Arı Irkları > Karniol

Karniol arısının gelişmesi

(1/2) > >>

Arı Bakanı:

Bu yapmış olduğum tabloyu daha önce paylaşmıştım kimseden ses çıkmadı. Bu arı üç haftada 42 bin yumurta atıyor. Arı ömrünü 40 gün yada 6 hafta dediğimizde bu arı devamlı 80 bin üzeri nüfusu devam ettiriyor

Karniol arısının üzerinde 1930 yılından beri çalışılıyor. Bu arı 20 çıta kuluçkalık verdiğinizde devamlı 80 bin nüfuslu yaşayabiliyor. Uzun yıllardan beri yapılan çalışmalarda, oğul riski çok aza inmiştir. Bu koloni sıkıştığında oğul vermeyeceği anlamına gelmez. Biz yıllardır niye uğraşıyorduk, bizlere seminer ve konferanslarda ne dediler, 80 bin nüfuslu kovanlar oluşturmak için değil miydi tüm çalışmalar? Alın size bir arı, kendi kendine sizin yapmak istediğiniz 80 bin nufusu sağlıyor. Karniyolun en büyük özelliklerinden biri ise bal akımında ilk depolamayı ilaveye yapması kendisini bloke etmemesine neden oluyor. Arı kendisini kilitleyip yavrudan düşmüyor yani. Ballık dolduğunda önlem alınmazsa bu arıda kuluçkalığı bloke eder.



Kafkas arısına bakacak olursak zaten günlük yumurta atışı 1500 doruk noktadır. Birde en ufak bal akımlarında balı ilk depoladığı yer yavru civarı yani kuluçkalık olunca zaten düşük olan yavru kapasitesini kendisi kilitleyen bir ırk.

Ben kafkas arısıyla uzun süre çalıştım, her nektar akımı sonrası arı acayip geri gitti ve ben sabit arıcı degilim. Kestanede koloniyi sağıyorum, Trakyaya arı kalmıyor, Trakyada sağım yapılıyor, pürene arı kalmıyordu, ben bundan dolayı kafkas arısıyla yolumu ayırmışım.Birileri kafkas için neden bu kadar eleştiri yapıyorsun dediği için bu açıklamayı düşüyorum.

 Ülkemizdeki nektar akımına, yâda gezginci arıcılık için uygun bir arı değil. Bu benim fikrimdir.

Sabit arıcılıkta belki düşünülebilir. Nektardan nektara geçişlerde devamlı destek yapacaksın, sonbaharda yaşatmak için destek lazım, baharda geliştirmek için destek yapacaksın.
Yani bize tavsiye edilen 80 bin nüfuslu koloni Kafkas arısıyla imkansız.
 Üç tur yavru yapıldığını var sayarsak bu turun birisi sürekli ölüyor. Kalan nüfus ise hiçbir zaman 80 binlik koloni yapmamaktadır.
Bu benim düşüncelerimdir, bu düşüncemin bilimsel tarifini bilimciler henüz yapamamışlardır, beklide ben yanılıyorum.



Karniol arısının gelişimini böyle bir tabloyla anlatmayı tercih ettimki aradaki farklar gözüksün.
6 Tur yavru tablosu acayip farklar var.
6 Tur karniyol arısı 252 bin yumurta atıyor.
6 Tur Kafkas arısının atmış olduğu yumurta sayısı 189 bin.
Aradaki 4 aylık süre sonrası fark ise 63 bin arı demektir.
Her tur 21 gün olarak hesapladım.
63 bin arıyı çıtayla kıyaslarsanız, çıtalarda arı sayısı mevsime göre fark eder. Salkım gibi sıkışık oldugunda bir çıtada 4 bin civarı arı bulunur, havalar ısındıkça çıta üzerindeki arı sayısı azalır.
Biz en kalabalık arı gibi düşündüğümüzde ortaya 16 çıta gibi bir fark çıkmakta.
Çıtalarda 3 bin arı düşündüğünüzde 21 çıta civarı arı farkı oluşur.

Bunu şöylede açıklayabiliriz.
Kafkas arısı 3 günde 4500 yumurta atıyor, karniol arısı 2000 yumurta attığında 6000 yumurta ediyor. kafkas arısı 6 bin sayısını bulmak için bir gün daha çalışmak zorunda. Bu şu demektir her gün karniyol arısı %25 daha fazla yavru yapıyor %25 de çok büyük bir farktır.

