Gönderen Konu: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR  (Okunma sayısı 90595 defa)

fırat

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 4
  • firatakkoc01@hotmail.com
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #15 : 05 Şubat 2010, 23:31:55 »
merhaba arkadaşlar.
 ben bu iki sene zayıf kovanlarla boğuşup duruyorum. gerçektende ali beyin her zaman dile getirdiği gibi zayıf kovan  arıcılığımızın büyük problemi.  164 kovanım vardı sonbahara yakın bu zayıf kovanlardan dolayı 64 kovanımı kaybettim. ama bu bana çok büyük ders oldu. birdaha kesinlikle arı kovanlarımın zayıf hale gelmesine izin vermeyecgim. mehmet yüksel beyin kovanları gibi güçlü tutacağım. bütün arıcı dostlarıma selamlar.

Enver

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 14
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #16 : 19 Şubat 2010, 10:48:05 »
s.a.
  Kanalın birinde nektar zamanına 1 ay kala ana arıyı 1 çıtaya hapsetme yöntemini anlatıyor. Bunu yaparken 2 kovanı eşleştirip birinin kapalı yavrularını alıp diğerini veriyor diğer kovanıda bala çalıştırıyor. bu şekilde 50-60 kg bal toplanabileceğini söylüyor. Yani kovan başı yine 30 kg olacak.

  Bu yönteme benzer yöntemler kullanan var mı?
TEVEKKÜL, KANAAT ve İKTİSAD öyle bir hazine ve servettir ki, hiçbir şeyle değişilmez.

celal

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 4
Ynt: KOVAN YÖNETİMİ VE KOLONİ GELİŞİMİ
« Yanıtla #17 : 19 Mart 2010, 16:46:37 »
Değerli arıcı arkadaşlar her arıcı güçlü kolonilere ulaşmak ister. Ancak somut olarak bilmemiz gerekir ki, bu normal şartlarda ulaşılabilecek bir hedef değildir. Sayın Ali Türk koloni yönetiminde yapmak istediklerini ve düşüncelerini paylaşmış hatta düşündüklerini tam olarak ifade edemediğini de eklemiş.

Yeni bir arıcı olarak koloninin gelişimi benimde üzerinde düşündüğüm bir konudur. Bir şeyi tahayyül edemezseniz nereye ulaşacağınızı bilemezsiniz. Ben ancak rakamları grafiğe döktükten sonra kovanları geliştirebileceğim azami seviyeyi gördüm. Bu da bana farklı ve değişik bir bakış açısı kazandırdı.

Öncelikle koloni ile ilgili senaryonunun ve ön kabullerin bilinmesi gerekiyor.
-Mart ayı başında 20.000 arısı olan
-20.000 adet yumurta, larva, pupası olan bir kolonimiz var.
-Arı ömrü 8 hafta alınmıştır ve ana arımız Mart ayı başında 500, Mart ayı ortasında 1000, Nisan başından itibarende 1500 yumurta atma başarısı göstermiştir. (Kafkas arısının maksimum attığı yumurta sayısı baz alınmıştır.)
-Kolonimiz oğul vermemiştir.
-Arının doğal ölümü haricinde hiçbir etken olmadığı varsayılmıştır.

Bu şartlar gerçekleştiğinde dahi kovanımızdaki arı sayımız 54.000'de sabitlenmiştir. Bu üzerinde düşünülmesi gereken en temel konudur.

Grafiği koyamadım. Hacim sorunu var. Ancak bilgiler üzerinde tartışabiliriz. Grafiği koymadan da hesabımız aslında bellidir. 1500 yumurta ile bir müddet sonra kovan içinde canlı arı sayısı sabitlenir. 8 haftalık ömrün 5 haftası arının canlı olduğu dönemdir. Buradan hesapladığımızda 1500*35-36 gün=54.000 eder ve bu da bir müddet sonra doğan kadar ölen olacağından dolayı sabitlenir. Yumurta veriminin azalmasıyla beraberde koloni küçülmeye başlar.
« Son Düzenleme: 19 Mart 2010, 21:26:55 Gönderen: celal »

