Gönderen Konu: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR  (Okunma sayısı 99056 defa)

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« : 11 Ocak 2010, 18:13:24 »
Bu bölümde arıcılarımızın hesaplayamadığı bazı önemli detayları işleyecegiz.
« Son Düzenleme: 11 Ocak 2010, 19:44:46 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #1 : 11 Ocak 2010, 19:43:20 »

1. Yavrulu çıtamız. Bir çıtanın iki yüzünde yaklaşık 7.500 petek gözü bulunur. Biz her yavrulu çıtamızı yaklaşık 7 bin yavru hesabı edeceğiz. Niçin bunlar gerekli ve ne yapmaya çalıştıgımızda bir şekilde ortaya koyacağız. 1. Yavrulu çıtamızda anaarımız yaklaşık 3 günü geçik çalışacak. Biz hesap düz olsun diye üçgün diyelim.

2. Çıtamızdada anaarımız üç gün çalıştı ve etti 14 bin yavru.

3. Çıtamızda anaarı üç günü geçik çalıştı ve diger çıtaya geçerken elimizde 20 bin civarında yavru oluştu ve bu aradada 10 günü geride bıraktık.

4. Çıtamıza geldik üç günü geçik bir sürede burada çalışıp, tekrardan 7 bin yavruda buraya atıldı, geçiyoruz beşinci çıtamıza.

5.Çıtamızdada anaarımız yaklaşık üç gün çalışıp çıtayı dolaşıp altıncı çıtaya geçtik.

6. Çıtamızdada yaklaşık 3 günü geçik bir süre çalıştıgımızda  toplamda 40 bin üzeri yavru atılmış oldu, bu arada geçen süre ise aşagı yukarı 21 günü geçmiştir. Bu esnada anaarının ilk attıgı yumurtalar birinci çıtada yeni doğmuş işçi arılar olarak dogmaya başladı bile. Anaarımız tekrar birinci çıtaya geçip tekrardan 6. çıtaya doğru yol almaya başlayacak.

Şimdi bu devir daimi yapamadıgımız içindirki kovanlarımızı geliştiremiyoruz. Bu arada aradan 21 gün geçti derken kovanın içindeki nufusun yarısıda ölmüş oldu, bu nasıl oldu dersek 20 gün içerde 20 günde dışarda çalışan arılarımızın dışarıda çalışanlarıda yok oldular.

Şimdi bir başka konuda şu 3 çıta arımız olsun.
Bu üç çıta arımızdaki anaarı üçer gün çalışsa  yaklaşık 10 gün sonrası 3 çıtayı yavruyu basıp, diger 11 günü ilk attıgı yavruların doğmasını beklemkle geçirecek. Zayıf kovanlar bunun için gelişmesi çok zor ve zahmetlidir, üç çıta yavru çıkana kadar elimizdeki üç çıta arının gene yarısının ömrü dolar ve ölürler. Kovanların hiç durmadan yavru faliyetlerine devam edebilmeleri için en az 6-7 çıta arısı olmalı. Tabi bal ve polen de gerekmekte. Şimdilik bu konuyu burada noktalayıp, degişik açılımlar yapacagım, sizlerinde bu tür düşünceleriniz varsa paylaşın. Ben bu anlattıgım tablonun bilimsel bir  şeklini şimdiye kadar bulamadım. Blogumda bunu anlatmaya çalıştım ama ben düşündüklerimi ne tam aktaramamıştım. Bundan sonra daha iyi olacagını düşünüyorum kalın sağlıcakla.

