ANA ARI SUNİ DÖLLEME VE SORU İŞARETLERİ

Ekleyen, Ali Türk on 03 Ocak 2013 – 14:41 -

Ben 2007 de Uludağ üniversitesinde yapılan arıcılık kongresinde, suni tohumlama işini sormuştum yetkili kişi bir sezonda 3 tane başardık demişti, yapılan bir sürü uygulamada tüm ana arıların felç olduğunu söylemişti. Yani siz bu uygulamayı bilenlerle laboratuar ortamında yapıyorsunuz ve acayip bir başarısızlık var. 2007 Yılından bu güne çok seneler geçti, sonrasında neler oldu bilmiyorum ama sonuçlar benim açımdan üzücüydü. Birilerinin yaptığı işi sen yapamıyorsan, birde her türlü imkân ve eğitime rağmen, ne denir bilmem.
Yazının tamamınıtam anlamak için altaki linki okuyup, sonra devam etmenizi tavsiye ediyorum.
Bazılarının karın ağrısı var.
Bir isi,
Bilen Yapar.
Az bilen akil verir.
Bilmeyen Elestirir.
Yapamayan Çamur Atar.
İşin garip tarafı ise biz bu işi yapıp çıtayı %100 lere çekince, işin mundar olmasıydı. Küçümsemeler, yav bunda ne var demeler. Beni küçük görenler, bu işte söz sahibi olanlara bakmalılar, şimdiye kadar ne yaptınız demeliler. Geçmişte larva transferi yapıp, yaptığı transferle konuşanlar vardı, işte ben seni seçmeseydim, sen işçi olacaktın, bak şimdi kraliçesin ve bununla övünen çapsızlar, birisi anayı ve babayı seçince ben doğaldan yanayım demeye başladı, peki doğaldan yana arıcılık yapacaksan, neden biraz sepet veya kara kovan alıp doğal arıcılığını yapmıyorsun. Doğal adamın fenni kovanda ne işi var, larva transferiyle ne işi olur, ben suni tohumlama yapınca niye çamura yatılıyor. İşin garip tarafı biz bu işlere girene kadar bu işleri kimse bilmiyordu. Şimdi akıl veren mi? ararsın, eleştiren mi? ararsın, çamur atan mı? Ararsın hepsi mevcut.
Bazı kişilerin bazı şeylere kasıtlı olaraktan kafası çalışmıyor. Bu kişiler zekalarını geri vitese takmışlar, bakın yanlış anlaşılmasın geri zekalı filan demiyorumJ
Bir sorun olduğunda birileri sorunu çözüyorsa genelde ona kimse bir şey sormaz. Ben kendim bir şeylere kafayı takmışım ve bir ekip oluşturup ülkemize suni tohumlama cihazı kazandırmışız. Bu işleri ben mi yapmam gerekiyordu diye bazen kendime soruyorum. Bu soruyu bazı arkadaşlarımda bilimcilere sordular.
Şimdi olaylar daha iyi anlaşılsın diye başka örnekler vereyim. Bor madeni çok kıymetli, bir işe yaraması için onun nerelerde ne nasıl kullanıldığının teknolojisini bilmen lazım, bilmiyorsan bizim Bor madenimiz çok diye aval aval bakıp durursun ve bu bir işe yaramaz. Birisi çıkıp bu Bor madenimizi ülkemiz adına işler ise ne yaparsınız.
Bir sürü yerli arımız yok oldu, yok edenlerde belli, hesabı kime sormak lazım. Hala papaz bizden arı götürdü ve bir ırk oluşturdu diye boşuna övünür durursunuz. Papaz buradan götürdüğü madeni ülkesinde işledi, sen hala övün. Aynı arı sende çok niye bir başka arı oluşmuyor, demek ki bu işler laf ile olmuyor.
Bir yere gittiniz, adresi bilmiyorsunuz. Adres sormak için tahsilli birini mi ararsınız?
O bölgedeki birçok kişi sizin bilmediğinizi biliyor, sizde prof’sunuz şimdi ne yapalım.
Galile dünya dönüyor dediğinde tüm ülkesi karşı çıktı, bak sözünden vaç geç yoksa asacağız dediklerinde, ben sözümden vaz geçsem bile dünya dönmeye devam ediyor diye cevap vermişti. Hala aynı kafada olanlar var.
Gerçi benim bir şey ispat etmeye çalıştığım yok. Bazıları benim hakkımda başka şeyler ispatlamaya çalışıyor, onlarla oynamaya bayılıyorum.
Şimdi insanlar karşındakileri kendisi gibi sanır, çünkü o gözle bakar, birde dolmuşa bindiyseniz vay halinize. Bir örnek vereyim, bir gün Hz. peygamber bir yerde oturuyor, ebu cehil gelip senin sülalende senden daha çirkini yok diyor, peygamberde ona haddi çok aştın ama doğru söyledin diyor.
Biraz sonra Hz. Ebu Bekir gelip, peygambere diyor ki o kadar güzelsin ki, peygamber gene doğru söyledin diyor. Orada bulunanlarda bu nasıl iş, iki tarafa da aynısını diyorsun, cevap ben bir aynayım bana bakan kendisini görür demiş.
Kişilerin kendilerine göre fikirleri ve karşıtlıkları vardır, dolayısı ile fikirlerini zikrederler.
Yalancı yalancıyla olur, üç kağıtçı üçkağıtçıyı kesin bulur. Yalaka, yalakayı bulur.
Birisi hakkında bir şeyler söylemeniz için onu tanımanız gerekir. Tanımak içinde başta komşuluk edeceksin, yolculuk edeceksin ve borç verip, sonra kişi hakkında bilgi edinirsiniz. Bir de birini tanımak için etrafındakilere bakacaksın, onun içindir ki arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim derler.
Bizim ekibe karşı olanların neler yaptıklarına bakmak lazım, yıllardan beri laklaktan başka icraatları var mı? Birilerine ayar verip maşa olarak kullanıp bazılarını da peçete gibi çöpe atmışlardır, bazılarına da binmeye devam ediyorlar.
Başa dönecek olur isek gerçekten başarılması bizim açımızdan imkânsızı başardık. Alet yok, bilgi yok, danışabileceğin biri yokken, sıfırdan geldiğimiz noktaya kimse inanamıyor, isteyen istediği kadar dünya dönmüyor diyebilir:J
Kişiler bilgi ve becerilerine görüp konuşurlar, çapsızlarında dedikleri bizi oldukça eğlendiriyor, bir çoban bunları yapmaması lazımdı!!!!!
Vecdi abi kervan yoluna anlayacağın devam ediyor, elbette kervan uğurlayıcıları olacak, onlar ancak ürürler.
Hiç yazacağım yoktu, gene neler yazmışım.

