ANA ARI YAPAY TOHUMLAMA ÇALIŞMALARI 2011… Artificial insemination of queen bees
Ekleyen, Ali Türk on 16 Ekim 2014 – 20:03 -Muhteşem hocam 2011 yılının ağustos ayından bir çalışmada….
Yapmış olduğu tohumlama sonrası mutluluk….
Saf karniol üretimi ile 2011 yılında yapmış olduğumuz yayın alt linkte…
http://bengittim.blogspot.com.tr/2011/08/aricilik-ana-ari-suni-dolleme-ve-saf.html

3 Nolu yapay tohumlanmış ana arım…
4 Numaralı ana arım…
5 Numaralı arıyı saf Anadolu arısı diye yayınladım, ülkemizde Anadolu arısı geçmişte korunmadığı için yok, melez ve saldırgan arılara Anadolu arısı adı takılıyor…
Bu haber yemdi, hedeflediğim kişiler değilde işle alakası olmayanlar oltaya gelmişlerdi…
http://bengittim.blogspot.com.tr/2012/02/anadolu-arisi-saf-yerli.html
Etiketler: artificial insemination of queen bees, saf ana arı, saf karniol üretimi, suni tohumlama
Ana arı tohumlama ve dölleme | Yorum Yok »
ARICILIK VE SUNİ TOHUMLAMA,Insemination of honey bee queens
Ekleyen, Ali Türk on 24 Şubat 2014 – 17:06 -Suni tohumlama ile ilgili bilen ve bilmeyenlerin çok konuştuğu bir şey var. Nedir o derseniz, efendim bu iş laboratuvarda olur
)
Bizim ekip yaklaşık 5 yıldır, hobici olarak dölleme işleriyle ilgili çalışmalar yapıyor…
Ben bu konuda yazı yazmak için 5 yıl bekledim ve başımızdan geçenleri bir yazıda topladım ve yayınladım. Ana arı suni tohumlama
Bu işle alakası bile olmayanlar ahkam kesiyorlar…
Kaç kez suni tohumlama yaptınız, başarılarınız nelerdir….
Bende onlara bir kaç soru sorayım, ananız babanız sizi laboratuvar damı yaptı 
Kraliçe arı çiftleşmeye laboratuvarımı gidiyor?
Veterinerler ahırlarda inekleri suni tohumlama yapıyor, niye bu inekler laboratuvara götürülmüyor???
Biz bir sürü tohumlama çalışması yaptık ve hiç laboratuvarımız olmadı…
Bu işte hijyen önemli ama bu kadarda değil, yoksa yaptığımız hiç bir iş olmaması lazımdı…
2013 yılında toplamda 12 tohumlama çalışmamız olmuş.
2013 Yılının ilk çalışması nisan ayında son çalışması ise Ağustos ayında yapılan son çalışma ile sezonu kapatmışız…
Bu çalışmaları yaparken birde bunların görselini almak ayrı bir iş ve o işleri de yapmışım. Bazı tohumlamalar sırasında tek başıma olmama rağmen genede kayıt sistemi öneli olduğu için resim, ses ve yapılan işte baba kim, kraliçe kaç numara, kimin kızı kayıt altına alınmıştır…
Suni tohumla çalışmalarımızın 2013 yılına ait ilk iki turu, Mersin Aydıncık’ta yapıldı.
Burası görüldüğü gibi ev, zaten hiç bir zaman dediğim gibi laboratuvarımız olmadı ki.
Malzemelerim veya tüm detaylar hazır olsun bu iş her yerde yapılır.Yapamayanlar varsa bana haber versinler halledelim:
Zaten işin başlangıcı bile, yıllar önce kebapçı dükkanında başlamamış mıydı…
10/04/2013 Nisan ayının ilk uygulamasından kareler…
İkinci uygulamamız gene Aydıncık ta yapıldı.
Nikah masasındayız….
Burada bir detayı yazayım. 24 Nisanda döllediğimiz 2. posta ana arılar daha yumurtaya başlamadan Gebze’ye nakledildiler. Aydıncıkta tohumlanan arılar Gebze’de yumurtaya başladılar….
24/04/2013 Tarihinde yapılan tohumlamadan bir kesit. Resimler tek tek tarihlere göre seçildi. Elimde bu işlerle alakalı yüzlerce resim var, videolarımız var, buradakiler tarihlere göre seçilenler.
Nikah salonu 
Bu yılki 12 uygulamanın 2 si, evde, 8 zi arabada, 2 tanesi ahır diyebiliriz aşağıda resim gelecek yıllarca mandıra olarak kullanılmış altı hala hayvan gübresi doludur…
Sonuçta siz ellerinizi steril ediyorsunuz, nasıl zefiran‘lı su ile eller yıkanıyor.Bir önceki linki okursanız ne kadar etkili bir şey olduğunu göreceksiniz, temas ettiği tüm mantar, bakteri ve virüsü anında yok eder.