« Son Düzenleme: 11 Ocak 2010, 20:15:34 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

mustafa17

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 19
  • Denizci
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #2 : 20 Ocak 2010, 22:41:25 »


Mrb Arı Bakanı.Üç katlı kolonilere ulaşmamıza çok az kaldı.
 Bende bu işin nedenlerini üç yıldır araştırıyorum.
1-Kuluçkalık kesinlikle iki kat olacak.
2-Ana her yıl değişecek.
3-Kuluçkalık yönetimi yapılacak.
4-Kuluçkalıkta dört ballı,dört polenli petekten aşağıya düşmiyecek.(BURASI HERŞEYİN ANA NOKTASI)
5-Kovan altlıkları mutlaka komple tel olacak.Havalandırma olarak.
 Benim tesbit edebildiklerim. 
  SAYGILARIMLA
« Son Düzenleme: 27 Ocak 2010, 15:27:41 Gönderen: Arı Bakanı »
GÜVEN bir ömürde KAZANILIR;bir günde KAYBEDİLİR.

Mehmet Yüksel

  • Tam Üye
  • ***
  • İleti: 228
    • Arıcılık ile ilgili bilgi paylaşım sitesi.
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #3 : 21 Ocak 2010, 23:21:20 »
Mustafa bey 2 inci nokta hakkında bir şey söyleyeyim,ana arının çıktığı ilk sene sayılmadığı için
önünde olan iki sene için en verimli yılları deniyor ana arı için,ben kendim ilk seneyi saymaz isek
iki sene ana arı verimli ise tutmaya çalışıyorum,ama o zamanki duruma bağlı demek istediğim
ana arı verimli ise her sene ana arı değiştirmeye gerek yok.
Diğer konularda size katılıyorum,tesbitler iyi olmuş çok katlı çalışma zamanı artık,selamlar.

emrah

  • Genel Moderatör
  • Tam Üye
  • *****
  • İleti: 242
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #4 : 24 Ocak 2010, 14:01:20 »
Birde arının cinsine göre ana arı ızgarası kullanmak şart.

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #5 : 25 Ocak 2010, 00:29:08 »


Ülke geneli olarak çok zayıf kovanlarla kışa girip bahara dahada zayıf arılarla çıkan arıcılar toplumuyuz. Hatta bazı bölgelerimizde yıl boyu kovana kat bile atılmaz.
Burada anlatmak istediklerimi kafamda tasarlıyorum fakat anlatımda başarabilecekmiyim bakacagım.


1 Posta arının çıkması için 21 gün gerekiyor, normal bir zamanda bu iş olurken arımızın mevcudu ne kadarsa bu mevcudun üçte biri devamlı ölür. Arılarımızı normal yaşam  süresi içindeki tavimleri üç haftada çıkar, üç hafta iç hizmetlerde çalışır, üç haftada dışarıda çalışır ve ölür.

Erken ilkbaharda 1 posta arı çıkartmak dahada zordur. 1 posta yeni arı çıkana kadar kovandaki kıştan çıkan arıların büyük bölümü ölür. Bunun içindirki ilk posta arıların çıkabilmesi, çok önemli. Kovanın yoluna sağlıklı devam edebilmesi için ilk çıkacak yavrular ne kadar çoksa gelişmede çok olacak.



Erken ilkbaharda böyle bir yavru yaptırabilir isek bu genç arılar bir çıtayı ful sarabilirler. Bu her turda 21 gün demektir. Zayıf kolonide anaarı böyle bir çıtayı en fazla 3 günde tamamını dolaşıp yumurtayı basar ve 18 gün yatmak zorundadır.

Kolonimiz 5-6 çıtalık bir arı olsaydı, anaarı 21 gün boyunca hiç durmadan yavru yaptıgında atılan yavru sayısı 40 bin üzeri olacaktır. Sonuçta bir posta arı çıkarkende 21 güne ihtiyaç var, anaarı kovanı baştan sona yavru doldurukende süreler hep aynı olacaktır. Bu gün atılan yumurta 60 gün sonra olmayacak, devamlı yumurta atılıyorsa güzel bir nufus zinciri oluşacak her yaştan arı bulunacak.