Şekerli

  • Yeni Üye
  • **
  • İleti: 89
    • ARICILIK İFLAH OLMAYAN BİR HASTALIKTIR
Ynt: KOVAN YÖNETİMİ VE KOLONİ GELİŞİMİ
« Yanıtla #18 : 20 Mart 2010, 00:44:12 »
Alıntı
Öncelikle koloni ile ilgili senaryonunun ve ön kabullerin bilinmesi gerekiyor.
-Mart ayı başında 20.000 arısı olan
-20.000 adet yumurta, larva, pupası olan bir kolonimiz var.
-Arı ömrü 8 hafta alınmıştır ve ana arımız Mart ayı başında 500, Mart ayı ortasında 1000, Nisan başından itibarende 1500 yumurta atma başarısı göstermiştir. (Kafkas arısının maksimum attığı yumurta sayısı baz alınmıştır.)
-Kolonimiz oğul vermemiştir.
-Arının doğal ölümü haricinde hiçbir etken olmadığı varsayılmıştır.

   Güzel bir senaryo...

   Bence hatalar ile dolu bir senaryo !

   Konuyu biraz açalım ; mart başında kovandaki arı sayısı 20 000 .

   1 çerçevede 3 000 arı dersek yaklaşık 7 çerçeve arı demektir...

   Kolonideki yumurta, larva ve pupa sayısı da 20 000 alınmış. ( hadi onuda olası görelim)

   Standart bir langstroth kovanının çerçevesi içten içe 22*42 ölçülerindedir.

   Bir cm karede 3.5 adet petek gözü vardır , ölçüleri gerçekçi olması için biraz yuvarlayalım çünkü çerçevedeki petek çerçeveden biraz küçük olur ve çerçevenin üzerinde bal kemeri olduğunu da farzedelim ve yapacağımız hesapta çerçeve iç ölçüsünü 20*40 olarak alalım.

   20*40= 800 cm kare, çerçevenin bir yüzünün alanı 800*2= 1600 cm kare,çerçevenin iki yüzünün alanını bulmuş oluruz.

   1600*3.5= 5600 bir çerçevedeki yavrulu göz sayısı.

   20 000/5600= 3.5 ful çerçeve yavru demektir , genelde mart ayında çerçeveler ful yavru olamayacağına göre 20 000 yumurta ,larva , pupa  en az 5 veya 6 çerçeveye yayılmış olması gerekir.

   Grafikteki veriler bunlar olursa ve olası senaryo bu verilere göre kurgulanırsa " yandı gülüm keten helva " demek gerekir.

   Çünkü , mart ayının başında ayında 7 çerçeve arıda 5-6 çerçevede yavru olması imkansız...

   Hele hele birde bu arı " kafkas " ise hayalden de öte...

http://alisekerli.blogspot.com/


« Son Düzenleme: 20 Mart 2010, 18:29:53 Gönderen: Şekerli »

emrah

  • Genel Moderatör
  • Tam Üye
  • *****
  • İleti: 242
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #19 : 21 Mart 2010, 21:04:15 »
Ali abi benim var öyle bir kaç arım.Dört çerçeve,iki çerçeve yavrulu bunların gelişmesi çok zor gözüküyor senin demene göre.

Şekerli

  • Yeni Üye
  • **
  • İleti: 89
    • ARICILIK İFLAH OLMAYAN BİR HASTALIKTIR
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #20 : 22 Mart 2010, 22:02:02 »
Emrah , inşallah arıların bala kadar kendini toparlar.

celal

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 4
Koloni Gelişimi
« Yanıtla #21 : 23 Mart 2010, 11:35:33 »
Sayın Ali Şekerli'nin değerlendirmesi için teşekkür ederim.

Ben eleştirmeye değil ortaya konan bilgiye yönelik yazacağım. Birincisi benim tespit olarak ortaya koyduğum bilgi, Kafkas ırkı bir ana arının eldeki kabul edilmiş bilgiler çerçevesinde (max 1500 yumurta/gün) ulaşabileceği en güçlü koloni durumunu ortaya koymaktı.

Öncelikle, oradaki varsayımsal rakamlar kıştan güçlü çıkan bir koloniyi anlatmak içindi. Zaten başlangıçtaki arı sayısının, Haziran ayı ortasındaki koloni gücüne her hangi bir rakamsal etkisi yok. Hepsi bahar ayları içinde ömürlerini doldurup ölüyorlar. Görevleri sağlıklı bir generasyonu oluşturmak.

