Gönderen Konu: ARICILIKTA MELEZLEŞME  (Okunma sayısı 20723 defa)

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
ARICILIKTA MELEZLEŞME
« : 12 Aralık 2010, 00:03:56 »

Arı diğer canlılardan çok farlı bir böcek. En ilginç olan olay bana göre bu gün çiftleştiği erkek arı hemen ölür iken, ölen erkek arının spermi, kraliçe arının sperm kesesinde damızlıklar az yumurta attırılsa 5 yıl gibi uzun süre yaşıyor ve hep canlı kalıyor. Kraliçe arının sperm kesesi en az 8–10 erkek arı tarafından doldurulmakta. Burada da hayret edilecek bir karışım var. Yumurtalar anaarının kanalından geçip petek gözüne bırakılırken hiç bir zaman bir erkek arının spermi bitene kadar sonuna kadar aynı erkeğin spermine dokunmayıp, nasıl sıraya konulmuşsa 3–4 tanede bir başka erkeklerin spermine sıra geliyor ve koloni içinde birçok değişik babaya ait işçi kızlar bulunuyor. Bunların çalışması ve huyları farklı oluyor, farklılık ne kadar çoksa kolonide o kadar verimli olmakta.

Hatta sonbahar ve erken ilkbahar anaarıları verimsiz olmakta. Nedeni az erkekle çiftleştikleri için, koloni içindeki farklılıklar azalıyor, bu tür koloniler benim gözlemim yağmalanmaya daha müsaittir.

Arıcılıkta melezlenme o kadar karmaşa bir şey ki, melezlerin saflaştırılması bazı kaynaklara göre imkânsız.

Saf hatları en iyi izole bölge ve suni tohumla ile korursunuz.
Suni tohumlamanın bir başka işe daha yarar ıslah denilen, istediğiniz ırka istediğiniz ırkı monte edebiliyorsunuz. Bunlar acayip uzun zaman alan işler. Arıcılık dışardan bakıldığında kağıt kalemle çok para kazandıracak bir iş gibi olsa da, içinde bir sürü zorlukları olan bir meslek. Çokta karlı bir iş değildir. Bundan dolayı kimse ıslah işine giremiyor. Islahında nasıl yapıldığı belli değil, birçok kişi şöyle yapılır diye atıp tutması, işin icraat bölümüne hiç yansımamıştır



Islah edilmemiş ve doğal olarak çiftleşmiş en iyi kullanma melezine F1 deniliyor. Mesela Papaz arısı kullanma melezidir ama kullanma melezine gelene kadarki bölümde bir sürü işlemden geçip, hibrit arı olarak piyasaya sürülüyor.
Elinde saf arı varsa bundan anaarı üretip doğal ortamda çiftleşene üst resme göre yazıyorum, Karniol F1 deniyor.
Karniyol F1, anası elimizde saf olarak var. Çiftleştiği erkelere bakın, kendisinden bir tane akraba yok, tamamen yabancı ırklarla çiftleşmiş. Kendi akrabaları olsaydı gene F1 özelliği degişmeyecekti.
Buradaki Oranlara bakıldığında anaarının soyu karniyoldu ve %50 si karniyol, değer %50 lik bölüm ise yumurta bırakılacağı zaman hangi sperme denk gelirse o ırkın baba tarafından %50 ni oluşturacaktır.

Bu tabloya göre, anaarı yumurta atarken, sperm sırası gelenle buluşup yeni bir melez oluşturur.
Şimdi bu karniyol F1 arıdan F2 anaarı üretmeye kalktığımız da, bakın ne kadar anacından uzaklaşıyoruz.
F1 üretiminde Karniyolun  %50 sine hakimdik. Bu F1 den F2 üretmeye kalktığımızda bakın ne kalıyor anaç arımızdan.
Arılar 32 kromozomludur, bunun 16 kromozomu anadan, 16 kromozom u babadan oluşuyor.
Yani döllenmemiş anaarı yumurtası 16 kromozomlu olarak petek gözüne bırakılırken sırası gelen İtalyan 16 kromozomlu spermle birleşip, 32 kromozomlu olarak petek gözüne bırakıldı.

