaya başlıyor. Kavanozumu yalatırmıyım sana be::))
Özel hadiyelerimizi taktim ettik, inşallah bu hediyeler ileride karşımıza çıkacaktır, Mehmet’e ne kadar teşekür etsem azdır, kendisine o kadar minnettarım bilemezsiniz.
Bal tutan her zaman parmagını yalayamaz, karşıya geçip fotograf da çekebiliyor::))
Dostum Mehmet Yükseli ugurluyoruz, yolunuz açık olsun, yeniden görüşmek üzere güle güle gidin diyorum, Mehmet camı açıp seneye görüşürüzzzz abi deyip basıp gidiyor.
İnşallahhhh……….
Taşımalı eğitimin sonu nasıl oldu diye merak ediyorsunuzdur, bunca stresten sonrası 3 ana arıdan biri bir gün sonra kayboldu. Birisi bir hafta sonra kayboldu. Birisi ise yumurta ayıp yavru kapattı, bununda sağ arka ayağını işçiler sakatlamış, açıp kapatmıyor sürüyerek yaşıyor, bu gibi durumlarda sonradan düzelme olabiliyor, düzelirmi bilemiyorum. Bunların benim için aslında hiç önemi yok, hepside ölse, hepside yaşasa bir şey ifade etmeyecekti, biz kendimizi kanıtlamışız, önemli olan dostum ile nazari bilgilerimiz ile uygulamaları birleştirmekti. Olayın başına dönersek, bir üniversite bir sezon ugraşıyor, toplam üç başarı var, bu kadar karmaşa içinde biz 3 taneden bir başarı, bölmeleri köyde bıraksadım durum mutlaka degişirdi.
Burada bir başka şey payaşmak istiyorum, yeni çiftleşen analarda bu var, fakat suni tohumlama yapılanlar gibi takip etmediğimiz için fark edemiyoruz. Bu olayı ilk olarak ana arı üretim kursunda duymuşltum, o günden sonra daha dikkatli baktıgımda kılavuz yumurtanın ne demek oldugunu daha iyi anladım.
Tohumlanan ana arılar yumurtaya direk başlamıyor, bir iki veya üç beş, yumurta atıyor, sonra ara veriyor, bu ara verme bie ikigün sürebiliyor, peşinden seri yumuta atmaya başlıyor, ilk attığı yumurtalara kılavuz yumurta deniliyor.
Yumurtaya başlamış yeni çiftleşmiş bir ana arı yumurtası kontrol edilirken süt içinde kalmış larvalar görürsünüz onlar kılavuz olanlardır.
İlk klavuz yumurtalar kapanmış durumda kademeli olarak diger yavru durumu devam ediyor.
Bu işi herkes yapamaz ve belli formilli ilaçlar kullanmaısınız , ve ayrıca labaratuvarda olacaksınız diyenler iyi baksınlar, bu denilenleri ters düz etmişiz::)))
Artık kimseye ne verirseniz yemiyor, yeni arıcılar artık her şeyi sorğuluyor, zaten sogulamalılarda. Arıcılıkta saf nedir, F1 nedir bir öğrensek çok şey degişecek.
Bir ilki gerçekleştirdik, taşımalı arıcılık eğitimi yapıldı, sonuç mu?
Yukarıda…………..
Etiketler: ana arı dölleme, ana arı suni tohumlama, erkek arı spermi, sperm toplamak, taşımalı arıcılık egitimi
Ana arı tohumlama ve dölleme, anaarı suni tohumla, Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
ARICI MEHMET YÜKSELİ ZİYARET VE ALETLİ TOHUMLAMA
Ekleyen, Ali Türk on 28 Ağustos 2012 – 14:35 -
Arıcı Mehmet Yüsel ve babası Sadık Yüsel.
Sanal alemde tanıştığımız Mehmet Yüksel, geçen süre zarfında tanışıklığımız büyük bir dostluğa dönüştü.
Dostumuz, memleketine izine geldi bizde planlarımızı yapıp ziyaret günü Gebze’den çıkıp Bolu Mengen’e gittik. Bazı nedenlerden dolayı bazı arkadaşlarımız geziye katılamadı, memlekette kazak erkek kalmamış desem ayıp olacak, nerde layt var beni buluyor::))
Ziyaretimizin büyük bölümü arıcılık üzerine oldu, zaten başka ne olabilir ki? tabi önceden hazırlık yapılmıştı ve ana arı suni tohumlama nasıl yapılır bunu uygulamalı göstermemiz gerekiyordu ekip olmayınca ben tek başıma göstermek zorunda kaldım::))
Bu gösterme mevzusu akşamları msn sohbetinde esperilerimiz arasındadır.
