Gönderen Konu: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ  (Okunma sayısı 29527 defa)

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.183
    • Ali Türk
KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« : 31 Aralık 2009, 23:15:26 »
Kasfkas ırkı arıların özellikleri ve gelişimini burada inceleyecegiz.
« Son Düzenleme: 02 Şubat 2010, 13:52:10 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

ali

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 8
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #1 : 03 Ocak 2010, 11:05:26 »
Özellikler                                                  : Kafkas
Vücut Yapısı                                              : Orta-ince uzun
Renk                                                         : Koyu-gri-gümüş
Dil Uzunluğu                                             : 6,7-7,2
Çiftleşmiş Ana Ağırlığı                               : 200 mg.
Bal Verimi                                                 : Orta
Hırçınlık Eğilimi                                          :Uysal
Kışlama Yeteneği                                      : İyi
İlkbahar Gelişimi                                       :Geç , fakat hızlı
Oğul verme eğilimi                                    : Çok düşük
Yağma eğilimi                                            :Çok fazla
Hastalıklara Dayanıklılık                            : Nosemaya hassas
Propolis                                                    : Çok fazla
Ana arı yumurta verimi                             : 1100-1500
Gömeç Kapatma                                       : esmer
Bal akışı koşulları                                      :Nisbeten zayıf ve yetersiz, ama sürekli bir bal akışı. Tecrit sahalarındaki tek  çiçekten bal akışı, üçgül ve diğer baklagiller

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.183
    • Ali Türk
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #2 : 07 Ocak 2010, 19:24:20 »
Kafkas arısının öncelikle vatanına karar veremiyorum. Madem karar veremiyorum bu arının anavatanın Türkiye'nin her yeridir. Asıl bölgesinden tüm yurt geneline dağılmış ve hiç kimsede bu ırk bazı yerlerde olmaz diyenler çıksa da seslerini yükseltememişler.  Doğudan batıya kara denizden Akdeniz’e kadar girmediği bölge ve şehir kalmamıştır. Bu ne kadar doğru, ne kadar yanlış soranda olmamıştır.

Dün akşam Maçahelin sitesine bir göz attım, bir araştırma yapmışlar. 2007 Baharında 32 bin arı kolonisi sönmüştür. Muğla da kayıp%50, Kahramanmaraş’ta %60, Edirne de ise kayıp sayısı%62. Felaket bir sonuç, Maçahele göre bunlar kaskas arısı olmadığı için ölmüşlerdir.
 Bana görede bu ölen arılar kafkas arısıydı. Muğla arısı Muğla’da niye sönsün ki. Yada Edirne’deki arı niye sönüyor, ona keza bir başka yer Maraş. Kafkasın yaşadığı yer belli. Peki bu bölgelere kafkası hem verip sonrada işin içinden sıyrılmak yok.

Kafkas arımızın özelliklerine, kitaplarda yazdığı gibi bakmamak lazım. Bu arı yavaş gelişir ve yazın ortasında ancak kovan bal toplamaya hazır hale gelir. Nosemaya en çok yakalanan arıdır. Bir başka özelliği ise çok az üremesine rağmen çabuk yavru çürüklüğü hastalıklarına yakalanır. Balı bulduğunda ölümüne yavruyu kesip balı depolar ve çok az bir mevcutla kışa girer. Kışa girerken başka ırklardan bu ırka takviye gerekiyor, baharda güçlenmesi için gene takviye gerekiyor. Arının dili uzun olsa ne yazarki. Arıcılıkta tüm düğümler gelip popülasyonda birleşiyor. Birde Kafkas arısıyla çalışanlar iki kovanı varsa bal hesabı yaparken bir kovandan şu kadar bal aldık demekteler. Neden bu yapılıyor kovanlarınızın birisi yedektir, yani bala çalışacak kovana bastonluk yapar.

