ARICILIK VE ARICILAR

Ekleyen, Ali Türk 03 Nisan 2011 – 17:19 -

31 Mart 2011, ayın son günü akşamı.

Evde bilgisayarın başına geçtim, o sırada Muhteşem abiyle görüşüyorum, arkamdan biri dürteliyor bir baktım, asker süpriz yapıp izine gelmiş.

Muhteşem abiye abi kapatıyorum görüşürüz dedim.

Madem süpriz yapıyorsunuz hadi sizi yemege götüreyim, bir süprizde benden olsun.

Daha önceden buraya gelmiştik, güzel bir mekan.

Kaynarca ocakbaşındayız, yada mangalbaşı::))

Hatunada dedim bak, hep arılara filan gidiyorsun filan deme::))

Hem bizim doktor insan kendisini ara sıra ödüllendirmeli der, hep diyet, hep diyet olmuyorki::))

Belaya kaldık, Allah ne verirse hayırlısını versin.

İlerde bu yemek lazım olur, belki hatırlatırım::))

 

Nisan 1, 2011, sanki nasanbir şakası gibi.

Mirili Fatih telefonda diyorki abi benim dayım sana gelecek kalan kolonilerimi ona ver getirsin.

Dayın neyle gelecek arabayı soruyorum, BMW taksiyle gelecek dedi::))

Hava soguktu cuma günü 15-20 dakkada gidecek kolonileri aktardım, elek telli altlıklarımı bir yere göndermeye kıyamıyorum, bu kovanlar geç gelsede olur::))

Akşam mesayi bitimi Fatihin dayısı geldi.

Bagaja denedik olmadı, arka koltuklara 2 kovan, ön koltugada 1 kovan koyduk ve işlem tamam.

Dayı çok cana yakın birisi müsait bir zamanda gelin, hiç şansları yok, ne dayı nede yegen hışırı göremediler::))

 

Öndeki koloniye emniyet kemerini taktık::))

Hacıda espiri yapıyor, 5-10 sene öncesi bakanlar bile BMW ye binemiyorlardı diye::))

Bizim arıları lüküs taksiyle gelin ediyoruz:))

Hafta sonu 2 Nisan 2011 hava zaten berbattı, birde yağmurlu::((

Bu koloniye perşembe günü 11 larva transferi yapılmıştı, ertesi gün baktıgımda 10 tanesi tutmuştu, boş göze tekrar larva koydum ama gene kabul etmediler.

Cumartesi bazı memeleri bu koloniden alıp başka kolonilere vermek istedim, ama bu işi ancak şemsiye açarak yapabildik.

Saim abide arıyor,  abi cumartesi pazar havalar niye böyle diyor.

Dedim bilemiyorum, bu sene herşey bir tuaf.

Bu arada diyorki İzmir’den Oktay geliyor akşama bizdeler sende gel,  doktora kalırsan kıyamete kadar sizi misafir edemeyecegim.

Hemde süpriz yaparsın, zaten her şeyimiz süpriz olduya neyse tamam dedim.

 

Anaarı kutularımız civarındaki ballıbaba çiçeklerine bakın.

Bahara çıkan kutulardaki anaları, 2 çıtalık bölmelere veriyorum, kutuda kapasite belli, koloniden kutuya dönüş daha güzel olacaktır.

Metrolar,  kutulardaki çıtalar metro kolonilere toplanmaya başlandı.

Kovanların her tarafı çiçek ve en çokta ballıbaba var. Bir türlü istediğimiz uzun süreli sıcaklıklara erişemedik.

İki gün güzel hava bir bakıyorsun bir hafta buz gibi oluyor.

Akşamleyin Saim beylerin evindeyiz.

Gündüz Muhteşem abiyi aradım bak, sen gelemiyorsun vekaleten senin hakın olan yemekler benim dedim::))

Önce vekaleti alınan yiyecekleri gözetim altında götürdüm.

 

Şimdi hep birlikte yemege geçebiliriz.::))

Herkes mutlu, Saim abi ve eşine teşekür ediyorum, güzel bir akşam yaşadık.

Bu arada Oktay kardeşim ve ailesi bir düğün vesilesi ile İstanbul’dalar.

Bizim içinde fırsat oldu çoktan beri ailecek görüşemiyorduk.

Ayrıca İzmir’e davet edildikte nasıl gidilecek::((

Bu arada Saim abinin çok fanatik bir Beşiktaş taraftarı oldugunu öğrendim. Beşiktaşlı oldugunu biliyordum ama anlattıkları çok ilginçti.

Muhteşem abi yetmezmiş gibi birde Saim abi sağlık işlerime karışıyor.

Evindeki koşu bandına çıkartıp yağ kontrölü yapıldı, normalden yağlıymışım, bir deri bir kemik olmuşuz hala yağ mağ, bu alet yanlış ölçüm yapıyor::))

Misafirlikten sonra evde çok güzel tablo gibi resimler vardı, resimde degil maket bunlar.

Saim abinin eşinin yapmış olduğu rolyef’ler.

 

Yapılışı çok basitmiş::))

Rölyef sanatta farklı bir boyuttur.

Bir tanesini yapmak için bazen iki üç ay uğraşılıyormuş.

Felaket bir emek harcanıyor.