Zayıf kolonide bir posta yavru atıldı, arının başka çıta saracak gücü yoksa, anaarı çıkacak yavruları beklemesi gerekecek. Bu sırada nufus içinde kopmalar oluşacak. Kovanımızı geliştirene kadar süreler hızla akıp gidecektir. Başta bahar balı alınamayacak, bu hepimizin sorunu. Sorunun çözümü ise kışa güçlü girip güçlü arılarımızı bahara taşımak ve kısa sürede istenilen seviyeye gelebilmektir. Bunu şimdi olmasada zaman içinde hep birlikte çözecegiz, 3-4 sene içinde geldiğimiz yer çok iyi durumda.


Güçlü kovanlar bahara güçlü çıktıklarında 2 posta yavru yaptıklarında hemen 80 binlik kovanları yakalıyor. Biz bunu yapamadıgımız için bahar balı alamıyoruz.
Kafamda tasarladıklarımı tam anlatamasamda anlatmaya çalıştım. Bu aslında hesap işi, kovanın gücüne oranla gelişmesi ve üçte birin öldürülmesi gerekiyor, o hesabıda ben kafamda tasarlasamda tam yapamıyorum.

Aslında bu hesabıda bilim adamlarımızın yapması gerekiyor. 1 Çıtalık arı kaç ayda 80 bine çıkar, 2 -3-4 çıta arılar ne kadar sürede 80 bine ulaşır böyle bir tablo olsa, ne kadar boşa ugraş verdiğmiz, bu arada kaçırdıgımız süre ve nektarları daha iyi görecegiz.

Zayıf kovanlarla yıllarca boguştuk halada devam ediyoruz. Artık bundan sonrası  sorun olmayacak diye düşünüyorum en azından sanalcılar için. Kalın sağlıcakla.
« Son Düzenleme: 25 Ocak 2010, 10:06:50 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

MUSTAFA ŞENGÜL

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 8
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #6 : 25 Ocak 2010, 11:33:41 »
 Selamün Aleyküm
 Teorik bilgilerinizi, düşünüp, uygulamaya çalıştıkça, ortaya çıkan sonuçlar; görsel ve yazılanlar biriktikçe, her geçen gün daha fazla yol katedilebiliyor.
 İnşaallah, öncelikle siz, sonra takipçileriniz hep beraber, en güzel sonuçlara ulaşabililmek için gerekli olan uygulamarı yaptıkça, hem şahsi hem ülke olarak, en güzel sonuçlara ulaşabilmek umut ve ümidiyle.
Saygılarımla.

fehmi

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 10
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #7 : 25 Ocak 2010, 16:08:29 »
Arkadaşlarımız çok güzel konulara değinmişler. Bu konularda Akademik karıyere sahip hocalarımızda Forum a bir katkı sağlarlarsa iyi olacağını düşünüyorum.

Dr. Muhteşem Turunç

  • Yönetici
  • Kıdemli Üye
  • *****
  • İleti: 274
  • Doktorun İyisi Burda
    • Arıcılık İlk Yardım
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #8 : 25 Ocak 2010, 20:54:01 »
Evet en az 6-7 çıta yavrulu arılı, yeterli derecede ballı polenli, verimli ana arılı bir kovan bu hesaba
göre 40 günde 80 000 lik düzeye gelir. Evet buda şu demektir ki kuluçkalıklar iki katlı olacaklar. Bence unutulmaması gereken en önemli nokta ise nektar akımının durduğu zamanlarda yapılması kesinlikle şart olan  teşvik beslemesi. Çünkü biz hasaddan sonra katı indiriyoruz, teşvik beslemesini ihmal ettiğimiz için ana yumurtayı kesiyor ve kış arılarını yeterince oluşturamadığımızdan kışa zayıf ve baharada zayıf arıyla çıkıyoruz.