Mehmet Yüksel, Alman arıcı Bayan Emmi’ye suni tohumlama konusunda yardımcı olur musun bende öğrenmek istiyorum demiş.
Emmi’de sana göstereyim der.
Aradan uzun zaman geçmesine rağmen bir türlü göstermemiş. Bizde bunu öğrendik, bizden kaçar mı::))
Dedik ki Emmi göstermediyse biz sana gösteririz, ekip toplanamadı ve gösterme işi bana düştü. Bende gerekeni yaptım, suni tohumlamanın her bölümünü uygulamalı bir şekilde gösterdim::)))
Ekibimiz geziye fiili olarak katılamadı, dolayısı ile yoğun bir telefon trafiği vardı. Başta Muhteşem abim, Erzincan’dan Vecdi abimiz ve Trabzonda bulunan Yusuf Şimşak telefonla arayıp gelemedikleri konusunda üzgün olduklarını bildirdiler::))
İstanbul’da bulunan Erkan Kaya ise oradaki ortamı kıskandığını, iletiyordu::))
Lütfen kıskanmayalım:)))
Bir gün öncesi Bolu Mengene gidecek Erkek arılar, kafeslendi, bu erkekler yaşamları boyunca hiç dışarı bırakılmıyor, yoksa saf erkek olduklarını nereden bileceğiz.
Gene bir gün öncesi, Bolu Mengene balayına gidecek 3 kraliçe bayıltıp hazırlandı.
Aslında Mehmet Yüksel’in suni tohumlamada teorik bilgisi çok fazla, bunuda bizim sayemizde öğrendi diyebiliriz::))
Biz karşılaştığımız sorunları Mehmete iletiyorduk, Mehmet Almanya’da, Prof.Dr.Peter Schley veya Emmi’ye sorular soruyordu, aldığı bilgileri bize akşamları msn sohbetinde aktarıyordu. Gelen bilgiler çok önemliydi, birisi alet konusunda dünyada sayılı kişilerin başında geliyor, Emmi ise Almanya arıcılar eyalet başkanı, ayrıca 25 yıldır suni tohumla ile saf karniol üretimi yapıyor. Bizim çözemediğimiz sorunların başında şu geliyordu ana arı uygulamaya giriyor, genelde 5-6-7-8. günlerde yumurtaya başlıyor, bazen öyle oluyor ki ana arı yaşıyor 20 gün olmuş hala yumurta yok.
Bunu Emmi’ye ilettik, gelen cevap bizi memnun etti, 25 yıldır suni tohumlama yapan birisinin tecrübelerini bize aktarması çok güzel bir olaydı. Mehmete demiş ki, ben suni tohumlamayı yaparım, 6 gün hiç o ruşet veya kovan kutu fark etmez hiç açmam.
Biz ise uygulama yaptığımızda, ertesi gün ne olmuş illa açıyoruz, merak işte::((
Devamında 6. gün yumurta yoksa Emmi sıcak suyla bal şerbeti yapıyormuş ve yumurta atmayan ana arının kıçını bu şerbette tutup tekrar kovana geri verip gene 6 gün gene kovanı açmıyormuş. 6 Gün geçti gene yumurta yok ise bu sefer 5 dakikalık bayıltma uygulayıp gene 6 gün bekliyor ve gene yumurta yok ise ana arı imha ediliyor. Bu işi 25 senedir yapan birisi bu yıl ilk posta üretimin büyük bölümünü başaramamış. Bu bilgileri duyunca ben acayip rahatladım, bizim başarı oranımız oldukça yüksek. Bu konuda bu bilgiler hiç bir yerde yok, inşallah böyle sorunlar yaşayanlara belki faydamız olur diye bunları buradan paylaşıyorum. Bir saf ana arı ne kadar önemli bunu anlatamam, saf hatların korunması ise suni tohumlama veya izole bölgeyle mümkün. Bir ana arıyı uygulamaya sokabilmek için ne aşamalardan geçiliyor, tüm detayları ana arı doğduktan sonraki 8 ila 10. gün masada birleştirmeniz gerekiyor. Hemen şunu da ilave edeyim, suni tohumlamada başarı ana arı doğduktan sonraki 8-9-10 cu günlerde uygulama yapılır ise, çok yüksek.
