(http://1.bp.blogspot.com/_pP6FPwacXH0/TQPfJ2FsY9I/AAAAAAAAFyo/bD9akYmfBfk/s1600/safkarniol%2Bf0.jpg)
Arı diğer canlılardan çok farlı bir böcek. En ilginç olan olay bana göre bu gün çiftleştiği erkek arı hemen ölür iken, ölen erkek arının spermi, kraliçe arının sperm kesesinde damızlıklar az yumurta attırılsa 5 yıl gibi uzun süre yaşıyor ve hep canlı kalıyor. Kraliçe arının sperm kesesi en az 8–10 erkek arı tarafından doldurulmakta. Burada da hayret edilecek bir karışım var. Yumurtalar anaarının kanalından geçip petek gözüne bırakılırken hiç bir zaman bir erkek arının spermi bitene kadar sonuna kadar aynı erkeğin spermine dokunmayıp, nasıl sıraya konulmuşsa 3–4 tanede bir başka erkeklerin spermine sıra geliyor ve koloni içinde birçok değişik babaya ait işçi kızlar bulunuyor. Bunların çalışması ve huyları farklı oluyor, farklılık ne kadar çoksa kolonide o kadar verimli olmakta.
Hatta sonbahar ve erken ilkbahar anaarıları verimsiz olmakta. Nedeni az erkekle çiftleştikleri için, koloni içindeki farklılıklar azalıyor, bu tür koloniler benim gözlemim yağmalanmaya daha müsaittir.
Arıcılıkta melezlenme o kadar karmaşa bir şey ki, melezlerin saflaştırılması bazı kaynaklara göre imkânsız.
Saf hatları en iyi izole bölge ve suni tohumla ile korursunuz.
Suni tohumlamanın bir başka işe daha yarar ıslah denilen, istediğiniz ırka istediğiniz ırkı monte edebiliyorsunuz. Bunlar acayip uzun zaman alan işler. Arıcılık dışardan bakıldığında kağıt kalemle çok para kazandıracak bir iş gibi olsa da, içinde bir sürü zorlukları olan bir meslek. Çokta karlı bir iş değildir. Bundan dolayı kimse ıslah işine giremiyor. Islahında nasıl yapıldığı belli değil, birçok kişi şöyle yapılır diye atıp tutması, işin icraat bölümüne hiç yansımamıştır
(http://4.bp.blogspot.com/_pP6FPwacXH0/TQPfB7KrL5I/AAAAAAAAFyg/cBO4Q1NDMkQ/s1600/karniolf1.jpg)
Islah edilmemiş ve doğal olarak çiftleşmiş en iyi kullanma melezine F1 deniliyor. Mesela Papaz arısı kullanma melezidir ama kullanma melezine gelene kadarki bölümde bir sürü işlemden geçip, hibrit arı olarak piyasaya sürülüyor.
Elinde saf arı varsa bundan anaarı üretip doğal ortamda çiftleşene üst resme göre yazıyorum, Karniol F1 deniyor.
Karniyol F1, anası elimizde saf olarak var. Çiftleştiği erkelere bakın, kendisinden bir tane akraba yok, tamamen yabancı ırklarla çiftleşmiş. Kendi akrabaları olsaydı gene F1 özelliği degişmeyecekti.
Buradaki Oranlara bakıldığında anaarının soyu karniyoldu ve %50 si karniyol, değer %50 lik bölüm ise yumurta bırakılacağı zaman hangi sperme denk gelirse o ırkın baba tarafından %50 ni oluşturacaktır.
Bu tabloya göre, anaarı yumurta atarken, sperm sırası gelenle buluşup yeni bir melez oluşturur.
Şimdi bu karniyol F1 arıdan F2 anaarı üretmeye kalktığımız da, bakın ne kadar anacından uzaklaşıyoruz.
F1 üretiminde Karniyolun %50 sine hakimdik. Bu F1 den F2 üretmeye kalktığımızda bakın ne kalıyor anaç arımızdan.