Şimdi birileri bunu yapana kadar bizim arılar oğula gidiyor diyecek. Burada oğula meyilli ırklarla çalışmamak yanında önemli püf noktalardan biride sürecin her safhasında kovandaki arılara yaşlarına uygun yapacakları işin verilmesidir. Özellikle temel petek takviyesi gibi. Bu seneki en önemli gözlemlerden biri olan kovan blokesinde arıya temel petek takviyesinin yapılmaması bence çok önemli rol oynamıştır. Karakovanlardaki gözlemim beni bu noktaya getirdi diyebilirim.
« Son Düzenleme: 25 Ocak 2010, 21:00:48 Gönderen: Dr. Muhteşem Turunç »

mgencunal

  • Ziyaretçi
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #9 : 26 Ocak 2010, 14:38:45 »
Tüm yorum yazan arkadaşlara merhaba.
uygulamasını yaptığım fakat daha sonucunu tam görmediğim bir metodu paylaşmak istiyorum.iki adet kovanı yanyana gelecek şekilde birer tarafının tahtalarını sökerek birleştirdim.dıştan ince bir tahtayla ek yerlerinden vidalıyarak 21 çıta alacak şekilde iki girişi olanbir kovan elde ettim.kapakta tadilat yaparak bütün haline getirdim.son baharda anasını göremediğim yavru faaliyeti tamamen durmuş bir kovanın arısını bu kovana aktardım.
arabölmeye ana arı ızgarasının ölçülerini uydurarak tek kat bir gazete kağıdını birkaç yerinden delerek sıkıştırdım.daha sonra bölme yaparak ede ettiğim 5 çerçeveli koloniyi diğer tarafa aktardım.anasız arıyı koyduğum tarafın girişini kapatarak arıyı birleştirdim.bir hafta sonra güçlü hiç bir olumsuzluk belirtisi göstermeden çalışan bir koloni elde ettim.koloni güçlüydü fakat sadece bölme oğulda 3 çerçevede kapalı yavru vardı.kış moduna girdiğimiz için üzerlerini de örterek bıraktım onun için sonucunu tam görmedim fakat olumsuzluk belirtiside yok.bunları niçin paylaştım?
1-herkes kışa güçlü kolni ile girmenin ne kadar önemli olduğunun farkında
2-bunu çift katlı kovanla 20 çerçeve ile düşünüyor
3-sn Mehmet Yüksel'in kovanları buna uygun çok da güzel dizaynı var fakat standart (langstroth)kovan değil
4-elimizdek i malzemeyi bütün kovanlarda kullanma imkanımız var
5-iki analı (iki uçuş musluğu olduğu için)kışlatma imkanımız var
6-bahara çıktığında iki koloniden birinin anasını bölerek gücü fazla azaltmadan kalan arıyı birleştirmek mümkün
7-bakım yaparken kat indirme derdi yok
8-bal mevsimi geldiğinde kuluçkalık ve ballık ayırımını arının gücüne göre ızgara ile ayırmak mümkün ,bana göre kestane balında ızgara koymak  şart
9-bu öneriyi benim şartlarıma uygun olduğu için yaptım,gezginci arkadaşlar için uygun değil
10-sonucu baharda daha iyi değerlendireceğiz çünkü 15 çerçeve arının yavru rezervi üç çerçeve civarındaydı
11-bu anlattığım mantıkla daha güçlü koloni ile kışa girmek mümkün görünüyor
herkese kayıpsız bahara çıkmayı ve verimli bir sezon diliyorum.
Mehmet Gençünal

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #10 : 27 Ocak 2010, 15:23:07 »
Mehmet Gençünal; Mehmet yüksel tarzı kovanın oluşturulması ve arıların birleştirilmesinde sorun yok. Zaten sizde ilk defa oluşturdum ve sonucunu görmedim diyorsunuz. Mehmet Yükselin kovanları sanırım 16x2=32 çıtalı olmalı. Mehmet yüksel bizim gibi kovanın 32 çıtası var diye her şeyi oluruna bırakmıyor. Ben metro kovanlarda bu sene bunu yaşadım, belli bir yavru alanı oluşuyor zamanla bu yavru alanı içe doğru daralır, bu bal ve polenle blokelerden oluyor. Yavrulu çıtaların bitiminde her iki taraf polenle dolar, daha dış ise ballanıyor. Bu alan müdahale olmadığında sürekli daralacaktır.

