Mustafa bey kendi arını üret te nasıl üretirsen üret, zamanla koloniler içerisinden en çalışkan bal verimi fazla olan kolonileri tespit edip onlardan da üretirsin. ben bu yıl, saf kafkasdan melez ürettim onları deneyeceğim,( Sayın Arı Bakanımdan Korniyol gelecek diye bakarsan aradan daha çok bahar geçer)
Zamanla bunlar kendiliğinden oluyor, Bol Bal almanız dileğiyle.
Turan15 dünyanın neresine gidersen git, damızlıklar ya saftır, yada hibrittir.
kendi anaarını ürette nasıl üretirsen üret söylemini, niye yabancılar demiyor da bizimkiler diyor hiç düşündün mü?
Bunları bize bilim adamlarız çaresizlikten önermektedir. Şimdiye kadar kim ıslah edilmiş arıyla çalıştı, yazıp çizenleri siz arıcımı sanıyorsunuz.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde neden arıcılar hazır anaarı kullanıyor, sitem oturmuş, hangi ırk isterseniz var.
Bende senin yukarda ki tavsiyelerine zamanla aynen uydum, arılığımdaki iyi arılardan anaarı ürettin, sonuç bir çok anaarı ne olduğu belli olman, arılığımda saldırgan arı olmamasına rağmen çılgın arılar çıktı.
Bizim arıcılık ömrümüz denemeler yapmakla mı geçecek, bizim hocalarımız bilim adamlarımız, üniversitelerimiz bu işleri neden yapmıyor, hala 1950 yılında papazın söyledikleri üniversitelerimizde delik olarak gösterilmektedir, yok mu bizim bilimcilerimizde 60 yıl öncesinin söylemleri hala makalelerde duruyor.
Arı bakanından karniyol konusuna gelecek olursak, benim kapasitem belli ve her yerden anaarı isteniyor. Birde kaç kişiye senin sıran geldi anaarıların hazır dedimse, hayret edilecek bir şey oldu, hiç birisi gönder demedi, o gönder demeyenlere de bir daha sıra gelmemiştir. Bu iş o kadar zor ki, dışardan bakıldığı gibi değil, transferi, meme dağıtımı, anaların takibi ve toplanması, kargoya verilmesi, ben olmadığımda işlemiyor. Ben her akşam, akşam ezanı okunduğunda anaarı istasyonundan çıkıyorum, gece olmasa ve hava kararmasa hala çalışacağız yani :)
Hibrit damızlık üretimi ise safları elde tutmaktan dahada zordur. Bir çok ırkın karışımı olan yada bir saf ırkın başka saflarla karışımından yapılan hibritler vardır. Bu iş için ya süni dölleme yapacaksınız yada bir kaç izole bölgeniz olması gerekir.
Buckfast arısı denilen papaz arısı hibrit bir kullanma melezi olurp, kullanma melezlerinden anaarı ürettiğinizde, anasına çekmemmektedir.
Sizin yukarda bahsettiğiniz kural buradada işlemiyor, papaz arısı çok iyi arı, fakat o iyi dediğiniz arıyı sadece kullanıp atacaksınız, o kullanma melezinden anaarı üretirseniz, sonuç berbat çıkıyor, damızlık işi çocuk oyuncağı degil, yada bizim düşündüğümüz gibi basit bir hadise ise hiç degildir.
Size papaz arısı üretilen bir şema vereyim bakın bakayım olay ne kadar basitmiş. Birde belki çalışmanın sadece bir aşamasıda olabilir.8)
(http://2.bp.blogspot.com/_oQxkWBAbE3g/TDwBhfGi3DI/AAAAAAAACIY/svWFn_MoP0Q/s1600/buckfast+üretim+şeması.JPG)
Bu şemayı yayınlamışlar fakat içerikte tam neler var bilinmiyor. İçerik verilse dahi, ülkemiz için söylüyorum, bu arıyı bizim memleketimizde üretecek kapasitede bilimciler malisef yok. Formülü ellerine verelim sonuca gidemeyeceklerdir, onların işi tercüme yapmak ve ömür kilometresi doldurmakla geçiyor.
Bakın bakalım buckfast arısının temelleri kaç yılında atılmış.
http://www.pedigreeapis.org/elver/origin/origin-en.html
Alttaki linkte buckfast arı üreticilerinin listesi vardır, hani birileri bende buckfast arısı üretiyorum derse adına bakın bakalım listede varmıdır :)
http://perso.fundp.ac.be/~jvandyck/homage/elver/index.html
Maillerin genelde hiç birisine cevap vermiyorum bu imkansız, bana gelen maillerden sizin haberiniz yok tabiki. ???
Blogumda telefon numaram var.
Bana ulaşmak isteyen öyle bir ulaşıyorki, Muhteşem bey bile ikide bir kalkıp bana geliyor :)
Dün akşam beni Sadri beyle yanlız bıraktı ama olsun :(
Bu melezlere niye f1 demişlerde ne biliyim s1 dememişler yada v1 dememişler. Bilen varsa yazarsa sevinirim nerden kafama takıldıysa
Arıgülü;
Niçin F1 demişler sorusunu, kesin bilmiyorum. Mantık olarak düşündüldüğünde bunun başka örnekleride var, ıslah edilmiş ve soyu belli olan canlı veya tohumlarda bu söyleniyor.
Örneğin yurt dışından gelen domates ve salatalık tohumlarınada F1 denilmekte. Kuralı koyan F harfini koymuş ise onun devamıda olabilir.
Sıradan üretilen bir anaarıya F1 diyormuyoruz, nedeni ise soyu belli degil.
F1 denildiğinde arıcılıkta safın doğal ortamda başka soy erkeklerle, (içlerinde kendi erkeleride olabilir) çiftleşmişine F1 deniliyor.
Bu F1 anaarıyı izole bölgede çiftleştirirseniz, saf anaarının erkekleriyle çiftleşirse, soyu neyse o soyda saf olacaktır.
Gene F1 anaarı olacak anaarıyı, kendi soyundan erkeklerden tohumlarsanız saf oluyor.
İşleme göre ya saf yada F1, buda soyun takibi yada soyun nerden gelip ne oldugunun delili oluyor.
Bu kuralı koyan A-B-C de diyebilirdi, gibime geliyor.
Sorunuza mantıktan hareket ederek cevap vermeye çalıştım, F1 in gerçek anlamını bilen varsa ve yazarsa iyi olacak.