Not:Bu haberin içindeki kromozon sayısını düzenleme tarihim ,7/10/2011.
(kromozon konusunu daha önce 8+8= 16 biliyordum, katılmış oldugumuz ana arı üretim kursunda arıların 32 kromozonlugunu öğrendim)




F2 üreteceğimiz larvayı seçiyoruz, anaarının kanalından petek gözüne bırakılırken sıra İtalyan arısının spermine denk gelmiş. F2 üretimde karniol ırkın %25 şi kalıyor elimizde. Diger %25 ise İtalyan erkeğine ve ırkına ait artık. Bu anaarıyı ürettiğimizde oluşan tablo resmin sol tarafıdır.
Birde bu anaarıyı izole olmayan bir ortamda çiftleştiğini var sayıyoruz. Resmin sol tarafı F1 anaarıdan kalan ve İtalyan a dönüşen kısındır. Resmin sağ tarafı ise yeni çiftleştiği erkeklerin bulunduğu yelpazedir.
İki hat sonrası karniyol arısından ne kadar uzaklaşıldı. bir düşünsenize bu işlem yıllarca devam etmiş, ne ırk belli nede soy, elimizde saf hat varken iki turda geldiğimiz nokta kabaca bu.
Ben bilim adamı değilim ama bu melezleşmenin kesinlikle izahlara ihtiyacı var. Arıcılar bu tabloları bilir ise kimse onları kekleyemez. Kimse kimseyi kandıramaz. Yoksa çok sinek gibi anaarıları isimler koyup yutturma devem edilecektir. Arıcılıktaki verim artışı olmayacak. 
« Son Düzenleme: 07 Ekim 2011, 09:33:10 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

vecdiküçükyılmaz

  • Ziyaretçi
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #1 : 13 Aralık 2010, 11:50:15 »
          Değerli dostlar,bir önceki sayfayı dikkatli okumakta fayda var.F0 ana arının özellikleri üç tur sonra F3 de bu özelliklere raslamak mümkün değildir derecesine  yaklaşmaktadır.Yaklaşık yirmi beş senedir kafkas ırkı ana arılar ülkemizin gitmediği yöresi kalmadı.her yörede f 4 mü dersiniz daha fazlası mı dersiniz mevcut.İşte bunun için bu grafiği iyi etüt etmede fayda var.Sayın bakanımın çizdiği grafik görselliği sayesinde daha kolay anlaşılıyor.Devamı olması dileğiyle,saglıcakla kalın.

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #2 : 13 Aralık 2010, 16:59:09 »




Vecdi abi, bu konudaki yazılarımızın devamı olacak.
Biz en çok karniyol arı kullanırken neden şikayet ediyorduk,  uyum sorunundan.
Bir anaarı o bölgeye yeni gelmiş ve hiçbir yakın akrabası yok, diğer ırklar başta feromen olarak bu ırkı istemediler ki. Anaarının çiftleştiği erkeklerde bu ırkı sevmeyen soydan. Bir sonraki resimde bu tablo değişecek merak etmeyin.


Resimdeki tabloya bir yandan çok çeşitlilik oluştururken diğer yandan ise bazı sorunlar oluşturmaktadır.

Böyle bir çeşitliliğin bulunduğu ortamda, üç turda hangi ırk olursa olsun boğulur ve yok olur.
Ülke genelimize uygun görülen damızlık Kafkas arısıdır. Yani ülkenin tüm bölgelerinde anaarı üretilecekse bu Kafkas olmalı. Bu nasıl kabul edilip uygulandı belli değil. Bu sistem bir ülkede ne kadar ırk ve ekotip varsa sitemli bir şekilde yok edecektir. Zaten ülkemizde Kafkas arısı harici damızlık yok, o zaman niye 5 farklı ırk söylemi var, ortada anlaşılamayan garip bir durum var.