Alet zefiran‘lı su ile siliniyor. Zefiran kuvvetli bir dezenfektandır, hatta her evde bulunmalı…
Aletin cımbız ve kancası zefiran’lı su ile yıkandıktan sonra kurulanıp, antibiyotikli serum ile yıkanıp gene steril hala getiriliyor.
Cam iğne, temizlenmesi için tuz ruhu çekip iğne içindeki mikropların ve kirlerin her türlü kalıntının(tuz ruhu ve formik asit ile cam iğne temizliği bizim ekibe aittir) temizlenmesi yapılıyor, alkol ile temizlik yapılıyor, daha sonra gene antibiyotikli serum ile iyice yıkandıktan sonra, cam iğne alkol alevinden geçirilip steril hale getiriliyor…
Biz bu şekilde uygulamaları yapıp başarılı oluyoruz….
Bu iş laboratuvarda olur diyenlerin başarıları nerede, yapsınlar da laboratuvarda yapsınlar çene yapmasınlar….
Aydıncık’tan Gebze’ye nakil olmuşuz ve ilk uygulama yapılıyor, asistanım ise Türkiye’mizdeki tek ana arı suni dölleme cihazı imalatçısı Sadri Demircioğlu…
08/05/2013 Tarihinde yapılan uygulamadan bir kesit, arabadayız….
Suni tohumlamada belli bir hedef varsa sizin seçtiğiniz erkekler yoksa bu işi yapmanın anlamı yoktur. Antrenman için her erkek kullanılır.
Biz bu işi antrenman olsun diye yapmıyoruz.
Bal verimi yüksek, hastalıklara dayanaklı,hızlı gelişen arılar başta olmak üzere arılıkta belirlenip, bunların bazılarından ana arı bazılarından erkek üretilip, nikah masasında bir araya getirilişidir suni tohumlama…
Tabi biz bunları yemedik diyenler olabilir, yerseniz böyle 
Çalışmalarımızın en önemli tarafı istediğimiz erkekleri yetiştirmekteyiz…
Erkek arılar ana arıların kopyasıdır, yani çok iyi ana arıları elde etmek istiyorsanız, en iyi kovanlarınız da erkekler üretip, kullanmalısınız…
Kriterler önemli….
Erkek arıları belli bir süre elinizde tutabiliyorsunuz uzun ömürlü değiller. Hazır erkek arı varken sperm saklayalım dedim. Sperm oda sıcaklığında 3 hafta saklanır deniliyor, ben bunda başarılı olmadım. Bu iş çok önemli başarmam gerekiyor, erkek ve sperm yokken bu işi yapma şansınız yok…
Cam tüplere daha önceden kırılmış orijinal tohumlama iğneleri silikon hortum ile ekleniyor.
25/05/2013 Tarihide yapılan tohumlama ve sperm saklama çalışmamızdan bir kesit…
Fazla istediğimiz erkek arı varsa bunu değerlendirmek gerekiyor.
Cam tüplere daha önceden kırılmış orijinal tohumlama iğneleri silikon hortum ile ekleniyor.
Haziran ayının ilk uygulaması ve iki misafirim var. Bunlardan birisi Trakyalı Şenol…
Kendi ana arı suni tohumlama cihazını yaptı hazır kıta bekliyor, yeni hobi tohumlama adaylarından, önümüzdeki yıl başarı bekliyorum…
Şenol’un kendisine yaptığı suni dölleme aleti, tamamen kendi tasarımı…
Bu arada bir alette bana yapıyor…
Yapmış olduğumuz hobi çalışmaları bir çok kişiye ışık oldu ve bu işteki hobici sayısını artırmaya başladı…
İçimizden bu işi yapacak çok kişi çıkacak, yıllardır yanımda olanlardan yardımlarımı esirgemeyeceğim. Biz hiç bir zaman dostlarımızı ve arkadaşlarımızı satmadık….
Muhteşem abim…
Bu işi bitirenlerden. Artık o bir hobi suni döllemeci. İstediği arıdan fotokopi alabiliyor….
08/06/2013 Tarihinde yapılan uygulamadan bir kesit……
Yukarıdaki uygulamadan 3 gün sonrası, yeni bir uygulama yapıyorum ve yalnızım…
Bu uygulamadan bu resimleri seçtim.
11/06/2013 Tarihli resim ve kullandığım malzemeler…..
25/06/2013 Bu tarihte bir uygulama daha yapmışım.
24/07/2013 Bu tarihte ramazan ayı vardı, tek uygulama yapmışız, belkide Manos gelmeseydi bu ayda bu işi yapmayacaktık.
Bu uygulamada önemli ayrıntı, yurt dışından biri bizden bu işi öğrenmek istemekte…
Bizleri bu durum çok onurlandırdı….