Gerçi tüm saf arıların melezleri kadar istenilen performansı vermezler. Ülke olarak ıslah yapamadığımız için bilim adamlarımız veya bu işte sözü geçenler en iyi kullanma melezinin F1 ler olduğunu söylerler, yani safın ilk melezi. Bu ise arıcılarımızı uyutmaktan başka bir şey değildir. Evet F1 ler saflardan daha verimlilerdir, fakat en kaliteli arılar değillerdir. Amerikalılar 1957 yılında olması lazımKafkasın ıslahını yaparak saf hatta oranla %130 ile 200 arası verimli arılar üretmişlerdir adıda Midnite.

.” Midnite : 1957´de ABD´de üretilmiştir. Kafkas soyunun dört hat hibrididir. Saf hat ebeveynlere göre % 130 - 200 daha verimlidir.”

Şimdilik bu kadarlık yeter sanırım. Bu yazdıklarımı ben kitaplardan okumuyorum, gözlemlerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Kitaplardan okur isek her şey dört dörtlüktür.
« Son Düzenleme: 05 Mart 2010, 10:31:36 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

Mehmet TÜRKOĞLU

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 8
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #3 : 07 Ocak 2010, 20:23:53 »
Selamünaleyküm. sayın arıbakanı. kafkas anası ile ilgili yurdun her yerine yayılmasuı konusunda çok haklsınız. ama ben yazdıklarımı kitaplradan değil gözlemlerimle yazıyorum diyorsunuz bu durum çok güzel. ama 1957de amerikada üretilen midnite sizin gözleminiz arasındamı. kitaplardan, dergilerden okuyoruz. öğreniyoruz.ama gördüklerimixzi o bilgileree baglıyoruz. gelişiyoruz. dikkatimi çekti hemen her sehferinde kitaptan okumuyrum diyorsunuz.

Mehmet TÜRKOĞLU

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 8
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #4 : 07 Ocak 2010, 21:06:32 »
Selamünaleyküm.tekrar yazıorum kusuruma bakmayınız.sayın arı bakanının yazdığı bir yeri kaç kere okdum.anlamadım.yüksek izinle sorayım. kafkas soyunun 4 hat hibritidir. ne anlama geliyor.

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.183
    • Ali Türk
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #5 : 08 Ocak 2010, 00:08:01 »


Mehmet bey aleyküm selam.
Yazdıklarımı bir yerlerden kopyala yapıştır yapmıyorum, kitaplarda her şey günlük gülüstanlıktır. Ben yıllarca kafkası kullandım, bu bölgede pürendeyken bile doğru dürüst yavru atmayıp, yan yana iki arılıgın farkını görmeyenlerde ne demek istedigimi şimdilik bir çok kişi anlamayacaktır. Aylar öncesinden kafkas kış moduna girip yavru kesmiştir ve bölgemizdede aylardır arılar uçuyor ve dolayısı ile tabiki bitip sönecek. Bunuda kitaplar yazmıyor. Gözlemimdir ve kitaptan okunmuyor gözlemlerimiz. Sizinde gözlemlerinizi bekliyoruz.

Kafkasın hibritini sormuşunuz, zaten bu arıcıların anladıgı bir şey degildi, bilim adamlarımızı ilgilendiren bölümdü. Fakat sizin gibi araştırmacı birisi bunuda biraz anlamalıydı, hoşça kalın.
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

Mehmet TÜRKOĞLU

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 8
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #6 : 08 Ocak 2010, 17:42:08 »


Mehmet bey aleyküm selam.
Yazdıklarımı bir yerlerden kopyala yapıştır yapmıyorum, kitaplarda her şey günlük gülüstanlıktır. Ben yıllarca kafkası kullandım, bu bölgede pürendeyken bile doğru dürüst yavru atmayıp, yan yana iki arılıgın farkını görmeyenlerde ne demek istedigimi şimdilik bir çok kişi anlamayacaktır. Aylar öncesinden kafkas kış moduna girip yavru kesmiştir ve bölgemizdede aylardır arılar uçuyor ve dolayısı ile tabiki bitip sönecek. Bunuda kitaplar yazmıyor. Gözlemimdir ve kitaptan okunmuyor gözlemlerimiz. Sizinde gözlemlerinizi bekliyoruz.