2012 yılı takvimlere göre bitti.
Yarın 2013 başlıyor hayırlı olsun.

Ana arı ve yapay döllemeyle alakalı yazılarımızın tamamı alt linkte.

Etiketler: , , ,
Ana arı tohumlama ve dölleme | Yorum Yok »

ARICI MEHMET YÜKSELİ ZİYARET VE ALETLİ TOHUMLAMA

Ekleyen, Ali Türk on 28 Ağustos 2012 – 14:35 -

Arıcı Mehmet Yüsel ve babası Sadık Yüsel.

Sanal alemde tanıştığımız Mehmet Yüksel, geçen süre zarfında tanışıklığımız büyük bir dostluğa dönüştü.

Dostumuz, memleketine izine geldi bizde planlarımızı yapıp ziyaret günü Gebze’den çıkıp Bolu Mengen’e gittik. Bazı nedenlerden dolayı bazı arkadaşlarımız geziye katılamadı, memlekette kazak erkek kalmamış desem ayıp olacak, nerde layt var beni buluyor::))

Ziyaretimizin büyük bölümü arıcılık üzerine oldu, zaten başka ne olabilir ki? tabi önceden hazırlık yapılmıştı ve ana arı suni tohumlama nasıl yapılır bunu uygulamalı göstermemiz gerekiyordu ekip olmayınca ben tek başıma göstermek zorunda kaldım::))

Bu gösterme mevzusu akşamları msn sohbetinde esperilerimiz arasındadır.