Suni tohumlama çalışmalarımızda kullandığımız yardımcı malzemeler bunlar hijyen ve sterile de kullanılmaktadır. Alkol, zefiran, genta antibiyotik, serum fizyolojik ve alkol,saf su ve alkol alevi…
Suni tohumlama çalışmalarının başında en zor iş olarak sperm toplama yazar. Gerçekten çok aşırı zaman yiyen ve dikkat isteyen bir iş. İlk zamanlarda çok iğne tıkarsınız, bir doz yapana kadar en az 5 doz çöpe gider…
Son zamanlarda bende bu işi yaptım havasında olanlar görüyorum, sperm iğnesine bakın, boydan boya dolu bir sperm dolu iğneleri var mı?
Bu iş çene ile olmuyor.
Suni tohumlama aklında olmayanlar, yapay tohumlama aletini bilmeyenler, arı ırklarından haberdar olmayanlar, bu günlerde kalkıp bana muhalefet edebiliyor, yamuk yumuk konuşmalar bana ulaşıyor. Arı ırklarından haberin var mıydı?yok. Suni tohumlama gibi bir şey aklından geçiyor muydu? yok.Yurt dışından alet alabiliyor muydun? yok.Elindeki alet benim çalışmalarım sonucunda yerli üretiliyor, bana karşı ileri geri konuşurken bunları bir düşüneceksiniz…
Bizim ekibimiz, bu işte meraklılara acayip yol göstericisi olmuştur, taktir etmeyenlerin bizleri tenkit etme hakları yoktur.
Çalışmak çalışmak ve zamanla başarı gelecek.
Birden sonuca gidilmiyor yani…
Hemen bu işte havalara girmemek gerekiyor…
Her uygulama sizi biraz daha olgunlaştıracak ve gelişim ömür boyu sürecektir.
İstediğim ana arıları bulabilseydik biz bu işi yapmazdık. Harcanan zaman ve emek o kadar çok ki…
Tam bir olgun erkekten bir mikron sperm alınabiliyor, yani tüpün içinde bir milimlik bir alanı doldura biliyorsunuz.
Genelde en ideali, 10 mikron için 20 erkek arı gerekiyor.
Benim yapmış olduğum çalışmalar da 25 erkek arıdan 30 mikron sperm topladığım oldu.
Cam iğne içine toplanan sperm her kraliçe arı için 10 mm olmalı, kaynaklarda 10 mikron deniliyor. Açıklamalarda 10 mm alanda 8 mm3( küp) sperm olduğu yönünde.
12/08/2013 Tarihinde yapmış olduğumuz uygulamadan gene bir kesit daha.,
Her uygulama günler öncesinden planlanmalı, erkek arısı hazırlanmalı, ana arısı erkeklerin olgunlaşacağı güne hazır hale gelmeli…
Burası arılıkta kullandığımız kapalı mekan. Burası yıllarca mandıra olarak kullanılmış yani ahır… 20 senedir de kışın koyun keçi barınağı olarak kullanılmış. Yerler hala hayvan gübreli, hatta çuval çuval bahçelere taşımaya devam ediyoruz.
Bu yılın son iki uygulaması bu tabir yerindeyse ahırda yapıldı. Bu iş laboratuvarda olur diyenlere de kapak olsun…
25/08/2013 Tarihindeki uygulamadan bir kesit daha… Bu iş laboratuvarda olur başka yerlerde olmaz diyenler sizi kekliyor…
İş olsun diye, söylemlerde bulunanlar sallıyor…
Bu uygulama yılın son uygulaması olarak kayıtlarıma girmiş. Son uygulamayı gene ahırda yapmışız.
Bu uygulamalarla ilgili yazımı bir kaç ay önce yazmıştım. Ve demiştim ki bu işlere başlayalı şu ana kadar geçen süre 5 yıl, bu işlere 2008 yılı sonu ilk adımlar atıldı, 2009 yılında işen girişildi, şimdi 2013 yılındayız. Oturduğumuz yerden ahkam kesmiyoruz, biz buralara tırmalaya, tırmalaya geldik.
Bunca işin arasında bu işlere zaman ve emek harcamışım. Bu işleri yaptığımız için ayrıca çok mutluyuz. Düşünsenize, kendi damızlığını üretmek için suni tohumlama aleti yapıp, bu alet ile damızlıklarını üreten, bırakın ülkemizi, dünyada kaç kişi var ki…
Bizi bu işlere, işlerinin gereğini yapmayanlar zorladı, ben bu işi Almanya’da, Amerika’da olsam niye yapayım ki, nasılsa istediğim arıya istediğim kadar sahip olabiliyorsun….
Bu işe acayip zaman lazım, oda bende fazla yok, genede şükürler olsun, Allah sağlık verdikten sonra gerisi kolaylaşıyor.
