ARICILIK GEZİLERİ, BURSA ORHANELİ
Ekleyen, Ali Türk 13 Aralık 2011 – 00:53 -Uzun zamandır beklediğimiz gün nihayet geldi. Sadri abimi aramıştın abim ne yapıyorsun diye, yav bir birimizi özledik bir araya ne zaman geliyorsun demesi fitili ateşlemesine yetti, dünden diğerleri hazırmış, hemen hemde bu hafta sonu gidelim diye tutturunca yapılacak iş, büyüklerin dediklerine uymaktır::))
Davetimize bir kişi iştirak edemedi, mazeretide çok acayip.
Ben pazar günümü ancak babam evlenirse feda edebilirm oldu. Kendisi gerekli açıklamayı yorumunda yapar artıkın, kim olduğuda öğrenmiş olursunuz::))
Bursa Orhaneli de hatıra fotomuz. 11/12/2011 Tarihli.
Bu tür geziler bayağı yorucu oluyor, alışılmamış bir şey yapıyorsunuz. Gece her zamankinden erken kalkıp, buluşma yerlerinden toplanma merkezine veoradan rotanızı belirleyip açılıyorsunuz.
Heyecanlı bir gezi başladı.
Sadece feribot çıkışında Efraim Korkut hocamız alınacak.
Sabah kavaltısını Eskihisar Topçular arasında feribotta yapıyoruz.
Bursa’dan kafileye katılacak olanlar vardı, bir gün öncesi 4 kişi geliyoruz diye bilgi gelmişti, buluşma yerinde 2 kişi vardı.
Demekki işleri var, yoksa arıcıları bağlasan bu tür etkinlikleri kaçırmazlar.
Orhaneli yoluna giriyoruz, yıllar öncesi buralarda hamsi satmıştım. Hemde aradan 25 yıl geçmiş ve ben oraları hatırladım, Doğancı barajı ve oradan Keles’in köylerinde balık satma maceram vardır.
Hafta içi kar yağdığını duymuştuk, duymakla görmek arasında acayip fark var, insanlar duduklarına çabuk inanır ama görünce nedense inanası gelmiyor.
her tarafta kar görmek bize göre tuaf. Öndeki araç bizim kafileye ait.
Orhaneli ye varmöadan bir santral gördük, çevreye zarar verdiği yönünde duyumlarımız var, ne kadar doğru oarada yaşayanlara sormalı.
Bu arada birden kendimizi Orhaneli’de Fatihlerin evin önünde bulduk, ortalık karıştı, kucaklaşmalar sarılmalar, oldum olası dayanamam bu görüntülere::))
Görende asker arkadaşları gelmiş sanacak.
Aslında bu gezide bir çok kişi birbirini tanımıyor ve yeni tanışacaklar. Çok enterasan bir şey bu. Belkide bu işin gizemi burası.
Bende bu gezimizde Efraim abiyi tanıma fırsatım oldu.
Bursadan Serdar ı biliyordum ama tanışmak bu güneymiş.
Serdar benim çok çok önemli, neden derseniz?
Böylelerini ortadan kaldırmak lazım derim.
Adama bir ana arı hediye yolladık, sen kalk bu ana arıyı kabul ettir, birde bu ana arıdan 20 taneye yakın ana arı üret, biz taşmı yiyecez be.
Dedirtti bana::))
Yuh yani de cabası, bekın gene sinirlendim.::))
Tabi bu piyasada arıcıyım postu altında kimleri tanıyamadık orasını karıştırmıyayım, gene taç çizgisi dışına gidiyoruz.
Sarmaş dolaş işlerini bitiriyoruz, köydeki arılığa oradanda köydeki ziyafete geçmek lazım.
Sanki bu millet eskiden beri birbirini tanıyor şunların haline bir bakarmısınız.
Lafın harmanı olmaz derdi rahmetli amcam. Hadiyin vakit az ve bir sürü plan var.
Fatihin arılığa 1 km dağ yolu yolculugundan sonra varıyoruz.
Nerden çıktıysa yeni bir gelenek türedi, abi üşüdünüz size kış aylarının vaz geçilmezi, sıcak salep ikramım var.
Bu arılık bu sene nelere şahitlikler etti, bunlara bu salepleride eklemek lazım.
Bana bir daha doldur iyi gitti, tarçınıda bol olsun, deyince millet gülüştü, bunda gülünecek ne varki dimi::))
Sadri abi aletlerin son şeklini gösteriyor.
Dijital mikroskop ilave edilmiş.
İlk yapılan aletle bunun arasında acayip fark var.
Nerdeyse yarı yarıya büyüklük varkı vardır.
Son şekli verilmiş olan cımbız minicik ve harika olmuş.
Mehmet Pullu.
Tofaşta yönetici, bu serdar gibi değil bayağı bir ekmegini yedik.
Mehmet bey F1 ile F2 arasında acayip farlar oldugunu inceleyip görmüş.