Biz konumuza dönecek olur isek, resimdeki sorunun bazıları şunlardır.
Böyle bir tabloda karniyol arısının erkek tarafından akrabası yok.
Bir çocuk anne ve babadan oluyor, bazı çocuk annesine bazısı ise baba tarafına çeker. Arılarda da aynı durum var. Anaarı çiftleştiği erkelerden gelen 8 kromozomla, kendi 8 kromozomlu yumurtasını birleştirdiğinde dünyaya gelen işçi arının karakterini aktif gen belirler. Burada hangisinin aktif olduğunu dışardan kimse bilemiyor. Yani işçiler babaya mı çekiyor? Anaarıya mı?
Aynı kardeş anaarılar yan yana biri alıp başını gidiyor bazıları istenildiği gibi gelişmiyor. Anaarıya yol veya iş verecek olanlar işçi arılardır. 2009 senesinde bunları çok yaşadım. 2010 senesinde ise arılığımda erkek üretimi için daha çok koloni bırakıp doğal saf yakalama planlarım, olayı başka yere götürdü, üretmiş olduğum F1 anaarıların erkek tarafı bu sefer karniol erkeleriyle oluştu. Bu yeni tabloda anaarı daha rahat ve daha iyi gelişti.

Yukarda ki tablonun işçi arıları babaya çektiklerinde , anaarıya bu mevsimde yavrumu atılır, bizim geleneklerimizde bu aydan sonra yumurta kesilir diye hesap soranda olmuştur. Bu çalışma bir kaç kovanda değil, yüzlerce kovan ve iki yıllık deneyimin sonuçları. Birde ben başkaları gibi kolonilerime çok iyi bakım yapan bir değilim, genelde benim kolonilerim doğal hayatta yaşar gibi yaşamaktalar.Birde bunların üzerinden ben bal alıyorum.
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #3 : 18 Aralık 2010, 11:28:57 »

Arıcılıkta melezleşme ilgili yazılarıma devam ediyorum. Bir arılık düşünün tamamen karniyol saf ve karniyol F1 den oluşmuş. Bu arılıktada tüm kolonilerde mümkün oldugunca erkek arı üretimine hız verilmiş. Civarınızdaki koloniler nektar akımı olan bölgelere göç etmiş ve siz hala arılıgınızda yogun erkek üretimi yapıyorsunuz.

Böyle tamamen karniyollardan oluşmuş arılıkta anaarı ürettiğinizde yukardaki resme yakın bir tablo çıkacaktır. Bu tablo, saf karniyol anacından üretilmiş anaarının doğal ortamda çiftleşmesi ve F1 üretimini görmetesiniz.

Bu resim bir öncekinden çok çok sorunsuz olmakta. Anaarının çiftleştiği erkek kendi soyundan ve %70 veya %80 karniyol, %30 başka ırkları içerir. Başka ırklar vasıfsız oldugu için karniyol arısınıolumsuz etkilemekte.

Böyle bir karniol F1 anaarıdan, Anaarı ürettiginizde bilimsel olarak F2 olması gerekir. Fakat burada F1 dedigimiz anaarı kendi erkekleri ile çiftleşen yumurtalara sıra geldiğinde onlar gene F1 olacaktır.

Yani böyle bir arılıkta üretilen Karniyol F1 anaarıdan, 100 tane anaarı üretseniz bunun 70 tanesi gene F1 anaarı olacaktır.

Bu olay tüm ırklar içinde aynıdır.
Kafkas agırlıklı bir yerde siz karniyol ürettiginizde F1,F2, F3 anaarıya gelindiğinde içinde çok az karniyol kalacaktır. Böyle bir üretimde 3 tur sonrası üretilen karniol anaarı %70 Kafkas olmuştur.

Tüm arıcılar bu melezlenmeyi öğrendiğinde bir çok şey degişecek. Biz tabiri yerindeyse yoz ve verimsiz arılarla çalışmaktayız, damızlık kavramını bilmiyoruz. Bu damızlık konusunda aslında suçlular arıcılarımız degil. Arıcılarımıza arılıgınızdaki iyi arılardan anaarı üretin diye tavsiyelerde bulunanlar bu işi çözemediki arıcı bu işlere vakıf olsun.
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

Köylüarıcı

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 7
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #4 : 02 Mart 2011, 08:52:02 »
Sayın ali bey ülkemizde birçok arı var.Her arı ırkı kendi bölgesinde harmanlamış durumda.Siz tüm arılar melezleşti demektesiniz.Başkalarına görde arıların ekotipleri ve safları ülkemizde vardır. Forumdaki resimlere ne oluyor göremiyoruz.Saygılar.....