Biz bu konuları Mehmet Yüksel’le sürekli görüştük seçtiğimiz yıl. Mehmet yatay kovanlarda kuluçkalığa ara sıra müdahale etmektedir. Kovandaki her arının yaşına göre yapacağı işler var. Sürekli ham petek veriyor, kuluçkalıkta bloke varsa onları düzenliyor. Fakat katlı kuluçkalıklarda daha az bloke yaşanıyor, gene ızgaranın altına boş çıta vererek arılara petek ördürme işi veriyor.

 Bizim uygularımıza genel olarak bakıldığında bir başıboşluk hakim. Böyle gelmiş böyle gider hesabı gibi. Bizde kovanı güçlendirmek için başka kovanlardan takviye yada birleştirme yapılıyor, buna gerek yok. Başka kovanlardan yapılan takviye belli bir süre sonra bitiyor. Ben 2007 yılında tüm kovanlarımı birleştirdim, benim kadar kovan birleştiren olmamıştır. 1 ay sonra tüm kovanlar dibe vurdu, bu geçici bir şeydir, gezginci arıcılıkta arıların aynı mevcutta tutulmasını henüz öğrenemedik. 2010 yılı bu düğümün çözümü olacaktır inşallah. İki anaarıya filan gerek yok, Almanya’daki 30-40 çıta kovanlarda tek anaarı çalışmakta. Aynı anaarının kardeşlerini burada 30 çıtaya çıkaramıyoruz, kışa 10 çıta sokamıyoruz,sebebi 10 çıta üzerine konan ızgara, devamında kuluçkalıktaki blokelerdir. Ben olmayan bir şeyi savunmuyorum, önümüzde arkadaşımızın arıları yaz kış güçlü. Arıcılıkta gelişmiş ülkelerde her şey kovanın gücüne endeksli, bizde koloniler neden güçlü kalamıyor sorusunu soran bile yok.


Benim bu konuda yaptıgım hesaplamalara henüz bilim erbabımız gelememiştir, gelselerdi tarihi geçmiş uygulamaları konferanslarda yeni bilgi gibi sunup durmazlardı. Hesaplar ortada, avrupada bir anaarıyla 40 çıtaya çıkan kolonileri bizim bilimciler niye görmüyorda başka türlü 80 binlik kovan oluşturma reçeteleri veriyorlar.
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

mgencunal

  • Ziyaretçi
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #11 : 27 Ocak 2010, 16:39:27 »
sayın arı bakanı
Arcılıkla ilgili yaptıklarınızı ve uygulamalarınızı ilgiyle ve takdirle izliyorum.Değindiğiniz konular işin olmazsa olmazları fakat değinmediğiniz( veya ben kaçırmış olabilirim)temel petek ördürerek arıyı yavaşlatırken gelen balı veya mevcut stoğu da tükettiriyoruz.Bilimsel
olarak bir dayanağı varmı?bilmiyorum ama duyduğuma göre bir katın peteğini örmek için arının tükettiği bal miktarı yaklaşık 10-12 kg.
Tabiki tartışarak en doğru yöntemi bulacağız.Arıcılık konusunda herkes yaşadığını,konu hakkında bilgisi olanlarında bilgilerini paşlaşırsa her işin üstesinden gelineceği inancındayım.Amacım söylenen şeyleri çürütmek kendi fikirlerimi dayatmak değil.Arıcılık her yörede farklı ırklarla ve farklı iklim şartlarına göre biraz erken biraz geç olsada üç aşağı beş yukarı aynı amaca dayanmakta fakat ugulamalarda farklılık görülmekte.Yüksek verim kaliteli üretim için doğru yöntemlerde buluşmalıyız.Bu konudaki sizin ve emeği geçen herkesin çabasını gönülden destekliyorum.Benim bulunduğum bölgede ilkbahar balını almak mümkün.Çiçek çeşitliliği ve miktarı çok fazla .Arı tam güce ulaştığında kestane ve ıhlamur başlıyor.Uygulama yaptığım kovanın sonucunu görmedim dedim fakat mevsim içersinde benim arılarımın %75'i 3. kata ulaşıyor fakat yinede bir eksiğim var,içersindeki tarlacı mevcudu diğerlerine çalışıyor sanırım.Üç katı indirip kovan kontrolu zor geldiği için yatay kovan bana birazda kolaylık gibi geldi.üzerine gerektiğinde parçalı iki kat koyarak ,iki girişten çalıştırarak denemek istiyorum izlenimlerimi paylaşmak için sezonun gelmesini dört gözle bekliyorum.
Mehmet Gençünal
« Son Düzenleme: 27 Ocak 2010, 16:51:40 Gönderen: mgencunal »