Tabi işi savsaklayıp basit göstermeye çalışan hain kediler var. Yapılan işi mundar ciğer olarak görmekteler…
Suni tohumlama yapılan arıları bir çok kişi balda kullandığımızı düşünüyor, adı üstünde anaç diyoruz ama kafa basmıyor…
F1 üretebilmek için damızlık(saf) olmalı.
Saf hatları elinde tutmak için, suni tohumlama olmalı…
Elimde bir sürü hat var, bunu suni tohumla olmadan nasıl ayrı tutabileceksiniz….
Kim kiminle çiftleşecek, nikah masası lazım….
Gebze Pelitli hattı, Ovacık hattı,Aydıncık hattı, Akdeniz hattı, Darıca hattı, birde hibrit hatlar var:
Herkes sallıyor, birazda biz sallayalım, nasılsa atış serbest…
Bunlar lafla olmadı, çalışınca oluyor…..
Hat oluşturmak kolay değil…
30/08/2013 Tarihinde yapılan son uygulama.
Bu iş sadece ana arı kıçına iğne sokmak değil yani…
Birde uygulama yaparken istediğim resimleri ve videoları alamıyorum, birisi uygulama yapsa ben çekim yapsam daha güzel şeyler çıkacak, video konusunda makine bu çalışma ortamına girmiyor, mikroskoptan da resim alamıyorum. Tek başınıza bu işleri yaparken işin medya bölümüne katkımızda bu kadar oluyor. Hala bu konu ile alakalı doyurucu bilgi maalesef yok, bundan dolayı bildiklerimi toparlayıp paylaşmak istedim, 5 yıldır bu iş üzerinde saha çalışmalarımız var ve kendi damızlıklarımızı yerli olarak üretmekteyiz.
Ben dilini bilmediğim, bilim adamı bile olmayan Fransız arıcı Celine Gobin‘den çok şeyler öğrendim, bir türlü irtibat kurup kendisine teşekür edemedim, buradan saygılarımı sunuyorum.
Bizim bilimciler ellerine bir diploma alıp, başkalarına kariyer soruyorlar, kariyer diploma alıp hava atmak değildir, ben sana kariyerini bir sorayım madem bilimcisin, kaç buluşun var ve uluslar arası makalelerin nedir? Dimi…
Biz birilerinden faydalandık, hala eksiklerimiz var, fakat işe sıfırdan başlayacaklara bu bilgiler hazine değerinde diyebilirim. Bizlerde birilerine faydalı olabilirsek ne mutlu…
3 Yıl süren uzun bir ekip çalışması, yılmadan yıkılmadan başarıya giden yoldu, birileri bir şey yapıyorsa sizin o yapanlardan eksiğiniz nedir ki???
Dimi yani::))
Burada önemli olduğunu düşündüğüm bir not düşmek istiyorum. Her konuda gelişim serbestlik ile olur. Avrupa veya Amerika’da sıradan bir arıcı gidip kurs görür ve suni tohumlama yapabilir. Yani bu iş bizimkilerin bahsettiği gibi zor bir şey değil veya bizim yabancılardan eksiğimiz nedir, biz 2. veya 3. sınıf insanlar mıyız. Bizde yapılan uygulama ve dayatmalara bakıldığında gelişimler olmasın diye yasak üstüne yasaklar konuyor…….
Etiketler: ana arı yapay dölleme, arıcılık ve suni tohumlama, Insemination of honey bee queens, kraliçe suni tohumlama, suni tohumlama, yapay dölleme
Ana arı tohumlama ve dölleme, Insemination of honey bee queens | Yorum Yok »
ANA ARI SUNİ DÖLLEME VE SORU İŞARETLERİ
Ekleyen, Ali Türk on 03 Ocak 2013 – 14:41 -Bilen Yapar.
Az bilen akil verir.
Bilmeyen Elestirir.
Yapamayan Çamur Atar.
Hiç yazacağım yoktu, gene neler yazmışım.
2012 yılı takvimlere göre bitti.
Yarın 2013 başlıyor hayırlı olsun.
Etiketler: ana arı yapay tohumlama, ana arıdölleme, kraliçe dölleme, yapay tohumlama zormu
Ana arı tohumlama ve dölleme | Yorum Yok »
TAŞIMALI ARICILIK EĞİTİMİ
Ekleyen, Ali Türk on 17 Eylül 2012 – 11:14 -
Taşımalı arıcılık eğitimi evet yanlış duymadınız böyle bir şey ilk defa yapılıyor. Genelde eğitimi verecek kişi hazırlanan malzemelerin üzerine gider bizde her şey taşınabiliyor::))
Suni tohumla ile ilgili belki bir kaç yerde yazıp çizmişimdir ama bazı açıklamalarda bulunacağım.
