Gönderen Konu: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA  (Okunma sayısı 16064 defa)

yunus emre

  • Ziyaretçi
KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« : 24 Ekim 2010, 12:13:45 »
Kovanları nakile hazırlarken yapmamız gerekenler;

Kendi yaptıklarım sırasıyla;

İlk olarak konavdaki patlak çatlak ve arı çıkabilecek yerleri gözden kaçırmadan tamir edip kapatmamız gerekiyor.arı sayınız fazla ise ve yüklemede arı çıkarsa hem zamanınız kayboluyor hemde işi bilmeyen kişiler kaçıyor , işiniz aksıyor.

(Arılar eğer ballı ise sağılmadan nakil edilmemesi gerekiyor.arı yanmalarının ve petek göçmelerinin nedeni kovandaki alınmamış baldır.)

Bahar nakillerinde gideceğiniz yer yöreye göre nakilden önce arıya fazladan petek vermek gerekiyor..kabarmış peteğiniz varsa kabarmış yoksa ham petek..nedeni nakilden sonra arıya hemen bakamama ihtimaliniz ve arının boş yere dalak atması petek örmesi. öyle zamanlar gördük ki arka arkaya 3-4 çıta dalaklakları arı indiriveriyor.

Bir diğer işlem petek kayma olasılığı için çıtaları içten kaymayacak şekilde çivilemek yada başka bir şeyle kaymasını engellemek.kafkas melezleri bu konuda bize biraz yardımcı oluyor nedeni ise fazla propolis.çıtalar birbirine çok sağlam tutturuluyor.ama yinede gözden geçirmekte fayda var..

Bir diğer husus, kovanların havalandırması. havalandırmaların açılması ve arı tarafından kapatılan özellikle alt havalandırmalar arılar tarafından artık maddelerin buraya biriktirilmesiyle kapanıyor.bakıp temizlemek gerekiyor..uçuş kapaklarındaki havalandırmalarda aynı nedenle kapanıyor bunlarda küçük bir testere ile kolayca temizleniyor.gidilecek yol uzun ve arı mevcudu kalabalıksa bu iki havalandırmaya olsa dahi  kovanların üzerindeki örtü bezleri toplanıyor ve yerine telis çuval yada elek teli şeklinde örtü konuluyor  havalandırma tam sağlanmış oluyor.

Diğer bir işlem.kovanların ve ballıkların çivilenmesi tellenmesi yada kilit sistemi varsa takılması.özellikle arı taşımaya işi bilmeyen ücretli kişiler getiriyorsanız bu konuya dikkat edilmeli.çünkü kovanı tutma yanlışlığı arıdan korkma vb. nedenlerden bazen kovanın öylece yere atıldığı bile oluyor.kovanınız sağlam bi şekilde hazırlanmış ise hiç birşey olmaz.

şimdilik aklıma gelen bunlar.

« Son Düzenleme: 24 Ekim 2010, 12:15:18 Gönderen: yunus emre »

arıgülü

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 49
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #1 : 25 Ekim 2010, 07:55:50 »
Sn Yunus Emre ben sabit arıcılık yapan biri olarak tüm gezginci arıcıların tel altlıklı kovanlara geçmesi taraftarıyım. Bu yaz hiç ben kovanlarımda hiç sıcakdan oluşmuş salkım görmedim. Nektarın kesilmesinden sonra muslukları 4-5 cm kadar daralttım gene olmadı.Saygılar.

Arı Bakanı

  • Yönetici
  • Özel Üye
  • *****
  • İleti: 1.184
    • Ali Türk
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #2 : 26 Ekim 2010, 11:19:58 »

Gezginci arıcılık.
Kolonilerin nakli.
Gezginci arıcılık yaptığınızda, sürekli nektardan nektara arı kolonilerinizi nakledeceksiniz.
Kovanların nakile hazırlanması ise işin en önemli bölümüdür. Kovanların hazırlanması arılıkta arı sayısına göre bazen birkaç gününüzü alır.
Başta kovanların kaçakları kontrol edilir, katlar ve kapaklar çakılır, en son işlem ise akşam muslukların kapatılmasıdır.