Yazının ana fikri bambaşka eleştirilen nokta başka. Grafiği koyamadığımdan (imageschack çalışmıyor) ve yazı miktarında da (192 Kb) sınırlama olduğundan bunu açıklayan bilgiyi silmek zorunda kalmıştım. Esasen yazımdaki bilgi sayın Ali Türk'ün ortaya koymuş oldukları doğrultusunda idi.  Yani netice : kafkas ırkı bir ana ile (yada özellikleri bilinmeyen herhangi bir ana arı) ne kadar gayret edersek edelim, ne kadar özenli bakım yaparsak yapalım. Haziran ayı içinde koloninin ulaşabileceği en fazla sayı 54.000 dir.

Tarlacı arının ömrü  40 gün alınırsa bile en olumlu şartlarda koloni 60.000 arıya ancak ulaşabilir ki, bu noktada Sayın Ali Türk'ün tespitlerinin doğruluğu ortaya çıkıyor. Hedef; bal akımında 80.000 lik koloni sayısına ulaşmak sa, mutlaka yeni ve farklı bir şeyler yapmamız gerekliliğidir.
saygılarımla...

celal

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 4
Koloni Gelisim Grafigi
« Yanıtla #22 : 23 Mart 2010, 11:53:27 »

Nihayet grafiği bir başka image yükleme sitesinden TinyPic.com yükleyebildim. Kısaca grafiği açıklayayım. En solda görülen aşağıya doğru inen çizgi Mart ayı başındaki arı mevcudunun sürekli azalan sayısını göstermektedir. Görüldüğü üzere esas olan hususa rakamsal bir etkisi yoktur.

Tabandan başlayan ve yükselen birinci çizgi: Mart ayı başından itibaren ana arının yaptığı yumurtalarından çıkan arıyı göstermektedir. Zaten esas olanda bu çizgidir. Bir müddet sonra bu çizgi kovan içinde olan tüm arıyı gösterir hale gelmektedir. Grafiğin son kısımlarına takılınılmamasını özellikle istirham ederim. Benim grafiği yaparken görmek istediğim konu: arı kolonisinin doğal olarak ulaşabileceği en yüksek arı sayısı idi.

Grafik elle çizilmemiş, kovan içindeki arıların yumurta, doğum, ölüm gibi yaşam döngüleri excel tablosu halinde hazırlanıp grafik excel de çizilmiştir. Buraya yükleyebilmek için resim formatına çevrilmiştir.

Saygılarımla...
« Son Düzenleme: 23 Mart 2010, 11:57:45 Gönderen: celal »

Şekerli

  • Yeni Üye
  • **
  • İleti: 89
    • ARICILIK İFLAH OLMAYAN BİR HASTALIKTIR
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #23 : 23 Mart 2010, 23:13:05 »
        Celal Bey Merhaba !

        Sizi eleştirdiğim falan yok,aslında aynı şeyi söylüyoruz ama siz benden çok daha iyimsersiniz.

         Yeni arıcıyım diyorsunuz tecrübeniz olmadığından kafkas hakkında yazılanların tümünü doğru kabul ediyorsunuz,ama durum hiçte öyle değil...

        Ben Edirne'de ikamet ediyorum bizim burada kışlar çok sert geçer, şartlar açısından kafkasın ana yurduna en yakın bölge de zannedersem Trakya'dır...

        Zannedersem bundan 5-6- yıl öncesi idi maalesef kafkası burada da pazarladılar.

        Edirne'de bazı arıcılara kafkastan anaarı ürettirip devlet desteği ile dağıttılar.

        Öyle bir propaganda yapıldıki!
       
         Anlatılanlara bakarsanız müthiş bir arı;soğukta,yağmurda ve daha gün doğunca çalışmaya başlıyor ta ki akşam karanlığına kadar dur durak bilmiyor...

        Sonra dil uzunluğu da farklı, bimem kaç mm, diğer arıların nektar alamadığı çiçeklerden nektarda alabiliyor fakat en önemlisi bal verimi de bölge arısından çok daha fazla olarak lanse edildi ve kafkas pazarlandı tabiki birileride nemalandı...