Zannedersem 2007 yılı bir üniversitede arıcılık kongresine katılmıştık. Ben o zamanlar suni tohumlamayla filan ilgilenmiyordum hatta arıcılık yapan biri için çok gereksiz bile demişim bir yerde yazıma rastladım, gerçeten ülkede damızlıklar oluştuysa arıcı gerekli arıları alıp kullanır yani hobi arıcının suni tohumlamayla ne alakası olabilir diye gene derim.
Neyse konuya dönelim, konu nerden suni tohumlamaya geldiyse hocalardan birisine suni tohumlama hakkında soru sordum. Hoca o zaman doçent, dediki biz kaç yıldır uğraşıyoruz bu yıl sezon boyu başarımız 3 tane.( bizde ise başarı %100 lere çıkmış durumda %80 altınada düşmüyoruz) ::)
Uygulama yapıyoruz bir hafta sonra ana arılar felç olup ölüyor. Bunu öyle rahat anlatıyor ki anlatamam. Yani başarısızlığı içine sindirmiş.
Şimdi burada iki şey ön plana çıkıyor, hoca bu iş çok zor ve buna bulaşmayın diyebilir.
İkinci seçenek ise yaptığı işi tam bilmiyor. Bana göre ikisi de olmaması gerekir. Bir işi birileri yapıyorsa, senin elinde ünüversitenin tüm imkanları var ve başarısız oluyorsan ve bunu sineye çekiyorsan, ne diyelim ki?
İyi ki biz yıllar sonrası bu işlere başladığımızda böyle bir hocayı dinlemedik. Düşünün üniversite bu işi başaramıyor, yabancı ülkelerde sıradan arıcılar aletlibdölleme yapıyor, böyle bir ikilemde, sen ne yapabilirsin, hemde hiç bir eğitim ve ekipmanın tam değil bu işe girişiyorsun::))
Öbür tarafta bakıyorsun, yabancı ülkelerde arıcılar yapabiliyor. Yabancılar ileri bizler geri zekalımıyız, bizim eksiklerimiz nedir? Bunda bir gariplik yok mu?
Sadri abi Ordu’ya suni tohumlama aleti tanıtmaya gitti. Orada bir başka hocayla görüşüyor, diyor aleti hesaplı ucuz vereceğim, herkes öğrenip suni tohumla yapsın, hoca diyor ki neden ucuz veriyorsun, bu işi herkes öğrenip yapmasın. Evet bunlar bizim eğitim veren hocalarımızın genel mantığı, gerçi bu örnek tüm hocaları kapsamıyor ama böyle ülkede gelişim olur mu?
İstediğin kadar isimlerin önüne Dr.Dç. Prof. koy…………..
Biz bu işlere girdiğimizde yıl 2009 du. Bir çok kişi bizimle kafa yaptı. Benim tarzım ise, önceden ne yapacaksam açıklayıp sonra yola koyulmak. Bu güne kadar ne dediysem de yapmışım.Bu tarz meselesi tabiki::))
Bu yüzden acayip eleştiri alan biriyim öyle basit eleştiriler değil, başta bu adam salak, deli, amele, geri zekalı filan gibi benim için laflar edenlere, söyledikleri lafları yedirmezmiyim, bunları söyleyenler, aslında kendilerinimi tarif ediyorlardı?
Şimdi deli ve geri zekalıyı gördünüzmü::)))
Şimdilerde zevkle onları izliyorum.
Bu kadar giriş yetermi? bence yetmez ama şimdilik yeterli.
Birde bu dost mevzusunu irdelemek lazım ama konu raydan çıkar, insanlar birileyle tanışıp hemen dost oluyorlar, böyle bir dostluk yok, olmazda. Dostluk uzun süren arkadaşlıklardan sonra oluşur. İnsanların iki elin parmakları kadar ancak geçek dostları olur, bu kişiler en zor zamanlarda yanınızda bulunur, düşmeden veya düştügünüzde her türlü fedakarlıklar edip sizi ayağa kaldıran kişiler, sizin dostlarınızdır
Suni tohumlama işlerine girişimiz ve alet bölümü 1.5 yılımızı almıştı, kullanılabilir bir aletle işe başlamamızla birlikte sezon gelip geçti, bir sürüde eksiklikler çıktı, ertesi seneye daha iyi hazırlanmak için gece güzdüz ne kadar bilgi varsa araştırdık, bazı konuları uygulama sonrası direk Mehmet Yüksel’e iletip Dr.Schley’e veya emiye sordurup ertesi gün cevapları alıyorduk.
Biz çalışmalar yaparken tüm yapılanlar olumlu veya olumsuz masaya yatırılıp, üzerinde araştırmalar yapardık akşamları msn den. Mehmet Yüksel’de teorik olarak tüm bilgileri öğrendi sadece uygulama yönünü merak ediyordu bu merakını izine gelince giderdik.