Nakil olacak kolonilerin havalandırmaları çok iyi olmalı.
Yoksa güçlü koloniler havasızlıktan ölürler.
Yolculuk kısa diye düşünmeyin yolculukta başınıza neler geleceğini bilmiyoruz. Kaza olur araç bozulur, yol kapanır, onun için havalandırma önemli, Kovanlarınızda tel altlık varsa koloni bir hafta yolculuk etsin gene bir şey olmuyor.
Tel atlık kullanımından sonra başka bir sorun daha çıktı. Bazı kovanların altına arı birikmesi oluyor. Ne işleri var bilemiyorum elek telin altında salkım bile oluşturana rastladık. Normal şartlarda kovandan arı çıkmamasına rağmen, bu arılar canınızı yakıyor. Bunu arıları yüklerken fark ediyorsunuz.  Elek telli altlıkları olanlar nakillerden birkaç gün öncesi çekmeceyi kapatırsa içerde bulunan arılar ölüyor ve bunlardan kurtuluyorsunuz. 

Ben kendi açımdan baktığımda ne kadar arıcıyım desem de asıl arıcılara haksızlık etmiş olurum.
 Benim bir işim var ve hiçbir ek iş yapmasam rahatlıkla geçimimi yaparım.
Mesleği arıcılık olanlara zaten ulaşamıyoruz, siz ne derseniz deyin orada bir gelenek var bu sürüp gidiyor.

Bizim hedef kitlemiz ise arıcılığa yeni başlayanlar, birde arıcılığı geliştirmek isteyenlerdir.

Kovanların nakillerinde sorun çıkarsa ne yapmalıyız bölüne göz atacak olur isek.
Sorun nedir diyecek olanlar olabilir, sorun kovanlardan arı çıkmasıdır.
Bunu önlemek için arıcıların çeşitli yöntemleri vardır.
Bazı arıcılar birkaç kilo cam macunu alır, kaçak olan yere cam macununu basarsınız arı çıkışını keser ve işinize devam edersiniz.
Bazı arıcılar killi çamur hazırlarlar, aynı cam macunu gibi kaçaklara basarsınız.
Yaş hayvan gübresi sıvayanlarda oluyor, yani tezek.
Ben böyle bir kaçak yaşarsam, yanınızda bez veya çuval varsa. Hemen üzerini kapatıp zımbayla çaktığınızda olay anında hallediliyor, çıkan arıda bez veya çuvalın altında kalır, size zarar veremez. Kaçak küçük ve düz bir alansa karton da zımbalanabilir. Bazen kuluçkalıkla, ballık arasından arı çıkabiliyor, o bölüme karton kesip önceden zımbalıyorum. Arıcılıkta en önemli aletlerden birisi zımbadır, pek yaygın olmasa da ilerde herkes bu aletin faydalarını görüp zımba edinecektir.

Ben nasılsa gezgincilik yapmıyorum demeyin.
Mutlaka bir yerden bir yere arı kovanı götüreceksiniz ve bu işler başınıza çok büyük işler açacaktır.

Birilerine bazı şeyleri tarif ederken mümkün oldugunca tecrübelerimizi ve görsel olarak resim ve filimlerimi sunuyorum.
Arıcılık, arıyı yönetme sanatıdır... Siz arıyı yönetemez iseniz, arılar sizi yönetir...

Ali Türk

yunus emre

  • Ziyaretçi
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #3 : 26 Ekim 2010, 22:21:09 »
sn arıgülü;
Ülkemizde bir çok işte olduğu gibi arıcılıkta kısıtlı imkanlarla yapılmakta. sıfırdan arıcılığa başlanıcaksa yada yeni kovan yaptırılacaksa iyi düşünüp araştırdıktan sonra arılar için en sağlıklı kovanın yapılması önemli.ama elinde kovanı bulunan bir gezginci arıcı için bu o kadar kolay değil. bu zaten kısıtlı olan  imkanları iyice kısmak demek. şuan ilaveli takım kovan 80 tl civarında, kovanda değişiklik istenirse,(tel altlık, polen tuzağı) gibi bu fiyat işçilik nedeniyle daha da artmakta.bunuda 100 kovanda düşünürsek 9000 tl gibi bir para yapmakta.gezginci arıcı yıllık tüm masraflarını karşılayıp ihtiyacı olan parayıda ayırdıktan sonra elinde hala fazladan para kalırsa bu işi şöyle bi düşünür..!bakın düşünür diyorum yapar demiyorum.!nedeni ise arıcılığın gidişatı ve toptan bal fiyatları vb birçok olumsuzluk sıralanır..!
bir diğer hususta hobi yada ikinci iş olarak yapılan arıcılıkla gezginci arıcılık karşılaştırılmamalı.ikisi birbirinden çok farklı.saygılar.