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #5 : 23 Mayıs 2011, 10:03:36 »
Köylüarıcı;
Ben söylediklerimin arkasındayım, ırklarımız melezleşip yok oldu. Bu arı filan bölgenin ekotipi deniliyor, ekotipin diger söylemi ise belli bölgelerin saf arıları demektir.Ülkemizde Kafkas arısından başka saf arıda kalmadı.


Siz veya başkaları, ülkemizde ekotipler ve ırklar var diyorsa bunun saf ve f1 lerini bir gösterin bizde bir görelim.
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #6 : 13 Kasım 2011, 00:21:23 »


Bu resimdeki yayınlar 1985 li yıllara ait.
Bu resmin üç ve dördüncü paragrafını okursanız 25 yıl öncesi arı ırklarımızın melezlendiği ve damızlık arandığını göreceksiniz. Arayanlar sıradan arıcı değil, bilimsel çalışma yapan kişiler. Ülkede damızlık bulabilmek için düşüyorlar yollara. (Damızlık üretimi ise öyle basit iş değil en az 5 yıl deneyip test etmek lazım. tabi ki bu benim şu ana kadarki öğrendiklerime göre)


Bu yayın bir öncekinin devamı, ne diyorlar? 3 Bin kovan taramışlar ve kafkası kafaya koymuşlar ülkeye damızlık yapılacak. Bu kişiler araştırmacı olsa başka ırkları da deneyip görmek isterlerdi, ülkemizde geçmişte bir alman bilimci 8 ayrı ırk arı tespit etmişti. Neyse konuya dönüyoruz. Kafkasa yakın bazı arılar bulunmuş. Arıların arandığı yer neresi burada da sorun var, doğu Karadeniz ve doğu Anadolu'da ki bir kaç vilayet. Bu vilayetlere ülkemizin iklimleri uyuyor mu? tabiki uymuyor. Ne yazıkk i Kafkası uydurdular şimdide diyorlar ki kafkas arısı her yerde olmuyor, günaydın diyorum size.


Bu resimde ise artık olaya karar verildiği için özellikleri denenmiş araştırılmış bahar gelişmesine bakılmış felan, dünyanın en zor gelişen arısına ne kadar iyi huy varsa yamanmış. Oğul eğilimi, gelişmeyen arı nasıl oğul verecekse buda ayrı bir mesele. Kafkas bulamıyorlardı, 1984 yılında yeni kafkas alınmış. Ne olduysa damızlık hazırlanırken 50 adet  Amerika'dan orijinal kafkas geliyor.

Bir yıl içinde nasıl bu kadar çabuk test edildiyse, test edilen arılar seçiliyor. Ve başlanıyor damızlık olarak ülke geneline verilmeye. Aradan geçen bu gün itibariyle 26 yıl olmuş. Ülkedeki tüm arıları bu damızlıklar melezleyip yok etti ve hala her tarafa kafkas damızlık dayatmaya devam ediyor. Bilimcilerde hata yapabilir, hata yapmadan araştırma ve bilim olmaz, gelin görün ki hala hatada ısrar edilmekte. Ülkemizin tek damızlık arısı vardır oda Kafkas arısı. Ülkemizin tamamına uymadığı gibi diğer ırkları da melezleyip yok etmiştir.

İşin garip taraflarından birisi ise, benle katıldığı Tv programında Kafkası Trakya'ya götürürseniz mutsuz olur diye açıklama yaptı ve videosunu kesip kenara aldım. Aynı kişi yıllar öncesi Türkiye'nin her tarafına bu arıyı veriken neler düşünüyorlardı yukarıdaki kendi yayınlarına bakın.

Ülkemizdeki melezlenmeyi her türlü ispat ederim diyorum kimse inanmıyor alın size bilimsel kanıtlar yukarıda.

Daha bitmedi birde bakanlığımızın yayınına bir bakalım. Bu yayın eski değil buda yenisi.