Emmi söz verdiği halde, Mehmet Yüksel’e bu işi göstermemiş, biz gösteririz deyip planlar yapıldı.
Gene bu işin doğasına aykırı bir plan yaparak bunu gerçekleştirdik.
Bu işin doğasında arıcıda arılarda streste olmamalı.
Almanya’da damızlık üreticisi ve eyalet arıcılar birlik başkanı Emmi’nin uygulamaları söyle. Bunuda Mehmet Yüksel vasıtası ile öğreniyoruz tabiki, ben soruyorum, suni tohumlamadaki püf noktalar nelerdir, 25 yıldır suni tohumlama yapan Emmi, cevap veriyor.
Koloni hazırlanıp tohumlama yapıldığında o kovanı ben 6 gün hiç rahatsız etmem, yani 6 gün kovana el sürmüyor, biz tohumlanacak kovanı 300 km götürdük, 2 saat sonra bu analar tohumlama girdi, üç dört saat sonrada alıp 300 km geri getirdik, ertesi gün bir 25 km daha götürüp ağzını açtık. Kolonideki stresi düşünebiliyormusunuz.
Efendim bu iş laboratuvar ortamında olur, her önüne gelen yapamaz diyenlere daha önce demiştim bu işi ben her yerde yaparım diye.
Bu sıra bir başka şey duymaya başladım, efendim bu işleri yapabilmek için formüli bilinmeyen bir ilaçtan bahsediliyor, o ilaçlar olur ise bu işi başarırsınız. Formili ver yok olmaz, ben size ilaçı veririm kullanırsınız filan gibi. Madem çok yardımseversin, neden formili paylaşmıyorsun, ingilizce ve tıbbi terimleri bilenler formüli Suzan Cobey’in videolarından alabilir. Biz ilk yıl dezenfektan olarak etrafı zefiran ile temizledik. İğnenin ucunu dumansız oldugu için alkol ile yaktık. Ana arıyla temas edecek parçaları bildiğimiz serum fizyolojik ikle temizledik. Bu yıl sadece seruma bir ilaç karıştırdık, onunda görevi iğne veya cımbız tarafından bir yaralama ve çizilmede enfeksiyon kapmamasına yarıyor.
Mucize formül filan hikaye. Başımızdan bu yıl geçen bir olayı anlatayım, Sadri abi dölleme yaparken spermi taşırdı, tam giremedi. Taşan sperm toplanıp, ana arıya verildi bunun kesinlikle yapılmaması gerekiyor, kurallarda böyle der.
Muhteşem abide dediki, bu kesinlikle yanlış, hijyen bu kadar önemliyse ve taşan sperm ana arıya zarar verecek. İşin garip tarafı o postada uygulamaya giren 4 ana arının en erken yumurtaya başlayanı sperm taşırılanı oldu. Başımızdan geçen bu hadiseler, bizim için ayrı bir öneme sahip. Bu bizim açımızdan acayip bir delildir.
Bakın evin balkonundaki masaya aleti kuruyorum, Enes Emin erkekleri hazırlıyor, Mehmet meraklı bir şekilde yaptıklarımızı izliyor, birazdan Mehmet Yüksel sahne alacak.
Bir gün öncesi akşam üzri kafeslenen erkek arılar gene aynı erkek üretimi yapılan kovanla Mehmet’lerin köye taşındı. Erkek arılar kovan ortamından çıktıklarında en fazla yarım saat sonra ölmeye başlıyorlar, suni tohumlamada çok sayıda erkek kullanılacaksa, genelde az az alınıp bittimi tekrar alınıyor, yoksa kenarda beklerken kovan ortamı olmadımı ölüyorlar.
Birde damızlık erkek kovanları sabah veya hava kararıken açmak lazım, günün ortasında erkeklerin uçuş saatinde açarsanız tüm erkekler havalanır ve bir çogu geri gelmez, gelenlerin içine başka bilmediğiniz erkek arıda karışabilir. Bunun içindirki erkek üretimi yapılan kovanlarda siz istemedikten sonra erkek arılar dışarıya gidemezler. Suni tohumlamada elinizdeki kayıtlar ancak böyle sağlıklı bir şekilde korunur, elinizdeki saf kimin kızı, hagi saf erkekler ile sperma kesesi dolduruldu bilmek zorundasınız.
Ben gerekli orandaki spermi topladım, artık sahneyi Mehmete bırakıyorum, ana arı bayıltıldı, pozizyon ayarlandı, sadece yavaş yavaş girilip sperm verilecek, yani top penaltı noktasında::))
Mehmet ana arıya sperm verirken, bu bölümde ani hareketlere dikkat edilmeli, eliniz aletin bir yerine çarparsa, ana arı sakatlanabilir, mesala cımbıza çarparsanız, çarpma degil kontrolsuz dokunma yeterli, ana arının iğnesini koparabilirsiniz, şırıngaya bilinçsiz dokunuz, cam iğneyi kırıyor, onun için gayet sakin olunmalı, daha sonrası zaten aynı soför gibi oluyorsunuz, ilk zamanlarda vites kolunu bakarak degiştiriyorsunuz, hatta debriyaj veya firene bakmaya çalışırsınızya aynısı oluyor. İlk yıl bir sürü iğne kırdık, bu yıl kaç kişi alette çalışmasına rağmen hiç iğne kırmadık.