Ana arı aletli tohumla, zor değil, kolayda değil, bir sürü detay sıralanıp uygulama aşamasına geçiliyor. Bu işin eğitimini alanlar belkide yukarıda bahsedilen detayları bir araya getiremiyor, bu şuna benzer ehliyet aldınız ama arabanız yok. Araba buldunuz yeterince sizde kalmıyor ve sürüş tecrübeniz gelişmiyor.
Suni tohumlamanın en zor bölümü erkek arılardan sperm toplamaktır, aşırı dikkat ve zaman gerekiyor, mukus tabakası üzerinde çok ince bir tabaka semen veya sperm oluyor. Mukusla temas ettiğinizde iğne tıkanıyor, hatta böyle durumlarda topladığınız sperm zayi ediliyor. Bizim yanımızda 3 kraliçe var ve en az, kraliçe başına 8 mm yada 8 mikron sperm verilmeli en fazla 10 mikron. Cam iğnenin içi 1 mm dolayısı ile dışarıdan iğneyi ölçüyorsunuz 1 cm uzunluğunda sperm toplarsanız bu 10 mikron demek oluyor. Arı spermi, yada semen.
Mikroskopta çalışma alışmayan için çok zor oluyor. İlk başlarda sinir bile olursunuz, hatta gözünüzle daha iyi gördüğünüzü bile iddia ediyorsunuz::) Bu tabiî ki mümkün değil.
Bir ara dedim bu doz yeter, Mehmet diyor abi bu miktar 3 cm olmadı ben diyorum ki oldu, Mehmet diyor ki, abi ben kaç sene tornacılık yaptım orası 3 cm yok::))
Metre geldi, ölçtük 2,5 cm olmuş, hayret hiç yanılmazdım…
Demmekki insan yanılabiliyorrr…
Duran top tekniği uyguladık::))
Duran toplarda ekibin en etkili ismi, Dr.Muhteşem Turunç’tu, kadroda yer olmayınca, yerine Mehmet Yüksel geçti.
Ülkemizde yapılan ilk suni tohumlama aletinin başına şimdi Mehmet Yüksel var.
Açı ve pozisyonları ayarladım sadece yavaş, yavaş girilip sperm verme işi kaldı, bunuda kontrollü şekilde yaptık, iki ana arıya spermleri Mehmet verdi.
Ayılmaya başlayan kraliçe arı. Bu olayı görmek bile insana acayip mutluluk veriyor, mutlu arıcı olmak böyle bir şey. Geri çekemeyenler laf söz ediyor ama olsun, çekemeyenler çanakta taktırabilirrrr…
Ziyaretimiz bilgi alış verişi açısından çok iyi oldu, hele bu iş anlatmakla olmuyor, ayrıca deneyimler devam ettirildiğinde kendinizi geliştiriyorsunuz.
İş bitmiş etrafı toparlıyoruz, bir işçi arı iskeleye yanaşmış derdi nedir bilemiyoruz::))
Doktor olsaydı senin derdini bir sorardık, şansına küs::))
Ayrılık vakti geldi, mesafe uzun olunca gidip gelmekte sorun oluyor. Enes Emin de Mehmet abisiyle vedalaştı.
Dost ziyaretimiz bitti ama dostluğumuz ömür boyu sürsün istiyorum. Ziyaret bitti Mehmet bizi uğurluyor.
Etiketler: aletli ana arı tohumlama, arı spermi, arıcı mehmet yüksel, kraliçe arı, kraliçe dölleme, semen
anaarı suni tohumla, Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
ARICILIK İŞLERİ VE MAGAZİNE DEVAM
Ekleyen, Ali Türk on 25 Temmuz 2012 – 20:56 -
21/7/2012 Cumartesi, acayip sıcak var, arılıkta fazla iş yok, Enes Emin marangozda ben ise magazin peşindeyim::))
Bu yıl hasat ettiğimiz kestane balından bir kavanoz alıp, İstanbul da takasa gittik.
Tabiki Yusuf Şimşak bal hasadı yapamadığı için elimiz boş döndük.
Yusuf ekibi bir toparla ne zaman birlikte olunacak onun peşinde, bizde bu iştah varken daha çok toplanacağız. Sezon bir bitsin beya::))
Mübarek ramazan günü zaten aç aç etkinlik lafımı edilir.