Mehmet Yüksel, Alman arıcı Bayan Emmi’ye suni tohumlama konusunda yardımcı olur musun bende öğrenmek istiyorum demiş.

Emmi’de sana göstereyim der.

Aradan uzun zaman geçmesine rağmen bir türlü göstermemiş. Bizde bunu öğrendik, bizden kaçar mı::))

Dedik ki Emmi göstermediyse biz sana gösteririz, ekip toplanamadı ve gösterme işi bana düştü. Bende gerekeni yaptım, suni tohumlamanın her bölümünü uygulamalı bir şekilde gösterdim::)))

 

Ekibimiz geziye fiili olarak katılamadı, dolayısı ile yoğun bir telefon trafiği vardı. Başta Muhteşem abim, Erzincan’dan Vecdi abimiz ve Trabzonda bulunan Yusuf Şimşak telefonla arayıp gelemedikleri konusunda üzgün olduklarını bildirdiler::))

İstanbul’da bulunan Erkan Kaya ise oradaki ortamı kıskandığını, iletiyordu::))

Lütfen kıskanmayalım:)))

Bir gün öncesi Bolu Mengene gidecek Erkek arılar, kafeslendi, bu erkekler yaşamları boyunca hiç dışarı bırakılmıyor, yoksa saf erkek olduklarını nereden bileceğiz.

Gene bir gün öncesi, Bolu Mengene balayına gidecek 3 kraliçe bayıltıp hazırlandı.

Aslında Mehmet Yüksel’in suni tohumlamada teorik bilgisi çok fazla, bunuda bizim sayemizde öğrendi diyebiliriz::))

Biz karşılaştığımız sorunları Mehmete iletiyorduk, Mehmet Almanya’da, Prof.Dr.Peter Schley veya Emmi’ye sorular soruyordu, aldığı bilgileri bize akşamları msn sohbetinde aktarıyordu. Gelen bilgiler çok önemliydi, birisi alet konusunda dünyada sayılı kişilerin başında geliyor, Emmi ise Almanya arıcılar eyalet başkanı, ayrıca 25 yıldır suni tohumla ile saf karniol üretimi yapıyor. Bizim çözemediğimiz sorunların başında şu geliyordu ana arı uygulamaya giriyor, genelde 5-6-7-8. günlerde yumurtaya başlıyor, bazen öyle oluyor ki ana arı yaşıyor 20 gün olmuş hala yumurta yok.

Bunu Emmi’ye ilettik, gelen cevap bizi memnun etti, 25 yıldır suni tohumlama yapan birisinin tecrübelerini bize aktarması çok güzel bir olaydı. Mehmete demiş ki, ben suni tohumlamayı yaparım, 6 gün hiç o ruşet veya kovan kutu fark etmez hiç açmam.
Biz ise uygulama yaptığımızda, ertesi gün ne olmuş illa açıyoruz, merak işte::((

Devamında 6. gün yumurta yoksa Emmi sıcak suyla bal şerbeti yapıyormuş ve yumurta atmayan ana arının kıçını bu şerbette tutup tekrar kovana geri verip gene 6 gün gene kovanı açmıyormuş. 6 Gün geçti gene yumurta yok ise bu sefer 5 dakikalık bayıltma uygulayıp gene 6 gün bekliyor ve gene yumurta yok ise ana arı imha ediliyor. Bu işi 25 senedir yapan birisi bu yıl ilk posta üretimin büyük bölümünü başaramamış. Bu bilgileri duyunca ben acayip rahatladım, bizim başarı oranımız oldukça yüksek. Bu konuda bu bilgiler hiç bir yerde yok, inşallah böyle sorunlar yaşayanlara belki faydamız olur diye bunları buradan paylaşıyorum. Bir saf ana arı ne kadar önemli bunu anlatamam, saf hatların korunması ise suni tohumlama veya izole bölgeyle mümkün. Bir ana arıyı uygulamaya sokabilmek için ne aşamalardan geçiliyor, tüm detayları ana arı doğduktan sonraki 8 ila 10. gün masada birleştirmeniz gerekiyor. Hemen şunu da ilave edeyim, suni tohumlamada başarı ana arı doğduktan sonraki 8-9-10 cu günlerde uygulama yapılır ise, çok yüksek.