arıgülü

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 49
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #4 : 27 Ekim 2010, 12:01:16 »
sn arıgülü;

bir diğer hususta hobi yada ikinci iş olarak yapılan arıcılıkla gezginci arıcılık karşılaştırılmamalı.ikisi birbirinden çok farklı.saygılar.
Sn Yunus Emre işin mali boyutundan bakarsanız dediklerinize harfiyen katılıyor hatta hatta arıcılığın geçim kaynağı olarak düşünülmesini bile mevcut şartlarda çok akılcı bulmuyorum. Bu nedenlede ben dahil pak çok kişi bu işi ikincil iş yada hobi olarak yapıyorlar.Bu noktada aslında kapalı altlıklı kovan kullanan arıcıların tel altlıklı kovan kullananlara kıyasla kayıpları nedir ne düzeydedir sorusuna cevap bulabilsek konu çözülecek. Bizim ülkemizde işler biraz tecrübe, duyduklarım ve gördüklerim şeklindeki kaynaklara göre yapıldığı için bu nedenlede arıcıların kayıt tutma alışkanlıkları olmadığı için bu kaybın ne olduğunu bilmemizde uzun yıllar mümkün görünmüyor.

"bir diğer hususta hobi yada ikinci iş olarak yapılan arıcılıkla gezginci arıcılık karşılaştırılmamalı.ikisi birbirinden çok farklı.saygılar." Yukardaaki görüşünüze de katılmak mümkün değil. Aradaki tek fark hobici yada ek iş olarak yapanlar arıcılık yaparken ticari kaygılarla kullandıkları malzemeleri ( ki en önemlisi ilaçlardır burada) seçmiyorlar. Keşke aradaki tek fark kovan maliyeti olsa. Bu sene trakyada bal sağmadan dönen arıcılarımız oldu Almanyadaki Mehmet beyin şu ana kadar bal sağımı yapamadım dediğini duymadım komediye bakınki o eli boş dönenler 200-300 kovandan bahsediyorlar Mehmet bey ise 8 arısıyla bu işi hobi olarak yapıyor. Saygı bizden...

yunus emre

  • Ziyaretçi
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #5 : 29 Ekim 2010, 01:08:18 »
Alıntı
Sn Yunus Emre işin mali boyutundan bakarsanız dediklerinize harfiyen katılıyor hatta hatta arıcılığın geçim kaynağı olarak düşünülmesini bile mevcut şartlarda çok akılcı bulmuyorum. Bu nedenlede ben dahil pak çok kişi bu işi ikincil iş yada hobi olarak yapıyorlar.Bu noktada aslında kapalı altlıklı kovan kullanan arıcıların tel altlıklı kovan kullananlara kıyasla kayıpları nedir ne düzeydedir sorusuna cevap bulabilsek konu çözülecek. Bizim ülkemizde işler biraz tecrübe, duyduklarım ve gördüklerim şeklindeki kaynaklara göre yapıldığı için bu nedenlede arıcıların kayıt tutma alışkanlıkları olmadığı için bu kaybın ne olduğunu bilmemizde uzun yıllar mümkün görünmüyor.

sn arıgülü yukardaki yazdıklarınıza katılıyorum.Bu konuda şöyle bişey söyleyebilirim.Elimde tabanında 20*20 havalandırmalı vede aynı zamanda polen tuzaklı 100 kovanım var..Gözlemlerimde bal olduğu zaman bu kovanların balının diğer kovanlarda olan balla bir farklılık göstermediği.Elimde hiç havalandırması olmayan çeşitli ağaçlardan çeşitli kovanlar var.herhangi bir yörede sağıma girdiğimiz zaman; mevcutlarına göre değerlendirdiğim de farklı kovanlardaki arıların verdiği balın değişmediğini görüyorum.Ama şu varki bu kovanların hepsinin uçuş delikleri 20 cm dir. Dar kovanlarıda elimizden geldiğince el törpüsüyle genişletmişizdir.