Penaltı atıları bitti, zaten bu işin en önemli püf noktası, ana arıya girdiniz, sperm verdiniz taşmıyorsa, işlem bitmiştir tam yerindesiniz, zaten açılar tutmuyorsa, kasılma varsa perm gitmez veya taşar, sperm gidiyorsa tam yerindesiniz, işlem tamam yani.
Mehmet dediklerimizi uyguladı, şırınga geri çekilirken baskı alınır, şırınga sperm verme kolu tersine çevrilip ana arıdan çıkartılır, bu hareketi yapmaz iseniz şırınga çıktıgında bir miktar sperm dışarıya boşa akacaktır.
Biz işleri bitirip ana arıları bölmelerine verdiğimizde aletin üzerinde bir işçi arı vardı. Deredini anlayamadık,heralde aleti merak edip görmek isteyenlerden, memlekette alet görmek isteyen o kadar çok meraklı var ki. Hepsine sırası ile gösterilecek.
Suni tohumlam bitti, Mehmet’e birde sperm nasıl alınır onu tarif edip uygulattım. Suni tohumlamada en çok zaman ve dikkat isteyen iş sperm toplamaktır. En ufak dikkatsizlik aldığınız spermi mafeder, ilk başlagıç hepsinden önemli, serum ile sperm arasında 2-3 mm boşluk olmalı(hava), bu boşluktan sonrasi spermi oluşturmak hepsinde zor, bazen bunu oluşturuken en az 5-6 erkek spermi boşa gider, yada seruma karışır. Erkek tuttuğunuz el kesinlikle yerle temaslı olmalı, boşlukta tutarsanız dengesizlik yapıp sperm yerine mukus denilen beyaz tabakayı çekerseniz ve iğne tıkanır, ayrıca bu beyaz tabakayı ana arıya verirseniz ana arı ölür. Sperm, mukus tabakası üzerinde hafif pembemsi bir renkte çok ince bir tabakadır. Eliniz zaten yerde sabit yavaş yavaş iğneye yaklaştırıyorsunuz, temas sağlandığında şırınga kolunu çevirip spermi çekmeye başladığınızda sperm kesesinide hafif ir şekilde iğneden uzaklaştırmak gerekiyor, yoksa mukusa dalıyorsunuz, hafif uzaklaştırdıgınızda mukus tabakası üzerinde bulunan tüm sperm iğne tarafından acayip kolay bir şekilde vakumlanıp emiliyor. Bunu şöylede izah edebilirim, yumuşak bir şeftali var bunu yerken üstünüzü başınızı ellerinizi mafedersiniz. Bir noktadan emmeye başlayıp, şeftaliye yumulmayıp biraz uzaklaştırıp emmek gibidir, erkek arının mukusu üserindeki spermi toplamak.
Hedeflediğimiz uygulamanın her aşamasını Mehmet Yüksel ile yaşadık.
Eskiden bu akşam uygulama var denildiğinde içimde bir tasa sabahtan akşama kadar acayip gerilirdim. Şimdi ise bunlar benim için sıradan şeyler, yanlız tüm planlar düzgün yapılmalı, erkek arılar doğduktan 15 gün sonra sperm verirler, özel beslenerek yetiştirilen erkek arıların spermi daha çok olur. Ana arının tohumlanacagı gün doğduktan 10 gün sonrası olursa çok rahat giriş oluyor, biz ilk denemelerde 6-7 günlük arıları uygulamaya sokmuşuzbunlar zaten yaşamadılardı.
Ben öğrendiklerimi paylaştıkça, acayip dostlar, arkadaşlar ve imkanlara kavuştum, önümüzde acayip kapılar açıldı, onun için benim hakkımda kimin ne dediğinin önemi yoktur, zaten hakkımda haksız yere olumsuz işler yapanlar ile bir gün hesap görülecek. 10. Gün tohumlanan ana arılara şırıngada zikzak bile yapmaya gerek kalmıyor, daha erken tohumlamalarda, ana arının iğne tarafından 1 mm girdikten sonra, şırıngayı az bir şey ucunu sola doğru kaldırıp 0.5 mm daha giriliyor. Bu zikzakn yapılmadığında gene iğnenin ileri gitmiyor ve ana arının valf denilen parçasını, parçalayıp ana arının ölümüne neden olunuyor. 10. Günde yaptıgımız uygulamalarda bu zikzak işleri hiç sorun olmadı, yada bizim aletteki açıvalfin altına girip, sperm kanalına doğrudan giriyor.
