Özen, Ege bölgesi kışı en ılıman yerlerimizden biridir, bu yıl ülke genelinde zaten arıların yavru durumları hiç bitmedi gibime geliyor. Bursa'da ki arkadaşlarımın kovanlarında 5 çıta yavrusu olduğunu biliyorum bu bilgi 15 gün öncesine ait.
Erzincan Kemah'ta Vecdi abimin kovanlarının bazısı 6 çıtada yavru faliyeti var.
Kendimden örnek verecek olursam, ilk defa mart ayının 2 sinde döllenip gelen ana arı gördüm, bu arıcılık hayatımda ilklerdendir, Gebze yöresine göre. Sizin bulunduğunuz yer bahsettiğim yerlerin hepsinden sıcaktır.
Bence yavrunun devamının invert şurup ile alakası yok. Ortam sıcaklığı ile alakalıdır.
Varroa mücadelesinde yapılan mücadele takvimine uyulmuyor. Mersinde bir arıcıyla tanıştım, 200 kovan arısı var, varroadan arım kırılıyor dedi. Ne yaptığını sordum her türlü ilaç asit kullanıyor, hatta iki sene öncesi formik kullanıp 70 ana arı kestirmiş birisi, yaptığı hiç bir uygulamada bilinçli degil. Neler yaptığını sordum, duman verdim olmadı dedi, dedim dumanı nasıl verdin, sıradan bir kez geçmiş tüm varroaları yok ettiğini düşünüyor, kapalı gözlerdekini hesap etmiyor, buna benzer kafasına göre takılıyor ve sonuca gidemiyor. Arıcı varroa ile mücadele edip, sonra varroadan arım söndü diyorsa o kişi varroa mücadelesi yöntemlerini bilmiyor. Varroanın yaşam zincirini bilmeden sonuca gidilemez.
Doğanın mayalandığı filan yok, insanlar olarak her şeye bir isim buluyoruz. Bazı yıllar bu yıl olduğu gibi ılaman oluyor bazı yıllar çok çetin kışlar oluyor. Bu iklime göre bazen çiçekler acayip coşar, bazı yıllar bazı bitkilerin çiçeklenme dönemi yağmurla birlikte bitmiş olur. 2011 Yılı olması lazım, örnek olarak arı ıhlamurdan polen bile alamadı, ıhlamurun açmasıyla yağışların başlaması ve yağışlar bitene kadar ıhlamur çiçekleri çoktan geçmişti.
Bazı yıllar genelde bu 4 yılda bir sanki tekrar ediyor, çiçek nektar ve hava uyumu oluyor, genelde bu yılları arıcılar anlata anlata bitiremez, zayıf arılardan ancak böyle bir senede verim alırız.
Güçlü koloniler her zaman mutlaka nektarı yakalayıp, geregini yapmıştır.