Yusuf’un ofis balkonu ve minik arılık. Sakin arılarınız varsa arıcılık bu kadar zevkli oluyor. Ayrıca istediğiniz mekanda bunlarla bağınızı koparmadan yaşayıp gidiyorsunuz. Arılık ofis.
Şehrin göbeğinde manzara bu.
Vakit akıp gidiyor ve ayrılıp arılığa geçiyorum, bazı işlerimiz var.
Enes Emin arılığı ve ziyaretçimiz var. Zaim abi ailecek arılığımızı ilk defa ziyaret etti.
Zaim abide bu sıra bir acayip oldu, bir kaç kovan kesmiyormuş, eee benim ez az 8-10 kovanım olmalı, kışa girmeden bu işi ayarla dedi, sıkı bir pazarlıktan sonra kışa bol arılı gireceği sözünü alıp gitti.
Bazı arıları anlamak zor, katta ham petekler var, bunlar balı çok bulmuşlar petekleri gecekondu yapımında kullanıyorlar. Yan tarafta planlı projeli, çıtalar beklesin dursun.
Enginar çiçeği.
Bu yıl ilk defa enginar yetiştirmeye kalktım.
İki tanesi enginar verdi, bende koparamadım, bu gün yarın derken en son çiçeklen diler. Sanki deve dikenine benziyor, işin garip tarafı ise bir bal arısı çiçekte.
Geçen yıl ürettiğimiz 3 nolu safın erkek çıtası, yeni doğmaya başlayan saf erkekler. Üzerindeki arıları resim çekebilmek için silkeledim. Bu kadarcık alanda 200 erkek var, öbür yüzdede bu kadar erkek bulunmakta ve bu çıta erkek üretim kolonilerinden birisinde yetiştirilmeye alındı. Erkekleri sayabilmek için paint te tek tek işaretledim beya::))
Kapalı erkek yavrusu.
Şu an yeni bir çıtaya ful erkek basmış, hemen bende keki dayadım, yeni basılan saf erkeklere zeval gelmesin diye.
Bu yıl erkek üretimi konusunda geçen seneye göre çok ilerideyim, 4 tane ana arı erkekler bitmeden bayıltılıp, dölsüz yumurta atmaları sağlandı, kışın bile erkek üretebilirim::))
Hemde istediğim kadar istediğim ırktan.
Ve 22 temmuz pazar günündeyiz. Uygulama var ve ilk defa bu kadar yalnızım. Ekip bu ramazan günü biraz zor toplanır ve ben tek başımayım zaman sorunumda yok. Suni tohumlama cihazımız.
Arı spermi.
Ülkemizde bu resimleri ilk ben yayınladım beya, bunlara yenisini eklemeye devam ediyorum. Ayfon’la çekilmiş bir resim. Aslında dünya resim çekiyorum ama sperm resminin tam rengi bu değil.
Bu resimde aynı tarihte foto makinesiyle çekildi. Suni tohumlamada en zor iş sperm toplamaktır.
Arıcılıkta biz acayip yol aldık.
Arıcılık ile futbol arasında acayip bağlar kuruyorum. Futbolu seyirci bilir, yorumcu bilir, hakemler bilir, oyuncular bilir, yani bilmeyen yok.
Futbolda ise en çok söz sahipleri ise sahada olanlardır. Türübün de olup, mahalle arasında oynayanlar, acayip arıcılık ahkamları keserler, hani padişaha görünmez elbise diken bir terzi vardı geçmişte. Görünmez elbiseyi giyip dalkavuklar karşısına çıkıyor, dalkavuklar acayip ayar veriyor aa ne kadar güzel elbise diye, orada bulunan bir çocuk bu padişah niye çıplak diye soruyor::))
Arıcılıkta böyle çıplaklar var ve etrafında ise dalkavuklar::))
Bizler yıllardır aynı tempoda ve her geçen gün daha iyiye gidiyoruz, bazıları geriye doğru gitmeye devam ediyor.
Bir uygulamanın daha sonuna geldim, ertesi gün ilk işim ana arılar yaşıyor mu? ilk kontrol yapılır, hepsi yaşıyor ve acayip mutlu oluyorsunuz. Son iki turda %100 başarıyı yakaladık, bundan sonrası ne denir bilemiyorum.