 

Eskidende kraathanelerde kola içiliyormuş::))

Sehpalarda şişeler mevcut.

 

Hepsi birbirinden güzel.

Rölyef, yapmak sabır beceri veyetenek isteyen bir dal.

Ben Rölyef, yapmaya kalksam bir iki gün içinde bitmedi diye anında parçalarım, bu iş bana göre degil.

 

Herkesin hobi ve zevkleri ayrı.

 

3 Nsan 2011.

Dün şemsiye altında anasız bir çıta arılara dağıttığım başlanmış memeler güzel sarılmış durumdalar.

Aslında Anaarı üretimine  tam geçmeme 15 gün filan var.

Ürettiğimiz erkek arıların çıkmasına 15 gün kaldı. Onlar doğmaya başladıklarında, bizde hemen transferlere başlıyacağız.

Peki bu transfer neyin nesi derseniz:))

Bir şeylerden yağ çıkartmaya bayılırım.

Bizim Emrah karadenizin arılıkta 2 çıta doğmuş erkek arılar var.

Bu erkekler ise saf karniol erkekleri ve şu an olgunlaşmış duruma gelmek üzere.

Bende düşündüm hazır erkekler ziyan olmasın diye, hemen transfer yaptım.

Emrah Karadeniz, doğal saf karniyol arılarını kendisi üretecek kısmetse.

Civardaki arılıklara arı kalmamış, kalan arılar ise bir avuç deniliyor.

Fırsatların kazası olmuyor, önünüze çıktıgında fırsatları degerlendirmek lazım.

 

Bu sene üretmeye başladıgımız erkek arılar.

Erkek arı üretimi arıcılıkta ayrı bir iş ve bir çok püf noktası var.

Suni tohumlamada kullanılacak erkekler kesinlikle özel olarak yetiştirilmeli.

Geçen sene suni tohumlamada çok büyük yol aldık, işin garibi hiç bir egitim almadan bu işleri başardık.

Sonuç ise tüm tahumlanan anaarıların spermleri bitti.

Bu sene bu iş çözülecek, çözüm ise erkeklerin üretiminde.

Dogal olgunlaşan bir erkek arıdaki sperm 1 mikronken, özel yetiştirilmiş erkek arılardan çıkan sperm 1.25 mikron oldugu yapılan araştırmalarda var.

Bizimde kaç dalda oynadığımız belli degil zaten.

 

Ormandan gelen kolonilerdeki boş çıtaları alıyordum, kovan dibinde bir böcek.

Bu böcek genelde anasız kolonilerde görülür.

Bir başka arıcıdan dinlediğim ise Muğla yöresinde bu böceklerin çok olduğunbu ve yiyecek için kolonilre girdigi yolunda.

Koloni anasızmı diye hemen çıtaları araladım, kapalı yavru var ve anaarıyıda gördüm.

 

 

Hacı abinin meşur kovanlarından, doktoruma göre arının ölmemesi bu kovan sayesindeymiş::))

Koloninin bir tanesi bu gün hava soğukta olsa açmışken aktarıldı.

İyiki zamanında gitmişiz, bu ormandaki arıları getirdigimiz günden beri hem hava sogudu hemde yağmur yağmaya devam ediyor.

Yamurlar soguk havalardan daha tehlikelidir, bal stokları olmayan arılar dışardan bir şey gelmediğinden içerdeki stokları hızla tüketir ve açlıktan ölür.

Soguklar başladıgında bu uyarıyı biz yapmıştık, soguklarda koloni söndürenler oldu.

Yağmur varsa aynı tehlike vardır, koloni stoklarınızı kontröl ediniz.

 

 

Emraha gidecek kutların hazırlıkları tamamlandı.

Bu kutular ilk tasarladıgım gibi dörtlü.

Kutu imalatına başladığımda bir sürü kişi bu kutuların için olmaz demişti.

Bende o dönem üçlü kutuya geçmiştim, şimdi bakıyorumda olmaz diyenler sadece sallamışlar.

Ortada bir şeyi denemeden kullanmadan sadece olmazdan başka bir kanıtları hala yok.

O zamanlar bende bunlar bir şey biliyor sanıyorduk ama yanılmışız.

Bu ahkamcı kitle hala insanları yanlış yönlendirmeye devam ediyor.

 

Dört gözlü ve bölmeleri kaldırılabilir.

Her bölme 3 çıta alıyor, fakat bu kutnun çıtası derinlik olarak 20 cm olması gerekiyordu, aciliyetten elimizdeki birz kısa  çıtaları kullanacağız.

 

 

Dört tarafa çalışacak anaarı çiftleştirme kutumuz.

Dört bölmeli anaarı çiftleştirme kutusu.

Başta arılandırılıp, anaarıların doğmasından sonra düğmeye basılacak.

Yakında bu kutular Emrah Karadeniz’de olacaklar.

 

 

Bu gün damacanaya bakarken birden bal mumu üreten bir arı gördüm.

Bu olayı başından sonuna kadar bir çekebilsem, en büyük isteklerimden birisi bu.

 

Bir işçi arıdan 6 plaka küçücük bal mumları çıkıyor.

Balmumu üreten bir işçi arı.

 


Etiketler: , , ,
Magazin | Yorum Yok »

Yorum yapmak için giriş yapılmalı.

Forum