Şimdiki merakı saf arı nasıl olur?
Mehmet beyin arılığı Karniol F1 ve F2 lerden oluşuyor.
Suni dölleme cihazı, onunda ilgisini çekti.
Resim bu esnada, İlhami abinin siteden aşırılmıştır.
Bir başka aşırılmış resim daha. Arılıkta cihazları toparladık, aslında bir başka cihaz daha var, o çok daha pratik bir şey.
Bizim kalfa o ne be dedi?
Fenni döllemeci gibi::))
Durup duruken fenni döllemeci de olduk, hayırlı olsun.
Tuttum bu lafı.
Şimdi arılıktan çıkıp, köye geçiliyor.
Herkes mutlu, mutlu arıcılar.
Efraim bey yolda ben olsaydım arıları arabaların üstündeki tepeye koyardım diyor. Fatih ise arılarını yukardaki bahçesine koymuş.
Yürümekmi zor geldi anlayamadık tabi::))
Fatih eve gelince ilk olarak ateş için çıra hazırlamaya koyuldu.
Böyle bir odunluk çoktan beri görmemiştim, tamamını göstermiyecem, odunu olan var olamayan var kış günü milletin morali bozulmasın. 5 Sene yak buradaki odun bitmez.
Köyde her türlü alet var. Yakılacak odunların boylanması yapılıyor.
Ohbe içimiz ısında.
Görüntüler bile harika, taa uzaklardan bu ateş sizi ısıtıyor.
Av köpegi bizimkini görünce morali bozuldu. Rahat bırak hayvanı.
Hayvanın moralini düzeltmekte bize kaldı. Ne kadarda korkmuş yav::))
O esnada bir horuz sesi duyduk,Fatih bizim horuz ötüyor dedi.
Kümese çıkıp baktık hayvan kahrından kendisini yiyip bitiriyor.
Bu horoz dul. Koca kümeste sadece bu dul horoz vardı.
Kör topal bir tavuk bulup baş göz etmeli hayvanı, yoksa hayat çekilmez oluyor.
Yemek faslı yaklaşıyor, hazırlık yapılırken hazırlıkları aksatan biri var. Bu kalfaya yemekleri gösterip yedirmesek, kesin bir haftada yagları eriyip fidan gibi olmazsa bende bir şey bilmiyorum. Adama bak ya, yemegi görünce birden ne hale geliyor.
Yemek hazırlıkları sürerken, arıcıların sohbeti devam ediyordu.
Ben ise bir ara yanık kokusu aldım eyvah deyip mangalların başında olaya el koydum. Bazıları mangal işini tam yapamıyor, magalda çalışırken aynı zamanda köfteler etler pişişmi kontrol edilmeli, sofraya çig malzeme gitmemesi için elimden geleni yaparım, defalarca pişenlerin tadlarına bakmaktan, sofrada bir şey yiyemiyorum. Tabi bu işllerin zorluğunu çenken bilir.
Herkes mutlu, özellikle arıyorum başka bir görüntü yok be.
Yemek üstüne kemalpaşa tatlısı ikaramı vardı, tepsi ne çabuk bitti anlayamadım desem yalan olur.
Muhabbete doyum olmuyor ama akşamda yaklaşıyor.
Fatihin dayısı Canip, gerçekten tam bir Can. Güler yüzlü ve candan birisi.
Seneye bir kaç kovanla arıcılığa başlamaya aday birisi.
Nihayet üçünü bir araya getirdim.
Göbek yarışmasına oy verin.
Bu açı olmadıysa aşagıdaki seçenegi tıklayın.
Kafilenin en iritileri bunlardı.
Ah be sadri abim. Fıkra istedik dediki hareketli bir fıkra anlatayım. Anlatırkende neler yapılacaksa şekil olarak yapılıyor ve acayip bir şey çıkıyordu ortaya, videoya alamadık ve güzelim fıkra hafızalarımızda kaldı.
Patron fıkrasıydı, işinin çalışmasıyla alakalı.
Artık ayrılık vakti geldi çattı, telefonlar adresler filan alınıyor.
Bu resim ise gene ilhami abinin albümden, şahane bir görünüm olmuş. Bir gezinin daha sonuna gelindi, daha yoldayken şimdi nereye gidilecek soruları almaya başladım, Allah sonumuzu hayır eyleye.
Gezimizde, bizi agırlayıp konut eden, başta Fatih Suuçak kardeşime ve tüm katılımcılara sozsuz teşekürler ediyorum.
Etiketler: arıcılar gezide, arıcılık, Arıcılık gezileri, bursa orhaneli şükrüye köyü.
Arıcılık Bilgi Merkezi, Arıcılık gezileri | Yorum Yok »







































Yorum yapmak için giriş yapılmalı.