Ana arı aletli tohumla, zor değil, kolayda değil, bir sürü detay sıralanıp uygulama aşamasına geçiliyor. Bu işin eğitimini alanlar belkide yukarıda bahsedilen detayları bir araya getiremiyor, bu şuna benzer ehliyet aldınız ama arabanız yok. Araba buldunuz yeterince sizde kalmıyor ve sürüş tecrübeniz gelişmiyor.

Suni tohumlamanın en zor bölümü erkek arılardan sperm toplamaktır, aşırı dikkat ve zaman gerekiyor, mukus tabakası üzerinde çok ince bir tabaka semen veya sperm oluyor. Mukusla temas ettiğinizde iğne tıkanıyor, hatta böyle durumlarda topladığınız sperm zayi ediliyor. Bizim yanımızda 3 kraliçe var ve en az, kraliçe başına 8 mm yada 8 mikron sperm verilmeli en fazla 10 mikron. Cam iğnenin içi 1 mm dolayısı ile dışarıdan iğneyi ölçüyorsunuz 1 cm uzunluğunda sperm toplarsanız bu 10 mikron demek oluyor. Arı spermi, yada semen.


Mikroskopta çalışma alışmayan için çok zor oluyor. İlk başlarda sinir bile olursunuz, hatta gözünüzle daha iyi gördüğünüzü bile iddia ediyorsunuz::) Bu tabiî ki mümkün değil.

Bir ara dedim bu doz yeter, Mehmet diyor abi bu miktar 3 cm olmadı ben diyorum ki oldu, Mehmet diyor ki, abi ben kaç sene tornacılık yaptım orası 3 cm yok::))

Metre geldi, ölçtük 2,5 cm olmuş, hayret hiç yanılmazdım…

Demmekki insan yanılabiliyorrr…

 

Duran top tekniği uyguladık::))

Duran toplarda ekibin en etkili ismi, Dr.Muhteşem Turunç’tu, kadroda yer olmayınca, yerine Mehmet Yüksel geçti.

Ülkemizde yapılan ilk suni tohumlama aletinin başına şimdi Mehmet Yüksel var.

Açı ve pozisyonları ayarladım sadece yavaş, yavaş girilip sperm verme işi kaldı, bunuda kontrollü şekilde yaptık, iki ana arıya spermleri Mehmet verdi.

Ayılmaya başlayan kraliçe arı. Bu olayı görmek bile insana acayip mutluluk veriyor, mutlu arıcı olmak böyle bir şey. Geri çekemeyenler laf söz ediyor ama olsun, çekemeyenler çanakta taktırabilirrrr…

Ziyaretimiz bilgi alış verişi açısından çok iyi oldu, hele bu iş anlatmakla olmuyor, ayrıca deneyimler devam ettirildiğinde kendinizi geliştiriyorsunuz.

 

İş bitmiş etrafı toparlıyoruz, bir işçi arı iskeleye yanaşmış derdi nedir bilemiyoruz::))

Doktor olsaydı senin derdini bir sorardık, şansına küs::))


Ayrılık vakti geldi, mesafe uzun olunca gidip gelmekte sorun oluyor. Enes Emin de Mehmet abisiyle vedalaştı.

 


Dost ziyaretimiz bitti ama dostluğumuz ömür boyu sürsün istiyorum. Ziyaret bitti Mehmet bizi uğurluyor.


Etiketler: , , , , ,
anaarı suni tohumla, Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
Forum