Son 30-40 yıldır gezginci arılarımız daha çok bal almak düşüncesi ile kolonilerini, çiçeğin olduğu ülkenin her yerinde gezdirmektedirler. Her bölgenin eko tipi olan yerli arılar, gezginci arıcıların arıları ile oğul mevsiminde melezleşerek yıllar yılı yörelerine adapte olarak doğal seleksiyon sonucu verimli hale gelen eko tipler gezginci arılar ile melezleşmişlerdir. Ana arıların, 3-8 km. çevrede uçuş sırasında çiftleşmesi doğal davranış olup; melezleşme kaçınılmaz bir sonuç olmuştur. Yıllardır devam eden kontrolsüz melezleşme sonucunda da verimsizlik ve dejenerasyon görülmüştür. Sonuçta çevre şartlarına dayanıklı eko tipler, gezginci arıcılık dolayısıyla orijinalliklerini koruyamamışlar, olumsuz karakterler ileri melez generasyonlarıda dominant karakter olabilmiştir. Sonuç olarak arıcılarımızın yaygın şikayetleri Orta ve Doğu Anadolu’da yazın nektar akımı döneminde çok hızlı yavru yapan ama bal stokla mayan, sonbahara çok yavrulu bol stoksuz giren, kış şartlarına dayanıksız ve ölen arı mevcudu oluşmuştur.

Bu yayının bir parçası ve bakanlığın sitesindeki açıklamada budur. Bakın bakalım eko tip kalmış mı? bunu da ben söylemiyorum bakanlığın kendisi açıklıyor. Oturduğu yerden arıyı, safı, f1ri, eko tipi ve hibrit arıyı bilmeyenler ahkam kesiyor. Biz buralara neden geldik bunun sorumlularını arayın.

Tamamını kaynagından okumak isteyen ise bu linkten okuyabilir.

http://www.tarim.gov.tr/uretim/Aricilik,Ana_Ari_Yetistiricilik.html

Kasıtlı yazanlara ne desek fayda etmeyecektir, onları kendi hallerine bırakmak lazım, onlar yanıldıklarını kendileri anlar diye bir söz vardı, ama aklı selim kişiler  yayınları tarafsız okuduklarında olayları anlayacağını umuyorum. Yıllarca bizi kandırdılar, ya oltaları yutmaya yada uyanmaya devam. Gelin yukarıdaki tabloda bana bir eko tip arı bulun, gelin  bana Anadolu arısı buluversin yada yerli.....


« Son Düzenleme: 13 Kasım 2011, 08:08:19 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

erkanduzce

  • Ziyaretçi
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #7 : 30 Kasım 2011, 17:01:20 »
ali bey
merhabalar
 ana arı üzerine bir konuda ki deneyiminiz hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum...

1-elinizde saf ana var (karniyol) bu anadan transfer yaptınız ama çiftleşme de çoğunluk olarak diğer ırklar var.
2- yine saf ana (karniyol) artık arılığınızda erkek karniyol da üretiyorsunuz çoğunluk erkekler karniyol
3-saf karniyol ana ve suni dölleme sayesinde saf karniyol erkekler

benim gözlemlediğim kadar bu üç çeşitlede çalıştınız..
size göre daha verimli olan ırk kaç numara idi..

karniyol ırk ile çalışan bir abi nin yazısında hayalim
saf karniyol kızlarımı saf kafkaslar ile çiftleştirmek di.. diye bir yazı okudum..
açıkçası merak ta ettim
birde f1 lerin bal toplayışı saflardan daha iyidir deniyor ya öyle ise ama hangi f1 lerdir bunlar ..

bu konuda yardımcı olabilirmisiniz.

kolay gelsin..

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #8 : 30 Kasım 2011, 18:14:01 »
ali bey
merhabalar
 ana arı üzerine bir konuda ki deneyiminiz hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum...

1-elinizde saf ana var (karniyol) bu anadan transfer yaptınız ama çiftleşme de çoğunluk olarak diğer ırklar var.
2- yine saf ana (karniyol) artık arılığınızda erkek karniyol da üretiyorsunuz çoğunluk erkekler karniyol
3-saf karniyol ana ve suni dölleme sayesinde saf karniyol erkekler

benim gözlemlediğim kadar bu üç çeşitlede çalıştınız..
size göre daha verimli olan ırk kaç numara idi..

karniyol ırk ile çalışan bir abi nin yazısında hayalim
saf karniyol kızlarımı saf kafkaslar ile çiftleştirmek di.. diye bir yazı okudum..
açıkçası merak ta ettim
birde f1 lerin bal toplayışı saflardan daha iyidir deniyor ya öyle ise ama hangi f1 lerdir bunlar ..

bu konuda yardımcı olabilirmisiniz.

kolay gelsin..