Şekerli

  • Yeni Üye
  • **
  • İleti: 89
    • ARICILIK İFLAH OLMAYAN BİR HASTALIKTIR
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #12 : 27 Ocak 2010, 22:48:47 »
temel petek ördürerek arıyı yavaşlatırken gelen balı veya mevcut stoğu da tükettiriyoruz.Bilimsel
olarak bir dayanağı varmı?bilmiyorum ama duyduğuma göre bir katın peteğini örmek için arının tükettiği bal miktarı yaklaşık 10-12 kg.
Tabiki tartışarak en doğru yöntemi bulacağız.

                        Teknik Arıcılıkta Koloniye Niçin Petek Ördürmeliyiz?

Arıyı hiç tanımayan biri için, dışardan baktığında arı, arıdır.

Hiç bir özelliği yoktur.

Halbuki bu işe gönül verenler için durum hiç de öyle değildir...

Bir arı kolonisi incelendiğinde , koloninin farklı bireylerden (ana arı , işçi arı , erkek arı ) oluştuğunu görürüz.

Yaratan her bireye farklı görevler vermiştir, çağlardan bu yana bu döngü kusursuzca işlemektedir!

Arı kolonisini yöneten bireyin ana arı olduğu bir izlenim öngörülebilir!

Aslında hiç de öyle değildir...

Ana arı verimsiz olduğunda işçiler ana arıyı değiştiriyorsa , Oğul kararını yine işçiler alıyorsa bu kararlar alınırken anaarının hükmü geçmiyorsa o zaman kolonide ; " egemenlik işçi arılarındır " demek daha doğru değilmidir?

İşçi arıların yaşam döngüsünü izlediğimizde, doğumundan ölümüne kadar olan yaşamında, yaşına göre çok farklı işler yaptığını görüyoruz!

Mesela ; doğduktan sonra yaptığı ilk iş çıktığı petek gözünü temizlemektir.

Salgı bezleri gelişince bakıcı arıcılık yapar yani arı sütü üreterek larvaları besler bu bakıcı arıcılık 13. gününe kadar sürer.

13. gününden sonra arı sütü üretme gücü azalırken " mum üretme" yeteneğini kazanır 19. güne kadar da mum salgılayıp petek örer ve bu süreçte ölümüne kadar çok farklı görevlerde bulunur...

Mum üretme dedik...

Arının bu isteğini göz ardı etsek ne olur?

Bahar aylarında koloninin nüfusu hızla arttığı için genç arılarda haliyle çoğalacaktır.

Şöyle düşünelim ; mum salgılama yaşına gelen arıya , genleri mum salgıla diye baskı yapıyor, bu arının başka işi de yok nüfus çoğalmış arı yatıyor !

Hiç bir canlı doğaya karşı gelemez sonuçta bu mumu kullanmak zorunda...