        Yurdum insanı çok saf...

        Söylenenlere hemen inandı,arılığının tümünü kafkasa çeviren arkadaşlarım oldu ve geri dönülemez bir hata yaptılar!

        Kazın ayağı seneyi takip eden ilkbaharda belli oldu,aslında daha yazdan belli idi ama kimse uyanamadı.

        Kafkas;daha sonbahar gelmeden yavruyu kesiyor ve kışa az nüfus ile giriyor,haliyle baharada az nüfus ile çıkıyor bir de bakıyorsunuz ki ana nektar akımı gelmiş kafkas hala gelişecek.

        Yani hani o  "mart başında 20 000 nüfus 20 000 yavru" teorisi kesinlikle olamaz.

         Kafkas kıştan çok zayıf çıkıyor, öyle mart ortasında 1000 yumurta nisan başında 1500 yumurta atamayacağını ben çok iyi biliyorum...

        Siz çok iyimser davranarak haziranda koloninin 54 000 -60 000 nüfusa erişeceğini hesaplıyorsunuz...

        Yani yaklaşık olarak 20 çıta arıdan bahsediyoruz!

        Bal yapacak bir koloninin nüfusu yaklaşık olarak 50 000 veya 60 000 olursa çevre şartları ve kovanın nektar bölgesine uzaklığı uygun olursa bu koloniden yaklaşık 1.5-2 teneke bal alırsınız ve bu rakkamda çok iyidir!

        Yani benim, çevremdeki gözlemlerim ve durum bu şekildedir,kafkasın bu nüfusa ulaşacağını hiç zannetmiyorum zaten burada ulaşmadı da,şu an herkes kafkastan vazgeçmiş durumda.

        Ben sadece şunu hatırlatmak istiyorum;pazarlamacıların işi mal satmak, malı öyle bir allayıp pulluyorlar ki sanırsınız kafkası aldığınızda kovanınızdan onlarca kg bal alacaksınız.
         

                                                http://alisekerli.blogspot.com/
 

celal

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 4
Koloni Gelişimi ve Kovan Yönetimi
« Yanıtla #24 : 24 Mart 2010, 16:19:11 »
Değerli arıcı dostlarım bu konuyu gündeme getirme sebebim, ulaşabileceğimiz zirve noktaları bilebilmektir. Temel noktalarda hataya düşersek düşündüklerimizle gerçekler arasında büyük uçurumlar ortaya çıkacaktır. Bende kuvvetli koloniler oluşturmak için hayaller kuruyorum. Ancak, yukarıda bahsettiğim grafiği oluşturduktan sonra aslında gerçeklerden çok uzak bir hayal kurduğumu anladım.

Amaç asla bir arı ırkını eleştirmek değil. Somut ve ölçülebilir bilgiler bu arı ırkı üzerinde elimizde mevcut olduğundan dolayı örneği onun üzerinden verdim. Her arıcı öncelikle kolonisinin üreme gücünü bilmelidir. Kafkas saf ırkı kendi uygun bölgesinde bilimsel olarak en fazla 1500 yumurta yapabilmektedir. Bu tespit kişisel yorum olmayıp bu konuyla ilgili kaynaklarda yer almaktadır. (Tarım Bakanlığı sitesi, İnci Arıcılık vb...) Her türlü eleştiriye açık olmasına rağmen elimizde saf ırk ve kullanma melezi olarak Kafkas ırkı vardır. Hangi kaynaktan geldiği belli olmayan, hiç bir özelliğini bilemediğimiz onlarca ekotip'in daha iyi bir üreme değeri ortaya koyabileceğini zannetmiyorum. (Eğer böyle özellikli bir yöre arısı olmuş olsa idi, şimdiye kadar çoktan efsane haline gelirdi). Dolayısıyla diğer bölgesel ekotiplerin ulaşabilecekleri koloni gücü varsayımsal olarak ortaya koyduğumuz rakamların bile altında kalacaktır.

Gerek Muhsin Doğaroğlu ve gerekse Ali Türk beyefendilerin bal üretim sezonunda 80.000'lik kovanlarla en yüksek bal üretiminin gerçekleştirilebileceği yönündeki bize aktardıkları  temel bilgi üzerinden hareketle, şu soruyu sormamız gerekiyor. Öyleyse bir arıcı hangi yöntemlerle böyle bir arı kolonisi oluşturabilir?