Hani hep dua ederimya, Yarabbi, bana ne vereceksen, her şeyin hayırlısını ver diye….
Misafirliğimiz ve eğitim o kadar yoğun geçtiki hiç boş duramadık dersem yalan olmaz. Tabiki aç kalmadıki güzel yemekleri hangi arada götürdük hatırlamıyorum. Mehmet ve babası ve aile bireyleri ile vedalaşıp evimize geri döndük. Sabah 7 de Bolu’ya hareket edildi, 11 gibi Mehmetlerin köydeyiz, akşam 7 gibi dönüş başladı, gidiş dönüş 600 km üstü yol.
Mehmet izin dönüşü Gebze’den geçiyor, bende ne işim varsa gece yarısı onların girdiği park alanındayım::))
Gece 4 gibi, kalkıp otobandaki oto parka girdim, saat 6:30 gibi Mehmetler geldiler, hiç durmayalım yoksa köprüye takılırız dediler. Kısa bir hoş beşten sonra verdiğim hediyeyi enişte Mustafa’dan geri aldım. Nerde kavanoz bulsa bal tutan parmagını yalar diye yalanmaya başlıyor. Kavanozumu yalatırmıyım sana be::))
Özel hadiyelerimizi taktim ettik, inşallah bu hediyeler ileride karşımıza çıkacaktır, Mehmet’e ne kadar teşekür etsem azdır, kendisine o kadar minnettarım bilemezsiniz.
Bal tutan her zaman parmagını yalayamaz, karşıya geçip fotograf da çekebiliyor::))
Dostum Mehmet Yükseli ugurluyoruz, yolunuz açık olsun, yeniden görüşmek üzere güle güle gidin diyorum, Mehmet camı açıp seneye görüşürüzzzz abi deyip basıp gidiyor.
İnşallahhhh……….
Taşımalı eğitimin sonu nasıl oldu diye merak ediyorsunuzdur, bunca stresten sonrası 3 ana arıdan biri bir gün sonra kayboldu. Birisi bir hafta sonra kayboldu. Birisi ise yumurta ayıp yavru kapattı, bununda sağ arka ayağını işçiler sakatlamış, açıp kapatmıyor sürüyerek yaşıyor, bu gibi durumlarda sonradan düzelme olabiliyor, düzelirmi bilemiyorum. Bunların benim için aslında hiç önemi yok, hepside ölse, hepside yaşasa bir şey ifade etmeyecekti, biz kendimizi kanıtlamışız, önemli olan dostum ile nazari bilgilerimiz ile uygulamaları birleştirmekti. Olayın başına dönersek, bir üniversite bir sezon ugraşıyor, toplam üç başarı var, bu kadar karmaşa içinde biz 3 taneden bir başarı, bölmeleri köyde bıraksadım durum mutlaka degişirdi.
Burada bir başka şey payaşmak istiyorum, yeni çiftleşen analarda bu var, fakat suni tohumlama yapılanlar gibi takip etmediğimiz için fark edemiyoruz. Bu olayı ilk olarak ana arı üretim kursunda duymuşltum, o günden sonra daha dikkatli baktıgımda kılavuz yumurtanın ne demek oldugunu daha iyi anladım.
Tohumlanan ana arılar yumurtaya direk başlamıyor, bir iki veya üç beş, yumurta atıyor, sonra ara veriyor, bu ara verme bie ikigün sürebiliyor, peşinden seri yumuta atmaya başlıyor, ilk attığı yumurtalara kılavuz yumurta deniliyor.
Yumurtaya başlamış yeni çiftleşmiş bir ana arı yumurtası kontrol edilirken süt içinde kalmış larvalar görürsünüz onlar kılavuz olanlardır.
İlk klavuz yumurtalar kapanmış durumda kademeli olarak diger yavru durumu devam ediyor.
Bu işi herkes yapamaz ve belli formilli ilaçlar kullanmaısınız , ve ayrıca labaratuvarda olacaksınız diyenler iyi baksınlar, bu denilenleri ters düz etmişiz::)))
Artık kimseye ne verirseniz yemiyor, yeni arıcılar artık her şeyi sorğuluyor, zaten sogulamalılarda. Arıcılıkta saf nedir, F1 nedir bir öğrensek çok şey degişecek.
Bir ilki gerçekleştirdik, taşımalı arıcılık eğitimi yapıldı, sonuç mu?
Yukarıda…………..
Etiketler: ana arı dölleme, ana arı suni tohumlama, erkek arı spermi, sperm toplamak, taşımalı arıcılık egitimi
Ana arı tohumlama ve dölleme, anaarı suni tohumla, Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »










