İşte o zaman , arıcı , koloniye , boş bekleyen arıya , iş vermezse yani ham petek verip te kabarttırmaz ise koloni de başının çaresine bakar...

Yani oğul verir!

Oğul veren arıdan da bal alamazsınız nerede hata yaptığınızı ararsınız.

Konuya birde ters taraftan bakalım...

Farzı misal . petek kabarttırmadık, oğulda verdirmedik...

Ne kaybettik?

Teknik arıcılıkta , kuluçkalıktaki bir petek 2 yıldan fazla kulllanılmamalıdır çünkü gözden her doğan arı , petek gözünde incecik bir zar bırakmaktadır.

Devamlı kullanılan bu petekteki gözler zamanla küçülmektedir!

Küçülmüş olan bu gözden doğan arı da hali ile küçük olmaktadır.

Hem cinslerinden küçük olan bu arı da hali ile verimsiz olacaktır.

Bir başka durum da biz arıcılar ; arı ürünlerine sadece bal olarak bakıyoruz...

Halbuki balmumu , baldan daha pahalı bir üründür, arı bunu veriyorsa niye almayalım ki ?

İşte onun içindir ki baharda, bal akımı başlamadan koloniye petek kabarttırıp , bal akımı başladığında koloniyi petek örmekle meşgul etmememiz gerekir.


« Son Düzenleme: 27 Ocak 2010, 23:15:44 Gönderen: Arı Bakanı »

MESTAN BESLER

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 15
  • Lütfen duyarlı Olalım DÜNYAMIZ Hasta onu Koruyalım
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #13 : 02 Şubat 2010, 16:13:08 »
sayın şekerli yazılarınızı ilgiyle izliyorum.Benimde düşüncelerim çift katlı kışlama ,Telli Altlıklar ve üst kapak havalandırmasız kovan kulanmanın uygun olduğu yönde.Fakat bizler tek katlı kovanlardaki eskimiş mumları değiştirmede dahi zorlanırken iki katlı kovanlarda bu işleri nasıl ve hangi kattan ve hangi zaman diliminde yapmalıyız.Mesela bal sağım sırasında kuluçkalıklardaki tam sırlı balları alarak süzdüğümüz yada balsız kabarmış peteklerimi vermeliyiz bu işlemi hangi katta hangi düzenle yapmalıyız.Eski peteklerin değiştirilmesi konusunu da ayrıntılı bir şekilde işlemenizi arz eder saygılar sunarım.

Şekerli

  • Yeni Üye
  • **
  • İleti: 89
    • ARICILIK İFLAH OLMAYAN BİR HASTALIKTIR
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #14 : 02 Şubat 2010, 22:18:50 »
Sayın Mestan Besler ; Hijyen açısından ve yavru çıktıkça küçülen petek gözleri açısından , kuluçkalıkta her yıl , en az kararmış mumlu 4 çerçeveyi değiştirmeliyiz.

Mum kabartma işlemi ; bir önceki yazımda bahsettiğim gibi genelde bahar aylarında popülasyonun ilerlediği günlerde yapılması daha uygun olur...

Çünkü oğulu önlemek için genç arılara iş vermek zorundayız , koloniye zamanında petek kabartmakla , arıcı bir taşla iki kuş vurmuş oluyor , hem oğul önlenmiş hemde kuluçkalıktaki petekleri değiştirmiş oluyor!

Peki bu işlemi nasıl yapacağız sorusunu sorarsak , ben uyguladığım yöntemi şöyle aktarabilirim...

Koloni kuluçkalığı doldurduğunda , yani kuluçkalıkta 8-9 çerçeve , yumurta ve yavruya ulaştığında zaten kat vermek gerekiyor.

Kat verir iken yapacağımız işlem şu şekilde olmalıdır...

8-9 yavrulu çerçeveye ulaşmış olan koloninin kuluçkalığında diyelim ki 2 çerçeve ful kapalı gözlü yavrulu var.