Alıntı
"bir diğer hususta hobi yada ikinci iş olarak yapılan arıcılıkla gezginci arıcılık karşılaştırılmamalı.ikisi birbirinden çok farklı.saygılar." Yukardaaki görüşünüze de katılmak mümkün değil. Aradaki tek fark hobici yada ek iş olarak yapanlar arıcılık yaparken ticari kaygılarla kullandıkları malzemeleri ( ki en önemlisi ilaçlardır burada) seçmiyorlar. Keşke aradaki tek fark kovan maliyeti olsa. Bu sene trakyada bal sağmadan dönen arıcılarımız oldu Almanyadaki Mehmet beyin şu ana kadar bal sağımı yapamadım dediğini duymadım komediye bakınki o eli boş dönenler 200-300 kovandan bahsediyorlar Mehmet bey ise 8 arısıyla bu işi hobi olarak yapıyor. Saygı bizden...

Gezginci arıcılığa gelince; bu ilaç seçmedir vb durumlar düşündüğünüz kadar da kötü değildir..Bende gezginci bir arıcı olarak bu ve benzeri konulara elimden geldiğince dikkat ediyorum..Bir diğer hususta artık birçok firma balı tahlil yapıyor ve ona göre alıyor.Yani gezginci arıcı istesede ismesede buna dikkat etmek zorunda kalıyor..

sn arıgülü almanyayla bizim ülkemizde bu bakımdan karşılaştırılamaz.. Birincisi trakyaya gelen arıcılar ayçiçegi için geliyorlar..Ayçiçeğinin bal vermesi senenin başından itibarenki başlayan hava durumuyla alakalıdır.Eğerki uygun hava koşulları olmazsa ayçiçeği bal vermez, bunu herkes bilir. Bu karşılaştırma şu şekilde yapılır;mehmet beyin arılarıda trakyadadır. Aynı bölgede mehmet bey bal alır, yakınındaki başka bir arıcı alamazsa sizin söylediğiniz durum ortaya çıkar..Ama bi almanyayla bizim edirnemizi konyamızı yada başka bir ilimizi karşılaştıramazsınız..Bir diğerli önemli hususta şudur ki; arıcılığı hobi olarak yapan birinin 10-20 arıya,bir yılda verdiği toplam şekeri, gezginci bir arıcı 200-300 arıya vermekte..Gerisini siz düşünün artık..Saygılar.
« Son Düzenleme: 29 Ekim 2010, 01:42:57 Gönderen: yunus emre »

arıgülü

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 49
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #6 : 31 Ekim 2010, 20:03:20 »
“herhangi bir yörede sağıma girdiğimiz zaman; mevcutlarına göre değerlendirdiğim de farklı kovanlardaki arıların verdiği balın değişmediğini görüyorum”

Sayın yunus emre tel altlıklı kovanlar; arıların mevcutlarının üst düzeyde olmasını sağlamak amaçlı olarak kullanılan kovanlardır. Başka bir anlatımla kapalı altlıklı kovanlardaki havalandırma eksikliği ve varroa mücadelesindeki olumsuzluklara alternetif olarak tasarlanmış ve sonuç olarakda yüksek mevcutlu koloni hedefine ulaşabilmek için uygun kovanlardır. Bu iki kovanı içlerine aynı mevcut arıyı koyup getirdikleri bala bakacak olursanız yanılırsınız zira tel altlıklı kovanların arıların bal keselerini genişletici bir etkisi yoktur.


“Bu karşılaştırma şu şekilde yapılır;mehmet beyin arılarıda trakyadadır. Aynı bölgede mehmet bey bal alır, yakınındaki başka bir arıcı alamazsa sizin söylediğiniz durum ortaya çıkar..”


Burada da hatalısınız neden derseniz bu sene trakyada bal sağan arıcılar oldu. Sağamayan arıcılarda oldu. Hemde aynı yerde örnek verelim derseniz bloglardan tanıdığım Asım Kadıoğlu bey Yeniçiftlik beldesinde sağım yapamadı Ali Türk bey Sultanköyde sağım yapdı vede filmlerini paylaştı Muhteşem bey Marmara ereylisinde sağım yaptı filmlerini paylaştı. Bölgeyi bilen biri olarak bu üç belde birbirilerine bitişik yerleşim yerleridir. Sağım yapamayanlar ayrıca bu sene anlayamadım arılarım bitmiş şeklinde haberlerde yaptılar bilmem anlatabildimmi.

Ama son olarak bir şey demem gerekirse gelin bu bölümde bana cevap vermeyin ve bu bir ilk olsun sizin için zira sürekli savunma halindesiniz halbuki burada bilgi paylaşıyoruz sonu olmayacak bir yazışmanın içinde olmayalım.

miriliburak

  • Ziyaretçi
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #7 : 01 Kasım 2010, 09:22:34 »
Benimde bir sorum olacak ?