(Koloni gelişim grafiğinde görüldüğü üzere 20.000 sayısının anlatmak istediğim sonuca ulaşmak için her hangi bir anlamı yoktur. Sadece sezon başında güçlü bir arı kolonisini ifade etmek için varsayımsal olarak kabul edilmiştir. Anlatımın özü üzerinde durmalıyız.)

Saygılarımla...


yusuf

  • Ziyaretçi
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #25 : 24 Mart 2010, 17:36:44 »
hesaplar güzelde birde evdeki hesaplar çarşıya uysaydı ... :-\

Şekerli

  • Yeni Üye
  • **
  • İleti: 89
    • ARICILIK İFLAH OLMAYAN BİR HASTALIKTIR
Ynt: Koloni Gelişimi ve Kovan Yönetimi
« Yanıtla #26 : 25 Mart 2010, 01:20:49 »
Bu tespit kişisel yorum olmayıp bu konuyla ilgili kaynaklarda yer almaktadır. (Tarım Bakanlığı sitesi, İnci Arıcılık vb...)

        Bende aynı şeyi söylüyorum zaten, bahsettiğiniz şirket kafkasın pazarlamacısı...

        Kafkası Ege,Akdeniz de dahil olmak üzere her tarafa pazarladılar sizce mantıklı mı?

       
Hangi kaynaktan geldiği belli olmayan, hiç bir özelliğini bilemediğimiz onlarca ekotip'in daha iyi bir üreme değeri ortaya koyabileceğini zannetmiyorum.

        İşte burada müthiş bir şekilde yanılıyorsunuz her bölgenin kendi ekotipi, o bölgeye uyum sağladığı için hangi mevsimde ne yapması gerektiğini çok iyi bilir, arılıktaki koloniler arasından bilinçli olarak yapılacak olan elemeden sonra yüksek verim alınacağı kesindir!

        Dışarıdan yani yabancı arıcılardan bir çok mail aldım,benden "ANATOLİAN" (anadolu arısı) istiyorlar,anatolian'ı ne yapacaklarını sorduğumda da "BUCKFAST" üretiminde kullanacaklarını söylüyorlar ama nedense kafkasın adını bile anmıyorlar...

       Yabancı arıcılar bizim arılarımızı,gen kaynaklarımızı bizden çok daha iyi biliyorlar ama maalesef bizim bilim adamlarımız uyuyor.

       O kafkası pazarlayanlar arasında bu işi çok iyi bilenler var niye ıslah çalışması yapmıyorlar bizde takdir edelim...

       Gelelim 80 000 lik koloniye; eğer işin doğrusunu söylemek gerekirse bu 80 000 lik koloni işi bizim şu anki mevcut yerli arılarımız ile olmaz sadece fantazi olarak kalır.

       Çünkü büyük gayretlerle 50 000 -60 000 nüfusa çıkardığınız koloni hemen oğul eğilimi gösteriyor,bu koloniyi, bu nüfusta tutmak maharet ister.

        Arılarımız ıslah edilmediği sürece de bu konu fantazi olarak kalmaya devam edecektir.


Gerek Muhsin Doğaroğlu ve gerekse Ali Türk beyefendilerin bal üretim sezonunda 80.000'lik kovanlarla en yüksek bal üretiminin gerçekleştirilebileceği yönündeki bize aktardıkları  temel bilgi üzerinden hareketle, şu soruyu sormamız gerekiyor. Öyleyse bir arıcı hangi yöntemlerle böyle bir arı kolonisi oluşturabilir?

        80 000 lik koloni oluşturmanın çok farklı metodları var; Muhsin hocanı kitabını okuduğunuz anlaşılıyor Hocanın dediği gibi destek koloni sistemi ile bu sonuca ulaşılabilir fakat buradaki sistemde, hasattan sonra zincirin kopacağı kesin, koloninin kendini toparlaması için arıcının çok tecrübeli olması gerekiyor.

        Bir başka yöntemde bal üretecek kovana,yanındaki kovanın tarlacılarını alma yöntemidir.

        Diğer bir yöntemde iki kraliçe metodudur.