Kafkasın hibritini sormuşunuz, zaten bu arıcıların anladıgı bir şey degildi, bilim adamlarımızı ilgilendiren bölümdü. Fakat sizin gibi araştırmacı birisi bunuda biraz anlamalıydı, hoşça kalın.


Selamünaleyküm tekarrdan. sanırım yanlış analaşıldım. gözlemlerimizi tabiki paylaşacağız. ben bir arkadaşımın tavsiyesi ile bu formu buldum. formdakileride çok iyi tanımıyorum ve izliyorum.ancak yazılan bazı şeylerede kafam karıştıkça takıldıkça yazıyorum.  aynı paragrafta ben bu yazdıklarımı kitaptan okumuyorum gözlemimim yazıyorum dediğiniz için dikkatim çekti. herhalde 1957 midnite dediğiniz olayı ya kitapan okudunuz ya bir yerden kopyaladınız. son yazdıgınızdada kopyalama yapmam demişsiniz. en önemlisi kitap okumuyorum demeniz çok üzücü. okumamak cahilliği arttırır. okyup kendimizi gleşitireceğiz.tabi biz arıcı olduğumuz için arıcılık kitaplarını okuyacağız hemde çok çok defalar okuyacağz. kitaplarda okuduğumuzu arılarda gördükçe mutlu olacağız farklı gördüklerimizide kendi bilgi depomuza atacagız. bu bilgileri başkalarıda öğrensin dersek bu tür formlarda yazacağız. ama kitap okumuyorum, kopyalama yapmıyorum gibi sözlere gerekte yok ayrıca. siz yazın okuyanlar anlar. gözlemlerimizi paylaşnmak adına sanırım zamanımız çok. anladığım kadarıyla kafkas arısıyla çalıştığınıza göre onun bazı konuladaki üstünlüğünü görmöüşsünüdr. bende kafkasla uzun yıllar çalıştım. yerli ile de çalıştım. şu anda karniol ile çalışmaalr yapılıyor benim arılarla. bir kurum tarafından 50 kovanla özel bir takip programı yürütülüyor. bu kovanların haricinde başka bir yerde arılarımın içindede karniol ve yerli arılar var. ancak deneme yapılan yerde başka hiç bir ırk sokulmuyor. kovanları yok sayıyoruz yani verdik araştırmaya. merak işte.

Dr. Muhteşem Turunç

  • Yönetici
  • Kıdemli Üye
  • *****
  • İleti: 274
  • Doktorun İyisi Burda
    • Arıcılık İlk Yardım
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #7 : 08 Ocak 2010, 21:28:33 »
Mehmet bey şu okuduklarınızı, tercümeleri, bide şu ızole bölge calışmalarını nerde kım yapar hani diyorum bizde bılsek ama sızın amacınız bagcı döğmek değilse tabi:)

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.183
    • Ali Türk
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #8 : 10 Ocak 2010, 00:21:50 »
Yakup Çetin benim adıma birilerine cevap veremezsin. Ben Konuda bahsi geçen kişiye cevabımı yazıp kaydettim cavap verdiğimde gerekçelerimi görürsün. Sizi neden ilgilendiriyorki bırak istediği gibi konuşsun bakalım daha neler biliyor bir göreyim, biz çok atanlar gördük şimdiye kadar. Benim  hakkımda ve adıma  açıklama istemiyorum. İyi geceler.
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

Dr. Muhteşem Turunç

  • Yönetici
  • Kıdemli Üye
  • *****
  • İleti: 274
  • Doktorun İyisi Burda
    • Arıcılık İlk Yardım
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #9 : 10 Ocak 2010, 22:04:42 »
ya konu değişecek ama nicel, nitel gözlem ve hipotez hangi dersin konusu çok merak ettim:)

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.183
    • Ali Türk
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #10 : 13 Ocak 2010, 21:20:43 »
M.Türkoğlu'a cevabım

Forumun açıldığından beri ilkyazınız hariç, oda hayırlı olsun yazınızdı, hep öküz altında buzağı aramakla geçirdiniz. Ben forumla içli dışlı olduğum halde sizin kadar forumu şimdilik kullanamıyorum.