Salih Yıldırım:
(Sabit arıcılıkta belki düşünülebilir. Nektardan nektara geçişlerde devamlı destek yapacaksın, sonbaharda yaşatmak için destek lazım, baharda geliştirmek için destek yapacaksın.
Yani bize tavsiye edilen 80 bin nüfuslu koloni Kafkas arısıyla imkansız.

Karniyolun en büyük özelliklerinden biri ise bal akımında ilk depolamayı ilaveye yapması kendisini bloke etmemesine neden oluyor. Arı kendisini kilitleyip yavrudan düşmüyor yani. Ballık dolduğunda önlem alınmazsa bu arıda kuluçkalığı bloke eder.)


Ali abi yazilarinizdan alinti yaptim.
Söylemleriniz farkli.Nektardan nektara geçiş nedir. Arinin kendisini kitlemesi anlami nedir.Bloke nedir.
Calısmalarinizda basarilar dilerim.


Arı Bakanı:

--- Alıntı yapılan: Salih Yıldırım - 30 Mart 2011, 11:11:53 ---
Ali abi yazilarinizdan alinti yaptim.
Söylemleriniz farkli.Nektardan nektara geçiş nedir. Arinin kendisini kitlemesi anlami nedir.Bloke nedir.
Calısmalarinizda basarilar dilerim.

--- Alıntı sonu ---

Salih Yıldırım;
Farklı söylem ve olaylara degişik açılardan bakan birisiyim.
 Yukarda senin merak ettiğin söylemlerdeki kelimeler arıcılıkta çok farklı olaylara sebebiyet verir.
Nektardan nektara geçiş gezginci arıcılıkta vardır, gezginci arıcılar florayı takip etmek zorundadır.
Sabit arıcılıkta tek bir bal akımına endekslenirsiniz ve o akıma yaparsınız tüm planlarınızı.
Bakın ben 5 Haziran 2010 günü arılarımı Şile Korucu köye götürmüşüm, burada hedefimiz kestane balı.
Sezon çok berbat geçti diyebiliriz, köyde bir ben birde yerli arıcı sağım yaptı başka hiç kimse bal hasadı yapamadı, bal hasadı yapanların arıları kuvvetliydi. Koloni başına 8-10 kilo kestane balı oldu ve alt katlara hiç girilmedi. 5 Haziranda gelmişiz 3 temmuzda bal hasadına girilmiş. Kolonilerimiz buraya güçlü geldi ve buradan Trakya yada güçlü gittik.
Alttaki filim kestane bal hasadından bazı kareler içermekte.


Arıcılık, kestane bal hasadı ve arıcılık videosu Ali_Turk

Şiledeki hasat görüntüleri ve kolonilerin durumu.

http://bengittim.blogspot.com/2010/07/2010-yili-kestane-bal-hasadi-ve.html


İstediğimiz gibi Şile'ye güçlü geldik ve güçlü kolonilerle Ayçiçek nektarına gidildi. Gezginci arıcılıkta bu çok önemli.
Trakya'ya bıraktıgımız kolonilerin hasadını gidiyoruz.
Biz kolonilerimizi bu tarlaya bırakalı 24 gün olmuş. Bal hasadına girişiyoruz.


Arıcılık, ayçiçek bal hasadı Ali_Turk

 Bu koloninin ikinci katından 9 çıta bal alındı.
Alt kata indiğimizde gene istediğimiz durumla karşılaştık. Bu kolonide Toplamda 15 çıta bal alınıyor üçüncü katın videosuda bir alta gelecek. Yani koloni 30 çıtada çalıştı ve 15 çıta bal alındı, işin garip tarafı bu köydeki toplam dört arıcıydık, 3 tanesi arılarından bal hasadı yapmadan arısını yükleyip gitti. Arının güçlü olmasından biz gene faydalandık. Güçlü koloniler 4-5 gün bal bulduklarında heman baları stokluyorlar.
Trakyada hasat yaptık gene koloniler güçlü ve 30 çıta çalışan kolonilerde 6-7 çıta yavru vardı. Trakyada hasattan sonra bu yavruları görmek neredeyse imkansızdır. Sadece verimsiz ve yagmurlu sezonlarda böyle yavru görülür fakat bal olmaz.
Yukardaki koloninin üçüncü katı bir alttaki videoda. Filimleri Muhteşem abim çekmişti.