Erkan bey;
Bu melezleşme konusu çok önemlidir ve bunu defalarca yazayım dedim arada kaynadı.

Bizim bazı arkadaşlarımız efendim elimizdeki değerleri bilmiyoruz ayakları yapıp duygu sömürüsü yapmaktan öte gidemez.

Birde derler ki madem kendi arıları bu kadar iyi neden bizden arı götürüyorlar. Bakın bunlar çok önemli meselelerdir.
Almanyayı örnek veriyorum, Almanya'da 100 koloni varsa 95 tanesi karnioldur. Geri kalan 5 kolonide Buckfast denilen papaz arısını oluşturmakta. Bunu defalarca ben Mehmet Yüksel ile konuştum. Belki oranlarda üç aşağı beş yukarı değişiklik olabilir, Mehmet bile 10 kolonisi varken bir tane papaz arısı vardı. Denemek için almıştı daha sonra bu arıyla çalışmak istemedi. Burada %5 lik papaz arısı, karniolu melezlemede kullanılıyor, ayriyeten melezlemek için başka doğal arılarda temin edip kullandıklarını biliyoruz.

Siz böyle bir ülkede arıcılık yaptığınızda tüm arılar karniol'laşır. Tüm arı ırklarının safı melezleri kadar verimli olmaz.

 Birinci sorunuzun cevabı budur, yani saftan üretilen ana arılar başka ırklarla melezlenmeli.En verimli hat tüm ırkların F1 lerinde olur, dünyada kural budur. Atıyorum saf arı 10 kilo bal toplarsa, f1 15 kilo bal toplar, f2 olduğunda durum düşüşe geçer, f3 te gene bozulma devam eder ve daha az bal toplayan arılar çıkar, çok ileri melezler içerisinde tesadüfü çok iyi kolonilerde bulabilirsiniz ama aynı ana arıyı bir daha üretme şansınız yok. Bu bahsettiğim olay grafikli bir şekilde vardı nerede bulamıyorum. Melezlenme ilerledikçe verim düşüyordu.

Gelelim Almanya veya başka ülkelerdeki durumlara, adamların elinde kullanacakları damızlıklar oluşturulmuş, hatların safları ellerinde sabitlenmiş. Bu arıları melezlemek için dogal arılara ihtiyaçları var, bunuda bizim geçmişteki Anadolu arısıyla çözmüşler. Bana göre geçmişteki arılarımız kalmadı, ülkemizdeki yanlış damızlık uygulamasıyla 25 yıldır her yere gönderilen Kafkas damızlıklar yurdumuzdaki tüm arıları kafkaslaştırdı.

Almanya bizden arı götürüyor ve hala niye karniol kullanıyor, demek ki bizden gidenlerden erkek üretip f1 oluşturmakta kullanıyorlar.

İkinci sorunuzun cevabı ise safa yakın arılar oluşur. F1 den ana arı üretimi yaptığında (sizin 2. sorunuza göre)ana arı genelde saf erkeklerle çiftleştiği için, f1 den f1 üretme şansınız çok yüksek olup, damızlığı olmayanlar bu tip f1 leri kullanabilir.Çok yakın akrabasıyla çiftleşen ve gerekli melezliğe ulaşamayan bu arılar tam melezler kadar verimli olamazlar, çünkü safa çok yakın veya saftırlar.

Üçüncü sorunuz ise saf bir arıyı yukarıdaki kırı-terleri gözden geçirdiğinizde, bala çalıştırmanıza gerek yoktur. Zaten suni tohumlanmış ana arılar çok kıymetli arılardır ve az yumurta atmalarını isteriz. Ne kadar az yumurta atar ise o kadar uzun yaşar. Damızlık arılar ne yazık ki bizim ülkemizde değerleri henüz bilinmiyor. Damızlıkların değeri bilinseydi arıcılığımız katlama yapardı.



