Vecdi abi, Adnan bey bu yıl değişiklik olsun diye bir yere gitti, aslında sorduğu soru şuydu, ben gittiğim yerde keçilerin yanına arılarımı koyarsam, arılar keçilere zarar verir mi?
Sonuç ise keçiler arılara zara verdi sanki kovanlarda bal kalmadı...
Irklar arası farkları kim test edecek, bu işler masa başında kitap makale okumakla test edilemez. Oturduğun yerden yazılar yazmakla olmuyor, bir türlü sonuca gidemiyoruz. Arıcılıkta dünyada söz sahibi olduğumuzu iddia edenler var, söz sahibi olmak nasıl bir şey, hiç bir ıslah çalışması yapmayı bırakın başlatamamışız bile....
En iyi bilimcimiz geçinen biri, elinde diploma, benim kariyerim var diye havalar atmakta, iş arıcılığa gelince aman arılarınıza sahip olun demekte, biz arılarımıza sahip olacaksak, bilimcinin işi nedir.....
Hangi üniversitemizin bahçesinde kat kat arılar var, ben hiç görmedim.
İşin garip tarafı hocalarımız yurt dışına gittiklerinde hiç mi katlı kovan görmüyor, biz görüyoruz?
Bir ara bir veteriner arkadaşla konuşmuştuk abi dedi arılar tek kat duruyor ama içinde birer avuç arı var her taraf kanatsız arı dolu demişti. Tek katta bile araştırma ve geliştirmeyi ne kadar başarmışız zaten görüntüler ortada...
Dünyada artık her şey damızlıktan üretiliyor. Damızlığı olmayan üretim düşünülemez. Buyurun ne üretmek isterseniz bir deneyin. Süt üretin, et üretin, domates üretin, salatalık üretin, kavun karpuz üretin, ceviz üretin, fındık üretin, tavuk ördek kaz üretin, hiç bir üretim başıboş yapılmıyor, mutlaka damızlık ön plana çıkıyor.
Bence üniversiteler aklı başında gerçek arıcı çalıştırmalı ve araştırmaları bu arıcının yaptıklarına bakıp sonuç bildirgesi yayınlamalı.