Arıcılık, ayçiçek balı hasadı Ali_Turk
Bu koloniden tam sırlı olmasada nektar gelmediği için beklemiş açık ballı çıtalarını aldık. Çıta silkelendiğinde bal hiç damlamadı.
Bu arı kafkas olsaydı önce balı alt kata atardı sonra yukarıya çıkarda ve yavru tamamen biter kovanda bal olur fakat arı olmazdı. Buradan ayrıldıgınızda, varmış olduğunuz yerde tekrar arı oluşturacaksınız, yada koloni söndüreceksiniz. Başka alternatifiniz yok. İlk defa Trakyada bu sene böyle güçlü arılarla geri dönmeme rağmen bu sene püren bir türlü açmadı ve püren balı alamadık.
Buraya kadar olanlar nektardan nektara güçlü koloni ve güçlü kolonilerin neler yaptığını içeriyor.
Şimdide aynı arılıkta 20 çıta çalışan bir başka koloniye bakalım.


Arıcılıkta bloke, ayçiçek bal hasadı Ali_Turk
Bu kolonide güçlüydü, bir ara aşırı bal akımı başlamış arıda hemen balı tüm çıtalara taşımaya başlamış.
Tüm çıtalarda bal vardı fakat sadece 2 çıtada yavru faliyeti devam ediyordu.
Bloke dedigimiz olay bu, arı kendisini balla kitleyip yavruyu kesiyor. Uzun süre yavru yapamıyan kolonilerde nufus zinciri kopacak ve zaman içinde gözünüzün önünde sönecek ve siz diyeceksinizki kovanda bal dolu arı yok.
Yukarda bahsettim, 30 çıtayla çalışan koloniden 15 çıta bal alındı ve 6 çıta ful yavru vardı, 4-5 çıtasıda yarım ballıydı. Bu 30 çıtalık koloniyi 20 çıtada çalıştırsaydık gene bu 20 çıtada çalışan arı gibi bloke olup yavru kesilecek ve zamanlada yavru faliyeti bitmek zorunda kalacaktı. Biz buna bloke veya koloninin kendisini kitlemesi yada bitirmesi diyoruz, bu ise arıcının kolonilerini yönetemediğinde olur. İsterse arıcı ben 50 yıllık arıcıyım desin fark etmez.
Bu yazılanları kitaplardan okuyup, oturdugumuz yerden sallama yazılar yazmıyoruz.
Salih İnşallah bana böyle sorular sormazsın. Genelde parça parça anlatılanları bir cevapta toplamak bayağı bir zor oldu.

denizakvaryumu:
Ali Bey,

bu durumda "karniol" un ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.Bu yazılanlardan sizin uygulamalarınızdan etkilenmemek mümkün değil.Ben gezgin arıcı olsam bu durumda karniolden başka arıyla çalışmam.

Peki Türkiye'de üniversitler başta olmak üzere hala neden kafkasta diretiliyor.

Macahelden kafkas arı peşine düşülüyor?

Dr. Muhteşem Turunç:
Sn Deniz Akvaryumu bu konuda benimde söyleyeceklerim var o nedenle konuya müdahil olmak istedim. Bizler arıcıyız. Burada ve bloglarda uygulamalarımızı yani tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Biz arıcıların bu arı, şu arıdan daha iyidir şeklinde bir söylemimiz olmamalı diye düşünüyorum. Neden derseniz topluma yol gösterme, yönlendirme etkisi yapacak söylemler o konuda mesleki ve bilimsel eğitim almış ehliyet sahibi kişilere ait olmalıdır. Zira herkes yol gösterecek olursa oluşacak yanlış bilgilendirmeler sonucu oluşan zararların bazende telafisi mümkün olmayabilir. Bu zararlar maddi olabileceği gibi bazen de sağlığı bozucu türde de olabilir. İşte bu nedenle mesleki eğitim, bilimsel ehliyet gereklidir. İşte bu nedenlerle başta üniversiteler neden hala kafkasda diretiyorlar dememek lazımdır.

Peki bizim söz hakkımız yokmu? tabiki var. Peki ne diyebiliriz "ben karniol arısıyla çalışıyorum ve memnunum." isteyen istediği arıyla çalışabilir demeliyiz. Bilim adamlarımızın yaptıklarını sorgulamayacakmıyız tabiki sorgulayacağız ve vardığımız sonuç uygulamalarımız olacaktır. Zira yaptığımız uygulamalarda sorumluluk, sadece bize aittir. Asla kimseye bu konuda yol göstermek gibi bir sözümüz olmamalıdır.

Naçizane ben böyle düşünüyorum. İsteyen istediği gibi düşünebilir herkesin düşüncesine de saygı duyuyorum.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git