 O kadar eser okuduğunuzu söylüyorsunuz hiçbir blok ve forumda yazınız yok, bu nasıl oldu da damdan düşer gibi bu forumda iş başı yaptınız.

 Ben daha alıntı yaparak birisine cevap yazamıyorum. Sizin tüm yazılarınızda alıntı var ve bu alıntı işini iyi yapan birisiyle sizi çok benzetiyorum.

 Karniol hakkındaki yazılarınıza da inanmıyorum. Birden ortaya çıkıp ben karniolla çalışıyorum yok efendim bir kurum deniyor söylemlerinizi de yemiyorum. Diyelim ki sizde karniol var, arcı olsaydınız kendiniz denerdiniz demek ki arıcılık sizde atmasyon. Atmasyon senaryonuzla, bir başkaları denesinler bakalım. Bu arada önemli bir not düşeyim. Kahramanmaraş ta üzerinize arı veya başka hayvan kaydı da bulunmamaktadır.

Ayrıca deneme yapılan bölgede başka arı sokulmuyor olması ilginç bir saçmalık, aslında denenecek arı karışık arılıkta denenmelidir.

Mehmet Yükselin yaptığı oksalik karışımına taktınız, ne vardı bunda anlaşılmayan.
Siz geri çekildiniz, şirketin diğer ismi girdi devreye, bu yazarda alıntılar yaparak, üç gün 15 ml solüsyonun hesabını yaptı ve bu kişi mühendismiş. Bir karışımın içinde 15 ml eksik olsa ne olur fazla olsa ne olurdu ki. Ayrıca bu mühendis o kadar zeki ki, 6 kovan arıya 5 milyar para harcamış, fakat salak rolü oynuyor.

Kitap okumuyorum derken,ben ilime ve öğrenmeye karşı değilim.  . Bu ülkede arıcılık kitapları yazanlar çağın gerisinde kalmıştır. Türkiye’de kitap yazanların bana verecekleri bir şeyleri yok. Ben kitap yazanlara çok şeyler verebilirim.

 Benim sahsıma mail atanların soruları soruyorsunuz, benim paylaşım için vaktim çok olduğundan size ne ki. Siz paylaşım özürlümüzsünüz. Yada sizin vaktiniz azise niçin forumda vakit geçirmektesiniz. Ben bu sanal alemde 3-4 yıldır varım, yeni bir şey paylaşmıyorum ki. Ayrıca bir arıcı için bir şeyler paylaşmam size niye batıyor.

Sonuç olarak, kullanıcı adı M.T. ve M.Y.Ç. yönetim kararıyla forumdan kadro dışı ettik. Konuları dağıtan gereksiz yanlış bilgi yazıp bilgileri sulandıranlarda kadro dışı edilecektir ve yazılarıda silinecektir. Niyetleri halis ve bilgi paylaşımı olanlara kapımız sonuna kadar açıktır.


Biz aman her gün foruma bir şeyler yazılsın da ne yazılırsa yazılsın mantığına karşıyız.
İnşallah forumumuz zaman içerisinde arıcılık bilgi merkezi olacaktır.
« Son Düzenleme: 14 Ocak 2010, 07:35:16 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.183
    • Ali Türk
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #11 : 05 Mart 2010, 10:22:11 »
Arıcılıkta saf ırklar çok önemlidir. Yani bir ırk varsa bunun safını da bir kenarda tutmak gerekli. Bu gereklilik niçin lazım? Saf bir şeyin orijinalidir. Altının orijinali som dur ve 24 ayardır. Som altından yola çıkılarak 22 ayar, 18 ayar 7 ayar gibi altınlar üretebilirsiniz. Safın saflığını bozmak çok kolay, bozulup melezleşenden, saf yapmak ise imkansız gibi bir şey. İşin başında saf altın yoksa devamındakileri de üretme şansınız yok. Diyelim ki arıcılıkta ıslah yapılacak bu saf  soydan yola çıkılarak, saf arının ileriki hatlarında çok verimli melezler yakalanabiliyor. Baktık ki uygulamada yanlışlar yaptık, ıslahta başarılı olamadık saf elimizde olduğundan yeniden başa dönüp çalışmalara sıfırdan başlama şansınız vardır, saf hatlar bunun için devamlı korunmalı.

