ARICILIK, EKİM AYINA GİRİLDİ

Ekleyen, Ali Türk on 02 Ekim 2012 – 14:02 -


Mevsim gelip geçti, ekim ayına girdik. Eylül ayından çekilmiş resimlerle ekim ayının ilk paylaşımını yapayım dedim.

Bu yıl geçen seneye oranla hem kurak, hemde sıcak geçiyor, sıcak olmadımı bal olmuyor, bunu bu yıl yaşadık.

 

Bu hafta sonu bala çalışan arıları dışarıdan kontrol ettik, arılar rahatlamış acayip bir çalışma vardı, demekki durumlar iyi.

 

Bu yıl kuraklıktan dolayı pürenler çok geç açtı, son yağmur olmasaydı pürenler açmadan kavrulup gidecekti. Bir çok püren geçmeye başladı, bunada şükür ya yağmur hiç olmasaydı.

Bu resimler ana arı üretiminde kullanılan ruşetlere ait. Bir iki çıtalık arılar polen ve bal çekiyor, bakalım akım ne kadar sürecek.

Püren nektarının rengi yeşil, arkadaki ışık tam rengi görmemize engel oluyor ama yeşil renk fark ediliyor.

Enes Emin ruşetlerini kışa hazırlıyor. Anasız bir çok ruşet var, çiftleşmeye giden ana arılar kuşlara yem oluyor. Arılıkta erkek atan 3 ana arı bu hafta sonu imha edildi, bu saaten sonra atılan erkek yumurtası en erken 40 gün sonrası ne iş yapacak. Elimizde açık kapalı doğmuş erkeler mevcuttu eylülün sonuna kadar olan süreçte.

Yeni doğmuş bir ana arı, saf adaylarından şu an bakir. Sezon başı uygulamalarımız başladığından beri her ay uygulama yapıldı. Sonuçta sperm kesesini doldurduktan sonra tohumlamada kalite sorunu olmaz. Saf erkelerin olgunlaşmasına göre kendimizi ayarlıyoruz, sadece hazır sperm nasıl saklanır onu aşamadım, birde onu geçersen kışın bile ana arı üretirim::))

Ekip sezon başında toplandığında iş dagılımında bulunuldu, ya erkekleri yada anaları üretin demiştim, ekip cin gibi bütün işleri bana yıkmayı başardılar.

Bunca işin arasında sistem tıkır tıkır işledi.

Yeni doğmuş ana arı kafeslendi, kafesinde olgunaşmayı bekliyor, tohumlanıp yumurtaya başlarsa saf ana arılardan birisi olacak.

Yıllar sonrası o kadar rahat kışa giriyorumki anlatamam, bol saf anaçlarla acayip bi kolleksiyon, tüm hatların çaprazları alınmış, değmeyin keyfime, millet f1 bulamazken saf sürüm var……

Memlekettede acayip işler var, piç arılara deger biçemeyen enayiler bol. İsim koyanmı ararsın, bilim ve bilimsizlikten ne kadar uzak işler varsa mevcut.

Arıcılıkta F kavramını anlayamayan ülkeler arıcılıkta geri kalırlar.

Arım yerli diyenler, arım ekotip diyenler, yalan söylüyor, ülkemiz bir kazan olmuş kaynıyor, kepçeyi sokup çıkartan, tabaga koydugu çorbaya isim koyuyor, birisi ezo gelin diyor, kimisi mercimek, kimiside bu domates , aslında çorba  aynı kazandan. Bunu ıspatı çok basit, benim arım yerli veya ekotip diyenler. Makalaere bakın, ekotip veya yerli denilen en az 20 bin koloni davranışı aynı olmalı, bizim arıcıların 10 kovanı olsun, onununda huyu farklı bu nasıl iş::))

Böyle yerli ekotip olurmu? tabiki olmaz onlar kendilerini ve milleti kadırmaya devam etsinler.

Bir şeyleri söylerken anlamınıda bileceksin, yoksa çagın dışında kalırsın. Biz yemiyoruz, yiyenler buyursun……..

Hafta içi köylerde tespitler vardı, Şükrü bey yazlık yapmış tepiti yapılıp sisteme işlendi, evin saksıları çamaşır makinası davlumbazı, oğlu bir tamir servisinde çalışınca krom davlumbazlar saksı olmuş.

Şükrü amcanın arılarıda var. Bir sürü de boş kovan, arıcılıkta ne yaptıgını bilmeyen bir yapıya sahibiz, kovan çok olsun bal önemli degil.

Eylül ayının son günü eşek arılarıyla mücadele ettik. Eşek arıları bal arılarına çok zarar veriyor. Eşek arıları çok ilginç böceklerdir, bunu şunun için söylüyorum, yiğidi öldür, hakını ver derler ya. Gerçekten baharda 1 (eşek arı kraliçesi) kraliçe ana arı işe başlıyor, yuvayı kuruyor,yavrulamaya başlıyor, yavrulara ilk etapta avlanıp yiyecek getiriyor, her geçen gün nufusları artıyor, son bahar geldiğinde karşınıza dev bir eşek arısı kolonisi çıkıyor. Bu böcekleri taktir etmemek elde degil ama ne yapalım. Bal arılarına felaket zarar veriyorlar, bunlarla mücadele etmedende olmuyor.

