ARICILIK VE MEDYA
Ekleyen, Ali Türk 31 Temmuz 2011 – 23:34 -TRT Bu toprağın sesi programının bir analizini yapmak istiyorum.
Yayın başlamadan ve öncesi bir çok konu konuşuldu.
Ülkemizde yapılan ilk suni tohumlama cihazı üzerinde sohbetler yapıldı. Programcı arkadaşlar ve Dr. Çağla hanım çalışmalarımı çok beğenip bazı tavsiyelerde bulundu. Canlı yayında tohumlama cihazının resimleri ve bir kaç videomdan parçalar seçilmişti, ben zaten program başı bu süre bize yetmez dedim ve yetmedi. Dolayısı ile de planlanan şeyleri paylaşamadık.
Ülkemizdeki akademisyenlerin büyük bölümünü anlamakta güçlük çekiyorum. Perde arkasında, Kadriye hocamızla bu suni tohumlama aleti ve çalışmalarım hakkında kendisine bilgi verdim, pek sevinmedi, yapamazsın filan dedi bende dedim ki yaptım ve bu işi hiç eğitim almadan bazı yabancı kaynaklardan okuduklarımla buraya kadar getirdim, kendisi ülkemizde gerekli yayınların hepsi var dedi ama bana göre suni tohumlama yüzeysel bilgiler var, püf noktaları malisef yok.
Program başladı, bir yerde laf ıslaha gelince suni tohumlama hakkında hocamızın konuştukları bana aba altından sopa göstermekti. Suni tohumlama yapacak kişi genetik ve biyoloji bilmeli ve ehil olmayanlar bu işi yapamaz deyip kestirip attı. Ben tabi bunların niçin söylendiğini, biliyorum. Siz ne kadar iyi şoför olursanız olun, ehliyetiniz yok diyordu, ama ben çok iyi araba kullanmaya başladım ne yapalım, o kadar ehliyetliler var arabayı yerinden bile kaldıramıyor.
Saf bir ırkın spermini alıp saf bir arıya enjekte etmenin, genetik veya biyoloji bilmeyle ne alakası var, ben ıslah yapmıyorum ki.
Program içinde hocamız arıcılığımızın çok iyi yerlere geldiğini 36 yıldır bu işin içinde olduğunu söyledi ve tam gelişmiş bir arıcılık kültürümüzün olması için daha 50 yıl geçmesi gerektiğini söyleyerek sözlerini sürdürdü ben 50 yılın çok uzun bir süreç olduğunu söyledim. Düşünün sizin çocuklarınız bile arıcılığımızın geliştiğini göremeyecek, belki torunlarınız bunu görebilir. Dünyada gelişmiş ülkelerin birisinin arıcılığını alıp monte etmek varken 50 yıl niye bekleyelim ki?
Bir başka konu arıların yerinde kullanılması gerektiği yönündeydi bunada itiraz ettim. Akademisyenlerimiz, arıcılık yapmadıkları için arıcılığın kenarından tutup sorunları göremiyor, göremeyince sıkıntı nedir bilmiyorlar.
Kendisi kafkas arısını tanıyor diğer arıları kafkas arısıyle bana göre karıştırıyor. Kafkas arısı bölgesinde iş yapar başka yere götürürseniz, hüsran yaşarsınız dedi ve Trakya’da kafsas olmaz dedi. Bana göre kendi bölgesine bile 25 yıldır adapte edilemedi, her yıl bölgesinde binlerce koloni sönüyorsa bu neyin nesi?
Örnek olarak Ordu’dan bir arıcıyı örnek verdim. Ordu’dan baharda doğuya giden bir gezginci arıcı, yazın Trakya’ya ayçiçeğine geliyor, peşinden bizim bölgemize pürene geliyor, pürenden çam bölgesine gidiyor. Peki bu arıcı nasıl yapmalı, her bölge değiştirdiğinde arı ırkımı değiştirmeli.
Ben ise karniol kullanıyorum, kanolada sağım yaptım, kestaneye geldim, sağım yaptım ve ayçiçeğindeyim ve arım bitmedi, gezginci arıcılıkta hem bal yapıp hem yavru kesmeyen arılara ihtiyacımız var. Kafkas kullansaydık tek nektarda arılarımız bitiyor ve sezonu kapıyoruz. Hocamız bu konularda konuşmayıp es geçti.
Rahmetli babam devlet tavşanı kağnı arabasıyla yakalar dedi, bizde 50 yıl sonra tavşanı hemen yakalarız.
Bu hafta bir başka üzüldüğüm şey ise, Ordu da ana arı suni dölleme kursu vardı. Sadri abiyide davet ettiler aleti bir görelim getir.
Sadri abiyle daha önce Feyzullah hoca görüşmüşlerdi.
Alet konusunda sıkıntı yok, iki yere götürüldü çok az ilavelerle orijinaliyle aynı konuma geldi. (50 civarında şu an sipariş alındı ve seri üretime geçilecek)
Sadri abi kurs veren hocaya artık bu aleti burada üretebiliyoruz, yurt dışındaki gibi pahalı değil merakı olan temin edip çalışmalarını yapabilir dediğinde, hoca demiş niye ucuz veriyorsun, pahalı olsun herkes yapamasın::((
Sonuçta ülkemiz ve biz kaybediyoruz.
Evet bu gibi bilimcileri anlayamıyorum.
Bilimci nasıl olmalı merak etmeye başladım, ben mi yanlış anlıyorum, bilimciler mi doğrusunu yapıyor karar sizin……
Arıcılık Bilgi Merkezi | Yorum Yok »
Yorum yapmak için giriş yapılmalı.