Pazartesi günü kalfaya baskın yapıyoruz. Haber Türk’teyiz. Ovacık Köyünden Nuri abimizin bazı raporlarını Muhteşem abimiz bir göreyim demişti, fırsatı kaçırırmıyım baa. Öyle bir zamana denk getirdim ki, iftara üstüne yıkıldık::))
Hazır gelmişken birde kendimizi kontrol ettirdik. Bana gidicisin diyoru, ama benim iştahımı kaçıramadı, yermiyim be::)))
İftara en yakın mekan, Tepeören deyiz. İftara yarım saat var ve masada beklemek ölüm yav.Resimdekiler Enes Emin ve Nuri abimiz.
Muhteşem abiye ne zaman yıkılsam acayip mutlu oluyorum, nedendir bilmiyorum?
Etiketler: arı spermi, arılık ofis, enginar çiçeği, erkek arı, kapalı erkek yavrusu, suni tohumlama cihazı
Ana arı tohumlama ve dölleme, anaarı suni tohumla, Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık gezileri | Yorum Yok »
ARICILIK, ARICILIK, ARICILIK….
Ekleyen, Ali Türk on 10 Haziran 2012 – 07:51 -
Muğla arısı.
Sevgili kalfam Dr.Muhteşem bey tarafından işleme tabi tutulan bir ege arısı.
Böyle bal olmaz dedirten cinsten bir olay. Geçenlerde uygulama vardı, Muhteşem abide ben bir tane yapsam yeter dedi, kısmete bak, şimdi diyecek ki oran %100. Ana arı Muğla, babasını ise biz belirledik.
İğneli ana arı, yumurtaya başlamış, Muhteşem abiye seninki yumurta atmaya başladı dediğimde zaten atmasa senden bilirdim dedi::((
Aydın arısı.
Aydın Söke’den getirdiğim en hırçın koloniden iki ana arı üretmiştim. Babalarını gene biz belirledik, şu an bir tanesi yavruyu kapattı. Aydın dan almış olduğum en hırçın arı bu. Bir çıta bile arısı olmamasına rağmen birkaç resim alana kadar en az 4-5 iğne yedim. Yavruları bir doğsun bakalım bazı merak ettiğimiz şeyler var, hırçınlık, oğul, bal verimi, bunlar kaç turda değişecek.
Bu seriden özel erkek arılar yetiştirmeyi düşünüyorum, artık erkeklerinde anasını babasını bazı işleri yaparsanız belirleyebiliyorsunuz.
Aydın arısından iki adet işleme tutuldu, birisi yaşamıyor.
İşlem sonu ana arı kanadı kesilip, kutu veya bölmeye veriliyor, çıkışı da ana arı ızgarasıyla kapatıyorsunuz, içeriden ve dışarıdan ana arı ve erkek giriş çıkışına kapanıyor.
Suni döllenmiş ana arılara bu işlem yapılıyor.
Arıcılıkta işlere yetişemiyorum. Enes Emin çok iyi gitmesine rağmen tecrübe eksikliği var, bende mesai sonları ancak acil işleri yapmaya çalışıp, planlamalarla yetinmek zorunda kalıyorum.
Yeniden 5 gün izin aldım.
İkinci etap ruşetlerin en azından bir bölümü devreye girerse ana arı üretimini biraz katlamış olacağım. Arı var, malzeme var, ruşetler ise marangozda dağınık duruyor.
İlk iş ruşetler toparlanana kadar yumurtaya başlayan ana arıların elindeki standart çıtaları alıp, yarım plastik çıtaları verdik, bir yavrulu çıta bile çiftleştirme kutusu arılandırmakta çok önemli.
Ruşetlerde bir tur devir yapıldı, işçi arı nesli değişti, hala maskeyle çalışıyoruz ve acayip sıcak, maskeyle çalışmak ise ölüm….
Yavruya başlayan yeni ana arıları bu şekilde 3-4 gün tuttuğumda hem petek örülecek, hemde yavru atılacak.
Gidecek arılara bir kaç gün mesai yazdım::))
Çalışın kızlar….
Her şeyden yağ çıkarmaya çalışıyorum, çünkü çok yarım çıta lazım olacak, bunların en azı 1 çıta yavru olmalı ve bunun sayısı 300 tane filan.
Arıcılıkta nektar konusunda durumlar iyi gidiyor, gebzede bal geliyor, Şile ye arıları bırakalı 1 hafta oldu, yağmur bir haftalık raporlarda gözükmüyor.
Her şeyin hayırlısı demekten başka elimizden bir şey geliyor.
Etiketler: arıcılık, aydın arısı, muğla arısı
anaarı suni tohumla, Anaarı üretme teknikleri, Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »