Arıcının Takvimi > ARICILIKTA OCAK AYI YAPILANLAR

Ocak ayında Arılığım.

(1/5) > >>

Mehmet Yüksel:

Arılığımda yapmış olduğum uygulamalara son vererek,
arıların dinlenme zamanı olan Ocak ayında sadece dışardan
bakıyorum ve kolonileri rahatsız edebilecek husuzlar varsa
önlem alıyorum.


Kovanların karla kaplı olması arılar için hiç de tehlikeli
değildir,sadece kar donarsa kovan içi hava almayabilir,
kovan içi sıcak dışarısı ise soğuk olduğundan kovan girişlerinde
kar eriyebilir eriyen kar da donarsa buzlanır ve kovana hava
girmesini engeller böyle durumlarda kovanın
sadece girişleri açılır.


Koloniler kendilerini kışa hazırlamış durumdalar,arıcının şimdi
yapacağı bütün işlemler arılara zarar verir onun için sonbahar
bakımını doğru yapıp kışın koloniye gerekmedikce
rahatsız etmemek gereklidir.


Bir de şunu belirtmek istiyorum,
Kovanları fazla sararak yani aşırı izole ederek ve kovan girişlerini
daraltarak kovan içinde şöyle bir hata oluyor,arılar kovan dışındaki
gerçek soğukluğu hissedemiyorlar bu sefer erken yumurta bakımı ve
yavru üretimi başlıyor,yavru üretiminde bildiğimiz gibi arıların kovan içi
sıcaklığı olan 35 C°dereceye ihtiyaç vardır arılar zamansız yavru
bakımı için büyük miktarda bal stoklarından tükediyorlar ve kovan
içinde nem oranı birden yükseliyor hatta bazı arılar su ihtiyacı için
dışarıya çıktığında soğuktan ölüyorlar buna çok dikkat etmek gereklidir.
Havalandırması alttan veya kovan girişleri tamamen açık olan
kovanlarda aylık bal tüketimi Ocak- Şubat aylarında 900 gr ile 1.5 kg arası
değişirken,iyi izole edilmiş ve erken yavruya yatmış kolonilerde
aylık stok balı tüketimi Mart ve Nisan aylarında
4 kg ile 8 kg olabiliyor buna çok dikkat etmemiz gereklidir.
Yavruya yatma zamanını ne kadar uzaltabilirsek baharda
arılarımız için o kadar sağlıklı oluyor.

En büyük tehlike ise kışın yavru alanı yapmış koloni yavruların
ısızını korumak için yavrulu çıtayı terk edemez,bir çıta ötesindeki
bal stouğunu bile alamadan dolu bal stoğu olduğu halde
açlıktan ölürler,bu durumlarda şubat ayında güneşli bir günde
koloninin bulunduğu bölgeden boş çıtaları çekerek
ballı çıtaları koloniye yaklaştırdığımızda koloniyi
sönmekten kurtarmış oluyoruz.







mustafa17:
  Syn YÜKSEL, Bilime ve bilgiye önem veren biri olarak;Bizim kurumlarımızdan edinemediğimiz bilgileri Alman üniversitelerinden edinerek bize yazılı ve görsel olarak ulaştırma çabalarına sonsuz TEŞEKKÜR ediyorum.

Mehmet Yüksel:
Mustafa bey zamanla herşey olur inşallah,ben birşey demeyim bu konuda,
paylaştığım konulara ilgi gösterenlere,size ve bütün arı dostlarına çalışmalarında başarılar dilerim,
uymayanlar da kendileri bilir artık,selamlar.

semihsağır:
mehmet bey
arı ve arı ürünleri alanında tıcarı anlamda calışmaktayım bızım dukanımıza gelen arıcılardan 10 gun ıcınde ozellıkle bursa bılecık eskısehırdekı bazı arıcı arkadasların aralık ve ocak donemlerınde arılarında kayıplar basladıgını soylemektedırler..herkezın ortak cümlesi arılarımda bal stogu var ..son bahar bakımını ve varroa mucadelesını yaptık ama arılarımız teket teker gıdıyor dıyorlar.dıkkatımı ceken bır cumle oldu .bu yıl bu bolgelerde ana arı eylul 15 gıbı yımurtlamayı cıddı anlamda azalttı dıyorlar.benım aklıma gelen bu olumlerde varroanın etkısı buyuk dıyorum.118 kovan arımdan 6 tanesını bende kayettım.ve en az 30 kovanımda sıvı surup var .bu surubun bana tehlıkesı ne olur.ve ölümler hakkında sızden ve bakanımdan arıcı arkadaslardan yorumlar beklıyorum..bu gun dukkanıma gelen sefer amca adında kı yaşlı hacı 11 kovanım söndü.acaba ne yapsak dıyor.bu arılar bu kıs olurse bende öülürüm dıyor bu iş ciddi galıba .ölümlerin coğalacağı yonunde ortak gorusler var
saygılar

