Hırsızlık denildiğinde aklıma ilk gelen ahlaksızlık olur.
Hele hırsızlığı yapan kişi ben Müslümanım diyecek kadar adi olamaz.
Hayatta yapılan hiçbir şey kayıtsız değildir bu yapılanların bir gün hesabı verilecek.
İnsanlar arasında hırsızlıkların yaygınlaşması, inanç ve ahlakla doğrudan ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Bu kişiler insanlıktan nasibini alamayan, ahlaksız, namussuz, şerefsiz, sonuçta insan olamayanlara has işler diye toparlayayım.
Hayat geçici, bu gün sen çalarsın yarın senden bu bir türlü çıkacaktır. Çoluk çocuğun hasta olur, kaza geçirir, çalan kişi dermansız hastalıklara tutulur ve farkında olmadan çaldığı miktarın çok üstünde ödemeler yapar ama kişi bunların yaptıklarının karşılığı olduğunu bilemez. Dünyadaki bu ödemelerle yaptığı suçun cezası bittimi, hayır birde öbür tarafta tüm insanların önünde tekrar muhakeme edilecektir.
Birçok kişi arıcılık yapmakta, mutlaka arılarımız sönüyor, oğullarımız kaçıyor, bunlara ne kadar dikkat edersek edelim sonuçta elimizden bir şey gelmemekte. Bu hırsızlığı yapan kişi mutlaka arıcı, arıcı olmayan arı çalamaz, ama gerçek arıcıda kimsenin arısını çalmaz.
Hırsızlık sana ait olmayanı haksız şekilde kendi zimmetine geçirmektir.
İşin en garip tarafı ise burada gizlice hırsızlık yapanlar ahrette herkesin önünde ben hırsızlık yaptım ve hak sahibine borcumu ödeyeceğim diyerek alenen mahkeme olacaklar.
Dolayısı ile kim ne yapıyorsa yanındaki meleklerin hayatlarını videoya aldığını unutmamalı, mahşer günü herkes kendi hayat videosunu izleyip hesap verecektir.