Kafkas arısının yurdumuzun her yerine saf yada F1 olarak verilmesi ülke arıcılığına büyük zarar vermiştir. Kafkas arımız yavaş gelişmesi yanında başka negatifleri de vardır, Kafkas arı ırkı en çok nosema ya yakalanan arıdır, bir başka olumsuzluğu yavru çürüğü hastalıklarına çok yakalanmaktadır. Yağma huyu en fazla olan arılardan birisidir, bunlar yetmez gibi birde kovanını şaşırıyor. Şimdi birisine deseniz ki gel şu ülkenin arıcılığına bir darbe yapalım, arıcılığını geri götürmemiz lazım ne gerekli deseniz. Bunu en iyi şekilde Kafkas arı ırkını  iklimleri çok farklı olan ülkenin geneline, ıslah etmeden yayarak yapabilirsiniz. Bizi ve ülkemizin gelişmesini istemeyen o kadar ülke var ki. Acaba bu onların oyunlarından birisimi?

Arıcılıkta güçlü koloni esastır bunun içinde 80 bin nüfuslu koloniler sürekli gündeme gelir. Kafkas arısının hem safı, hem F1 dediğimiz ilk melezleri hiçbir dönem kendi başına bu nüfusu oluşturamaz.. Ben daha önceleri bazı hesaplamalar yaptım, bir aylık süredeki farklar bile inanılmaz büyük. Kafkas arımız 30 günde 45.000 yumurta atar iken, karniol la  yaptığım kıyaslamada, gene 1 aylık sürede karniol arısı 60.000 yumurta atmaktadır. Bu şu demektir bir ayda atılan fark 4 çıta ful arı.Ben gezi ve incelemeler için 2009 yılında iki günlüğüne Muğla Milas’sa gitmiştik, çam balı üreticilerinin kolonileri çok dikkatimi çekmişti. 3-4 çıta arı 1 teneke bal yapar diyorlardı. Çam balı üretim bölgelerinde hiç güçlü koloni görememiştik. Şimdilik bu konuyu burada bırakayım, aşağıya attığım link var. Kafkas arısıyla, karniyol arısını kıyaslıyordum, kaynaklar ise  Kafkas arısının Türkiye’deki tek söz sahibi Ahmet İnci’nin kitabından alıntılar göreceksiniz. Hadiselere farklı açıdan birde siz bakın.

Ali Türk


http://bengittim.blogspot.com/2009/06/hwsap-kitap-isleri-ve-irklarin-farklari.html

« Son Düzenleme: 05 Mart 2010, 10:27:29 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

asım özel

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 38
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #12 : 12 Mart 2010, 22:46:30 »
ali bey kafkas konusunda kötü tecrübeleriniz olduğu aşıkar. sonuçta kafkas doğu karadeniz ve kafkasların lokal arısı yani bu bölegeye en iyi uyum sağlamış arı bu kadar negatif yönü varken bu bölgede yaşamını sürdürmesi bu turün artı yönü değilmidir. kafkas arısınıda amerikalıların yaptığı gibi geliştirip kendi ekotip arımıza sahip çıkma şansımız yokmu. maçahal a.ş bu arının gen haritasında en önemli yer ve araştırmaların ve ıslahın yapılması gereken bölge die düşünüyorum. bende bu bölgede arıcılığa heves etmiş biri olarak bu kadar olumsuz görüş sonrası kafamda acabalar oluşuyor. benim şu anki gözlemlerim flora olarak kafkas bu bölge için en gerekli arı. 