        Amerikalı arıcılar iki kraliçe metodunu kullanarak, kısa fakat kuvvetli bir nektar akımında bir sağımda,bir koloniden 150 kg bal aldığını söylüyorlar.

        80 000 lik koloniyi oluşturmuş olsak bile elimizdeki mevcut kovanlarla bu iş olmaz , arıyı çalıştıramayız bile... 

        Burada yazılanları okuyan arı dostlarına naçizane bir dost tavsiyem olacak; arıcılığa yeni başlamış arkadaşlar, arıyı iyice tanımadan, bazı arı davranışlarını öğrenmeden,hızlı fakat sessiz çalışmayı öğrenmeden çok kuvvetli koloniler ile çalışmayın!

        Mevcut koloni 8- 10 çerçeve iken sakin olabilir ama 20-25 çerçeveye basan aynı koloni çok daha farklı davranabilir sonuç çok kötü olabilir çünkü ıslah edilmemiş kuvvetli  arılarımızın ne yapacağı belli olmuyor çok vahim durumlar oluşabiliyor.

        Konuyu kısaca özetlersek masa başında yapılan arıcılık ile sahada yapılan arıcılık çok farklıdır...

         
                                             http://alisekerli.blogspot.com/           




« Son Düzenleme: 25 Mart 2010, 01:33:45 Gönderen: Şekerli »

asım özel

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 38
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #27 : 25 Mart 2010, 19:38:08 »
  Burada yazılanları okuyan arı dostlarına naçizane bir dost tavsiyem olacak; arıcılığa yeni başlamış arkadaşlar, arıyı iyice tanımadan, bazı arı davranışlarını öğrenmeden,hızlı fakat sessiz çalışmayı öğrenmeden çok kuvvetli koloniler ile çalışmayın!ali şekerli alıntı.

ali şekerli hocamızın dediğine katılmamak elde değil bende aynı görüşteyim 10 çerçeve arıyla baş edemeyen ben 25-30 çıta arıyla nasıl baş ederim emin değilim. arıcılıktan edindiğim en önemli tecrübeleri böldüğüm kolanilerin gelişlmesini takip ederek elde ettim. gelişimlerini anlayabildim. sonuçta iki tür arım mevcut biri asabi biride sakin. sakin olan kovanın bal verimi ve gelişim hızı iyi lakin yağma eğilimi fazla. asabi olanın bal verimi düşük ve oğul eğilimi var. acemi biri olarak bunlara akıl erdirmem gerçkten zor cinsi nedir die bende merak ediyorum. ben bu kovanları nasıl yönetip hesap yapabilirim emin değilim.

mehmet şahin

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 12
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #28 : 18 Mayıs 2010, 22:54:40 »
sayın şekerli abi selamlar bir konuya kafam takıldı arıcılıkta yeniyiz forumdaki tecrübeli abilerimizin paylaşımlarından yarar
lanıyoruz sizin şu yazınız dikkatimi çekti yazınızdan alıntı yaptım(genelde , kuluçkalıktan uzakta yani ballıkta  işletilen ham petekleri , arı bal koyacağı için erkek arı gözü yaparak kabartıyor , bu petekler kuluçkalığa alınırsa anaarının bunlara erkek yumurtası koyacağı malumdur) yani ham petekleri hep kuluçkalıktaki 2. ve 9. çıtaların yerine koyarak kuluçkalıktaki karar
mışları azar azar yukarıya alarakmı ballığı oluşturalım saygılar

Şekerli

  • Yeni Üye
  • **
  • İleti: 89
    • ARICILIK İFLAH OLMAYAN BİR HASTALIKTIR
Ynt: GENEL OLARAK KOVAN YÖNETİMİ VE BAZI HESAPLAR
« Yanıtla #29 : 21 Mayıs 2010, 10:39:25 »
Kapalı yavrulu çerçeveleri ballığa alıp , kuluçkalıkta açık yavrulu çerçeveleri ortaya toplayıp yanlarına ham petek verilmesi daha doğru olur.

Ballığa verdiğimiz kapalı gözlü çeçrçevelerin yanına da ham petekli çerçeve vermeliyizki arı bunları kabartırken işçi arı gözü yapsın...

http://alisekerli.blogspot.com/