Rüştü bey aslında her şey için hayat aynı diyebiliriz. Siz bir şey yapacaksanız, önce maddi ve kişisel bilgi ve becerilerinizle yola çıkarsınız. En basiti, açsınız ve cebinizde çok az para var, gidip bilmediğiniz bir lüks lokantada İskender kebap isterseniz sonucu tahmin edin.Bu duruma düşmemek için simitlede doyarsınız. Aslında herkes yaptığı iş üstünde düşünmeli, mutlaka bir şeyler bulacaktır.
Arı içinde aynı şeyler geçerli, arılarımız çevre şartlarına ve içerideki bala göre planlar yaparlar. Ben bunu arıcılık anılarında yazmıştım, arı balı varsa fazla çalışmaz, arının balı olmasın yırtar kendisini. Bir arkadaşla gezgincilik yaptık, onun balları Şile de sağmadık, Arıları kaldırmadan birisine bir kovandan 3 çıta bal vermiştik, arıları kaldırıp Trakya ya bıraktık, balı alınan kovanda 3 çıta eksik, Trakya'ya indiğimizde o kovana ham petek takılı 3 çıta vermiştik, 15-20 gn sonrası bal hasadına gittik, ben şilede balların hasadını yapmıştım, arılar boş çıtaları yeniden Trakya da doldurmuş, arkadaşın kovanları açıyoruz zaten ballı gitmişlerdi, o 3 çıta girdiğimiz kovana geldik, çıtalardaki petekler az kabartılmış ve bal konulmamıştı, arılar ise kovan önünde yatıyorlar, benim koloniler imden güçlü idiler. Arı içerideki durma göre yatar veya yardırır diyeyim.
Arı işlere yukarıdan aşağıya başlar, ilk oluşturulan yer gene üst bölümdür, dolayısı ile ilk gelen balda üste konulur, bunun bana göre çalmayla ilgisi yok, sistem bu şekilde işliyor. Arıcılıktaki gözlemler çok önemli, yabancı ülkelerdeki üniversiteler, arıcılara gidip bu yıl başınızdan ilginç bir şey geçtimi diye arıcılara sorular sorup bunları literatüre geçiriyor, bizde makaleleri çevir, piyasaya sür.