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.183
    • Ali Türk
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #13 : 14 Mart 2010, 00:01:25 »
ali bey kafkas konusunda kötü tecrübeleriniz olduğu aşıkar. sonuçta kafkas doğu karadeniz ve kafkasların lokal arısı yani bu bölegeye en iyi uyum sağlamış arı bu kadar negatif yönü varken bu bölgede yaşamını sürdürmesi bu turün artı yönü değilmidir. kafkas arısınıda amerikalıların yaptığı gibi geliştirip kendi ekotip arımıza sahip çıkma şansımız yokmu. maçahal a.ş bu arının gen haritasında en önemli yer ve araştırmaların ve ıslahın yapılması gereken bölge die düşünüyorum. bende bu bölgede arıcılığa heves etmiş biri olarak bu kadar olumsuz görüş sonrası kafamda acabalar oluşuyor. benim şu anki gözlemlerim flora olarak kafkas bu bölge için en gerekli arı. 

Sayın Asım Özel; Arıcılık yaparken biz neyi hedefliyoruz, derdimiz nedir, olaya hangi gözle neresinden bakılmalı. Derdimiz bir arıcılık yapalım ama verim konusu önemli değil diyorsanız kafkas’ı yaşatmaya devam edelim. Ben olayları anlatırken herkesin anlayacağı örnekler veriyorum. Eskiden bizim ineklerimiz vardı, bir inekten emin olun 3 litre süt zor alırdık, sizde deyin 5 litre. Şimdi öyle keçiler var ki, ineğin onda biri kadar 10 litre süt veriyor. Ülkemiz o kadar çok ve zengin nektar kaynaklarıyla dolu. Biz ülke geneli olarak Kafkas arısıyla çalışıyoruz. Haziran ayı geliyor kafkası zor kata çıkarabiliyoruz. Kata çıkmakla iş bitmiyor başka koloniyle birleştirilmese kısa dönem nektar akışlarında bal alınamamakta. Gene Kafkas balı bulduğunda ilk olarak balı yavru civarına depo ettiği için yavrulama faaliyetleri otomatikman geriliyor. Nektardan nektara geçişlerde Kafkas arısı kendisini bitirmiş olarak çıkarmakta. Bir nektarı bitirdik başka bir nektar akışı var. Bitik koloniyle yeniden nektar akımına girseniz ne yapacaksınız. Arıcılar olarak bizim hatalarımızda var ama bu arı bizim bölgemizde gelişmiyor, başka bölgelerde de gelişmez gelişme hızı zaten belli. Sonbaharda kaç senedir pürene giriyoruz bal sağımı yapan kimse yok. Ben bunları yazarken yıllarca kafkasla çalışıp yazıyorum. Hayatında sadece kitap okuyarak üç beş kovanla arıcılık yapıp ahkâm kesmiyorum. Bunlara bilim adamlarımızda dahildir.

Bakın bir avuç İsrail gelmiş burada bize ders veriyor. Hatta bize mavrik adlı ilacı varroa da kullanın diye öneren, dünyada tanınan bir İsrailli proftu. Sonra ne oldu ballarımızda o ilacın kalıntısı var diye iade edilmedi mi? Bizi kobay olarak kullandılar birde gelip burada ders veriyorlar, bizde alkış tutmaya devam etmekteyiz.
Bu İsrail ülkesindeki tüm yerli arıları yok edip, Amerika’dan İtalyan arısı getirmiştir. Koloni başına o kurak memlekette kovan başı 40 kilo bal almaktalar. Bize de aman ırklarınızı koruyun diye akıl veriliyor. Bu akıl verenlere bir bakın bakalım ne yapıyorlar.


Dünyaca tanınan önemli hibridler

Sterline : 1949´da ABD´de üretilmiştir. İtalyan arısının dört hat hibrididir.