Bu 2 çerçeve kapalı gözlü yavrulu çerçeveyi ballığa alıyoruz...

Ballıktaki düzenleme şöyle olmalıdır ; ilk önce duvar çerçevesi olarak elimizdeki bir ballı çerçeveyi duvar çerçevesi yapıyoruz onun yanına da kuluçkalıktan aldığımız 2 kapalı gözlü yavrulu çerçeveyi koyuyoruz, yavrulu çerçevenin yanına da yani en dışa ham petek takılmış yeni bir çerçeve veriyoruz...

Bu şekilde düzenlenmiş bir ballığa anaarı genelde çıkmaz çünkü yumurtlayacağı alan yok.

Yok ben ana ızgarası koyacağım diyorsanız ; yavrulu petekleri ballığa koymadan önce çerçeve üzerideki arılar kuluçkalığa silkilmelidir ki , ballıkta erkek arı bulunup anaarı ızgarasını tıkamasın peteğin üzerindeki erkek arı gözleri de bozulmalıdır ki sonra  doğan arılar kuluçkalıkta sıkışıp kalmasın ve anaarı ızgarasını tıkamasın.

Ballığı, bu şekilde yapmış olduğumuz işlem ile düzenledik...

Gelelim kuluçkalığa ; kuluçkalıkta ballığa aldığımız 2 çerçevenin yeri boş kalmıştı!


İlk önce geriye kalan yavrulu çerçeveleri bir araya ortaya topluyoruz, ham petek takılmış 2 çerçeveyi 2. ci ve 9. cu çerçeve olarak vermeliyiz.

Kısaca niye , 2. ci ve 9. cu sıralar ona bir açıklık getirelim...

Erken bahar aylarında koloninin ortasına kesinlikle ham petek verilmez , verildiğinde koloni 2 ayrı parçaya ayrılır , bu ayrılma koloninin gücünün düşmesi ve yavrunun üşümesi demektir.

Arıcı ilk etapta peteği ortaya verip işi hızlandırayım diye düşünür ama bu çok büyük bir yalnıştır!

Ham peteği ortaya vermenin ikinci bir olumsuzluğu da ; arılar, peteği kabartmak için zincir oluşturduğunda , petek ortada olduğu için girişi tıkayıp , kargaşaya ve kovan içi düzeninin bozulmasına neden olmaktadır.


Onun içindir ki kuluçkalığa verilecek ham petek duvar çerçevesinden hemen sonra  , yani 2. ci ve 9. cu sıraya verilmelidir , ham petekler burada arılar tarafından işlenmelidir.

Bazı durumlarda , tam koloninin ortasına , istenilen amaca hizmet etmesi için kabartılmış petek verilebiliyor , bu durumu da sırası gelince açıklarız...

Bir hafta sonraki kontrolde , kuluçkalıktaki 1 veya 2  kapalı gözlü yavrulu çerçeve yukarıya ballığa alınıp , Daha önce yukarıya verdiğimiz ham peteğin bir yüzü genelde kabartılmıştır bu çerçeveyi aşağı verip yerine yine bir ham petek vermeliyiz.

Kuluçkalıkta , yine yavrulu çerçeveler bir araya toplanıp 2. ve 9. sılara ham petek verilmelidir

Bu işlem kuvvetli nektar akımına kadar devam ettirilip petek kabarttırılır.

Petek kabarttırılırken nektar akımı hiç olmazsa kabartma işlemi durabilir , o zaman koloni şurup ile desteklenmelidir.

Bu konuya bir şey daha eklemek istiyorum ; genelde , kuluçkalıktan uzakta yani ballıkta  işletilen ham petekleri , arı bal koyacağı için erkek arı gözü yaparak kabartıyor , bu petekler kuluçkalığa alınırsa anaarının bunlara erkek yumurtası koyacağı malumdur !!!