Neden Almanya ile Türkiye'yi kıyaslamayalım yani neye göre kıyas mümkün değil. Hava şartlarımı?, bal akım dönemimi?, arıcılarmı?, insanlarmı?, sumu?, çiçekmi veya siz ne düşünüyorsunuz. Birde siz Almanya'yı ne kadar biliyor ve ne kadar süre orada yaşadınız ki Türkiye ile kıyas edip bu kanaate vardınız. Niye bir ilimizle kıyaslamıyoruz bizde hiçmi Almanya ya benzeyen il yok yada ne bileyim yakın şartları olan bunları neye göre söylüyorsunuz ?.

yunus emre

  • Ziyaretçi
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #8 : 02 Kasım 2010, 12:18:56 »
Alıntı
Sayın yunus emre tel altlıklı kovanlar; arıların mevcutlarının üst düzeyde olmasını sağlamak amaçlı olarak kullanılan kovanlardır. Başka bir anlatımla kapalı altlıklı kovanlardaki havalandırma eksikliği ve varroa mücadelesindeki olumsuzluklara alternetif olarak tasarlanmış ve sonuç olarakda yüksek mevcutlu koloni hedefine ulaşabilmek için uygun kovanlardır. Bu iki kovanı içlerine aynı mevcut arıyı koyup getirdikleri bala bakacak olursanız yanılırsınız zira tel altlıklı kovanların arıların bal keselerini genişletici bir etkisi yoktur.

Peki ondan mı diyordunuz  Mehmet bey şu kadar bal aldı Edirne deki gezginci arıcıda havasını aldı diye. Söylediğinize göre demek ki tel altlıklı kovan bal keslerini genişletiyormuş. Ben demedim bunu siz dediniz.

Biz  demiyoruz ki arılarda ırk farklılığı farklı iklim hava koşularında bal verimi değişmez aynı olur. Bu sadece arılarda değil tüm hayvanlarda böyledir . Buna kimsenin bir şey dediği yok. Ama sizin örneğinize bakıldığında sanki tüm şartlar aynıymış gibi biri alıyor diğeri neden alamıyor.

Alıntı
Burada da hatalısınız neden derseniz bu sene trakyada bal sağan arıcılar oldu. Sağamayan arıcılarda oldu. Hemde aynı yerde örnek verelim derseniz bloglardan tanıdığım Asım Kadıoğlu bey Yeniçiftlik beldesinde sağım yapamadı Ali Türk bey Sultanköyde sağım yapdı vede filmlerini paylaştı Muhteşem bey Marmara ereylisinde sağım yaptı filmlerini paylaştı. Bölgeyi bilen biri olarak bu üç belde birbirilerine bitişik yerleşim yerleridir. Sağım yapamayanlar ayrıca bu sene anlayamadım arılarım bitmiş şeklinde haberlerde yaptılar bilmem anlatabildimmi.

Buradaki olan durumda farklı arı ırkları ve arıların mevcutlarıyla alakalıdır. Aynı yerde misal Ahmet ağa 100 arıdan 20 teneke alır, Mehmet ağa 50 arıdan 30 teneke bal alır. Bunun nedeni arılardaki ırk farklılığı ve arının mevcududur. Aynı ırk oldu mu mevcutları ve sağlıklı oluşları, farklı ırk olduklarında da yine mevcutları ve sağlıkları ve de ırkın gösterdiği karakteristik özelliklerle alakalıdır. Bu özellik bal toplama, petek örme, hastalıklara karşı direnç vb sıralanır gider.

Alıntı
Ama son olarak bir şey demem gerekirse gelin bu bölümde bana cevap vermeyin ve bu bir ilk olsun sizin için zira sürekli savunma halindesiniz halbuki burada bilgi paylaşıyoruz sonu olmayacak bir yazışmanın içinde olmayalım.

Ben bur da size cevapta vermiyorum savunmada yapmıyorum. Üzerinde yazılan bir konu var,herkes fikrini düşüncesini paylaşıyor yorum yapıyor. Bende herkesin yaptığını yapıyorum farklı bir şey yapmıyorum. Siz bana şimdi derseniz ki niye yazıyorsun cevap veriyosun diye, olay değişir. Bende size derim o zaman sen niye yazıyorsun cevap veriyorsun arkadaş diye.