Arı Bakanı:
Semih bey öncelikle olayı görmeden çözüm isteniliyor bu çok zor. Ben genelde yaşadıklarımı ve tecrübelerimi yazarım, birçok şeyi görüp çözmek daha kolaydır.
Beni takip edenler bu sene olayları gördü. Benim uygulamalarımla başka arıcıların nasıl uygulamalar yaptığını genelde kıyaslayarak haberler yaptım. Gidip başka kovanları açıp onların hatalarını haber yaptım, bunu bile başka yönlere çekmek isteyenler olmuştu. Biri sizin kovanınızı açarsa ne yaparsınız diye. Ben birisinin kovanını açıp ne yapabilirim. Balım var, arım var, ayrıcada anaarı üreten birisiyim. Sırf yanlışları yok edelim bir şablonumuz olsun diye çırpınan birisiyim. Bu sene ormanda gördüğüm kovanların kapaklarını açtığımda
Acayip bir şeyle karşılaştım.  Üst kapakla çıtalar arasında yaklaşık 8–10 cm boşluk var ve arada örtü yok. Bir yanlışlık mı oldu arıcı acaba bu kovana örtü koymayı mı unuttu diye başka kapak açıyorum gene örtü yok. Daha sonra gördüm ki tüm kovanlar böyleydi. Bu vatandaş kışa girmeden 30 kovan arı kaybetti. Ertesi günü bu arıcıyı bulup arılarını sıkıştırdık, yavrulu alan çok azdı, 3–4 çıtalık arılar o kadar bol polen ve nektara rağmen yavruya yatamamışlardı. Hemen bitişiğimdeki kovanlarda aynı durum vardı, 3-4 çıtalık arılar 20 çıtalık alanda tutuldu, yani kovanda 4 çıta arı var fakat kovan katlı duruyordu. Bu ne demektir biliyor musunuz, arılar istenilen ortamı bulamadıkları için yavru yapamadılar ve kışa çok zayıf ve yaşlı arılarla girdiler.


Genelde Almanya örneği veriyoruz. Bunu niçin yapmaktayız orada bir arıcı arkadaşımız üniversite destekli uygulamalarını bizimle paylaşıyor ve kovanların gücüde ortada. Biz bir türlü o seviyeleri yakalayamadık fakat olan bir şeyi başaramamak insana acayip zor geliyor. Önünde numune var ve sen onu yapamıyorsun. Almanya’yla dalga geçenlerin arıları ruşete düştü, ruşetten kutuya doğru yolculuğa çıktılardı neden arılıktan haber yapmıyorlar. Burada bir başka bir örnek daha vereyim, Ynanistanda arıcılıkta bizim gibi geri kalmış durumdadır. Benim bu seneki gözlemim sadece kokini olması lazım isimde yanılabilirim, çam balına kovanlarını katlı soktu. Bir sürü arıcı oradada bizim gibi boşa kürek çekiyor. Fakat içlerinde bir kişi katlı arıyla çam balına giriyor bunuda bir düşünmekte faydalı olur kanaatindeyim.

Almanya’da en az iki aylık bir dönemde 3 posta kış arısı denilen işçi arılar oluşturuluyor. Bu onlar için çok önemli ve o dönemde acayip kek veriliyor. Bu arıların bir postası ölse kalan iki posta arı kışı çok rahat çıkartmakta. Bizde bunun önemini şu ana kadar kavrayan yok. Kışa güçlü ve genç kış arılarıyla giriliyor. Bir diğer husus ise Almanya’daki arıcı yavruya kendisi nokta koyuyor. Basıyor invert şurubu her tarafı bloke edip sırlanmasını bekliyor. Bizde istediğimiz halde bazı arılar o dönemde çok az yavru yapmakta.

Ben bu sene ormandaki arılarıma en az 20 sefer gidip geldim. Bitişiğimdeki ve civardaki arıcıların hiç birisine denk gelemedim sezon bitti. Bu adamlarda varroa mücadelesi yaptıklarını söylüyorlardı. Mücadelede takvime uyulmaz ise arıcı kendisini kandırmakta. Arıcıların her şeyi yaptım demesine ben inanmıyorum, her şeyi yapanların arısı niye sönmüyor, sonuçta bir şeyleri ya fazla yaptı yada yapmadı.

Şimdi adama diyorsun senin arıların şu yüzden öldü, kabul etmiyor. Peki neden öldü sen biliyormusun, ya hiç bir şey bilmiyor, yada acayip senaryolar üretecektir. İşin ilginç tarafı ise benim hatam diyemiyorlar.

Yapılacaklar ise geçmişte kaldı, bundan sonra yapılacak bir şey yok.

Yazılacak çok şey var, uzun yazılardan başta kendim nefret ederim fakat yazmayınca nasıl anlaşılacak. Tekrar sonradan araya başka şeyler ilave edebilirim.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git