Arılar 32 kromozomludur, bunun 16 kromozomu anadan, 16 kromozom u babadan oluşuyor.
Yani döllenmemiş anaarı yumurtası 16 kromozomlu olarak petek gözüne bırakılırken sırası gelen İtalyan 16 kromozomlu spermle birleşip, 32 kromozomlu olarak petek gözüne bırakıldı.
Not:Bu haberin içindeki kromozon sayısını düzenleme tarihim ,7/10/2011.
(kromozon konusunu daha önce 8+8= 16 biliyordum, katılmış oldugumuz ana arı üretim kursunda arıların 32 kromozonlugunu öğrendim)
(http://3.bp.blogspot.com/_pP6FPwacXH0/TQPeM_U2ccI/AAAAAAAAFyY/wmmo-rk8wqw/s1600/karniol%2Bf2.jpg)
F2 üreteceğimiz larvayı seçiyoruz, anaarının kanalından petek gözüne bırakılırken sıra İtalyan arısının spermine denk gelmiş. F2 üretimde karniol ırkın %25 şi kalıyor elimizde. Diger %25 ise İtalyan erkeğine ve ırkına ait artık. Bu anaarıyı ürettiğimizde oluşan tablo resmin sol tarafıdır.
Birde bu anaarıyı izole olmayan bir ortamda çiftleştiğini var sayıyoruz. Resmin sol tarafı F1 anaarıdan kalan ve İtalyan a dönüşen kısındır. Resmin sağ tarafı ise yeni çiftleştiği erkeklerin bulunduğu yelpazedir.
İki hat sonrası karniyol arısından ne kadar uzaklaşıldı. bir düşünsenize bu işlem yıllarca devam etmiş, ne ırk belli nede soy, elimizde saf hat varken iki turda geldiğimiz nokta kabaca bu.
Ben bilim adamı değilim ama bu melezleşmenin kesinlikle izahlara ihtiyacı var. Arıcılar bu tabloları bilir ise kimse onları kekleyemez. Kimse kimseyi kandıramaz. Yoksa çok sinek gibi anaarıları isimler koyup yutturma devem edilecektir. Arıcılıktaki verim artışı olmayacak.
(http://4.bp.blogspot.com/_pP6FPwacXH0/TQPfB7KrL5I/AAAAAAAAFyg/cBO4Q1NDMkQ/s1600/karniolf1.jpg)
Vecdi abi, bu konudaki yazılarımızın devamı olacak.
Biz en çok karniyol arı kullanırken neden şikayet ediyorduk, uyum sorunundan.
Bir anaarı o bölgeye yeni gelmiş ve hiçbir yakın akrabası yok, diğer ırklar başta feromen olarak bu ırkı istemediler ki. Anaarının çiftleştiği erkeklerde bu ırkı sevmeyen soydan. Bir sonraki resimde bu tablo değişecek merak etmeyin.
Resimdeki tabloya bir yandan çok çeşitlilik oluştururken diğer yandan ise bazı sorunlar oluşturmaktadır.
Böyle bir çeşitliliğin bulunduğu ortamda, üç turda hangi ırk olursa olsun boğulur ve yok olur.
Ülke genelimize uygun görülen damızlık Kafkas arısıdır. Yani ülkenin tüm bölgelerinde anaarı üretilecekse bu Kafkas olmalı. Bu nasıl kabul edilip uygulandı belli değil. Bu sistem bir ülkede ne kadar ırk ve ekotip varsa sitemli bir şekilde yok edecektir. Zaten ülkemizde Kafkas arısı harici damızlık yok, o zaman niye 5 farklı ırk söylemi var, ortada anlaşılamayan garip bir durum var.
Biz konumuza dönecek olur isek, resimdeki sorunun bazıları şunlardır.
Böyle bir tabloda karniyol arısının erkek tarafından akrabası yok.