Buradaki yazılanlar doğrudur yanlıştır, farklıdır değildir, bunlar ayrı tartışma konusudur, herkes bir şeyler yazıyor. Bur dan kendine bir şeyler katmak isteyenler kendilerince doğru kafasına yatan kısmı alır kullanır. Hiç kimsenin hiçbir kimseye bir dayatması yoktur olamazda.




yunus emre

  • Ziyaretçi
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #9 : 02 Kasım 2010, 12:22:41 »
Sn miriliburak;

Kıyaslayamıyoruz çünküsü ;

En başta önemlisi kullanılan ırk ve ırkın ıslah edilmemiş olması.

Hava şartlarının etkisini görmek için zaten farklı ülkelere gitmeye gerek yok. Bu ülkemizde de çok değişiklik göstermektedir. Herhangi bir yerin senelik aldığı yağış, rüzgarların esiş yönü ve şiddeti, kışın yağan kar miktarı ve toprağın üzerinde durma zamanı, havadaki nem miktarı vb durumlar bitkinin bal verimine etki edip ve arıların çalışmasına engel teşkil eder. Hava şartlarına çok güzel bir örnek, bu mevsimde elma ağacı çiçek açar mı açıyor işte; bloğumda resmi var gördüm hayret ettim resmini de çektim.

Bal akım döneminin etkisi; arıların gelişip mevsime yoğun ve sağlıklı şartlarla girmeleriyle alakalıdır. Yeterince gelişmiş sağlıklı arı kolonileriyle bal akım döneminde istenilen sonuç alınır. Yalnız ülkemizdeki bahar ballarından genelde faydalanılamıyor. Nedeni de kullanılan ırkın mevcudunun kışın çok düşmesi ve erken bahara gelişip yetişmemesi.

Arıcılıkta arıcının etkisi de önemlidir. Arıcılıkta her mevsimde her şeyin yerli yerince yapılmasıyla, sağlıklı güçlü koloniler oluşturulup istenilen ürün elde edilir.

Kullanılan tarım ilaçlarının, yanlış ve bilinçsizce kullanılışı.

Arılara temiz sağlıklı suyun temin edilmemesi.

Ülkemizdeki yapılan küçük baş hayvancılık. Önceden Salı dediğimiz bir olay vardı köylerde. Köyün hayvanı bir sene bir tarafta, bir sene bir tarafta yayılırdı. Böylece bitki kendini tohumlama şansı bulurdu. Şimdi öyle bir şey yok. Önceleri diz boyu bitki olan yerlerde,  eseri yok.

Bu ve benzeri  bir çok nedenden dolayı arıcılıkta kıyaslamalar yanlış düşünceye neden olur. Hiçbir ayrıntıyı göze almadan şurda şu vardı, bur da niye yok denilemez.
« Son Düzenleme: 02 Kasım 2010, 12:28:19 Gönderen: yunus emre »

Yasin EFE

  • Acemi Üye
  • *
  • İleti: 11
  • Çerkezköy/ Tekirdağ
Ynt: KOVANLARI NAKİLE HAZIRLAMA
« Yanıtla #10 : 21 Kasım 2014, 04:32:41 »
Güzel bir konu ilgiyle okudum.  Zaten zaman buldukça eski yazılan konuları okuyarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Önce arı ırkı ve güçlü koloniler. Daha sonra arıların gittiği yerde temiz su ve toprağın yapısı Karakepirse Ayçiçeğine bal fazla geliyor. Hele yer ova ise çiğ düşme olasılığı yüksek olduğundan Bal bol oluyor. Ancak son zamanlarda Çiftçiler Ayçiçek tarlalarına ot çıkmasın ve küf olmasın diye ayçiçeğine çok ilaç atıyorlar. Arı bu çok ilaç atılmış tarlalara pek gitmek istemiyor. Genellikle bir köyde bir çiftçi çok ilaç atıyorsa diğer çiftçilerde ona uyarak atıyordur. O arazi geniş olmasına rağmen bir köyün arazisi olduğu için ilaçlı olabiliyor. Bu da bal verimini düşürüyor.
Birde ayçiçekleri çiçek açmadan önce yağmur düşerse ayçiçekleri çok bal yapıyor. Trakyada eski bir arıcının söylediği, Ergene havzası (Hayrabolu, Muratlı, Lüleburgaz Babaeski) bölgesi çok bal verir demişti.
Arıcılığı seviyorum. Isırmadıkları zaman
0 505 543 43 18
Öğrenilecek çok şey var daha