Bir şeyide merak etmişin, kafkas ile karniolun karışımını bahsediyorsunuz, o abinizin kim oldugunuda biliyorum, demek ki karnioldan memnun değil macera arıyor,ayrıca ondan aldığımız ana arıların bazıları bizi yemişti, acayip saldırganlardı, neyse  bu iş hibrit arı işine girer. Mesela papaz arısı bir kaç ırkın karışımıdır ve formülünü bilen papaz arısı üretebilir. Kafkas ile karniolu melezlemek çok kolay, şimdi anamı Kafkas olacak babamı Kafkas olacak ve bu işin en verimli hattı kaç hat sonrası olacak hep soru işaretidir. Basit olsaydı hemen yapılırdı, ırkları birbirine karıştırmak ve bunun sıralaması bilmek lazım. İstenilen ırkların istenilen ırklarla melezleşmesinin adına  hibrit denilmekte.
« Son Düzenleme: 30 Kasım 2011, 21:34:09 Gönderen: Arı Bakanı »
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

osmanbaris

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 10
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #9 : 02 Aralık 2011, 21:49:19 »
Ali bey bu anlattıklarınız beni bayaa etkiledi.İnşallah bunu yapanların amacı ülkedeki arı ırklarını melezleştirmek olmasın.İnanmak istemiyorum.

Eğer buysa ortada çok büyük bir ihanet ve rant var.Kim ne derse desin.

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.185
    • Ali Türk
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #10 : 03 Aralık 2011, 09:46:21 »
OsmanBarış;
Bu işi yapan kurumun yayınları ortada, ırkların melezlendiğini söyleyip damızlık aranıyor. Damızlık olarak Kafkas arısı baştan zaten seçilmiş. Daha sonra yapılan çalışmaların uzun süreceğinden midir nedir, Amerika dan Kafkas damızlıklar geliyor. Çok kısa süre içerisinde binlerce damızlıklar üretilip, Türkiye geneline yayılıyor.
İşin ihanet yönünde ben bizim bilimcilerin böyle bir şey yapacağına kesinlikle ihtimal vermiyorum. Zaten böyle bir niyetleri olsaydı bu kadar zorlu işlere girişmezlerdi diye düşünüyorum.

İş ne olursa olsun, siz o konuda geri kaldıysanız birileri sizi kandırabilir, benimde tahminim Amerika bu arıları bize arıcılığımızın geri kalması için verdi diye düşünüyorum. Arının Ülke arısı olmadığını zaten herkes gördü, Kafkas arısını yayan ekibin içindeki kişi bile bunu artık söyleyebiliyor, bu arı mekanında iş yapar demekte. Asıl tahribatı bu arılar ülke genelini melezleyerek yaptı. Her şey ortada işten biraz anlayanlar olayları okuyabilir.
Bu işin belgeleri hani derler ya, belgelerle yapılanlar bu konu içinde paylaşılmış durumda merak edenler yeniden okuyup durma bir daha baksın. Bu iş yapılırken diğer ırkların düşünülmedi ap açık ortadadır.
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

erkanduzce

  • Ziyaretçi
Ynt: ARICILIKTA MELEZLEŞME
« Yanıtla #11 : 03 Aralık 2011, 10:19:18 »
ali bey öncelikle tşk ederim.

arıcılıkta bilimselleşmek adına 2008 yılından beri tarzımı değiştirdim.
insan kendi başına bir yere kadar..
yukarıda bahsettiğimiz abi  A. B. isim ve soy idminin baş harflerini yazdım
karniyol ırkını ilk duyduğum ve arıcılıkta yapılması gerekenlerin önemi hakkında
bilgi sahibi olduğum biridir.  elbette  yanlış yapmamıştır her şeyi doğrudur diyemem..

2008 yılında bir yazısında insanlar (arıcılar) devletin kafkası her yere göndererek
ülke genelinde melezleşme çöplüğü haline geldiğini görünce
kendileri SUNNİ DÖLLEME cihazları edinerek bazı işleri artık kendileri yapacaktır demişti..

gel gelelim gerçekten SAF  F1 MELEZ olayını arıcılara anlatmalı
yoksa bu işin sonu kötüye gitmeye devam ediyor..

çalışmalarınızda başarılar dilerim..