Bir çocuk anne ve babadan oluyor, bazı çocuk annesine bazısı ise baba tarafına çeker. Arılarda da aynı durum var. Anaarı çiftleştiği erkelerden gelen 8 kromozomla, kendi 8 kromozomlu yumurtasını birleştirdiğinde dünyaya gelen işçi arının karakterini aktif gen belirler. Burada hangisinin aktif olduğunu dışardan kimse bilemiyor. Yani işçiler babaya mı çekiyor? Anaarıya mı?
Aynı kardeş anaarılar yan yana biri alıp başını gidiyor bazıları istenildiği gibi gelişmiyor. Anaarıya yol veya iş verecek olanlar işçi arılardır. 2009 senesinde bunları çok yaşadım. 2010 senesinde ise arılığımda erkek üretimi için daha çok koloni bırakıp doğal saf yakalama planlarım, olayı başka yere götürdü, üretmiş olduğum F1 anaarıların erkek tarafı bu sefer karniol erkeleriyle oluştu. Bu yeni tabloda anaarı daha rahat ve daha iyi gelişti.
Yukarda ki tablonun işçi arıları babaya çektiklerinde , anaarıya bu mevsimde yavrumu atılır, bizim geleneklerimizde bu aydan sonra yumurta kesilir diye hesap soranda olmuştur. Bu çalışma bir kaç kovanda değil, yüzlerce kovan ve iki yıllık deneyimin sonuçları. Birde ben başkaları gibi kolonilerime çok iyi bakım yapan bir değilim, genelde benim kolonilerim doğal hayatta yaşar gibi yaşamaktalar.Birde bunların üzerinden ben bal alıyorum.
(http://4.bp.blogspot.com/_oQxkWBAbE3g/TPctAi80iKI/AAAAAAAADf8/QadvevQbY18/s1600/KARNİYOLAGIRLIKLIF1.jpg)
Arıcılıkta melezleşme ilgili yazılarıma devam ediyorum. Bir arılık düşünün tamamen karniyol saf ve karniyol F1 den oluşmuş. Bu arılıktada tüm kolonilerde mümkün oldugunca erkek arı üretimine hız verilmiş. Civarınızdaki koloniler nektar akımı olan bölgelere göç etmiş ve siz hala arılıgınızda yogun erkek üretimi yapıyorsunuz.
Böyle tamamen karniyollardan oluşmuş arılıkta anaarı ürettiğinizde yukardaki resme yakın bir tablo çıkacaktır. Bu tablo, saf karniyol anacından üretilmiş anaarının doğal ortamda çiftleşmesi ve F1 üretimini görmetesiniz.
Bu resim bir öncekinden çok çok sorunsuz olmakta. Anaarının çiftleştiği erkek kendi soyundan ve %70 veya %80 karniyol, %30 başka ırkları içerir. Başka ırklar vasıfsız oldugu için karniyol arısınıolumsuz etkilemekte.
Böyle bir karniol F1 anaarıdan, Anaarı ürettiginizde bilimsel olarak F2 olması gerekir. Fakat burada F1 dedigimiz anaarı kendi erkekleri ile çiftleşen yumurtalara sıra geldiğinde onlar gene F1 olacaktır.
Yani böyle bir arılıkta üretilen Karniyol F1 anaarıdan, 100 tane anaarı üretseniz bunun 70 tanesi gene F1 anaarı olacaktır.
Bu olay tüm ırklar içinde aynıdır.
Kafkas agırlıklı bir yerde siz karniyol ürettiginizde F1,F2, F3 anaarıya gelindiğinde içinde çok az karniyol kalacaktır. Böyle bir üretimde 3 tur sonrası üretilen karniol anaarı %70 Kafkas olmuştur.
Tüm arıcılar bu melezlenmeyi öğrendiğinde bir çok şey degişecek. Biz tabiri yerindeyse yoz ve verimsiz arılarla çalışmaktayız, damızlık kavramını bilmiyoruz. Bu damızlık konusunda aslında suçlular arıcılarımız degil. Arıcılarımıza arılıgınızdaki iyi arılardan anaarı üretin diye tavsiyelerde bulunanlar bu işi çözemediki arıcı bu işlere vakıf olsun.