Eşek arısı kolonisi. Kolonide bir kaç giriş ve çıkış var ama burası zannedersem nizamiye girişi::))

İmha edilmiş eşek arısı kolonisi. Eşek arılarıyla çok farklı müğcadele çeşitleri var. Egeli arıcılar eskiden dtt diye satılan bir böcek ilacı vardı, kıymayla yoğurup ağaçlara asıyorlarmış, kıymayı eşek arısı hem yiyor,hemde yavrularına taşıyor, dolayısı ile koloniye belki sönmüyordur ama acayip darbe vuruyorsunuz. Şimdilerde o ilaç kansorejen oldugu için yasak, aynı içerikte başka ilaçlar varmış.

Eşek arılarının boyu yaklaşık 4 cm.

Bal arısı bunun yanında sinek kalıyor, bunların çeneleride çok güçlü.

Eşek arısı videosu.

Eşek arılarıyla mücadele ederken maske giyinmeme rağmen elimden sokuldum. Hem sokulduk hemde arı tarafından ısırıldık. Bu arı ısırdıgı yeride kanatabiliyor, çok güçlü bir çne var. Sokulduktan sonra şişmeye başlayan elim, bir gün sonrasına kadar şişti ve dirsegime kadar şişlik devam etti. İlaç kullanmamakta biraz inat ettim. Muhteşem abi bir ilaç al, kaşıntı azalır dedi, felaket kaşıntı yapıyor, 50 tane bal arısı soksa 10 dakika sonrası bende bir şey kalmaz, bu süründürüyoru::))

12 Numaralı saf karniol. Dünyada böyle bir ana arı bulmanız imkansız. Dünyaya kanatsız gelmişti, varroa maduru, böyle bir ana arı ne çiftleşebilir nede yaşama şansı vardı. Biz bunu uygulamaya aldık, birde işi Enes Emin yaptı, iş olacağına varacakya, ana arı yumurtaya başladı yavru kapattı, bir kaç kez degiştirmeye kalktılar izin vermedim, kendi kızları doğmaya başladı çok az başka ırk arı var içeride, 15 güne kadar içeriye tamamen kendi kızları hakim olacaklar. Bir posta yavrusu sokuldü, ikinci posta yolda.

Dualarımda hep derimya, Allah ne virise hayırlısını virsin diye….

Allah işinizi rast getirmeyecek ise, ağustos ayında düğününüze kar yağdırır, yazınızı kışa çevirir.

Gene her şeyin hayırlısı diyoruz…..

İşler hafifledi dolayısı ile magazine zaman her geçen gün artıyor. Raşit bey yazlıkta bir kümes yapmış, görünce kümes böyle olur diyorsunuz.

Sanaldan birisini tanıyorum, bir kümes yapmış, sanki F tipi ceza evi. Bununla kalsa iyi, birde tavuklar yumurta yapıp yavrum diye yumurtaya bakmadan yumurta uçmuş, böyle follukmu olur ya.

Raşit bey geçenlerde soruyor, bildiğin yerde ahlat varmı diye, bende birisini tarif ettim. İyiki herkes uzun boylu yaratılmamış, agacın alt tarafında armut uçmuş::((

Kalanları Enes Eminle topladık, olsun diye beklerken avucumuzu yalayacagız.

Agacın yükseklerinde kalanlarıda biz topladık, evde olsun, dağda olmayacak::))

Ahlat turşusu ise olmadan kurulmalı, ahlat oldumu olmuyor, cümle içinde kelimelerde acayip oturuyor.Oldu kelimesi, bu cümlede olgunlaşma anlamı taşıyor.

Geçenlerde bizim Trakyalı Şenol ile konuşuyoruz, birileri kutular terk etmesin diye bir şey kullanıyor dedi, yok yav ne kullanılıyor dediğimde, çıkışa ana arıçıkamayacak ızgara konuluyormuş. Ben o sistemi taaa 2009 yılında kullanıp paylaştım, ahanda haber ve link::))

http://bengittim.blogspot.com/2009/09/gozlemlere-ogrenmeye-ve-paylasima-devam.html

İnvert şurup. Bu şurup geçmişte meydan muharebeleri yaşadı. İnvert arıya niçin verilir hala kavrayamadık. İnvert şurup kış arılarını yormamak için arıların stoguna sunulan şuruptur. Şu ana kadar en uzun süre tuttuğum invert şurup nihayet kristalize olmaya başladı. Bu şurubu 1. ayda yapıp kavanoza koyup agzını kapadım aradan 10 ay geçti, bozulma ekşime olmadı ama bizim anladığımız şekilde donmaya başladı, donmada tamamen degil, dipten yanlara doğru ortada gene donukluk yok. Bu kadar bekleme yeter hafta sonu bir arıya verecegim.

Ülkemizde kışa girerken arılarına kek verenler var, arı yorulup ömrü bir kısmının bitecek, bizim arılarımız 5 çıta kışa girdimi bahara niye 5 çıta çıkamıyor. Kek artıya yavru yaptırmak için verilir, maksadınız stok yaptırmaksa niyearıyı uğraştırıp duruyorsunuz ki?

Kış arılarını yormayan yabancı ülkeler, 10 çıta arıyla kışa girip 10 çırtayla çıkıyorlar.


Etiketler: , , , , , , , , ,
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
Forum