Midnite : 1957´de ABD´de üretilmiştir. Kafkas soyunun dört hat hibrididir. Saf hat ebeveynlere göre % 130 - 200 daha verimlidir.

Buckfast : Br. Adam´ın İngiltere´de geliştirdiği bir hibriddir. Buckfast ana X Anadolu baba hırçın ve hareketli, Anadolu ana X Buckfast baba sakin ve uysaldır. Buckfast hibridi ebeveynlere göre % 128 - 151 daha verimli bulunmuştur.”


Bakın burada 60 yıl öncesi ıslah edilmiş arılardan bahsediliyor, bilimciler her şeyi tercüme ediyorlar ya, ıslahı da bir tercüme etseler bari. İşin garibi süreç çok kısa, 4 hat sonrası diyorlar. Şimdi bu dört hattı atmasyon olarak anlatayım. Birisi daha önce sormuştu arada kaynayıp gitti. Islahta ya izole bölgeler olacak yada suni dölleme yapacaksınız. Kafkas arımız var, saf. Bu saftan anaarı ürettik, Kafkas erkeği ile çiftleşirse gene saf olacaktır. Biz ıslah yapacağımız için buna ilk olarak İtalyan erkeği spermi verdik ve bu üretilen birinci hattır. Birinci hattan tekrar anaarı üretip bu seferde karniol spermi verdik, şimdi ikinci hattı ürettik. İkinci hatanda tekrar anaarı ürettik bu seferde ürettiğimiz anaarıya Kafkas spermi verdik, şimdi ise üçüncü hattı üretmiş olduk. Üçüncü hatanda anaarı ürettik doğal ortamda çiftleşmesini sağladık ve dördüncü hatta oluştu. Benimki sadece şimdilik hayal ama bu örnekte 4 hat anaarı yetiştirilmesini izah ettim. Bu oranları tutturmak yıllar sürebiliyor ama fomülü olsa çok basit bir işlem.


Kafkas arısının safını korumamız lazım. Bu arıyı yurdun her yerine vereceksek gideceği yere göre de ıslah etmeliler. Bunu Amerikalılar yıllar öncesi yapmış. Olayı incelediğinizde öyle ahım şahımda bir şey yok gibi ama formülü olmayınca 4 hatta neler yapıldı, hangi ırklar kafkasa karıştırılıp mindite denilen arıya ulaşıldı bilemiyoruz.


Yazınızın sonunda bu bölgemize gerekli demişiniz, o sizin bileceginiz bir şey, kalın sağlıcakla.
Ali Türk
« Son Düzenleme: 14 Mart 2010, 00:03:21 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

asım özel

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 38
Ynt: KAFKAS ARISININ ÖZELLİKLERİ VE GELİŞMESİ
« Yanıtla #14 : 14 Mart 2010, 00:23:44 »
cevabınız için teşekkürler ali bey. yukardaki yorumu yazarken biraz tereddüt etmiştim yanlış anlaşılabilme korkusu ile ama verdiğiniz örnekde gayet açıklayıcı oldu sonuçta ne istediğimize karar vermemiz gerekiyor. daha yolun başında biri olarak bu söylediklerinizin hepsinin altında yılların emeği, birikimi ve adanmışlığı olduğu belli oluyor. onun için söyledikleriniz üstüne söz söylemek haddimi aşmak olur ve buda benim tarzım deil. sadece hayranlık duyuyorum yaptıklarınıza takdir ediyorum büyüğüm olarak size sormak istediğim sadece biraz duygusal bi soruydu  :(  kafkas arısı sohbetleriyle büyümüş biri olarak kafkas için birşeyler yapabilirmiyiz kaygısıyla sorulmuş bir soruydu.
süt ineği örneğiyle işe duygusal olarak bakmamam  gerektiği anlaşılıyor  :)
sonuçta aynı emekle neden daha fazlası olmasın değilmi. tekrar teşekkür etmek istiyorum bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için. umarım çıktığım bu yolda bilgileriniz ve paylaşımlarınız yolumu hep aydınlatır. sağlıcakla kalın.